Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
clock
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"clock"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 46 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
clock
i.
saat
General
2
Genel
clock
i.
kronometre
3
Genel
clock
i.
taksimetre
4
Genel
clock
i.
masa saati
5
Genel
clock
i.
duvar saati
6
Genel
clock
i.
saat
7
Genel
clock
i.
hız göstergesi
8
Genel
clock
i.
hız ölçer
9
Genel
clock
i.
duvar veya masa saati
10
Genel
clock
i.
biyolojik saat
11
Genel
clock
i.
puantör
12
Genel
clock
i.
işi zamanında bitirme baskısı
13
Genel
clock
i.
esnek olmayan zaman çizelgesi
14
Genel
clock
i.
katı planlama
15
Genel
clock
f.
ölçmek
16
Genel
clock
f.
saat tutmak
17
Genel
clock
f.
zamanlanmak
18
Genel
clock
f.
(süre, mesafe, hız, sayı) mekanik kayıt cihazına kaydetmek
19
Genel
clock
f.
zamanlamasını belirlemek
20
Genel
clock
f.
çan çalmak
21
Genel
clock
f.
zil çalmak
Computer
22
Bilgisayar
clock
i.
pals üreteci
Electric
23
Elektrik
clock
i.
pals devresi
24
Elektrik
clock
f.
(dijital cihaza) yeni bir duruma geçmesi için pals sinyali göndermek
Textile
25
Tekstil
clock
i.
çorap süslemesi
26
Tekstil
clock
i.
çorapta işleme
27
Tekstil
clock
f.
(çorap kenarına) işleme yapmak
Construction
28
İnşaat
clock
i.
duvar saati
Automotive
29
Otomotiv
clock
i.
odometre
30
Otomotiv
clock
i.
saat
31
Otomotiv
clock
i.
saat
32
Otomotiv
clock
f.
kilometreyle oynamak
33
Otomotiv
clock
f.
zaman tutmak
Astronomy
34
Gökbilim
clock
i.
saat (takımyıldızı)
35
Gökbilim
clock
i.
saat takımyıldızı
Botanic
36
Botanik
clock
i.
karahindiba bitkisinin tüylü çiçek başı
Sport
37
Spor
clock
i.
zamana karşı yarışma
Card
38
İskambil
clock
i.
bir tür soliter oyunu
Entomology
39
Böcek Bilimi
clock
i.
bok böceği
Slang
40
Argo
clock
f.
suratına bir tane çakmak
British Slang
41
İngiliz Argosu
clock
i.
surat
42
İngiliz Argosu
clock
i.
faça
43
İngiliz Argosu
clock
f.
fark etmek
44
İngiliz Argosu
clock
f.
vurmak
45
İngiliz Argosu
clock
f.
aracın kilometresini düşürmek
46
İngiliz Argosu
clock
f.
aracın kilometre sayacıyla oynamak
"clock"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
electronic clock
i.
elektronik saat
2
Genel
clock pulse
i.
saat darbesi
3
Genel
alarm clock
i.
alarmlı saat
4
Genel
body clock
i.
bir bireyin belirli bir eylemi yapması için gereken süre
5
Genel
grandfather clock
i.
ayaklı duvar saati
6
Genel
twelve hour clock
i.
oniki saatlik zaman
7
Genel
clock method
i.
saat yöntemi
8
Genel
wall clock
i.
duvar saati
9
Genel
clock face
i.
kadran
10
Genel
clock key
i.
kurgu
11
Genel
system clock
i.
sistem saati
12
Genel
time clock
i.
puantör
13
Genel
clock pulse
i.
saat atışı
14
Genel
pendulum clock
i.
sarkaçlı saat
15
Genel
24 hour clock
i.
24 saatlik zaman biçimi
16
Genel
twelve hour clock
i.
12 saatlik zaman
17
Genel
grandfather clock
i.
büyük sarkaçlı saat
18
Genel
grandfather clock
i.
dolaplı saat
19
Genel
clock signal
i.
saat sinyali
20
Genel
ten minutes by the clock
i.
tam on dakika
21
Genel
grandfather clock
i.
sandıklı saat
22
Genel
water clock
i.
su saati
23
Genel
clock tower
i.
saat kulesi
24
Genel
astronomical clock
i.
astronomi saati
25
Genel
longcase clock
i.
sarkaçlı büyük saat
26
Genel
master clock
i.
anasaat
27
Genel
cuckoo clock
i.
guguklu saat
28
Genel
12 hour clock
i.
12 saatlik zaman biçimi
29
Genel
clock mechanism
i.
saat mekanizması
30
Genel
mean time clock
i.
ortalama zaman saati
31
Genel
alarm clock
i.
