|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
insanı engelleyen şey |
shackle i.
|
|
2 |
Genel |
farklı ideolojilere sahip ülkeler arasında iletişimi ve mal alışverişini engelleyen durum |
iron curtain i.
|
|
3 |
Genel |
engelleyen kimse |
hinderer i.
|
|
4 |
Genel |
engelleyen kimse |
obstructionist i.
|
|
5 |
Genel |
pişirme esnasında yemekten sıçrayan parçaların duvara değmesini engelleyen koruyucu panel |
splashback i.
|
|
6 |
Genel |
görüşü engelleyen şey |
blinder i.
|
|
|
7 |
Genel |
kıyafetlerin kurutma makinesinden kırışık çıkmasını engelleyen ince yaprak |
dryer sheet i.
|
|
8 |
Genel |
şahlanan atın başının yukarı kalkmasını engelleyen metal gem |
rearing bit i.
|
|
9 |
Genel |
engelleyen kimse |
thwarter i.
|
|
10 |
Genel |
ekonomik bir süreci ortadan kaldıran veya devam etmesini engelleyen özel bir durum |
margin i.
|
|
11 |
Genel |
anlamayı engelleyen şey |
wool i.
|
|
12 |
Genel |
görüşü engelleyen bir şey |
blindfold i.
|
|
13 |
Genel |
zihinsel ve fiziksel görüşü engelleyen şey |
blindfold i.
|
|
14 |
Genel |
görmeyi engelleyen şey |
blinker i.
|
|
15 |
Genel |
bir yere girişi engelleyen veya kapatan kale |
blockhouse [obsolete] i.
|
|
16 |
Genel |
engelleyen şey |
hinderance i.
|
|
17 |
Genel |
engelleyen şey |
hindrance i.
|
|
18 |
Genel |
engelleyen şey |
morass i.
|
|
19 |
Genel |
ifade özgürlüğünü engelleyen şey |
gag i.
|
|
20 |
Genel |
başkalarının eylemlerini sistematik olarak engelleyen kimse |
obstructer i.
|
|
21 |
Genel |
engelleyen şey |
holdback i.
|
|
22 |
Genel |
engelleyen kimse |
deterrer i.
|
|
23 |
Genel |
engelleyen şey |
deterrer i.
|
|
24 |
Genel |
objektif değerlendirmeyi engelleyen önyargı |
one-sidedness i.
|
|
25 |
Genel |
ilerlemeyi engelleyen koşul |
roadblock i.
|
|
26 |
Genel |
hedefe ulaşılmasını engelleyen gerçek |
roadblock i.
|
|
|
27 |
Genel |
hareketi engelleyen engebe |
rub i.
|
|
28 |
Genel |
kaymayı engelleyen altı sivri çıkıntılı baston |
pike i.
|
|
29 |
Genel |
yürümeyi engelleyen sakatlık |
disability of walking i.
|
|
30 |
Genel |
engelleyen kimse |
parrier i.
|
|
31 |
Genel |
gerçekleri görmeyi engelleyen sebep |
scales i.
|
|
32 |
Genel |
(engelleyen bir şeyden) kurtarmak |
unshackle f.
|
|
33 |
Genel |
topaklanmayı engelleyen |
anticaking s.
|
|
34 |
Genel |
toplumsal ilişkileri engelleyen |
unsocial s.
|
|
35 |
Genel |
kendi kendini engelleyen |
self defeating s.
|
|
36 |
Genel |
kendi kendini engelleyen |
self-defeating s.
|
|
37 |
Genel |
alerjiyi engelleyen |
anti-allergic s.
|
|
38 |
Genel |
görüntüyü engelleyen |
masking s.
|
|
39 |
Genel |
ilerlemeyi engelleyen |
holding s.
|
|
40 |
Genel |
cihazın ya da parçanın çalışmasını engelleyen |
lockout s.
|
|
41 |
Genel |
engelleyen kimseye ait |
obstructionist s.
|
|
42 |
Genel |
engelleyen kimseyle ilgili |
obstructionist s.
|
|
43 |
Genel |
hareketi engelleyen bir şeyle kaplı |
clogged s.
