İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | glint with something f. | bir şeyle parıldamak | ||
Öbek Fiiller | glint with something f. | bir şeyle ışıldamak | ||
Öbek Fiiller | glint with something f. | bir şeyle pırıldamak | ||
Öbek Fiiller | glint with something f. | bir şeyle parlamak | ||
Idioms | ||||
Deyim | glint in (one's) eye(s) i. | (birinin) gözündeki parlama | ||
Deyim | glint in (one's) eye(s) i. | (birinin) gözündeki kıvılcım | ||
Deyim | glint in (one's) eye(s) i. | (birinin) gözündeki ışıltı | ||
Deyim | glint in (one's) eye(s) i. | henüz gerçekleşmemiş bir şey | ||
Deyim | glint in (one's) eye(s) i. | düşünce/planlama aşamasında olan şey | ||
Deyim | glint in (one's) eye(s) i. | doğmamış çocuk | ||
Deyim | glint in (one's) eye(s) i. | portakalda vitamin | ||
Deyim | glint in (one's) eye(s) i. | daha çok başında/ hazırlık aşamasında olan şey | ||
Deyim | glint with f. | ile parıldamak | ||
Deyim | glint with f. | ile parlamak | ||
Deyim | glint with f. | ile ışıldamak |