daha ağır - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

daha ağır



"daha ağır" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
General
daha ağır graver i.
daha ağır weightier s.
daha ağır heavier s.
daha ağır preponderant s.
daha ağır preponderate s.
daha ağır preponderating s.

"daha ağır" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sudan daha ağır olup batma durumu negative buoyancy i.
kaba veya ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz söyleyen euphemist i.
(gemiler arasında) ağır bir halatı çekmek için kullanılan daha hafif halat messenger i.
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama misericord i.
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama misericorde i.
daha ağır kısım preponderance i.
daha ağır kısım preponderation i.
daha ağır gelmek outweigh f.
yükte daha ağır çekmek outbalance f.
-den daha ağır gelmek outweigh f.
-den daha ağır basmak outweigh f.
daha ağır gelmek overweigh f.
çok daha ağır gelmek/basmak far outweigh f.
önemce daha ağır basmak far overweigh f.
-den daha ağır basmak weigh favorably against f.
bir tarafı daha ağır olan zarla oynamak play with loaded dice f.
(hafif bir malzemeyi) birkaç nazik karıştırma hareketiyle daha ağır bir karışıma yedirmek fold f.
daha ağır çalışmak outplod f.
bir tarafı diğerine göre daha ağır veya büyük olan lopsided s.
daha ağır yüklü more-heavily-loaded s.
bir tarafı diğerinden daha ağır olan lobsided s.
bir tarafı diğerine göre daha ağır veya büyük olan one-sided s.
daha ağır bir biçimde preponderantly zf.
Idioms
suçun gerektirdiğinden daha ağır bir ceza jersey justice [uk] i.
hastalıktan daha ağır etkileri olan tedavi a cure worse than the ailment i.
hastalıktan daha ağır etkileri olan tedavi a cure worse than the disease i.
hastalıktan daha ağır etkileri olan tedavi a treatment worse than the disease i.
Speaking
bu, bir insanın kaldırabileceğinden daha ağır it's more than a man can bear expr.
Law
vatan hainliği gibi ağır bir suç işlemiş bir zanlının ölümden daha hafif bir cezaya çarptırılması için düzenlenmiş özel kanun bill of pains and penalties i.
(ceza hukukunda) çifte yargılamayı önlemek için hafif suçu daha ağır suçla birleştirme merger i.
Technical
havadan daha ağır olan uçak aerodyne i.
Aeronautic
hacmen yerini aldığı havadan daha ağır (uçak) heavier-than-air s.
Medical
daha ağır hale getirmek exasperate [obsolete] f.
Psychology
küçük bir objenin aynı ağırlıktaki büyük bir objeden daha ağır geldiği yanılsaması size-weight illusion i.
Physics
iki hafif elementin çekirdek reaksiyonlarıyla birleşerek daha ağır bir element oluşturması nuclear fusion reaction i.
Astronomy
yıldızlarda meydana gelen nükleer füzyon ile hafif parçacıklardan daha ağır elementlerin oluşumu nucleosynthesis i.
esas olarak hidrojen ve helyumdan daha ağır elementlerden oluşan bir tür dev gezegen ice giant i.
(hafif bir elementi) nükleer füzyonla daha ağır bir elemente dönüştürmek burn f.
Zoology
fil gibi 1 tondan daha ağır olan büyük otoburlara verilen ad megaherbivore i.
History
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama miserere i.
suçun hak ettiğinden çok daha ağır ceza draconian punishment i.
Archaic
daha ağır gelmek outpoise f.
bir tarafı daha ağır olan lapsided s.
Slang
daha ağır uyuşturuculara başlamadan önce kullanılan uyuşturucu gateway drug i.