dolaşarak - Türkçe İngilizce Sözlük

dolaşarak

"dolaşarak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dolaşarak excursively zf.

"dolaşarak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 45 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dolaşarak satma peddling i.
kapı kapı dolaşarak sipariş toplama canvass door to door i.
kapı kapı dolaşarak oy toplama canvass door to door i.
ev ev dolaşarak satış yapan satıcı door salesman i.
kapı kapı dolaşarak satış yapan pazarlamacı doorstep salesman i.
kapı kapı dolaşarak satış yapan kimse doorstep salesman i.
ülkeyi dolaşarak pazar için çiftlik ürünleri satın alan komisyoncu regrater [dialect] i.
dolaşarak satma hucksterage i.
kapı kapı dolaşarak satma huckstery i.
bölgeyi dolaşarak teftiş etme perambulation i.
sokaklarda dolaşarak müşteri aramak (fahişe) cruise f.
sokak sokak dolaşarak satmak peddle f.
dolaşarak satmak peddle f.
seçmenleri dolaşarak oy istemek canvass f.
kapı kapı dolaşarak satmak peddle f.
dolaşarak ayrılmak (bulunması gereken yerden) stray from f.
kırsal kesimde dolaşarak miting yapmak barnstorm f.
kırsal kesimde dolaşarak eğitim vermek barnstorm f.
dönüp dolaşarak gitmek wind f.
dönüp dolaşarak getirmek wind f.
dolaşarak satmak monger f.
konuklar arasında dolaşarak servis yapmak butler f.
dolaşarak gitmek double f.
(kapı kapı dolaşarak) anket yapmak doorstep f.
dolaşarak giden (yol) circuitous s.
ev ev dolaşarak yapılan door-to-door s.
kapı kapı dolaşarak door-to-door zf.
etrafında dolaşarak on the road zf.
sinsi sinsi dolaşarak prowlingly zf.
Phrasals
aralarında dolaşarak (bitkileri/çiçekleri) kemirmek browse among (something) f.
aralarında dolaşarak (bitkileri/çiçekleri) yemek browse among (something) f.
aralarında dolaşarak (bitkileri/çiçekleri) kemirmek browse among something f.
aralarında dolaşarak (bitkileri/çiçekleri) yemek browse among something f.
(dolaşarak) gürültü yapmak clatter around f.
aralarında dolaşarak kemirmek/yemek browse among f.
Colloquial
kapı kapı dolaşarak satış yapan kişi fuller brush man i.
ev ev dolaşarak satış yapan kişi fuller brush man i.
Idioms
başıboş dolaşarak (serseri) on the road zf.
serseri gibi dolaşarak on the road zf.
Trade/Economic
kapı kapı dolaşarak mal satma door to door selling i.
Politics
siyasi parti üyelerinin kapı kapı dolaşarak bölge sakinlerinden oy istemesi canvassing i.
siyasi kampanyada parti üyelerinin kapı kapı dolaşarak oy toplamaya çalıştığı kısım ground war i.
Technical
makine çevresinde dolaşarak yapılan kontrol walk around inspection i.
Aeronautic
uçağın etrafında dolaşarak yapılan göz kontrolü walk around check i.
Archaic
dönüp dolaşarak ilerlemek wind f.