Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
precise adjustment
visite éclair
karşısına
Geçmiş
Cümleler
"karşısına"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
karşısına
across
zf.
Colloquial
2
Konuşma Dili
karşısına
in someone's face
expr.
"karşısına"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 167 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yolun karşısına geçmek
cross the road
f.
Tom
crossed the road.
Tom
yolun karşısına geçti.
More Sentences
2
Genel
adaletin karşısına çıkarmak
bring to justice
f.
I want you
brought to justice.
Adalet karşısına çıkarılmanı
istiyorum.
More Sentences
3
Genel
nehrin karşısına geçmek
cross the river
f.
Tom
crossed the river.
Tom
nehrin karşısına geçti.
More Sentences
Phrasals
4
Öbek Fiiller
(bir şeyin) karşısına geçmek
get across (something)
f.
Tom is
getting across
the river.
Tom nehrin
karşısına geçiyor.
More Sentences
5
Öbek Fiiller
(bir şeyin) karşısına geçmek
go across (something)
f.
Tom
went across
the street.
Tom caddenin
karşısına geçti.
More Sentences
6
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
go up against (someone or something)
f.
Tom forgot to equip fire-resistant armour before
going up against
the dragon.
Tom ejderhanın
karşısına çıkmadan
ateşe dayanıklı zırh giymeyi unuttu.
More Sentences
Idioms
7
Deyim
hakim karşısına çıkmak
appear before
f.
The witnesses
appeared before
the judge.
Tanıklar
hakim karşısına çıktı.
More Sentences
General
8
Genel
kamuoyunun karşısına çıkma
public appearance
i.
9
Genel
belirli bir miktarın alındığını göstermek için listedeki öğenin karşısına yazılmış t harfi
tot
i.
10
Genel
karşısına yerleştiren kimse
apposer
i.
11
Genel
bir kimsenin karşısına çıkan en büyük fırsat
main chance
i.
12
Genel
bitişik mülkteki başka bir petrol kuyusunun karşısına açılan petrol kuyusu
offset
i.
13
Genel
karşısına çıkma
confront [obsolete]
i.
14
Genel
karşısına koymak
oppose
f.
15
Genel
hakim karşısına çıkmak
appear before judge
f.
16
Genel
hakim karşısına çıkmak
appear in court
f.
17
Genel
birden karşısına çıkmak
overtake
f.
18
Genel
karşısına çıkmak
confront
f.
19
Genel
hakim karşısına çıkarılmak
bring somebody to justice
f.
20
Genel
hakim karşısına çıkmak
appear before magistrates
f.
21
Genel
hakim karşısına çıkmak
go on trial
f.
22
Genel
karşısına fırsat çıkmak
find an opportunity
f.
23
Genel
karşısına fırsat çıkmak
get an opportunity
f.
24
Genel
karşısına fırsat çıkmak
have an opportunity
f.
25
Genel
karşısına dikilmek
stand against someone
f.
26
Genel
karşısına dikilmek
take a stand against
f.
27
Genel
objektifler karşısına çıkmak
pose for a camera
f.
28
Genel
objektif karşısına geçmek
pose for a camera
f.
29
Genel
objektifler karşısına geçmek
pose for a camera
f.
30
Genel
birinin karşısına dikilmek
plant oneself in front of someone
f.
31
Genel
birisini (mahkeme/kurul vb.) karşısına çıkarmak
bring someone before someone or something
f.
32
Genel
birisini (hakim) önüne/karşısına çıkarmak
haul someone (up) before someone
f.
33
Genel
sokağın karşısına geçmek
go across the street
f.
34
Genel
sorumluları adaletin karşısına çıkarmak
bring those responsible to justice
f.
35
Genel
tv karşısına geçmek
sit in front of the tv
f.
36
Genel
televizyon karşısına geçmek
sit in front of the tv
f.
37
Genel
televizyon karşısına geçmek
settle in front of the television
f.
