hareketle - Türkçe İngilizce Sözlük

hareketle

"hareketle" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hareketle lustily zf.

"hareketle" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 66 sonuç

Türkçe İngilizce
General
su ihtiyaçlarını gidermeleri için bitkilerin altına serilen, kılcal hareketle su aktarımı sağlayan altlık capillary matting i.
işaret etmek (bir hareketle) signify f.
ani hareketle çekmek jerk f.
saygısını göstermek (bir hareketle) venerate f.
ritmik ileri geri hareketle yerinden çıkarmak rock f.
hareketle ilgili motional s.
hareketle ilgili locomotor s.
gerçek bir suçtan hareketle yazılmış true-crime s.
iradeden hareketle willed s.
sık veya sürekli hareketle karakterize olan mobile s.
dairesel hareketle ilgili gyrational s.
buradan hareketle thus zf.
bu noktadan hareketle from this point forth zf.
bundan hareketle based on this zf.
bu durumdan hareketle in this connection zf.
-den hareketle with reference to ed.
gerçeğinden hareketle considering the fact that bağ.
Phrasals
(bir şeye/ritme) hareketle eşlik etmek sway to (something) f.
Phrases
bundan hareketle starting from this (point of view) expr.
bu bakış açısından hareketle from this point of view expr.
bu noktadan hareketle from this viewpoint expr.
buradan hareketle starting from this (point of view) expr.
bundan hareketle from this point of view expr.
bu gerçekten hareketle considering this fact expr.
bu gerçekten hareketle from this fact expr.
bu noktadan hareketle from this point of view expr.
buradan hareketle from this point of view expr.
Proverb
(monday's child adlı ninniden hareketle) salı günü doğan çocuklar nurludur tuesday's child is full of grace
(monday's child adlı ninniden hareketle) salı günü doğan çocuk nazik, zarif, ince ve sevimli olur tuesday's child is full of grace
Colloquial
yarı dairesel hareketle atılan yumruk roundhouse punch i.
tek hareketle at/in one go [uk] expr.
Idioms
bir hareketle herşeyin mahvolması flew out the window with one step i.
resmi bir üyesi olmadığı halde siyasi bir hareketle/kuruluşla özdeşleşen veya fikirlerini/amaçlarını destekleyen kimse a fellow traveler i.
resmi bir üyesi olmadığı halde siyasi bir hareketle/kuruluşla özdeşleşen veya fikirlerini/amaçlarını destekleyen kimse a fellow traveller i.
eldeki verilerden hareketle geleceğe dönük çıkarsamalar/tahminler yapmak read the runes f.
tek hareketle at one fell swoop expr.
tek hareketle in one fell swoop expr.
Trade/Economic
oturarak (minimum hareketle) yapılan iş sedentary work i.
Technical
yukarı-aşağı hareketle çalışan kol rocker i.
açısal hareketle doğrusal hareket arasında dönüştürme yapan bir tür şaft pitman rod i.
hareketle ilgili locomotor s.
Telecom
kimyasal veya elektrolitik hareketle çalışan telefon chemical telephone i.
Construction
şekli eski demir ütülerden hareketle tasarlanmış (bina) flatiron s.
Automotive
hareketle kontrol gesture control i.
Railway
hareketle ilgili locomotive s.
Medical
rüyaların hareketle canlandırılması acting out of dreams i.
rüyaların hareketle canlandırılması dream-enacting behaviors i.
Physiology
kılcal hareketle iletmek wick f.
kılcal hareketle iletilmek wick f.
Physics
sadece ısıtma etkilerinden hareketle göz önünde bulundurulan ışın spektrumu thermal spectrum i.
Biology
beynin kafatası boşluğunda bıraktığı izlerden hareketle beynin yaklaşık şeklini anlamak için alınan kafatası boşluğu kalıbı endocast i.
Forestry
ormancılıktan hareketle silviculturally zf.
Fishery
sarılırken yaptığı hareketle balıkları çeken tuzak crank bait i.
Education
isveç sisteminden hareketle geliştirilmiş bir el sanatları öğretim yöntemi sloid i.
isveç sisteminden hareketle geliştirilmiş bir el sanatları öğretim yöntemi sloyd i.
isveç sisteminden hareketle geliştirilmiş bir el sanatları öğretim yöntemi slojd i.
Religious
siyonizm'de sıkı ortodoks yahudilerce desteklenen bir hareketle ilgili mizrahi s.
siyonizm'de sıkı ortodoks yahudilerce desteklenen bir hareketle ilgili mizrachi s.
Philosophy
iyi ve doğru olanın ne olduğunu doğal ve olgusal öncüllerden hareketle açıklama yanılgısı naturalistic fallacy i.
fransız ressamların kant'ın esaslarından hareketle geliştirdiği yeni kantçılık formu neocriticism i.
thomas aquinas'ın öğretilerinden hareketle ortaya çıkan neo-skolastik felsefe neo-thomism i.
söz konusu durumdan hareketle göreceli yorumlanan attributive s.
Basketball
faulden önce başlayıp tek ve kesintisiz bir hareketle yapıldığı için bazı kurallara göre başarılı sayılan atış continuation i.
Art
bir eserden hareketle veya onu tamamlaması için üretilmiş daha kısa veya az detaylı eser parergon i.
modernizm ve postmodernizmden farklı olarak sanat ve kültürde bir uç hareketle ilgili hypermodern s.
Music
(buz pateni) bir dizi hareketle yapılan motif figure i.