çalar saat
32
Genel
clock and watch making
i.
saat yapımı
33
Genel
clock speed
i.
bilgisayar çalışma hızı
34
Genel
body clock
i.
vücudun hareketleri ayarlayan doğal mekanizması
35
Genel
clock circuit
i.
saat devresi
36
Genel
clock pulse
i.
saat vurumu
37
Genel
clock-watcher
i.
aklı ve gözü hep saatte olan (işin veya dersin bitmesini bekleyen)
38
Genel
clock-watcher
i.
tembel işçi veya öğrenci
39
Genel
clock-towers
i.
saat kuleleri
40
Genel
mean-time clock
i.
ortalama zaman saati
41
Genel
twent-four hour clock
i.
yirmidört saatlik zaman
42
Genel
table clock
i.
masa saati
43
Genel
shadow clock
i.
güneş saati
44
Genel
ebony clock
i.
abanoz saat
45
Genel
quartz clock
i.
kuvars saati
46
Genel
candle clock
i.
mum saati
47
Genel
biological clock
i.
biyolojik saat
48
Genel
internal clock
i.
biyolojik saat
49
Genel
clock face
i.
saat kadranı
50
Genel
clock dial
i.
saat kadranı
51
Genel
antique clock
i.
antika saat
52
Genel
calendar clock
i.
takvimli saat
53
Genel
tambour clock
i.
alt tarafı geniş, üst tarafı kadranın etrafında bir daire oluşturacak şekilde daralan masa saati
54
Genel
carriage clock
i.
seyahat edenler için tasarlanmış, üstten saplı kutu biçiminde portatif saat
55
Genel
the clock
i.
puantör
56
Genel
the clock
i.
bir işçinin çalışmaya başladığı veya çalışmayı bitirdiği saatlerini kaydeden saat
57
Genel
analogue clock
i.
analog saat
58
Genel
analogue clock
i.
dijital olmayan saat
59
Genel
year clock
i.
aralıksız bir yıl çalışan saat
60
Genel
jack-of-the-clock
i.
antika gonglu saatlerde erkek figürü
61
Genel
dandelion clock
i.
çocukların karahindibayı üfleyerek oynadıkları bir oyun
62
Genel
grandfather's clock
i.
antika duvar saati
63
Genel
grandmother clock
i.
sarkaçlı büyük saat
64
Genel
round-the-clock patrol
i.
devamlı devriye
65
Genel
round-the-clock patrol
i.
kesintisiz devriye
66
Genel
banjo clock
i.
dar kasalı yuvarlak bir tür sarkaçlı saat
67
Genel
clock [obsolete]
i.
kol saati
68
Genel
clock [obsolete]
i.
analog saat
69
Genel
clock [obsolete]
i.
tam saati gösteren saat vuruşu
70
Genel
clock [obsolete]
i.
vuruşla belirtilen saat başı
71
Genel
clock pendulum
i.
saat sarkacı
72
Genel
clock radio
i.
alarmlı radyo
73
Genel
clock time
i.
saatin üstünde görünen zaman
74
Genel
clock time
i.
saat
75
Genel
clock-radio
i.
alarmlı radyo
76
Genel
clock-watching
i.
(iş bitsin diye) sürekli saate bakma
77
Genel
doomsday clock
i.
kıyamet saati
78
Genel
doomsday clock
i.
kıyamet günü saati
79
Genel
doomsday clock
i.
küresel yok oluşa kalan süreyi gösteren bir saat
80
Genel
set a clock back
f.
saati geriye almak
81
Genel
clock up
f.
yazmak
82
Genel
wind a clock
f.
saati kurmak
83
Genel
wind up clock
f.
saati kurmak
84
Genel
clock out
f.
işten çıkış saatini kaydetmek
85
Genel
clock somebody one
f.
şamar atmak
86
Genel
clock in
f.
puantöre kaydettirerek işbaşı yapmak
87
Genel
clock in
f.
işe gelme saatini kaydetmek
88
Genel
clock out
f.
puantöre kaydettirerek paydos etmek
89
Genel
clock somebody one
f.
şamar vurmak
90
Genel
set a clock forward
f.
saati ileriye almak
91
Genel
work round the clock
f.
gecesini gündüzüne katmak
92
Genel
clock out
f.
işten çıkmak
93
Genel
clock in
f.
işe başlamak
94
Genel
put the clock forward
f.
saati ileri almak
95
Genel
watch the clock
f.
saati kollamak
96
Genel
set the clock ahead
f.
saatleri ileri almak
97
Genel
set the clock back
f.
saatleri geri almak
98
Genel
clock someone at speeds of up to one hundred miles per hour
f.
birini saatte yüz mil hız yaparken yakalamak
99
Genel
clock out early
f.
erken paydos etmek
100
Genel
clock [dialect] [uk]
f.
gıdaklamak
101
Genel
clock [dialect] [uk]
f.
kuluçkaya yatmak
102
Genel
clock [dialect] [uk]
f.
civciv çıkarmak
103
Genel
around-the-clock
s.
gün boyu süren
104
Genel
round-the-clock
s.
gece gündüz yapılan
105
Genel
round-the-clock
s.
devamlı
106
Genel
around-the-clock
s.
gün boyu süren
107
Genel
around-the-clock
s.
aralıksız devam eden
108
Genel
around-the-clock
s.
ara vermeden yapılan
109
Genel
off-the-clock
s.
işte olmayan
110
Genel
off-the-clock
s.
iş yerinde olmayan
111
Genel
off-the-clock
s.
