elektrolit - Türkçe İngilizce Sözlük

elektrolit

"elektrolit" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
elektrolit electrolyte i.
Technical
elektrolit electrolyte i.
elektrolit electrolytic i.
elektrolit electrolyte i.
Electric
elektrolit electrolyte i.
Automotive
elektrolit electrolyte i.
Food Engineering
elektrolit electrolyte i.

"elektrolit" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 58 sonuç

Türkçe İngilizce
General
elektrolit olmayan nonelectrolyte s.
Technical
asitsiz elektrolit non-acid electrolyte i.
elektrolit hareketler electrolyte movements i.
elektrolit akış hızı electrolyte flow rate i.
elektrolit çözüştüren electrolyzer i.
erimiş elektrolit fused electrolyte i.
gerilim üretmek için bir elektrolit içinde etki yapan benzer olmayan iki metal levha veya elektrot voltaic couple i.
jelleşmiş sulu elektrolit gelled aqueous electrolyte i.
katı olmayan elektrolit non-solid electrolyte i.
katı elektrolit solid electrolyte i.
katı elektrolit algılayıcılar solid electrolyte sensors i.
koloidal elektrolit colloidal electrolyte i.
kuvvetli elektrolit strong electrolyte i.
sulu elektrolit içeren pillerin güvenliği safety of batteries with aqueous electrolyte i.
zayıf elektrolit weak electrolyte i.
amfoterik bir elektrolit ampholyte i.
atomların bir metalden ikinci bir metal yüzeyine yayılmasını içeren elektrolit işlemle alaşımın kaplanması metalliding i.
(metal yığını oluşumunda kullanılan) bir elektrolit türü strike i.
elektrolit çözüştüren electrolyser s.
elektrolit donmuş electrolyte frozen s.
Electric
asidik olmayan elektrolit non-acid electrolyte i.
elektrolit çözelti electrolyte solutions i.
bir elektrolit ile ayrılmış 2 elektrottan oluşan küçük kapasitör electrolytic i.
Construction
çoğul elektrolit polyelectrolyte i.
Automotive
elektrolit seviye çizgisi battery fill line i.
elektrolit seviyesi acid level i.
elektrolit seviyesi electrolyte level i.
elektrolit kullanmayan batarya dry battery i.
elektrolit kullanmayan batarya dry cell i.
elektrolit bakışı electrolytic copper i.
kristal katı elektrolit crystalline solid electrolyte i.
yanmaz inorganik elektrolit non-flammable inorganic electrolyte i.
Medical
hastanede yatan bir hastanın toplam sıvı ve elektrolit gereksinimlerinin, hastanın vücut ağırlığına, vücut sıcaklığına, hareketliliğine, ventilasyonuna ve diğer faktörlere dayanarak tahmin edilmesi caloric method i.
amfoterik elektrolit amphoteric electrolyte i.
artmış sıvı ve elektrolit kaybı increased fluid and electrolyte loss i.
elektrolit bozukluk electrolyte abnormality i.
elektrolit dengesizliği electrolyte imbalance i.
elektrolit kayıpları electrolyte losses i.
elektrolit bozuklukları electrolyte i.
esansiyel elektrolit essential electrolyte i.
multipl elektrolit solüsyonu multiple electrolyte solution i.
sıvı-elektrolit bozuklukları fluid-electrolyte disturbances i.
sıvı ve elektrolit desteği fluid and electrolyte replacement i.
serebral kaynaklı sıvı-elektrolit bozukluklar cerebral originated-fluid and electrolyte disturbances i.
serum elektrolit ve nitrik oksit düzeyleri serum electrolytes and nitric oxide levels i.
sıvı-elektrolit dengesi fluid and electrolyte balance i.
sıvı-elektrolit dengesi electrolyte-fluid balance i.
sıvı-elektrolit dengesi fluid-electrolyte balance i.
sıvı ve elektrolit replasman fluid and electrolyte replacement i.
sıvı ve elektrolit monitorizasyonu fluid and electrolyte monitoring i.
su-elektrolit dengesizliği water-electrolyte imbalance i.
su-elektrolit dengesi water-electrolyte balance i.
böbreklerin atıkları vücuttan atamaması sonucu elektrolit dengesinin bozulması kidney failure i.
vücudun elektrolit dengesini bozacak şekilde tuz kaybetmesi salt depletion i.
Psychology
sıvı elektrolit tedavisi fluid-electrolyte treatment i.
Chemistry
elektrolit çözeltisi electrolytic solution i.
elektrolit dengesi electrolyte balance i.
koloidal bir süspansiyona elektrolit eklenmesiyle meydana gelen partikül sıralanmasını gösteren ionotropic s.