içine doğru - Türkçe İngilizce Sözlük

içine doğru

"içine doğru" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Technical
içine doğru into zf.
She had a narrow escape when her car skidded off the road into a lake.
Arabası bir gölün içine doğru yol alırken kıl payı kurtuldu.

More Sentences

"içine doğru" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 54 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir devletin bir başka devletin topraklarının içine doğru girinti yapan toprak şeridi panhandle i.
içine doğru çekme ensheathing i.
içine doğru çekmek ensheathe f.
içine doğru çekilmiş ensheathed s.
içine doğru üflenmiş inblown [obsolete] s.
vücudun içine doğru bulunan internal s.
gözün içine doğru ocularly zf.
madenin içine doğru inby [scotland] zf.
evin içine doğru inby [scotland] zf.
madenin içine doğru inbye [scotland] zf.
evin içine doğru inbye [scotland] zf.
içine doğru anlamı veren ön ek il- ök.
Phrasals
(bir yapıyı bir alanın) içine doğru uzatmak/genişletmek/büyütmek build out onto (something) f.
(bir yapıyı bir alanın) içine doğru uzatmak/genişletmek/büyütmek build out onto something f.
bir şeyi bir şeye doğru/bir şeyin içine pompalamak pump something through something f.
içine doğru itmek push into f.
(bir şeyin) içine/doğru uzanmak/dalmak reach out into something f.
(bir şeyin içine doğru) sızmak leach into something f.
(bir şeyin) içine doğru büyümek grow into (something) f.
(bir şeyi) bir yerin içine doğru hareket ettirmek/ilerletmek head into (something) f.
(birini) bir yerin içine doğru hareket ettirmek/ilerletmek head into (someone) f.
birini veya bir şeyi birinin veya bir şeyin içine doğru hareket ettirmek/ilerletmek head someone or something into someone or something f.
içine/içine doğru koşmak run into f.
(bir şeyin/yerin) içine doğru kaybolup gitmek vanish into (something or some place) f.
bir şeyin içine doğru yitip gitmek vanish into something f.
-ın içine doğru uzatmak/büyütmek/genişletmek build out onto f.
(birini/bir şeyi bir yerin) içine doğru kovalamak chase (someone or something) into (some place) f.
(birini/bir şeyi bir yerin) içine doğru kovalamak chase (someone or something) in (some place) f.
bir yerin içine doğru kovalamak chase in some place f.
(bir hava durumunun) içine doğru/içinden uçmak fly into (something or some place) f.
(bir şeyi bir şeyin) içine doğru zorla itmek force (something) into (something) f.
zorla içine doğru itmek force in f.
(bir şeyin içine) doğru uzamak/büyümek grow down (into something) f.
içine doğru hareket ettirmek/ilerletmek head into f.
içine doğru uzanmak/dalmak reach out into f.
-in içine doğru taşmak spill into f.
(bir şeyin) içine doğru hücum etmek stampede in (something) f.
(bir şeyin) içine doğru kıvrılarak gitmek wind up into (something) f.
(bir şeyin) içine doğru kıvrılarak götürmek wind up into (something) f.
Phrases
doğru kelimeyi seç ve daire içine al choose the correct word and circle it expr.
doğru kelimeyi seçin ve daire içine alın choose the correct word and circle it expr.
doğru olanı daire içine alın circle the correct one expr.
doğru seçimi daire içine alın circle the correct choice expr.
doğru cevabı daire içine alın circle the correct choice expr.
Marine
geminin içine doğru home zf.
pruva içine doğru forward zf.
Medical
etin içine doğru büyüme ingrowth i.
karnın içine doğru giden intra-abdominal s.
Anatomy
brakiyal arterin dirsek altından başlayıp bilek çevresine ve avuç içine doğru uzanan kolu arteria radialis i.
Physiology
hücre veya damar içine doğru seyreden osmoz endosmosis i.
Biology
büyüme ekseninin içine doğru olan introrse s.
(içi boş organ) bir bölümü başka bölümünün içine doğru çekilmiş invaginate s.
Botanic
içine doğru çekilmiş bürgü sheath i.
Bookbindery
kitap kaplamasının kapakların içine doğru kıvrılmış olan kısmı turn-in i.