çalışmak için ücret almayan
112
Genel
off-the-clock
s.
rahatlatıcı
113
Genel
off-the-clock
s.
dinlendiren
114
Genel
off-the-clock
s.
huzur veren
115
Genel
round the clock
zf.
gece gündüz
116
Genel
around the clock
zf.
tam gün devam eden
117
Genel
around the clock
zf.
gün boyunca
118
Genel
around the clock
zf.
gece ve gündüz
119
Genel
off-the-clock
zf.
fazladan ücret almadan mesai dışı (çalışmak)
Phrasals
120
Öbek Fiiller
clock in
f.
belli bir süre içinde bir işi ya da müsabakayı bitirmek/tamamlamak
121
Öbek Fiiller
clock in
f.
belli bir hıza ulaşmak
122
Öbek Fiiller
clock in
f.
belli bir hıza çıkmak
123
Öbek Fiiller
clock in
f.
hız yapmak
124
Öbek Fiiller
clock off
f.
birisinin işten çıkış saatini kaydetmek
125
Öbek Fiiller
clock out
f.
birisinin işten çıkış saatini kaydetmek
126
Öbek Fiiller
clock on
f.
birisinin işe giriş saatini kaydetmek
127
Öbek Fiiller
clock in
f.
birisinin işe giriş saatini kaydetmek
128
Öbek Fiiller
clock in
f.
işe giriş saatini kaydetmek
129
Öbek Fiiller
clock off
f.
işten çıkış saatini kaydetmek
130
Öbek Fiiller
clock (someone or something) at (a certain speed)
f.
(birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini) tespit etmek
131
Öbek Fiiller
clock (someone or something) at (a certain speed)
f.
(birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini) ölçmek
132
Öbek Fiiller
clock someone or something at something
f.
birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini tespit etmek
133
Öbek Fiiller
clock someone or something at something
f.
birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini ölçmek
134
Öbek Fiiller
clock at
f.
belli bir hızda gittiğini tespit etmek
135
Öbek Fiiller
clock at
f.
belli bir hızda gittiğini ölçmek
136
Öbek Fiiller
clock someone in
f.
birinin geliş/varış saatini kaydetmek
137
Öbek Fiiller
clock someone in
f.
birinin işe giriş/varış saatini takip etmek/tutmak
138
Öbek Fiiller
clock someone in
f.
birinin iş yerine giriş saatini kaydetmek
139
Öbek Fiiller
clock someone in
f.
birinin iş yerine giriş saatini takip etmek/tutmak
140
Öbek Fiiller
clock someone out
f.
birinin işten çıkış saatini kaydetmek
141
Öbek Fiiller
clock someone out
f.
birinin işten çıkış saatini takip etmek/tutmak
142
Öbek Fiiller
clock someone out
f.
birinin iş yerinden ayrılma saatini kaydetmek
143
Öbek Fiiller
clock someone out
f.
birinin iş yerinden ayrılma saatini takip etmek/tutmak
144
Öbek Fiiller
clock something up
f.
(bir makinenin) toplam çalışma saatlerini, yaptığı mili/kilometreyi kaydetmek
145
Öbek Fiiller
clock something up
f.
kayda değer bir başarı kazanmak
146
Öbek Fiiller
clock something up
f.
bir hedefe ulaşmak
147
Öbek Fiiller
clock something up
f.
başarı/skor kaydetmek
148
Öbek Fiiller
clock up
f.
(uçak ve arabalarda) kat edilen mesafeyi kaydetmek
Phrases
149
İfadeler
biological clock is ticking
expr.
biyolojik saat işliyor
150
İfadeler
biological clock is ticking
expr.
kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olabileceğini belirtmek için kullanılan ifade
151
İfadeler
(the) clock is ticking
expr.
vakit geçiyor
152
İfadeler
(the) clock is ticking
expr.
vakit doluyor
153
İfadeler
(the) clock is ticking
expr.
kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olacağını belirten ifade
154
İfadeler
(the) clock is ticking
expr.
zaman azalıyor
155
İfadeler
(the) clock is ticking
expr.
zaman daralıyor
156
İfadeler
(the) clock is ticking
expr.
(kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması
157
İfadeler
biological clock is ticking
expr.
biyolojik saat işliyor
158
İfadeler
biological clock is ticking
expr.
vakit geçiyor
159
İfadeler
biological clock is ticking
expr.
vakit doluyor
160
İfadeler
biological clock is ticking
expr.
kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olacağını belirten ifade
161
İfadeler
biological clock is ticking
expr.
zaman azalıyor
162
İfadeler
biological clock is ticking
expr.
zaman daralıyor
163
İfadeler
biological clock is ticking
expr.
(kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması
Proverb
164
Atasözü
a dead clock is correct twice a day
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
165
Atasözü
a dead clock is right twice a day
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
166
Atasözü
a stopped clock is right twice a day
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
167
Atasözü
even a stopped/broken clock is right twice a day
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
Colloquial
168
Konuşma Dili
around-the-clock
i.
biteviye
169
Konuşma Dili
round the clock
i.
biteviye
170
Konuşma Dili
famous clock
i.
meşhur saat
171
Konuşma Dili
clock tower
i.
saat kulesi
172
Konuşma Dili
clock watcher
i.
aklı ve gözü hep saatte olan (işin veya dersin bitmesini bekleyen) kimse
173
Konuşma Dili
clock watcher
i.
gözü sürekli saatte olan kimse
174
Konuşma Dili
clock watcher
i.
durmadan saate bakan çalışan/öğrenci
175
Konuşma Dili
around-the-clock
expr.
gece gündüz durmadan
176
Konuşma Dili
round the clock
expr.
gece gündüz durmadan
177
Konuşma Dili
clock struck one
expr.
saat biri vurdu
Idioms
178
Deyim
working around the clock
i.
aralıksız olarak çalışma
179
Deyim
a race against the clock
i.
zamana karşı yarış
180
Deyim
a race against the clock
i.
zamana karşı yarış
181
Deyim
a race against the clock
i.
zamanla yarış
182
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
yer misin yemez misin (dayak yemek)
183
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
darma duman olmak
184
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
tekmelenmek
185
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
çok fena yenilmek
186
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
pataklanmak
187
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
yer misin yemez misin (dayak yemek)
188
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
darma duman olmak
189
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
tekmelenmek
190
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
yerleri öptürmek
191
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
çok fena yenilmek
192
Deyim
get (one's) clock cleaned
f.
pataklanmak
193
Deyim
move the clock back
f.
saatini geri almak
194
Deyim
move the clock back
f.
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
195
Deyim
move one's clock back
f.
saatini geri almak
196
Deyim
move one's clock back
f.
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
197
Deyim
move the clock forward
f.
saatini ileri almak
198
Deyim
move the clock forward
f.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
199
Deyim
move one's clock forward
f.
saatini ileri almak
200
Deyim
move one's clock forward
f.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
201
Deyim
be on the clock
f.
mesaide olmak
202
Deyim
be on the clock
f.
mesai saatleri içinde olmak
203
Deyim
be on the clock
f.
çalışıyor olmak
204
Deyim
be on the clock
f.
(taksi için) taksimetresi çalışıyor olmak
205
Deyim
be on the clock
f.
hız göstergesinde gözüküyor olmak
206
Deyim
be on the clock
f.
kilometre sayacında görünüyor olmak
207
Deyim
push back the clock
f.
zamanı geriye sarmak
208
Deyim
push back the clock
f.
geçmişe dönmek
209
Deyim
push back the clock
f.
geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak
210
Deyim
put back the clock
f.
zamanı geriye sarmak
211
Deyim
put back the clock
f.
geçmişe dönmek
212
Deyim
put back the clock
f.
geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak
213
Deyim
turn the clock forward
f.
saatini ileri almak
214
Deyim
turn the clock forward
f.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
215
Deyim
turn one's clock forward
f.
saatini ileri almak
216
Deyim
turn one's clock forward
f.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
217
Deyim
run down the clock
f.
oyalanmak
218
Deyim
run down the clock
f.
zamana oynamak
219
Deyim
run down the clock
f.
top çevirerek zamana oynamak
220
Deyim
run the clock down
f.
oyalanmak
221
Deyim
run the clock down
f.
zamana oynamak
222
Deyim
run the clock down
f.
top çevirerek zamana oynamak
223
Deyim
set back the clock
f.
zamanı geriye sarmak
224
Deyim
set back the clock
f.
geçmişe dönmek
225
Deyim
set back the clock
f.
geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak
226
Deyim
stop (one's) clock
f.
öldürmek
227
Deyim
stop (one's) clock
f.
yaşamına son vermek
228
Deyim
stop (one's) clock
f.
(birinin) işini bitirmek
229
Deyim
stop (one's) clock
f.
hesabını görmek
230
Deyim
stop (one's) clock
f.
defterini dürmek
231
Deyim
stop someone's clock
f.
öldürmek
232
Deyim
stop someone's clock
f.
yaşamına son vermek
233
Deyim
stop someone's clock
f.
(birinin) işini bitirmek
234
Deyim
stop someone's clock
f.
hesabını görmek
235
Deyim
stop someone's clock
f.
defterini dürmek
236
Deyim
wind back the clock
f.
zamanı geriye almak
237
Deyim
wind back the clock
f.
geçmişe dönmek
238
Deyim
wind back the clock
f.
zamanda geri gitmek
239
Deyim
work round the clock
f.
bütün gün ve gece çalışmak
240
Deyim
sleep the clock round
f.
bütün gün aralıksız uyumak
241
Deyim
clean someone's clock
f.
birisini paspas gibi çiğnemek
242
Deyim
clean someone's clock
f.
birini mat etmek
243
Deyim
clean someone's clock
f.
birini mağlup etmek
244
Deyim
clock up
f.
bir başarı daha eklemek
245
Deyim
sleep around the clock
f.
çok uzun bir süre uyumak
246
Deyim
punch a clock
f.
her gün işe gitmek
247
Deyim
put the clock back
f.
hortlatmak
248
Deyim
turn the clock back
f.
geçmişe dönmek
249
Deyim
put the clock back
f.
geçmişe dönmek
250
Deyim
turn the clock back
f.
hortlatmak
251
Deyim
turn back the clock
f.
geçmişe dönmek
252
Deyim
be on the clock
f.
mesaide olmak
253
Deyim
clock in
f.
kilo gelmek/çekmek
254
Deyim
be off the clock
f.
mesai dışında olmak
255
Deyim
turn the clock back
f.
saati geri almak
256
Deyim
put the clock back
f.
saati geri almak
257
Deyim
kill the clock
f.
paslaşarak zaman çalmak
258
Deyim
turn the clock back
f.
saati geriye almak
259
Deyim
turn back the clock
f.
saati geriye almak
260
Deyim
kill the clock
f.
top çevirerek zamana oynamak
261
Deyim
run out the clock
f.
top çevirerek zamana oynamak
262
Deyim
watch the clock
f.
(özellikle bir ders veya sınavda) dakikaları saymak
263
Deyim
clock up
f.
(kazanılan sayıyı) kaydetmek
264
Deyim
turn the clock back
f.
zamanı geriye almak
265
Deyim
put the clock back
f.
yeniden gündeme getirmek
266
Deyim
work against the clock
f.
zamana karşı çalışmak
267
Deyim
beat the clock
f.
vaktinde varmak/ulaşmak
268
Deyim
watch the clock
f.
(özellikle bir ders veya sınavda) saatleri saymak
269
Deyim
put/turn the clock back
f.
zamanı geriye almak
270
Deyim
work against the clock
f.
zamana karşı yarışmak
271
Deyim
turn the clock back
f.
zamanı tersine çevirmek
272
Deyim
punch a clock
f.
(işe) varış çizelgesi doldurmak
273
Deyim
sleep around the clock
f.
yirmi dört saat uyumak
274
Deyim
clock up
f.
yazmak
275
Deyim
work round the clock
f.
yirmi dört saat aralıksız çalışmak
276
Deyim
beat the clock
f.
zamanında/vaktinde yapmak
277
Deyim
turn back the clock
f.
zamanı geriye almak
278
Deyim
put the clock back
f.
zamanı tersine çevirmek
279
Deyim
kill the clock
f.
zamana oynamak
280
Deyim
run out the clock
f.
zamana oynamak
281
Deyim
turn the clock back
f.
yeniden gündeme getirmek
282
Deyim
roll back the clock
f.
zamanı geriye almak
283
Deyim
move the clock back
f.
saatleri bir saat geri almak
284
Deyim
move one's clock back
f.
saatleri bir saat geri almak
285
Deyim
turn the clock forward
f.
saatleri bir saat ileri almak
286
Deyim
turn the clock forward
f.
yaz saati uygulamasına geçmek
287
Deyim
turn one's clock forward
f.
saatleri bir saat ileri almak
288
Deyim
turn one's clock forward
f.
yaz saati uygulamasına geçmek
289
Deyim
wind back the clock
f.
zamanı geri sarmak
290
Deyim
wind back the clock
f.
zamanı geri almak
291
Deyim
wind back the clock
f.
geçmişte belli bir zamana dönmek
292
Deyim
wind back the clock
f.
zamanda geriye gitmek
293
Deyim
push back the clock
f.
zamanda geriye gitmek
294
Deyim
push back the clock
f.
eski zamanlara dönmek
295
Deyim
push back the clock
f.
geçmişte belli bir zamanı canlandırmak
296
Deyim
rewind the clock
f.
geçmişe gitmek
297
Deyim
rewind the clock
f.
(mecazen) zamanı geriye almak
298
Deyim
clean (one's) clock
f.
(birini) paspas gibi çiğnemek
299
Deyim
clean (one's) clock
f.
(birini) mat etmek
300
Deyim
clean (one's) clock
f.
(birini) mağlup etmek
301
Deyim
clean clock
f.
paspas gibi çiğnemek
302
Deyim
clean clock
f.
mat etmek
303
Deyim
clean clock
f.
mağlup etmek
304
Deyim
clock (someone or something) at speeds of (some amount)
f.
birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini tespit etmek
305
Deyim
clock (someone or something) at speeds of (some amount)
f.
birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini ölçmek
306
Deyim
clock someone at speeds of
f.
belli bir hızda gittiğini tespit etmek
307
Deyim
clock someone at speeds of
f.
belli bir hızda gittiğini ölçmek
308
Deyim
punch the (time) clock
f.
işe gidip gelmek
309
Deyim
punch the (time) clock
f.
düzenli bir işte çalışmak
310
Deyim
punch the (time) clock
f.
giriş çıkış saatleri belli bir işte çalışmak
311
Deyim
punch the (time) clock
f.
9-5 bir işte çalışmak
312
Deyim
race against the clock
f.
zamana karşı yarışmak
313
Deyim
race against the clock
f.
zamanla yarışmak
314
Deyim
run the clock out
f.
top çevirerek zamana oynamak
315
Deyim
run the clock out
f.
liderliği sürdürmek için rakibe fırsat vermeden zamanı geçirmeye çalışmak
316
Deyim
run the clock out
f.
pasif/defansif bir stratejiyle zaman geçirerek liderliğini korumaya çalışmak
317
Deyim
run the clock out
f.
oyun süresi bitene kadar topu elinde tutmak
318
Deyim
run the clock out
f.
zamana oynamak
319
Deyim
run the clock out
f.
oyalamak
320
Deyim
run the clock out
f.
zamanı geçirerek avantaj sağlamaya/avantajlı durumunu korumaya çalışmak
321
Deyim
run the clock out
f.
zaman geçirmeye çalışmak
322
Deyim
set one's clock ahead
f.
saatini ileri almak
323
Deyim
set the clock ahead
f.
saati ileri almak
324
Deyim
set one's clock back
f.
saatini geri almak
325
Deyim
set the clock back
f.
saati geri almak
326
Deyim
set one's clock forward
f.
saatini ileri almak
327
Deyim
set the clock forward
f.
saati ileri almak
328
Deyim
stop the clock
f.
kronometreyi durdurmak
329
Deyim
stop the clock
f.
geri sayımı durdurmak
330
Deyim
stop the clock
f.
zamanı durdurmak
331
Deyim
stop the clock
f.
daima genç kalmak
332
Deyim
turn the clock back
f.
saati geri almak
333
Deyim
turn one's clock back
f.
saatini geri almak
334
Deyim
turn one's clock back
f.
geçmişe dönmek
335
Deyim
turn one's clock back
f.
zamanı geriye almak
336
Deyim
turn one's clock back
f.
zamanı tersine çevirmek
337
Deyim
hold the clock on
f.
kronometre tutmak
338
Deyim
stop the clock
f.
geçen saatlerin sayımını durdurarak vade sonu tarihini ertelemek
339
Deyim
around-the-clock
s.
tam zamanlı
340
Deyim
round-the-clock
s.
24 saat süren
341
Deyim
off the clock
s.
mesaisi bitmiş
342
Deyim
off the clock
s.
paydos etmiş
343
Deyim
off the clock
s.
(günü bitirip) işten çıkmış
344
Deyim
off the clock
s.
mesai saati sona ermiş
345
Deyim
off the clock
s.
taksimetresi kapalı/işlemeyen (taksi)
346
Deyim
off the clock
s.
boş (taksi)
347
Deyim
off the clock
s.
yolcu taşıma halinde olmayan (taksi)
348
Deyim
against the clock
zf.
olabildiğince hızlı olarak
349
Deyim
around/round the clock
zf.
durmaksızın
350
Deyim
around/round the clock
zf.
yirmi dört saat
351
Deyim
around/round the clock
zf.
gece gündüz
352
Deyim
around/round the clock
zf.
dur durak bilmeden
353
Deyim
(the) clock is ticking
expr.
zaman azalıyor
354
Deyim
the clock is ticking
expr.
zaman su gibi akıp gidiyor
355
Deyim
(the) clock is ticking
expr.
vakit daralıyor
356
Deyim
the clock is ticking
expr.
zaman azalıyor
357
Deyim
the clock is ticking
expr.
vakit daralıyor
358
Deyim
the clock is ticking
expr.
ömür geçiyor
359
Deyim
the clock is ticking
expr.
biyolojik saat işliyor
360
Deyim
biological clock is ticking
expr.
biyolojik olarak sürenin azalması/geçmesi
361
Deyim
biological clock is ticking
expr.
(kadınlar için) çocuk yapmak için az vaktinin kalması
362
Deyim
against the clock
expr.
bütün engellere rağmen
363
Deyim
face that could stop a clock
expr.
çok çirkin
364
Deyim
homely enough to stop a clock
expr.
çok çirkin
365
Deyim
around the clock
expr.
gece gündüz
366
Deyim
round the clock
expr.
gece gündüz
367
Deyim
working around the clock
expr.
gece-gündüz çalışma
368
Deyim
against the clock
expr.
saate karşı
369
Deyim
homely enough to stop a clock
expr.
yüzüne bakılmayacak kadar çirkin
370
Deyim
face that could stop a clock
expr.
yüzüne bakılmayacak kadar çirkin
371
Deyim
round the clock
expr.
yirmi dört saat
372
Deyim
around the clock
expr.
yirmi dört saat
373
Deyim
face that could stop a clock
expr.
yüzüne bakılamayacak kadar çirkin
374
Deyim
homely enough to stop a clock
expr.
yüzüne bakılamayacak kadar çirkin
375
Deyim
against the clock
expr.
zamana karşı
376
Deyim
around the clock
expr.
durmaksızın
377
Deyim
around the clock
expr.
dur durak bilmeden
378
Deyim
round the clock
expr.
durmaksızın
379
Deyim
round the clock
expr.
dur durak bilmeden
380
Deyim
(the) clock is running
expr.
vakit daralıyor
381
Deyim
(the) clock is running
expr.
vakit doluyor
382
Deyim
(the) clock is running
expr.
zaman azalıyor/daralıyor
Speaking
383
Konuşma
I forgot to set the clock
expr.
saati kurmayı unuttum
384
Konuşma
I set my alarm clock for 7 am
expr.
saatimi sabah yediye kurdum
385
Konuşma
the clock is ticking
expr.
zamanımız azalıyor
Trade/Economic
386
Ticaret/Ekonomi
debt clock
i.
borç saati
387
Ticaret/Ekonomi
clock card
i.
bir işçinin işe başlama ve işten çıkma zamanını kaydettiği form
388
Ticaret/Ekonomi
time clock
i.
kontrol saati
389
Ticaret/Ekonomi
clock off
f.
(iş çıkışında) kart basmak
390
Ticaret/Ekonomi
clock on
f.
(işe gelip) kart basmak
391
Ticaret/Ekonomi
clock in
f.
(işe gelip) kart basmak
392
Ticaret/Ekonomi
clock out
f.
(iş çıkışında) kart basmak
Technical
393
Teknik
tower clock
i.
meydan saati
394
Teknik
tower clock
i.
bir kuledeki saat
395
Teknik
turret clock
i.
meydan saati
396
Teknik
alarm clock
i.
alarm saati
397
Teknik
transfer clock
i.
aktarma saati
398
Teknik
time clock
i.
bir işçinin çalışmaya başladığı veya çalışmayı bitirdiği saatlerini kaydeden saat
399
Teknik
resistance to external blows by the round-the-clock
i.
çevre boyunca dış darbaye mukavemet
400
Teknik
external clock
i.
dış saat
401
Teknik
time clock
i.
devam kontrol saati
402
Teknik
effectiveness clock
i.
etkenlik kadranı
403
Teknik
real time clock
i.
gerçek zaman saati
404
Teknik
time-of-day clock
i.
günün zamanı saati
405
Teknik
clock spring for airbag
i.
hava yastığı spiral yay
406
Teknik
self-winding clock
i.
kendiliğinden kurulan saat
407
Teknik
quartz clock
i.
kuvars saati
408
Teknik
tower clock
i.
kule saati
409
Teknik
common transmit clock
i.
ortak gönderim saati
410
Teknik
measuring clock
i.
ölçme saati
411
Teknik
pendulum clock
i.
sarkaçlı saat
412
Teknik
clock rate
i.
saat oranı
413
Teknik
time clock
i.
puantör
414
Teknik
clock track
i.
saat izi
415
Teknik
clock signal
i.
saat işareti
416
Teknik
clock wise
i.
saat dönüşü
417
Teknik
clock bronze
i.
saat tuncu
418
Teknik
clock generator
i.
saat üreteci
419
Teknik
clock signal generator
i.
saat işareti üreteci
420
Teknik
switch clock
i.
saatli ısıdenetir
421
Teknik
clock counter
i.
saat sayacı
422
Teknik
clock frequency
i.
saat sıklığı
423
Teknik
clock timing
i.
saat güdümünde zamanlama
424
Teknik
clock thermostat
i.
saatli ısıdenetir
425
Teknik
clock kit
i.
saat kiti
426
Teknik
clock pulse
i.
saat darbesi
427
Teknik
synchronous clock
i.
senkron saat
428
Teknik
digital clock
i.
sayısal saat
429
Teknik
caesium clock
i.
sezyum saati
430
Teknik
water clock
i.
su saati
431
Teknik
transfer clock
i.
taşıma saati
432
Teknik
measuring clock
i.
takometre
433
Teknik
time clock operation
i.
zaman saati kumandası
434
Teknik
time clock
i.
zaman saati
435
Teknik
clock wise
s.
saat yönü
Computer
436
Bilgisayar
master clock
i.
ana saat
437
Bilgisayar
transfer clock
i.
aktarma saati
438
Bilgisayar
analogue clock control
i.
analog eşzamanlama
439
Bilgisayar
alarm clock
i.
çalar saat
440
Bilgisayar
external clock
i.
dış saat
441
Bilgisayar
real time clock
i.
gerçek zaman saati
442
Bilgisayar
clock generator
i.
saat üreteci
443
Bilgisayar
clock frequency
i.
saat sıklığı
444
Bilgisayar
clock timing
i.
saatle zamanlama
445
Bilgisayar
clock counter
i.
saat sayacı
446
Bilgisayar
clock cycle
i.
saat çevrimi
447
Bilgisayar
clock track
i.
saat izi
448
Bilgisayar
clock signal generator
i.
saat işareti üreteci
449
Bilgisayar
clock frequency
i.
saat frekansı
450
Bilgisayar
clock signal
i.
saat vurumu
451
Bilgisayar
clock signal
i.
saat işareti
452
Bilgisayar
clock timing
i.
saat güdümünde zamanlama
453
Bilgisayar
clock timeout
i.
saat zaman aşımı
454
Bilgisayar
clock circuit
i.
saat devresi
455
Bilgisayar
clock rate
i.
saat vurum sıklığı
456
Bilgisayar
clock rate
i.
saat oranı
457
Bilgisayar
clock pulse
i.
saat vurumu
458
Bilgisayar
time of day clock
i.
sistem saati
459
Bilgisayar
transfer clock
i.
taşıma saati
460
Bilgisayar
new clock settings
i.
yeni saat ayarları
461
Bilgisayar
24-hour clock
i.
24 saatlik zaman biçimi
462
Bilgisayar
12-hour clock
i.
12 saatlik zaman biçimi
463
Bilgisayar
system clock
i.
(bilgisayarda) bütün dahili bileşenleri senkronize eden sabit yüksek frekans sinyali veren elektronik bir aygıt
464
Bilgisayar
show clock
expr.
saati göster
465
Bilgisayar
show the clock
expr.
saati göster
Informatics
466
Bilişim
master clock
i.
ana saat
467
Bilişim
alarm clock
i.
çalar saat
468
Bilişim
external clock
i.
dış saat
469
Bilişim
external clock
i.
dış zamanlayıcı
470
Bilişim
real-time clock
i.
gerçek zaman saati
471
Bilişim
internal clock
i.
iç saat
472
Bilişim
reference clock
i.
referans saat
473
Bilişim
clock signal
i.
saat vurumu
474
Bilişim
clock pulse
i.
saat vurumu
475
Bilişim
shift clock
i.
saatli kaydırma vurumu
476
Bilişim
clock rate
i.
saat vurum sıklığı
477
Bilişim
system clock
i.
sistem saati
478
Bilişim
alarm clock
i.
uyarıcı saat
479
Bilişim
clock pulse
i.
zamanlama vurumu
480
Bilişim
24-hour clock
i.
24 saatli zamanölçer
481
Bilişim
12-hour clock
i.
12 saatlik zaman biçimi
482
Bilişim
clock rate
i.
zamanlayıcı vurum oranı
483
Bilişim
24-hour clock
i.
24 saatlik zaman biçimi
484
Bilişim
12-hour clock
i.
12 saatli zamanölçer
Telecom
485
Telekom
bluetooth clock
i.
bluetooth saati
486
Telekom
transfer gate clock
i.
geçiş kapısı saati
487
Telekom
clock phase deviation
i.
saat faz sapması
488
Telekom
clock stop mode
i.
saat durdurma kipi
489
Telekom
clock frequency
i.
saat frekansı
490
Telekom
counter clock wise
i.
saat yönü tersi
491
Telekom
exchange clock synchronization
i.
santral saatinin senkronizasyonu
492
Telekom
reset clock
i.
sıfırlama saati
493
Telekom
slave clock
i.
yardımcı saat
494
Telekom
ccd clock
i.
yba saati
495
Telekom
quartz clock
i.
quartz saati
Electric
496
Elektrik
electric clock
i.
elektrikli saat
Architecture
497
Mimarlık
turret clock
i.
dört cephesinde de kadran olan saat kulesi
Construction
498
İnşaat
wall clock
i.
duvar saati
Furniture
499
Mobilya
terry clock
i.
eskiden kullanılan bir amerikan masa saati
500
Mobilya
traveling clock
i.
açıldığında şövale görevi gören katlanabilir saat
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of clock
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy