Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Speaking | ||
Konuşma | istasyonda | at the station expr. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | (istasyonda/hava alanında) emanet | luggage storage i. |
Genel | (istasyonda) bagaj odası | cloakroom [uk] i. |
Genel | her istasyonda duran tren | local s. |
Technical | ||
Teknik | önceden kararlaştırılmış sinyallerin bir makine yardımıyla bir istasyonda üretilip diğer bir istasyonda görülüp veya duyulup yorumlandığı telgraf | signal telegraph i. |
Railway | ||
Demiryolu | her istasyonda duran tren | accommodation train i. |
Demiryolu | (bağımsız bir istasyonda bırakılabilen) trenin son vagonu | slip by i. |
Demiryolu | (bağımsız bir istasyonda bırakılabilen) trenin son vagonu | slip coach i. |
Demiryolu | (bağlı vagonu) istasyonda bırakmak | slip [uk] f. |