hep birlikte - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hep birlikte



"hep birlikte" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hep birlikte as one man zf.
hep birlikte nemine contradicente zf.
hep birlikte en masse zf.
hep birlikte at all hands zf.
hep birlikte in chorus zf.
hep birlikte with one accord zf.
hep birlikte all together zf.
hep birlikte bodily zf.
hep birlikte in a body zf.
hep birlikte holus-bolus zf.
hep birlikte agreat zf.
hep birlikte as a group zf.
hep birlikte en bloc zf.
hep birlikte communally zf.
hep birlikte ensemble zf.
hep birlikte publically zf.
Phrases
hep birlikte as one expr.
Colloquial
hep birlikte in a body expr.

"hep birlikte" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

Türkçe İngilizce
General
nefesli çalgıların hep birlikte çaldığı parça fanfare i.
koro halinde/hep birlikte şarkı/marş söyleme sing-along i.
yemeklerini hep birlikte yiyen personel grubu mess i.
çocukların çember oluşturup söyledikleri şarkının sonunda hep birlikte çömeldikleri bir oyun ring-a-ring-a-roses i.
çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun ring-a-rosy i.
çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun ring-around-a-rosy i.
çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun ring-around-the-rosy i.
hep birlikte inmek pile out f.
hep birlikte inmek pile off f.
hep birlikte hazır all ready s.
hep birlikte her taraftan at all hands zf.
hep birlikte ve aynı anda in chorus zf.
Phrasals
beraber/hep birlikte yürümek walk together f.
-e aynı anda/hep birlikte bindirmek load onto f.
bir araca aynı anda/hep birlikte bindirmek load onto f.
hep birlikte üstüne gitmek pile on f.
hep birlikte üstüne gelmek pile on f.
hep birlikte üstüne gitmek pile onto f.
hep birlikte üstüne gelmek pile onto f.
hep birlikte (birinin) üstüne gitmek gang up (on someone) f.
hep birlikte (birinin) üstüne gitmek gang up on (one) f.
hep birlikte sıkışmak/sığışmak squeeze together f.
bir araya/hep birlikte sığıştırmak squeeze together f.
bir araya/hep birlikte sıkıştırmak squeeze together f.
Colloquial
hep birlikte toplanan para the pot i.
Idioms
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek arrive (some place) in a body f.
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek reach (some place) in a body f.
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek travel in a body f.
hep birlikte daha güçlü olmak be greater/more than the sum of its parts f.
hep birlikte gelmek come in a body f.
Speaking
hep birlikte lütfen all together, please ünl.
Trade/Economic
işçilerin taleplerini işverene kabul ettirebilmek için hep birlikte işi bırakmaları biçimindeki sendikal hak strike i.
batacağı düşünülen bir bankadan mevduat sahiplerinin hep birlikte para çekmeye çalışması bank run i.
Mental Health
zihinsel bozuklukların tedavisinde çeşitli tedavi yöntemlerinin hep birlikte aralıksız bir şekilde uygulanması total push i.
Religious
duaların müziksiz biçimde hep birlikte söylendiği ayin low mass i.
Music
bütün müzisyenlerin hep birlikte çaldığı müzik tutti i.
gitarda çalınan notaların hep birlikte ses vermeye devam etmesi over-ringing tones i.