|
|
44 |
Genel |
(kapı, paravan) duman geçişini engelleyen |
smokeproof s.
|
|
Colloquial |
|
45 |
Konuşma Dili |
ilerlemeyi engelleyen yer |
bog i.
|
|
46 |
Konuşma Dili |
gelişimini engelleyen kimse/şey |
strangler i.
|
|
47 |
Konuşma Dili |
ayak altında (geçişi engelleyen) |
in the way expr.
|
|
Idioms |
|
48 |
Deyim |
ilerlemeyi/gelişimi engelleyen şey |
the dead hand of something i.
|
|
49 |
Deyim |
katı, muhafazakar eleştirileriyle mevzunun anlaşılmasını engelleyen tenkitçi |
stop-watch critic i.
|
|
50 |
Deyim |
giriş çıkışı engelleyen etten duvar |
ring of steel i.
|
|
51 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) başarısını engelleyen (bir, iki, üç) yönü |
(one, two, three) strikes against (someone or something) expr.
|
|
Trade/Economic |
|
52 |
Ticaret/Ekonomi |
resesyonu engelleyen |
antirecession s.
|
|
Law |
|
53 |
Hukuk |
ülkedeki insanların sahip olduğu hakları korumak amacıyla mahkeme tarafından memurlara verilen ve onların yasal yetkileri dışına çıkmalarını engelleyen emriler |
prerogative writs i.
|
|
54 |
Hukuk |
sürücünün nefesinde alkol tespit ederse arabanın çalışmasını engelleyen bir cihaz |
ignition interlock i.
|
|
55 |
Hukuk |
halka ait bir hakkın kullanımını engelleyen sorun |
common nuisance i.
|
|
56 |
Hukuk |
(abd anayasasında) kongrenin çeşitli özgürlüklere karışmasını engelleyen bir değişiklik maddesi |
first amendment i.
|
|
57 |
Hukuk |
ipotekli malın haczini engelleyen |
antiforeclosure s.
|
|
Politics |
|
58 |
Siyasal |
görüşmelerde uzlaşmayı engelleyen çekişmeli konu |
sticking point i.
|
|
59 |
Siyasal |
hükümetlerin uzlaşmasını engelleyen çekişmeli konu |
sticking point i.
|
|
60 |
Siyasal |
proleteryanın iktidara gelmesini engelleyen ya da iktidarı elinde tutan sınıf |
class enemy i.
|
|
61 |
Siyasal |
(parlamenter usullerde) işleyişi kasten engelleyen kimse |
obstructionist i.
|
|
62 |
Siyasal |
gemi, uçak gibi araçların kaçırılmasını engelleyen/çözen |
antihijack s.
|
|
63 |
Siyasal |
toplumsal ilerlemeyi engelleyen |
antiprogressive s.
|
|
Technical |
|
64 |
Teknik |
alev engelleyen |
flame separation i.
|
|
65 |
Teknik |
aşırı doldurmayı engelleyen sistem |
overfill prevention system i.
|
|
66 |
Teknik |
bir yöne harekete izin veren aksi yönde hareketi engelleyen mekanik stop |
pawl i.
|
|
|
67 |
Teknik |
çarkın bir yöne dönmesine izin veren fakat geri hareketini engelleyen mekanizma |
ratchet i.
|
|
68 |
Teknik |
ışın geçmesini engelleyen |
beam stop i.
|
|
69 |
Teknik |
bağıl nemi ölçerek devre elemanlarına zarar vermesini engelleyen cihaz (nem ölçer) |
hygrostat i.
|
|
70 |
Teknik |
bağıl nemi ölçerek devre elemanlarına zarar vermesini engelleyen cihaz (nem ölçer) |
humidistat i.
|
|
71 |
Teknik |
kazan taşı oluşumunu engelleyen malzeme |
antiscale i.
|
|
72 |
Teknik |
özellikle otomobil veya uçakların ön camlarında oluşan buzlanmayı engelleyen cihaz |
defroster i.
|
|
73 |
Teknik |
programın çalışmasını engelleyen önemli hata |
fatal error i.