38
Genel
tv karşısına geçmek
settle in front of the television
f.
39
Genel
kameraların karşısına geçmek
go before the cameras
f.
40
Genel
kameraların karşısına geçmek
appear before the cameras
f.
41
Genel
kameraların karşısına çıkmak
appear before the cameras
f.
42
Genel
kameraların karşısına çıkmak
go before the cameras
f.
43
Genel
(müzisyen vb) ilk defa halkın karşısına çıkmak
debut
f.
44
Genel
topluluk karşısına çıkmak
face an audience
f.
45
Genel
birden karşısına çıkmak
catch
f.
46
Genel
karşısına çıkmak
regard [obsolete]
f.
47
Genel
(bir şeyi başka bir şeyin) yanına veya karşısına yerleştirmek
appose
f.
48
Genel
(birinin) bir anda karşısına çıkmak
hit
f.
49
Genel
karşısına çıkmak
overfront [obsolete]
f.
50
Genel
hakim karşısına çıkmak
compear [obsolete]
f.
51
Genel
hayvanı jüri karşısına çıkarmak
show
f.
52
Genel
karşısına geçmek
span
f.
53
Genel
ırmağın karşısına geçişin olmadığı (yer)
fordless
s.
54
Genel
bir şeyin karşısına getirilebilir
opposable
s.
55
Genel
bir şeyin karşısına konulabilir
opposable
s.
56
Genel
engel olarak karşısına çıkan
in someone's way
zf.
Phrasals
57
Öbek Fiiller
sözleşmeyle (hakim karşısına çıkmak, sulhu bozmamak gibi) bir işi yapmaya mecbur tutmak
bind over
f.
58
Öbek Fiiller
rakip aday olarak karşısına çıkmak
start against
f.
59
Öbek Fiiller
(yarışmada) birinin karşısına çıkmak
go up
f.
60
Öbek Fiiller
birini bir şeyin karşısına geçirmek
take someone across something
f.
61
Öbek Fiiller
birini bir şeyin karşısına göndermek/yollamak
send someone across something
f.
62
Öbek Fiiller
birini bir şeyin karşısına itmek
push someone across something
f.
63
Öbek Fiiller
karşısına kadar refakat etmek
see someone across something
f.
64
Öbek Fiiller
karşısına geçmek/yürümek
walk across something
f.
65
Öbek Fiiller
karşısına atlamak
jump across
f.
66
Öbek Fiiller
(nehrin vb) karşısına atmak
throw across
f.
67
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
face up (to someone or something)
f.
68
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
go before (someone or something)
f.
69
Öbek Fiiller
rakip karşısına çıkmak
go up
f.
70
Öbek Fiiller
rakibin/bir zorluğun karşısına dikilmek
go up
f.
71
Öbek Fiiller
rakip karşısına çıkmak
go up against
f.
72
Öbek Fiiller
rakibin/bir zorluğun karşısına dikilmek
go up against
f.
73
Öbek Fiiller
(bir şeyin) tam karşısına geçmek
square up with (something)
f.
74
Öbek Fiiller
biri/bir şey adına (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
intercede with (someone or something)
f.
75
Öbek Fiiller
(biri adına birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
intercede (for someone) (with someone or something)
f.
76
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) karşısına (bir şeyi) engel olarak çıkarmak
stack (something) against (someone or something)
f.
77
Öbek Fiiller
kendinden emin bir şekilde (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak/yanına gitmek
breeze up to (someone or something)
f.
78
Öbek Fiiller
birini (hakim/adli makam) karşısına çıkarmak
bind someone over (to someone or something)
f.
79
Öbek Fiiller
suçluyu adli makamın karşısına çıkarmak
bind over
f.
80
Öbek Fiiller
kendinden emin bir şekilde yanına gitmek/karşısına çıkmak
breeze up
f.
81
Öbek Fiiller
karşısına çıkarmak
bring before
f.
82
Öbek Fiiller
karşısına çıkmak/gelmek
come before
f.
