dikilmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dikilmek



"dikilmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 15 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dikilmek stand up f.
dikilmek stand on f.
dikilmek be sewn f.
dikilmek set up f.
dikilmek be fixed on f.
dikilmek stand upon f.
dikilmek be erected f.
dikilmek stand f.
dikilmek stick up f.
dikilmek erect f.
dikilmek be planted f.
dikilmek become erect f.
dikilmek be set up f.
dikilmek rise f.
Phrasals
dikilmek stick up f.

"dikilmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ayakta dikilmek stand f.
General
başına dikilmek stand over somebody f.
başına dikilmek breathe down somebody's neck f.
dikilmek (göz) be fixed on f.
heykeli dikilmek one's statue to be erected f.
karşısına dikilmek stand against someone f.
karşısına dikilmek take a stand against f.
birinin önünde dikilmek plant oneself in front of someone f.
birinin karşısına dikilmek plant oneself in front of someone f.
bacakları iki yana açık dikilmek overstride f.
birdenbire dikilmek startle f.
bacakları ayrık şekilde dikilmek stride [obsolete] f.
Phrasals
(bina) tümüyle yapılmak/dikilmek/bitmek go up f.
meydan okurcasına dikilmek glower at f.
(akbaba gibi) birisinin tepesinde/tepesine dikilmek hover over someone f.
rakibin/bir zorluğun karşısına dikilmek go up f.
rakibin/bir zorluğun karşısına dikilmek go up against f.
bir şeyin başında durmak/tepesinde dikilmek keep on something f.
(birinin) tepesine dikilmek check up on (someone) f.
(birine/bir şeye) karşı durmak/dikilmek get up against (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) karşısına dikilmek go up against (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek hover around (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek hover over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) tepesinde dikilmek poise over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) başında durmak/dikilmek/beklemek poise over (someone or something) f.
Colloquial
tepesine dikilmek be on someone's back f.
ayağa dikilmek surface f.
Idioms
karşısına dikilmek bare (one's) breast f.
birinin tepesine dikilmek breathe down someone's neck f.
karşı dikilmek get up against f.
tepesine dikilmek breathe down someone's neck f.
boş boş durmak/dikilmek let the grass grow beneath (one's) feet f.
(birinin) tepesine dikilmek be on (one's) shoulder f.
(birinin) başına dikilmek be on (one's) shoulder f.
(birinin) ensesinde/tepesinde dikilmek be breathing down (one's) neck f.
birinin ensesinde/tepesinde dikilmek be breathing down someone's neck f.
birinin tepesinde dikilmek be on someone's shoulder f.
birinin başına dikilmek be on someone's shoulder f.
(birinin) ensesinde dikilmek breathe down (one's) neck f.
(birinin) tepesinde dikilmek breathe down (one's) neck f.
(birinin) başında dikilmek breathe down (one's) neck f.
tepesinde/başında dikilmek breathe down neck f.
birinin ensesinde dikilmek breathe down somebody's neck f.
birinin tepesinde dikilmek breathe down somebody's neck f.
birinin başında dikilmek breathe down somebody's neck f.
(birinin/bir şeyin) karşısına dikilmek take a stand against (someone or something) f.
Law
suç işleme amacıyla/niyetiyle boş boş dikilmek loiter with intent [obsolete] [uk] f.
Bookbindery
cilt makinesinin kitap bölümlerinin serildiği ve dikilmek üzere yerleştirildiği parçası saddle i.