cracked - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

cracked

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"cracked" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 24 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
cracked s. çatlak
General
cracked s. keçileri kaçırmış
cracked s. pütür pütür
cracked s. çatlak (yeryüzü vb)
cracked s. kaçık
cracked s. hasta
cracked s. zıpır
cracked s. kafadan kontak
cracked s. üşütük
cracked s. kırık
cracked s. çatlak
cracked s. uyumsuz tonda
cracked s. zarar görmüş
cracked s. kusurlu
Colloquial
cracked s. anlaşılmış
cracked s. (sorun) çözülmüş
Technical
cracked s. çatlamış
cracked s. çatlak
Automotive
cracked s. çatlamış
Slang
cracked i. bir video oyununda çok iyi oynayan bir oyuncuyu tanımlamak için kullanılan argo kelime
cracked s. bir tahtası eksik
cracked s. deli
cracked s. kaçık
cracked s. üşütük

"cracked" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

İngilizce Türkçe
General
cracked wheat i. yarma buğday
cracked wheat cooked with tomatoes i. bulgur pilavı
cracked voice i. çatal ses
cracked nail polish i. çatlak oje
cracked wrist i. çatlak bilek
cracked egg i. çatlak yumurta
cracked egg i. kırık yumurta
cracked your head open f. başını yarmak
cracked your head open f. kafasını yarmak
half-cracked s. yarı bunak
half-cracked s. ahmak
half-cracked s. salak
cracked [obsolete] s. iflas etmiş
Colloquial
be cracked up to be something f. olduğu anlaşılmak
be cracked up as something f. olduğu anlaşılmak
be cracked up to be f. olduğu anlaşılmak
not what it is cracked up to be expr. söylenildiği kadar iyi değil
what is cracked up to be expr. söylenildiği kadar
what is cracked up to be expr. sanıldığı kadar
Idioms
be not all it's cracked up to be f. söylendiği kadar iyi olmamak
be not all it's cracked up to be f. sanıldığı kadar iyi olmamak
be not what it's cracked up to be f. söylendiği kadar iyi olmamak
be not what it's cracked up to be f. sanıldığı kadar iyi olmamak
not all (someone or something) is cracked up to be f. söylendiği kadar iyi değil
not all (someone or something) is cracked up to be f. söylendiği kadar yok
not all (someone or something) is cracked up to be f. sanıldığı kadar iyi değil
not all (someone or something) is cracked up to be f. sanıldığı kadar yok
cracked up as (something) s. (bir şey) olduğu söylenen
it cracked me up expr. gülmekten yarıldım
not what something is cracked up to be expr. söylenildiği kadar iyi değil
not what something is cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi değil
not be all it's cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi değil
not be all it's cracked up to be expr. söylenildiği kadar iyi değil
all it's cracked up to be expr. söylendiği kadar var
all it's cracked up to be expr. söylendiği kadar iyi
all it's cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi
all it's cracked up to be expr. söylendiği kadar var
all it's cracked up to be expr. söylendiği kadar iyi
all it's cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi
cracked up to be expr. sanıldığı gibi
cracked up to be expr. söylendiği gibi
cracked up to be something expr. bir şey olduğu söylenen
cracked up to be something expr. bir şey olduğu iddia edilen
cracked up to be something expr. bir şey olduğu anlaşılan
cracked up as something expr. bir şey olduğu söylenen
cracked up as something expr. bir şey olduğu iddia edilen
cracked up as something expr. bir şey olduğu anlaşılan
not all is cracked up to be expr. söylendiği kadar iyi değil
not all is cracked up to be expr. söylendiği kadar yok
not all is cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi değil
not all is cracked up to be expr. sanıldığı kadar yok
not all it's cracked up to be expr. söylendiği kadar iyi değil
not all it's cracked up to be expr. söylendiği kadar yok
not all it's cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi değil
not all it's cracked up to be expr. sanıldığı kadar yok
not everything (someone or something) is cracked up to be expr. söylendiği kadar iyi değil
not everything (someone or something) is cracked up to be expr. söylendiği kadar yok
not everything (someone or something) is cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi değil
not everything (someone or something) is cracked up to be expr. sanıldığı kadar yok
not what (someone or something) is cracked up to be expr. söylendiği kadar iyi değil
not what (someone or something) is cracked up to be expr. söylendiği kadar yok
not what (someone or something) is cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi değil
not what (someone or something) is cracked up to be expr. sanıldığı kadar yok
Speaking
it cracked me up expr. gülmekten koptum
what it's cracked up to be expr. olması gerektiği gibi
not all it is cracked up to be expr. söylenildiği kadar iyi değil
Technical
cracked bottom i. çatlak dip
cracked collar i. çatlak bilezik
cracked body i. çatlak gövde
cracked locking ring i. çatlak bilezik arası
cracked thread i. çatlak vida
pre-cracked specimen i. önceden çatlatılmış numune
pre-cracked specimens i. önceden çatlatılmış numuneler
Telecom
cracked solder joint i. çatlak lehim noktası
Medical
cracked pofs noise i. çatlak testi sesi
cracked skin i. çatlak cilt
cracked skin i. deri çatlaması
Veterinary
cracked heels i. bukağılık deri yangısı
Gastronomy
cracked wheat pilaf i. bulgur pilavı
cracked wheat i. bulgur
cracked wheat i. kırılmış buğday
coarse cracked wheat i. pilavlık bulgur
cracked-wheat bread i. yarma buğday ekmeği
Chemistry
thermal cracked naphtha and gas oil i. termal parçalanmış nafta ve gaz yağı
steam-cracked s. buhar ile parçalanmış
Agriculture
cracked soil i. çatlak toprak
Geology
cracked chevron notched brazilian disc i. v-çentikli brazilian diski
Slang
cracked out s. (uyuşturucudan) kafası iyi
cracked up s. kokain etkisinde
cracked up s. kokain kafasında