83
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak/gelmek
come before (someone or something)
f.
84
Öbek Fiiller
karşısına çıkmak
come your way
f.
85
Öbek Fiiller
(bir şeyin) karşısına geçmek
cross over something
f.
86
Öbek Fiiller
(bir şeyin) karşısına geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across (something) to (someone or something)
f.
87
Öbek Fiiller
karşısına geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across to
f.
88
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) karşısına dikilmek
go up against (someone or something)
f.
89
Öbek Fiiller
birine/bir şeye (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek
guide someone or something across (something)
f.
90
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek
guide (someone or something) across
f.
91
Öbek Fiiller
(hakim) önüne/karşısına çıkarmak
haul before
f.
92
Öbek Fiiller
'-in karşısına dizmek/çıkarmak
line up against
f.
93
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else)
f.
94
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match (someone or something) against (someone or something else)
f.
95
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkabilecek kimse
match for (someone or something)
f.
96
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match up (someone or something) with (someone or something else)
f.
97
Öbek Fiiller
'-in karşısına çıkarmak
match with
f.
98
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına koymak/dizmek/yerleştirmek
place (someone or something) before (someone or something)
f.
99
Öbek Fiiller
karşısına koymak/dizmek/yerleştirmek
place before
f.
100
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin) karşısına itmek
push (someone or something) across (something)
f.
101
Öbek Fiiller
karşısına itmek
push across
f.
102
Öbek Fiiller
(birini birinin) karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak
put (one) up against (someone)
f.
103
Öbek Fiiller
(bir müsabakada) (birini) (başka birisinin) karşısına çıkarmak
put (one) up against (someone)
f.
104
Öbek Fiiller
karşısına rakip olarak çıkarmak
put up against
f.
105
Öbek Fiiller
aceleyle (bir şeyin) karşısına kaçmak
scuttle across (something)
f.
106
Öbek Fiiller
hızla (bir şeyin) karşısına kaçmak
scuttle across (something)
f.
107
Öbek Fiiller
hızla (bir şeyin) karşısına yürümek
scuttle across (something)
f.
108
Öbek Fiiller
hızla (bir şeyin) karşısına ilerlemek
scuttle across (something)
f.
109
Öbek Fiiller
koştur koştur (bir şeyin) karşısına geçmek
scuttle across (something)
f.
110
Öbek Fiiller
karşısına kadar refakat etmek
see across
f.
111
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
take (someone or something) before (someone or something)
f.
112
Öbek Fiiller
karşıya/karşısına geçirmek/taşımak
take across
f.
Proverb
113
Atasözü
herkesin karşısına bir fırsat çıkar
opportunity knocks at every man's door
Colloquial
114
Konuşma Dili
birini karşısına almak
front
f.
115
Konuşma Dili
senin (bir şeyinin) karşısına daha fazla (bir şeyle) çıkıyorum
I'll see your (something) and raise you (something else)
expr.
116
Konuşma Dili
tam karşısına
in face
expr.
Idioms
117
Deyim
birinin karşısına çıkmak
come one's way
f.
118
Deyim
karşısına/huzuruna çıkmak
appear before
f.
119
Deyim
aniden/birden karşısına çıkmak
appear before
f.
120
Deyim
karşısına dikilmek
bare (one's) breast
f.
121
Deyim
karşısına çıkmak
bare (one's) breast
f.
122
Deyim
karşısına çıkmaktan korkmamak
bare (one's) breast
f.
123
Deyim
karşısına çıkmak
bare (one's) breast
f.
124
Deyim
karşısına çıkmaktan korkmamak
bare (one's) breast
f.
125
Deyim
karşısına çıkmak
come knocking at (one's) door
f.
126
Deyim
karşısına çıkmak
come knocking on (one's) door
f.
127
Deyim
birini diğerinin karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak
put someone up against someone
f.
128
Deyim
karşısına/meydana çıkmak
show your face
f.