|
|
74 |
Teknik |
toz ve pisliklerin girmesini engelleyen keçe conta |
dirt seal i.
|
|
75 |
Teknik |
(kupol fırını) eriyen malzemenin hareket etmesini engelleyen malzeme tabakası |
bridge i.
|
|
76 |
Teknik |
silindir kilidin uygun anahtar takılana kadar dönmesini engelleyen parçası |
pin i.
|
|
77 |
Teknik |
manivelanın hareketini engelleyen ince kazık |
pin i.
|
|
78 |
Teknik |
madenin çökmesini engelleyen sütunun yan kısmından veya kömürün yüzeyinden yukarı taşınacak olan cevheri veya atığı kesme |
slabbing i.
|
|
Computer |
|
79 |
Bilgisayar |
şiddet veya müstehcen içerikli tv programlarının sinyallerini engelleyen bilgisayar çipi |
v-chip i.
|
|
80 |
Bilgisayar |
çevrimiçi içeriğe erişimi engelleyen yazılım |
filter i.
|
|
81 |
Bilgisayar |
istenmeyen e-postaları engelleyen |
antispam s.
|
|
82 |
Bilgisayar |
(aktarım) engelleyen |
synchronous s.
|
|
Informatics |
|
83 |
Bilişim |
istasyon kullanıcısının bir dış hatta erişimini engelleyen bir anahtar telefon sistemi (kts) veya pbx özelliği |
privacy i.
|
|
Telecom |
|
84 |
Telekom |
günün en yoğun saatlerinde bazı aramaları engelleyen cihaz |
blocking i.
|
|
Electric |
|
85 |
Elektrik |
statik elektrik birikimini engelleyen madde |
antistat i.
|
|
86 |
Elektrik |
statik elektrik birikimini engelleyen |
antistat s.
|
|
Mechanic |
|
87 |
Mekanik |
mekanik aksamın diğerini çalıştırmasını engelleyen anahtarın yerleştiği yatak veya yiv |
keyseat i.
|
|
88 |
Mekanik |
cıvata somununun vidalanması sırasında dönmesini engelleyen kısım |
snug i.
|
|
Television |
|
89 |
Televizyon |
kablolu tv kanallarının yetkisi olmayan kimselerce izlenmesini engelleyen elektronik cihaz |
lockbox i.
|
|
Textile |
|
90 |
Tekstil |
rengi kısmen engelleyen madde |
semi-opaque i.
|
|
Construction |
|
91 |
İnşaat |
merkezdeki bağlantı kirişinin sarkmasını engelleyen bağ |
king-post i.
|
|
92 |
İnşaat |
merkezdeki bağlantı kirişinin sarkmasını engelleyen bağ |
crown-post i.
|
|
93 |
İnşaat |
yürüyen merdivenlerin üst ve alt kısımlarında bulunup basamaklarla zemin arasına nesnelerin sıkışmasını engelleyen dişli plaka |
comb i.
|
|
Automotive |
|
94 |
Otomotiv |
alkollü durumda aracın kullanımını engelleyen sistem |
alcohol interlock installation facilitation i.
|
|
95 |
Otomotiv |
römorka takılan ve çekilen aracın daha hızlı gitmesini engelleyen bir fren türü |
overrun brake i.
|
|
96 |
Otomotiv |
yanmalı motorlarda motor vuruntusunu engelleyen |
antiknocking s.
|
|
Traffic |
|
97 |
Trafik |
araçların bir yoldan diğerine geçmesini engelleyen bariyer |
separator i.
|
|
Railway |
|
98 |
Demiryolu |
trenin raydan çıkması engelleyen bir tekerlek sistemi |
up-lift wheel system i.
|
|
99 |
Demiryolu |
trenin raydan çıkması engelleyen bir tekerlek sistemi |
up-stop wheel system i.
|
|
100 |
Demiryolu |
trenin raydan çıkması engelleyen bir tekerlek sistemi |
underfriction wheel system i.
|
|
101 |
Demiryolu |
raydan çıkmayı engelleyen alet |
derail i.
|
|
Aeronautic |
|
102 |
Havacılık |
(uçak iniş takımının sürüklenmesini engelleyen) hava akış hattı kuşatması |
pants i.
|
|
Marine |
|
103 |
Denizcilik |
gemilerin yan yatmasını engelleyen düzenekler |
stabilizers i.
|
|
104 |
Denizcilik |
gemilerin yan yatmasını engelleyen düzenekler |
stabilisers i.
|
|
105 |
Denizcilik |
siltin girmesini engelleyen levha |
silt protector i.
|
|
106 |
Denizcilik |
siltin girmesini engelleyen çit |
silt fence i.
|
|
107 |
Denizcilik |
taranan çamurlu suyun dağılmasını engelleyen muhafaza |
slurry shield i.
|
|
108 |
Denizcilik |
gemi altında kaya midyesi gibi deniz canlılarının oluşmasını engelleyen boya veya kaplama |
antifouling i.
|
|
109 |
Denizcilik |
selviçeleri yönlendiren ve geminin halatının sürtünmesini engelleyen destek parçası |
fairlead i.
|
|
110 |
Denizcilik |
selviçeleri yönlendiren ve geminin halatının sürtünmesini engelleyen destek parçası |
fairleader i.
|
|
111 |
Denizcilik |
selviçeleri yönlendiren ve geminin halatının sürtünmesini engelleyen destek parçası |
fair-leader i.
|
|
112 |
Denizcilik |
firengi deliklerinin ağzında su girişini engelleyen boru |
scupper hose i.
|
|
113 |
Denizcilik |
kurum düşmesini engelleyen branda |
smoke sail i.
|
|
114 |
Denizcilik |
gemi altında kaya midyesi gibi deniz canlılarının oluşmasını engelleyen |
antifouling s.
|
|
Mining |
|
115 |
Maden |
yer altı madenciliğinde madenin çökmesini engelleyen topuk ya da sütun |
pillar i.
|
|
116 |
Maden |
kaldırma halatının serbest ucuna doğru olup halatın makaradan çıkmasını engelleyen ağırlık veya blok |
log i.
|
|
Medical |
|
117 |
Medikal |
spermin rahime ulaşmasını engelleyen gebelik önleyici kapak |
cervical cap i.
|
|
118 |
Medikal |
karotenoid sentezini engelleyen piridazonlar |
norflurazon i.
|
|
119 |
Medikal |
meme kanseri tedavisinde kullanılan steroid hormon sentezini engelleyen bir ilaç |
aminoglutethimide i.
|
|
120 |
Medikal |
meme kanseri tedavisinde kullanılan steroid hormon sentezini engelleyen bir ilaç |
aminoglutethimide i.
|
|
121 |
Medikal |
yatakta bacak veya ayak üzerine çarşafın gelmesini engelleyen bir aparat |
solen i.
|
|
122 |
Medikal |
habis hücre gelişimini ve büyümesini engelleyen |
antineoplastic s.
|
|
123 |
Medikal |
çiçek hastalığının bulaşmasını engelleyen |
antivariolous s.
|
|
124 |
Medikal |
hücre büyümesini engelleyen |
antiproliferative s.
|
|
125 |
Medikal |
ovülasyonu engelleyen |
anovular s.
|
|
126 |
Medikal |
ovülasyonu engelleyen |
anovulatory s.
|
|
127 |
Medikal |
vücuttaki adrenerjik etkileri engelleyen/azaltan |
antiadrenergic s.
|
|
128 |
Medikal |
habis hücre gelişimini ve büyümesini engelleyen |
anticancer s.
|
|
129 |
Medikal |
habis hücre gelişimini ve büyümesini engelleyen |
antitumour s.
|
|
130 |
Medikal |
habis hücre gelişimini ve büyümesini engelleyen |
antitumor s.
|
|
131 |
Medikal |
habis hücre gelişimini ve büyümesini engelleyen |
antitumoral s.
|
|
Anatomy |
|
132 |
Anatomi |
kanın kalp odacıklarına geri dönmesini engelleyen bir kapakçık türü |
semilunar valve i.
|
|
133 |
Anatomi |
abdominal organların femoral kanala doğru inmesini engelleyen lifli ince bağ doku katmanı |
septum i.
|
|
Psychology |
|
134 |
Psikoloji |
doğru hislerin fark edilmesini engelleyen şey |
screen i.
|
|
135 |
Psikoloji |
psikolojik olarak engelleyen |
blocked s.
|
|
Dentistry |
|
136 |
Diş Hekimliği |
diş çürüğünü engelleyen |
anticaries s.
|
|
Physiology |
|
137 |
Fizyoloji |
fizyolojik bir süreci veya işlevi engelleyen iç salgı |
chalone i.
|
|
138 |
Fizyoloji |
beyinde salgılanan ve ağrı alıcılarına tutunarak ağrı hissini engelleyen hormon |
endorphin i.
|
|
139 |
Fizyoloji |
ince bağırsak mukozasında üretilen, mide salgısını ve hareketlerini engelleyen bir hormon |
enterogastrone i.
|
|
140 |
Fizyoloji |
belirli maddelerin geçişini engelleyen membran, doku veya mekanizma |
barrier i.
|
|
141 |
Fizyoloji |
canlı dokularda uyaranlara yanıt vermeyi engelleyen katılık durumu |
rigor i.
|
|
142 |
Fizyoloji |
canlı dokularda uyaranlara yanıt vermeyi engelleyen katılık durumu |
rigour i.
|
|
143 |
Fizyoloji |
histaminin etkisini engelleyen bir enzim |
histaminase i.
|
|
144 |
Fizyoloji |
fizyolojik bir süreci veya işlevi engelleyen iç salgı ile ilgili |
chalonic s.
|
|
145 |
Fizyoloji |
yağ oluşumunu engelleyen |
antifat s.
|
|
146 |
Fizyoloji |
(özellikle midede) salgıyı engelleyen |
antisecretory s.
|
|
Pathology |
|
147 |
Patoloji |
tüberküloz bakterisinin üremesini engelleyen bir madde |
tuberculostat i.
|
|
148 |
Patoloji |
iristeki göz sıvısının dışarı akmasını engelleyen glokom hastalığı |
angle-closure glaucoma i.
|
|
149 |
Patoloji |
iristeki göz sıvısının dışarı akmasını engelleyen glokom hastalığı |
closed-angle glaucoma i.
|
|
150 |
Patoloji |
iristeki göz sıvısının dışarı akmasını engelleyen glokom hastalığı |
acute glaucoma i.
|
|
151 |
Patoloji |
kalp zarında kalbin gerektiği gibi genişlemesini engelleyen yara veya hastalık |
constrictive pericarditis i.
|
|
152 |
Patoloji |
gıdanın mideden onikiparmak bağırsağına geçişini engelleyen pilor sfinkterinin daralması |
pyloric stenosis i.
|
|
Pharmaceutics |
|
153 |
Eczacılık |
norepinefrinin geri alınımını engelleyen antidepresan ilacı |
reboxetine i.
|
|
154 |
Eczacılık |
mide asidi üretimini engelleyen, ülser ve reflü tedavisinde kullanılan bir ilaç |
nizatidine i.
|
|
155 |
Eczacılık |
kalp kasına kan akışını engelleyen pıhtıları parçalayabilen ilaç |
thrombolytic i.
|
|
156 |
Eczacılık |
kalp kasına kan akışını engelleyen pıhtıları parçalayabilen bir tür ilaç |
thrombolytic agent i.
|
|
157 |
Eczacılık |
kalp kasına kan akışını engelleyen pıhtıları parçalayabilen bir tür ilaç |
clot buster i.
|
|
158 |
Eczacılık |
trombosit birikimini engelleyen bir ilaç |
ticlopidine i.
|
|
159 |
Eczacılık |
tüberküloz tedavisinde kullanılan ve bakteri gelişimini engelleyen bir madde |
aminosalicylic acid i.
|
|
160 |
Eczacılık |
tüberküloz tedavisinde kullanılan ve bakteri gelişimini engelleyen bir madde |
para-aminosalicylic acid i.
|
|
161 |
Eczacılık |
androjenik hormonların biyolojik etkilerini engelleyen madde |
antiandrogen i.
|
|
162 |
Eczacılık |
androjenik hormonların biyolojik etkilerini engelleyen madde |
anti-androgen i.
|
|
163 |
Eczacılık |
idrar oluşumunu engelleyen ilaç |
antidiuretic drug i.
|
|
164 |
Eczacılık |
idrar oluşumunu engelleyen ilaç |
antidiuretic i.
|
|
165 |
Eczacılık |
östrojenin biyolojik etkilerini engelleyen veya değiştiren madde |
antiestrogen [us] i.
|
|
166 |
Eczacılık |
östrojenin biyolojik etkilerini engelleyen veya değiştiren madde |
antioestrogen i.
|
|
167 |
Eczacılık |
hücreyi bozarak normal büyümesini engelleyen ilaç |
antimetabolite i.
|
|
168 |
Eczacılık |
östrojenin tesirini engelleyen ilaç |
antioestrogen i.
|
|
169 |
Eczacılık |
tümör nekroz faktörünün etkisini engelleyen ilaçlar |
anti-tnf compound i.
|
|
170 |
Eczacılık |
meme ve yumurtalık kanseri tedavisinde kullanılan, aromatazın etkisini engelleyen ilaçlar |
aromatase inhibitor i.
|
|
171 |
Eczacılık |
norepinefrin geri alınımını engelleyen bir antidepresan ilaç |
edronax® i.
|
|
172 |
Eczacılık |
lökotrien oluşumunu engelleyen ve astımın idame tedavisinde kullanılan bir inhibitör |
zileuton i.
|
|
173 |
Eczacılık |
lökotrien oluşumunu engelleyen ve astımın idame tedavisinde kullanılan bir inhibitör |
zyflo® i.
|
|
174 |
Eczacılık |
böbrekte anjiyotensin oluşumunu engelleyen ve damar genişlemesine yol açan bir ace inhibitörü |
vasotec i.
|
|
175 |
Eczacılık |
tuzların böbrek tubülünün henle ilmeğinden emilimini engelleyen diüretik |
loop diuretic i.
|
|
176 |
Eczacılık |
guaninin tümör büyümesini engelleyen sentetik bir formu |
guanazolo i.
|
|
177 |
Eczacılık |
testosteronun dihidrotestosterona dönüşmesini engelleyen bir ilaç |
dutasteride i.
|
|
178 |
Eczacılık |
parasempatik sinir sistemi faaliyetini engelleyen ilaç |
parasympatholytic i.
|
|
179 |
Eczacılık |
retro virüslerin çoğalmasını engelleyen |
antiretroviral s.
|
|
180 |
Eczacılık |
parasempatik sinir sistemi faaliyetini engelleyen |
parasympatholytic s.
|
|
Parasitology |
|
181 |
Parazitbilim |
beyaz balık etinde büyük kistler oluşturan ve balığın insanlar tarafından tüketilmesini engelleyen larvaları olan parazitimsi bir tenya cinsi |
triaenophorus i.
|
|
Printing |
|
182 |
Baskı Teknikleri |
boş sayfaya baskı oluşmasını engelleyen aksam |
bearer i.
|
|
Food Engineering |
|
183 |
Gıda |
bakteri gelişimini engelleyen madde |
bacteriostatic i.
|
|
Logic |
|
184 |
Mantık |
ilkel ve önceden tanımlanmış sembollerle ifade edilen kanıtlanmamış bir teoremin türetilmesini engelleyen (matematiksel tanım) |
noncreativity i.
|
|
Chemistry |
|
185 |
Kimya |
asetilkolinesterazın etkisini engelleyen ve böcek ilacı olarak kullanılan bir kristal organik fosfor bileşiği |
tepp i.
|
|
186 |
Kimya |
asetilkolinesterazın tesirini engelleyen ve böcek ilacı olarak kullanılan bir kristal organofosfor bileşiği |
tetraethyl pyrophosphate i.
|
|
187 |
Kimya |
asetilkolinesterazın tesirini engelleyen ve böcek ilacı olarak kullanılan bir kristal organofosfor bileşiği |
tepp i.
|
|
188 |
Kimya |
kalıba sıkıldığında yapışmayı engelleyen madde |
mold release i.
|
|
189 |
Kimya |
pestisitlerde kullanılan, organizmaların üremesini engelleyen bir kimyasal |
apholate i.
|
|
Biology |
|
190 |
Biyoloji |
bireylerin veya toplulukların hareket veya etkileşimini engelleyen etken |
barrier i.
|
|
191 |
Biyoloji |
sitoplazma bölünmesine müdahale eden ve hücre hareketini engelleyen, küflerden türetilmiş madde |
cytochalasin i.
|
|
192 |
Biyoloji |
metabolizmayı engelleyen |
antimetabolic s.
|
|
Biochemistry |
|
193 |
Biyokimya |
vitaminin etkilerini engelleyen madde |
antivitamin i.
|
|
194 |
Biyokimya |
adenozin trifosfatın veya adenozin difosfatın hidrolizini engelleyen çeşitli enzimler |
apyrase i.
|
|
195 |
Biyokimya |
endotel hücrelerinin çoğalmasını engelleyen doğal oluşumlu bir anti-anjiyogenik protein |
endostatin i.
|
|
196 |
Biyokimya |
organik maddelerin çürümesini engelleyen işlem |
preservation i.
|
|
Astronomy |
|
197 |
Gökbilim |
gözlemcinin nesneden saçılan ışığı görmesini engelleyen nesne |
occulter i.
|
|
Zoology |
|
198 |
Zooloji |
tamamen öne doğru kıvrılarak iç kısmın görünmesini engelleyen köpek kulağı şekli |
button ear i.
|
|
Botanic |
|
199 |
Botanik |
bitkilerin ürettiği ve patojenik mantarların büyümesini engelleyen maddeler grubu |
phytoalexin i.
|
|
Fishery |
|
200 |
Balıkçılık |
balık avlarken olta misinasının ucuna takılan ve yemin suya dalmasını engelleyen mantar ve veya suda batmayan parça |
bobfloat i.
|
|
201 |
Balıkçılık |
balık avlarken olta misinasının ucuna takılan ve yemin suya dalmasını engelleyen mantar ve veya suda batmayan parça |
bob i.
|
|
202 |
Balıkçılık |
balık avlarken olta misinasının ucuna takılan ve yemin suya dalmasını engelleyen mantar ve veya suda batmayan parça |
cork i.
|
|
Linguistics |
|
203 |
Dilbilim |
ağızsı veya genizsi kapantılı ses çıkarırken hava akışını engelleyen ses yolu kapanması |
occlusion i.
|
|
History |
|
204 |
Tarih |
eskiden ingiltere'de kullanılan ve bir kişinin ülkeden ayrılmasını engelleyen yüksek imtiyazlı resmi yazı |
ne exeat i.
|
|
Religious |
|
205 |
Dini |
(incil'de) halkının soykırıma uğramasını engelleyen yahudi pers prensesi |
esther i.
|
|
206 |
Dini |
incil'e erişimi engelleyen |
disgospel [obsolete] s.
|
|
Environment |
|
207 |
Çevre |
engelleyen cephe |
occluded front i.
|
|
Geography |
|
208 |
Coğrafya |
deniz canlılarının göç etmesini engelleyen antiklinal kıvrım |
parma i.
|
|
Meteorology |
|
209 |
Meteoroloji |
görüşü engelleyen hava |
miasma i.
|
|
Geology |
|
210 |
Jeoloji |
köpük oluşumunu engelleyen |
antifoamant i.
|
|
Military |
|
211 |
Askeri |
hasar veya tahrip etmek yerine engelleyen, bozan veya yanıltan elektronik savaş eylemleri |
nondestructive electronic warfare i.
|
|
212 |
Askeri |
hava önleme füzelerinde kanatlar üzerinde bulunan ve füzenin uçuş esnasında kendi etrafında dönmesini engelleyen döner kısım |
roller-on i.
|
|
213 |
Askeri |
askeri bir operasyonun yapılmasını birtakım yöntemsel kısıtlamaların uygulanmasını gerektirecek ölçüde engelleyen hava şartları |
marginal weather i.
|
|
214 |
Askeri |
şarjörlü silah mekanizmasında bulunan ve aktif kullanımda kartuşun şarjörden beslenmesini engelleyen bir cihaz |
cutoff i.
|
|
Sport |
|
215 |
Spor |
golfte topu engelleyen yapay tümsek |
trap i.
|
|
216 |
Spor |
pantolonun bisiklet zincirine takılmasını engelleyen, ayak bileklerinin etrafına takılan klips |
trouser clip i.
|
|
217 |
Spor |
pantolonun bisiklet zincirine takılmasını engelleyen, ayak bileklerinin etrafına takılan klips |
bicycle clip i.
|
|
218 |
Spor |
golfte topu engelleyen tümsek |
sand trap i.
|
|
219 |
Spor |
golfte topu engelleyen tümsek veya çukur |
bunker i.
|
|
220 |
Spor |
küreğin ıskarmozdan kayarak düşmesini engelleyen çıkıntı |
button i.
|
|
221 |
Spor |
(eskrimde) rakibin hücumu eğilerek savuşturmasını engelleyen dairesel hareket |
disengagement i.
|
|
Boxing |
|
222 |
Boks |
rakibin devam etmesini engelleyen bitirici sert yumruk |
knockout punch i.
|
|
223 |
Boks |
rakibin devam etmesini engelleyen bitirici sert yumruk |
sunday punch i.
|
|
224 |
Boks |
rakibin devam etmesini engelleyen bitirici sert yumruk |
haymaker i.
|
|
225 |
Boks |
rakibin devam etmesini engelleyen bitirici sert yumruk |
ko punch i.
|
|
226 |
Boks |
her bir round sonunda boksörleri ayırıp birbirlerine zarar vermelerini engelleyen görevli |
cutman i.
|
|
Card |
|
227 |
İskambil |
(briçte) kaybedildiğinde elini beyan edenin son oyununu oynamasını engelleyen el |
undertrick i.
|
|
Theatre |
|
228 |
Tiyatro |
perdenin arkasında bulunan ve tavanın görünmesini engelleyen kısa perde |
teaser i.
|
|
229 |
Tiyatro |
perdenin arkasında bulunan ve tavanın görünmesini engelleyen kısa perde |
tormenter i.
|
|
230 |
Tiyatro |
perdenin arkasında bulunan ve tavanın görünmesini engelleyen kısa perde |
tormentor i.
|
|
231 |
Tiyatro |
(ana karakterin tercihlerini okuyucunun gözünde daha anlaşılır kılmak için oluşturulan) ana karakterin tercihlerinin tam tersini yansıtan ya da onun tercihlerini engelleyen karakter |
foil character i.
|
|
Engineering |
|
232 |
Engineering |
kıyafetlerin zarar görmesini engelleyen tekerlek veya bisiklet aparatı |
dressguard i.
|
|
Slang |
|
233 |
Argo |
arkadaşının seks yapmasını engelleyen tip |
cock block i.
|
|
234 |
Argo |
arkadaşının seks yapmasını engelleyen tip |
clam jam i.
|
|
235 |
Argo |
bir çiftin sevişmesini çeşitli sebeplerden ötürü (kıskançlık, koruma içgüdüsü vb) engelleyen üçüncü kişi |
cockblocker i.
|
|
236 |
Argo |
önde yürürken aniden durup arkadakini engelleyen kişi |
walk blocker i.
|
|
237 |
Argo |
seksi engelleyen tip |
a fire extinguisher i.
|
|
238 |
Argo |
ortamdaki çiftin seks yapmasını engelleyen tip |
a fire extinguisher i.
|
|
239 |
Argo |
telgraf tellerini kesip mesajları engelleyen kimse |
wire tapper i.
|
|
240 |
Argo |
bir erkeğin seks yapmasını engelleyen |
cockblocking s.
|
|
241 |
Argo |
bir erkeğin seks yapmasını engelleyen |
cock-blocking s.
|
|
Modern Slang |
|
242 |
Modern Argo |
çocukların yaşlarına uygun olmayan içerikleri izlemesini engelleyen bir sistem |
age gate i.
|
|