entire - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

entire

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"entire" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 32 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
entire s. bütün
entire s. tüm
General
entire i. tümlük
entire i. bütünlük
entire i. külliyet
entire i. kendinden pullu zarf, kartpostal veya paket kağıdı
entire s. tamam
entire s. hepsi
entire s. katışıksız
entire s. yekpare
entire s. saf
entire s. tam
entire s. bütün
entire s. tüm
entire s. bütünlüklü
entire s. eksiksiz
entire s. kesintisiz
entire s. tek parça
entire s. iç
entire s. dahili
entire s. içsel
Technical
entire s. tam
Math
entire s. karmaşık türevli
Zoology
entire i. kısırlaştırılmamış at
entire i. damızlık at
Botanic
entire s. tek parçalı
entire s. kenarı dişli olmayan
Breeding
entire s. kısırlaştırılmamış
Archaic
entire s. saf
entire s. katkısız
entire s. homojen
entire s. alaşımsız

"entire" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 120 sonuç

İngilizce Türkçe
General
entire understanding i. tam anlayış
the entire corpus i. külliyat
entire world i. bütün dünya
entire plan i. bütün plan
entire family i. bütün aile
entire population i. nüfusun tamamı
entire content i. içeriğin tamamı
entire content i. tüm içerik
entire operation i. operasyonun tamamı
entire operation i. tüm işlem
entire operation i. tüm operasyon
entire operation i. işlemin bütünü
entire operation i. işlemin tamamı
entire universe i. tüm evren
entire solution i. tam çözüm
whole/entire period i. bütün dönem
whole/entire period i. tüm dönem
entire body i. vücudun tamamı
entire body i. bütün vücut
entire body i. vücudun bütünü
entire body i. tüm vücut
one's entire lifetime i. (bütün) ömrü boyunca
the entire song i. bütün şarkı
entire week i. tüm hafta
entire week i. bütün hafta
entire audience i. izleyicilerin tamamı
entire audience i. izleyicilerin hepsi
entire process i. tüm süreç
entire process i. sürecin tamamı
entire process i. sürecin tümü
entire process i. sürecin bütünü
the entire way i. bütün yol boyunca
purchase the entire supply of something f. çok miktarda almak
loaf the entire day away f. tüm gününü boşa harcamak
be in a wheelchair one’s entire life f. hayatı boyunca tekerlekli sandalyede olmak
lose one's entire family in an accident f. bütün ailesini bir kazada yitirmek
lose one's entire family f. tüm ailesini kaybetmek
lose one's entire family in an accident f. bütün ailesini bir kazada kaybetmek
lose one's entire family f. bütün ailesini kaybetmek
almost entire s. tamamına yakın
on entire s. zarf, kartpostal gibi bir şeyin üzerinde yer alan (pul)
throughout one's entire upbringing zf. birinin yetiştirilme çağı boyunca
throughout one's entire upbringing zf. birinin tüm yetişme çağı boyunca
during the entire year zf. tüm yıl boyunca
Phrases
entire time expr. bütün zaman
in my entire life expr. bütün hayatımda
throughout one's entire upbringing expr. birinin büyüme çağı süresince
in my entire life expr. bütün yaşamımda
my entire life expr. tüm hayatım
entire time expr. tüm zaman
Proverb
no man is an island (entire of itself) kimse yalnız yaşayamaz
no man is an island (entire of itself) insanlar ayakta kalmak için birbirine ihtiyaç duyar
no man is an island (entire of itself) herkesin birine/birbirine ihtiyacı vardır
no man is an island (entire of itself) yalnızlık allah'a mahsustur
no man is an island (entire of itself) hiç kimse bir ada değildir
no man is an island (entire of itself) insan ada değildir
no man is an island (entire of itself) insanlar birbirinin/başkalarının desteğine ihtiyaç duyar
Colloquial
murder one’s entire team f. bütün ekibini öldürmek
in my entire life expr. bütün hayatımda
in my entire life expr. bütün yaşamımda
in my entire life expr. tüm yaşamımda
in my entire life expr. tüm hayatımda
Idioms
entire world to come crashing about somebody's ears f. tüm dünyası başına yıkılmak
entire world to come crashing around somebody's ears f. tüm dünyası başına yıkılmak
Speaking
I have never heard such nonsense in my entire life! expr. hayatımda böyle saçmalık duymadım!
I slept through the entire flight expr. seyahat boyunca uyudum
your entire wardrobe expr. tüm gardırobunu
Trade/Economic
entire plant i. bütün tesis/fabrika
the entire investment i. bütün yatırım
entire complex i. bütün tesis/fabrika
entire agreement i. sözleşmenin bütünlüğü
entire complex i. tesinin/fabrikanın tamamı
entire plant i. tesinin/fabrikanın tamamı
the entire investment i. yatırımın tamamı/bütünü
Law
entire performance i. tamamen ifa
Politics
majority of the entire membership i. üye salt çoğunluğu
Technical
entire system i. bütün sistem
entire system i. sistemin tamamı/bütünü
entire range i. tam menzil
Computer
entire chart i. bütün grafik
entire workbook i. çalışma kitabının tamamı
entire page i. sayfanın tümü
entire document i. tüm belge
entire sheet i. tüm sayfa
entire field i. tüm alan
entire frame i. tüm çerçeve
entire table i. tüm tablo
entire color scheme i. tüm renk grubu
entire network i. tüm ağ
entire file i. tüm dosya
entire column i. tüm sütun
entire row i. tüm satırı
entire subtree i. tüm alt ağaç
entire sheet i. tüm sayfanın
entire caption i. tüm resim yazısı
entire workbook i. tüm çalışma kitabı
entire chart i. tüm grafik
entire map i. tüm harita
entire web i. tüm web
entire website i. tüm web sitesi
entire row i. tüm satır
entire caption i. tüm resim yazıları
entire page i. tüm sayfa
entire column i. tüm sütunu
entire content of this website is copyrighted expr. bu websitesinin tüm içeriği telif hakkı ile korunmaktadır
find entire cells only expr. sadece tam hücreleri bul
delete entire column expr. tüm sütunu sil
show entire chart expr. tüm grafiği göster
update entire table expr. tüm tabloyu güncelleştir
delete entire row expr. tüm satırı sil
Food Engineering
entire-wheat s. tam buğdaylı
entire-wheat s. kepekli
Math
entire rational function i. tamrasyonel fonksiyon
entire function i. tam fonksiyon
entire ring i. tam halka
entire function i. tümişlev
entire series i. tam seri
entire ring i. tamhalka
entire function i. tamfonksiyon
Botanic
entire leaf i. tüm yaprak