129
Deyim
(hasım olarak) birini karşısına almak
take someone on
f.
130
Deyim
(bir müsabakada) (birini) (başka birisinin) karşısına çıkarmak
put someone up against someone
f.
131
Deyim
(sorun olarak) sonradan karşısına çıkmak
come back to haunt one
f.
132
Deyim
(sorun olarak) sonradan karşısına çıkmak
return to haunt one
f.
133
Deyim
(fırsat) karşısına çıkmak
come knocking at (one's) door
f.
134
Deyim
gidip (birinin) karşısına çıkmak
beard (one) in (one's) den
f.
135
Deyim
karşısına çıkmak
come knocking at the door
f.
136
Deyim
(fırsat) karşısına çıkmak
come knocking at the door
f.
137
Deyim
karşısına çıkmak
come knocking on the door
f.
138
Deyim
(fırsat) karşısına çıkmak
come knocking on the door
f.
139
Deyim
karşısına çıkmak
come way
f.
140
Deyim
önüne/karşısına fırsat çıkmak
opportunity knocks
f.
141
Deyim
sonradan karşısına çıkmak
return to haunt
f.
142
Deyim
(birinin/bir şeyin) karşısına dikilmek
take a stand against (someone or something)
f.
Speaking
143
Konuşma
hakimin karşısına çıktığında
when you go up in front of the judge
expr.
144
Konuşma
hakimin karşısına çıkman gerekiyor
you have to go before a judge
expr.
145
Konuşma
tüm arkadaşlarını karşısına almak pahasına o toplantıya katıldı
he attended the meeting despite the risk of facing opposition of all his friends
expr.
146
Konuşma
yarın hakim karşısına çıkarılması planlanıyor
he's scheduled to be arraigned tomorrow
expr.
Law
147
Hukuk
hakim karşısına çıkma
compearance [scotland]
i.
148
Hukuk
hakim karşısına çıkan kimse
compearant
i.
149
Hukuk
(suçlanan kişinin) hakim karşısına çıkmasını sağlamak
chalan
f.
150
Hukuk
hakim karşısına çıkmak
stand trial
f.
151
Hukuk
hakimin karşısına çıkmak
to appear in court
f.
152
Hukuk
karşısına çıkmak
front
f.
153
Hukuk
(roma hukukunda) hakim karşısına çıkma öncesine ait
pre-judicial
s.
Media
154
Medya
tv programlarında karakterlerin tek başlarına kamera karşısına geçip duygu ve düşüncelerini aktardıkları kısım
confessional
i.
155
Medya
ilk kez medya karşısına çıkmak
bow
f.
156
Medya
(makale) gazetelerde baş yazı sayfasının karşısına konulmaya uygun
op-ed
s.
Marine
157
Denizcilik
(denizin, nehrin) karşısına yüzme
transnatation
i.
Anatomy
158
Anatomi
bulunduğu elin diğer parmaklarının karşısına gelebilen başparmak
opposable thumb
i.
159
Anatomi
baş parmağın kök kısmını ikinci parmağınkinin karşısına getirmek
oppose
f.
160
Anatomi
(organın vb.) tam karşısına denk düşen
apposable
s.
161
Anatomi
(organın vb.) tam karşısına denk düşen
opposable
s.
162
Anatomi
sinir ekseninin karşısına doğru
haemad
zf.
Botanic
163
Botanik
bitkide belirli bir kısmın karşısına denk gelen konum
anteposition
i.
Sport
164
Spor
antrenman veya hazırlık yarışında şampiyonun karşısına çıkarılan at
trial horse
i.
Archaic
165
Eski Kullanım
kalabalık karşısına çıkmak
come abroad
f.
Slang
166
Argo
(birinin) tam karşısına
in (one's) face
s.
Modern Slang
167
Modern Argo
bürokrasinin karşısına monarşiyi koyan bir politik ideoloji
anarcho-monarchism
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of karşısına
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy