Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
iyi güzel
"iyi güzel"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Idioms
1
Deyim
iyi güzel
(all) well and good
s.
"iyi güzel"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
güzel ve iyi kadın
bellibone
i.
2
Genel
iyi/güzel giyinmek
dress well
f.
3
Genel
kendine iyi/güzel bir hayat kurmak
make a good life for oneself
f.
4
Genel
hayatının en iyi/güzel/muhteşem vs. gösterisini yapmak
put on a performance of a lifetime
f.
5
Genel
iyi/güzel giyinmiş
well-dressed
s.
Phrases
6
İfadeler
(bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı
the best part of (something)
i.
7
İfadeler
(bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı
best part of something
i.
8
İfadeler
çok iyi/güzel
the berries
expr.
9
İfadeler
çok iyi/güzel
it's the berries
expr.
10
İfadeler
iyi güzel ama
all very fine
expr.
11
İfadeler
gayet iyi/güzel
all very fine
expr.
12
İfadeler
olsa ne güzel/iyi olurdu
(one) could stand (something)
expr.
13
İfadeler
tepkiler iyi/güzel
word is good
expr.
14
İfadeler
geri dönüşler iyi/güzel
word is good
expr.
15
İfadeler
-in en güzel/iyi örneği
a … and a half
expr.
Proverb
16
Atasözü
güzel/iyi olmak için dış güzellikten fazlası gerekir
beauty is more than skin deep
17
Atasözü
sadece dış görünüşle güzel/iyi insan olunmaz
beauty is more than skin deep
18
Atasözü
güzel/iyi olmak için dış güzellikten fazlası gerekir
beauty is only skin deep
19
Atasözü
sadece dış görünüşle güzel/iyi insan olunmaz
beauty is only skin deep
Colloquial
20
Konuşma Dili
kafası güzel/iyi kimse
glad
i.
21
Konuşma Dili
iyi/güzel geçen bir zaman
good trip
i.
22
Konuşma Dili
birini pek iyi/güzel göstermemek
not do anything for somebody
f.
23
Konuşma Dili
birini pek iyi/güzel göstermemek
not do a lot/for somebody
f.
24
Konuşma Dili
birini pek iyi/güzel göstermemek
not do much for somebody
f.
25
Konuşma Dili
iyi güzel olmak
be all very well
f.
26
Konuşma Dili
yeri güzel, uygun, iyi olmak
be well, ideally, better placed for something/to do something
f.
27
Konuşma Dili
iyi/güzel geçmek
go over (well)
f.
28
Konuşma Dili
iyi/güzel giyinmiş
laid out
s.
29
Konuşma Dili
kafası iyi/güzel
elevated
s.
30
Konuşma Dili
kafası güzel/iyi
hurt
s.
31
Konuşma Dili
kafası iyi/güzel olmuş
plowed (under)
s.
32
Konuşma Dili
(birilerinin/bir şeylerin) en iyi/güzel örneği
a (certain type of person or thing) among (others)
expr.
33
Konuşma Dili
güzel/iyi espri
well played
expr.
34
Konuşma Dili
(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
35
Konuşma Dili
(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
36
Konuşma Dili
(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
all very fine (for somebody) (to do something) but...
expr.
37
Konuşma Dili
(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
all very fine (for somebody) (to do something) but...
expr.
38
Konuşma Dili
iyi güzel ama…
all very well/fine but...
expr.
39
Konuşma Dili
iyi güzel de…
all very well/fine but...
expr.
40
Konuşma Dili
(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
41
Konuşma Dili
(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
42
Konuşma Dili
(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
all very fine (for somebody) (to do something) but...
expr.
43
Konuşma Dili
(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
all very fine (for somebody) (to do something) but...
expr.
44
Konuşma Dili
iyi güzel ama…
all very well/fine but...
expr.
45
Konuşma Dili
iyi güzel de…
all very well/fine but...
expr.
46
Konuşma Dili
en güzel/iyi kısmı/tarafı
best part of
expr.
47
Konuşma Dili
(bir şey) iyi/güzel olur/olurdu
I wouldn't mind (something)
expr.
48
Konuşma Dili
... iyi/güzel olur/olurdu
I wouldn't mind...
expr.
49
Konuşma Dili
eğer söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını hiç açma daha iyi
if you don't have anything nice to say, don't say anything at all
expr.
50
Konuşma Dili
iyi/güzel iş çıkardın
nice work
expr.
51
Konuşma Dili
işte bu iyi/güzel fikir
now we're talking
expr.
52
Konuşma Dili
güzel/iyi/başarılı zamanlar sona erdi
the party is over
expr.
53
Konuşma Dili
güzel/iyi/başarılı zamanlar sona erdi
the party's over
expr.
Idioms
54
Deyim
olumlu/güzel/iyi tek şey
a bright spot
i.
55
Deyim
olumlu/güzel/iyi şey
bright spot
i.
56
Deyim
iyi/güzel başlangıç
right foot foremost
i.
57
Deyim
güzel göstermek/en iyi şekilde göstermek
show to advantage
f.
58
Deyim
güzel göstermek/en iyi şekilde göstermek
show to good
f.
59
Deyim
güzel göstermek/en iyi şekilde göstermek
show one's advantage
f.
60
Deyim
güzel/iyi/şık göstermek/gözükmek
show something to good advantage
f.
61
Deyim
biri/bir şey eskisi kadar iyi, güçlü, genç, güzel olmamak
be past your/its best
f.
62
Deyim
(birini/bir şeyi) güzel/iyi/şık göstermek
show (someone or something) to good advantage
f.
63
Deyim
güzel/iyi/şık göstermek/gözükmek
show to good advantage
f.
64
Deyim
son anda güzel/iyi olan
all right on the night
s.
65
Deyim
son anda güzel/iyi olan
all right on the night
s.
66
Deyim
iyi/güzel başlamış
off to a good start
s.
67
Deyim
(biriyle ilişkisine/bir şeye) iyi/güzel başlamış
off to a good start with (someone or something)
s.
68
Deyim
çoğu insan kadar iyi/güzel
as good as the next person
expr.
69
Deyim
çoğu insan kadar iyi/güzel
as well as the next person
expr.
70
Deyim
pek iyi/güzel görünmüyor
not much for looks
expr.
71
Deyim
pek iyi/güzel görünmüyor
not much to look at
expr.
Speaking
72
Konuşma
bunların hepsi iyi güzel de
all fine and well but
expr.
73
Konuşma
her şey iyi güzel de
it's all very well but
expr.
Philosophy
74
Felsefe
ebedi fikirleri iyi, doğru ve güzel olanla ilişkilerine göre araştıran bir disiplin
dialectic
i.
Slang
75
Argo
kafası iyi/güzel olmak
be loopy
f.
76
Argo
kafası kıyak/güzel/iyi
blown
s.
77
Argo
kafası kıyak/güzel/iyi
blown up
s.
78
Argo
kafası güzel/iyi
blasted
s.
79
Argo
kafası güzel/iyi
blitzed
s.
80
Argo
kafası güzel/iyi
half under
s.
81
Argo
kafası iyi/güzel
hyped (up)
s.
82
Argo
kafası iyi/güzel
loopy
s.
83
Argo
kafası çok iyi/güzel olmuş
petrified
s.
84
Argo
kafası çok iyi/güzel
phumfed [dated]
s.
85
Argo
kafası çok iyi/güzel
rolling high
s.
86
Argo
(bir şey) inanılmaz derecede iyi/güzel
(something) is wicked
expr.
87
Argo
korkunç (iyi/güzel)
(totally) tubular [cliché]
expr.
88
Argo
dehşet (iyi/güzel)
(totally) tubular [cliché]
expr.
British Slang
89
İngiliz Argosu
kafası güzel/iyi
loved up
s.
Modern Slang
90
Modern Argo
bir şeyi olduğundan daha iyi/güzel göstermeye çalışma
airbrushing
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of iyi güzel
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy