durmaksızın - Türkçe İngilizce Sözlük

durmaksızın

"durmaksızın" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

Türkçe İngilizce
General
durmaksızın on and on zf.
The lawyer spoke on and on.
Avukat durmaksızın konuştu.

More Sentences
durmaksızın continuously zf.
The north wind blew continuously all day.
Kuzey rüzgarı bütün gün durmadan esti.

More Sentences
durmaksızın without ceasing zf.
Pray without ceasing.
Durmadan dua et.

More Sentences
Colloquial
durmaksızın on and on expr.
He walked on and on in the rain.
Durmaksızın yağmurda yürüdü.

More Sentences
General
durmaksızın ceaselessly zf.
durmaksızın constantly zf.
durmaksızın unceasingly zf.
durmaksızın nonstop zf.
durmaksızın without stopping zf.
durmaksızın without a break zf.
durmaksızın non-stop zf.
durmaksızın and zf.
durmaksızın constantly zf.
durmaksızın headforemost zf.
durmaksızın inexhaustedly zf.
durmaksızın solid zf.
Phrases
durmaksızın without cease zf.
Colloquial
durmaksızın at a stretch expr.
Idioms
durmaksızın no end zf.
durmaksızın around/round the clock zf.
durmaksızın around the clock expr.
durmaksızın round the clock expr.
durmaksızın without letup expr.
Technical
durmaksızın incessant s.
durmaksızın nonstop s.
durmaksızın non-stop s.

"durmaksızın" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

Türkçe İngilizce
General
durmaksızın ve monoton bir biçimde konuşmak patter f.
durmaksızın yüksek sesler çıkarmak volley f.
(bir şey hakkında) durmaksızın şikayet etmek whittle [northern england] f.
(bir şey hakkında) durmaksızın endişelenmek whittle [northern england] f.
durmaksızın çalışmak hammer f.
durmaksızın sarmak windle [dialect] f.
durmaksızın gelişen ever-growing s.
durmaksızın büyüyen ever-growing s.
… için durmaksızın through ed.
Phrasals
hiç durmaksızın/oyalanmadan (bir yerin) içinden geçmek breeze through (something) f.
(bir iş üzerinde) durmaksızın çalışmak bang (away) at f.
durmaksızın çalışmak bang at f.
durmaksızın çalışmak bang away f.
(bir şey) üzerinde durmaksızın/çok sıkı çalışmak bang away at (something) f.
durmaksızın tekrarlamak run through f.
Colloquial
durmaksızın konuşmak yap, yap, yapping all day f.
durmaksızın konuşmak/anlatmak yak up f.
durmaksızın devam etmek go on and on f.
Idioms
zamanın durmaksızın akışı/ilerleyişi the march of time i.
Linguistics
durmaksızın konuşma ile ilgili logorrheic s.