hoşgörülü - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hoşgörülü



"hoşgörülü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hoşgörülü tolerant s.
General
hoşgörülü broad s.
hoşgörülü forgiving s.
hoşgörülü forbearing s.
hoşgörülü lenient s.
hoşgörülü gentle s.
hoşgörülü clement s.
hoşgörülü patient s.
hoşgörülü indulgent s.
hoşgörülü permissive s.
hoşgörülü decent s.
hoşgörülü complaisant s.
hoşgörülü broadminded s.
hoşgörülü broad-minded s.
hoşgörülü liberal s.
hoşgörülü remissful s.
hoşgörülü uncritical s.
hoşgörülü unresentful s.
hoşgörülü large-minded s.
hoşgörülü unvindictive s.
hoşgörülü unwilful s.
hoşgörülü latitudinarian s.
hoşgörülü liberal s.
hoşgörülü makeup s.
hoşgörülü complacent [obsolete] s.
hoşgörülü connivent s.
hoşgörülü concessory s.
Colloquial
hoşgörülü soft-boiled s.

"hoşgörülü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hoşgörülü olmayı teşvik eden kimse tolerationist i.
cana yakın, hoşgörülü ve sakin kişilik tipi type b i.
hoşgörülü olmak be tolerant of f.
hoşgörülü olmak have indulgence f.
hoşgörülü olmak comply [obsolete] f.
çok hoşgörülü free and easy s.
aşırı hoşgörülü permissive s.
fazla hoşgörülü overindulgent s.
cana yakın, hoşgörülü ve sakin kişilik tipine ait type b s.
cana yakın, hoşgörülü ve sakin kişilik tipiyle ilgili type b s.
değişime veya farklılıklara karşı hoşgörülü open s.
çok hoşgörülü outgiving s.
hoşgörülü bir şekilde tolerantly zf.
hoşgörülü bir şekilde complaisantly zf.
hoşgörülü bir şekilde connivingly zf.
hoşgörülü bir biçimde forgivingly zf.
hoşgörülü bir şekilde permissively zf.
Phrasals
hoşgörülü olmak bear with f.
daha hoşgörülü olmak ease back f.
daha hoşgörülü olmak let up f.
(birine/bir şeye) karşı daha hoşgörülü olmak let up (on someone or something) f.
'-e karşı daha hoşgörülü olmak let up on f.
Colloquial
birine hoşgörülü olmak go easy on someone f.
hoşgörülü/anlayışlı davran take it easy expr.
Idioms
(birine/bir şeye) hoşgörülü bakmak/yaklaşmak look kindly upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) hoşgörülü bakmak/yaklaşmak look kindly on (someone or something) f.
(birine) hoşgörülü davranmak cut (one) a break f.
(birine) daha hoşgörülü olmak cut (one) some slack f.
(birine/bir şeye) karşı hoşgörülü soft on (someone or something) s.
Psychology
hoşgörülü ebeveyn permissive parents i.
History
(aşağılayıcı anlamda) islam'a hoşgörülü gayrimüslim dhimmi i.
(aşağılayıcı anlamda) islam'a hoşgörülü gayrimüslim zimmi i.
Religious
ahlaki ikilemlerde her zaman daha hoşgörülü olunması gerektiğini savunan doktrin laxism i.
ahlaki ikilemlerde her zaman daha hoşgörülü olunması gerektiğini savunan kimse laxist i.
Archaic
hoşgörülü olmak supple f.
Slang
hoşgörülü davranma mollycoddling i.