clock - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

clock

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"clock" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 46 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
clock i. saat
General
clock i. kronometre
clock i. taksimetre
clock i. masa saati
clock i. duvar saati
clock i. saat
clock i. hız göstergesi
clock i. hız ölçer
clock i. duvar veya masa saati
clock i. biyolojik saat
clock i. puantör
clock i. işi zamanında bitirme baskısı
clock i. esnek olmayan zaman çizelgesi
clock i. katı planlama
clock f. ölçmek
clock f. saat tutmak
clock f. zamanlanmak
clock f. (süre, mesafe, hız, sayı) mekanik kayıt cihazına kaydetmek
clock f. zamanlamasını belirlemek
clock f. çan çalmak
clock f. zil çalmak
Computer
clock i. pals üreteci
Electric
clock i. pals devresi
clock f. (dijital cihaza) yeni bir duruma geçmesi için pals sinyali göndermek
Textile
clock i. çorap süslemesi
clock i. çorapta işleme
clock f. (çorap kenarına) işleme yapmak
Construction
clock i. duvar saati
Automotive
clock i. odometre
clock i. saat
clock i. saat
clock f. kilometreyle oynamak
clock f. zaman tutmak
Astronomy
clock i. saat (takımyıldızı)
clock i. saat takımyıldızı
Botanic
clock i. karahindiba bitkisinin tüylü çiçek başı
Sport
clock i. zamana karşı yarışma
Card
clock i. bir tür soliter oyunu
Entomology
clock i. bok böceği
Slang
clock f. suratına bir tane çakmak
British Slang
clock i. surat
clock i. faça
clock f. fark etmek
clock f. vurmak
clock f. aracın kilometresini düşürmek
clock f. aracın kilometre sayacıyla oynamak

"clock" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
electronic clock i. elektronik saat
clock pulse i. saat darbesi
alarm clock i. alarmlı saat
body clock i. bir bireyin belirli bir eylemi yapması için gereken süre
grandfather clock i. ayaklı duvar saati
twelve hour clock i. oniki saatlik zaman
clock method i. saat yöntemi
wall clock i. duvar saati
clock face i. kadran
clock key i. kurgu
system clock i. sistem saati
time clock i. puantör
clock pulse i. saat atışı
pendulum clock i. sarkaçlı saat
24 hour clock i. 24 saatlik zaman biçimi
twelve hour clock i. 12 saatlik zaman
grandfather clock i. büyük sarkaçlı saat
grandfather clock i. dolaplı saat
clock signal i. saat sinyali
ten minutes by the clock i. tam on dakika
grandfather clock i. sandıklı saat
water clock i. su saati
clock tower i. saat kulesi
astronomical clock i. astronomi saati
longcase clock i. sarkaçlı büyük saat
master clock i. anasaat
cuckoo clock i. guguklu saat
12 hour clock i. 12 saatlik zaman biçimi
clock mechanism i. saat mekanizması
mean time clock i. ortalama zaman saati
alarm clock i. çalar saat
clock and watch making i. saat yapımı
clock speed i. bilgisayar çalışma hızı
body clock i. vücudun hareketleri ayarlayan doğal mekanizması
clock circuit i. saat devresi
clock pulse i. saat vurumu
clock-watcher i. aklı ve gözü hep saatte olan (işin veya dersin bitmesini bekleyen)
clock-watcher i. tembel işçi veya öğrenci
clock-towers i. saat kuleleri
mean-time clock i. ortalama zaman saati
twent-four hour clock i. yirmidört saatlik zaman
table clock i. masa saati
shadow clock i. güneş saati
ebony clock i. abanoz saat
quartz clock i. kuvars saati
candle clock i. mum saati
biological clock i. biyolojik saat
internal clock i. biyolojik saat
clock face i. saat kadranı
clock dial i. saat kadranı
antique clock i. antika saat
calendar clock i. takvimli saat
tambour clock i. alt tarafı geniş, üst tarafı kadranın etrafında bir daire oluşturacak şekilde daralan masa saati
carriage clock i. seyahat edenler için tasarlanmış, üstten saplı kutu biçiminde portatif saat
the clock i. puantör
the clock i. bir işçinin çalışmaya başladığı veya çalışmayı bitirdiği saatlerini kaydeden saat
analogue clock i. analog saat
analogue clock i. dijital olmayan saat
year clock i. aralıksız bir yıl çalışan saat
jack-of-the-clock i. antika gonglu saatlerde erkek figürü
dandelion clock i. çocukların karahindibayı üfleyerek oynadıkları bir oyun
grandfather's clock i. antika duvar saati
grandmother clock i. sarkaçlı büyük saat
round-the-clock patrol i. devamlı devriye
round-the-clock patrol i. kesintisiz devriye
banjo clock i. dar kasalı yuvarlak bir tür sarkaçlı saat
clock [obsolete] i. kol saati
clock [obsolete] i. analog saat
clock [obsolete] i. tam saati gösteren saat vuruşu
clock [obsolete] i. vuruşla belirtilen saat başı
clock pendulum i. saat sarkacı
clock radio i. alarmlı radyo
clock time i. saatin üstünde görünen zaman
clock time i. saat
clock-radio i. alarmlı radyo
clock-watching i. (iş bitsin diye) sürekli saate bakma
doomsday clock i. kıyamet saati
doomsday clock i. kıyamet günü saati
doomsday clock i. küresel yok oluşa kalan süreyi gösteren bir saat
set a clock back f. saati geriye almak
clock up f. yazmak
wind a clock f. saati kurmak
wind up clock f. saati kurmak
clock out f. işten çıkış saatini kaydetmek
clock somebody one f. şamar atmak
clock in f. puantöre kaydettirerek işbaşı yapmak
clock in f. işe gelme saatini kaydetmek
clock out f. puantöre kaydettirerek paydos etmek
clock somebody one f. şamar vurmak
set a clock forward f. saati ileriye almak
work round the clock f. gecesini gündüzüne katmak
clock out f. işten çıkmak
clock in f. işe başlamak
put the clock forward f. saati ileri almak
watch the clock f. saati kollamak
set the clock ahead f. saatleri ileri almak
set the clock back f. saatleri geri almak
clock someone at speeds of up to one hundred miles per hour f. birini saatte yüz mil hız yaparken yakalamak
clock out early f. erken paydos etmek
clock [dialect] [uk] f. gıdaklamak
clock [dialect] [uk] f. kuluçkaya yatmak
clock [dialect] [uk] f. civciv çıkarmak
around-the-clock s. gün boyu süren
round-the-clock s. gece gündüz yapılan
round-the-clock s. devamlı
around-the-clock s. gün boyu süren
around-the-clock s. aralıksız devam eden
around-the-clock s. ara vermeden yapılan
off-the-clock s. işte olmayan
off-the-clock s. iş yerinde olmayan
off-the-clock s. çalışmak için ücret almayan
off-the-clock s. rahatlatıcı
off-the-clock s. dinlendiren
off-the-clock s. huzur veren
round the clock zf. gece gündüz
around the clock zf. tam gün devam eden
around the clock zf. gün boyunca
around the clock zf. gece ve gündüz
off-the-clock zf. fazladan ücret almadan mesai dışı (çalışmak)
Phrasals
clock in f. belli bir süre içinde bir işi ya da müsabakayı bitirmek/tamamlamak
clock in f. belli bir hıza ulaşmak
clock in f. belli bir hıza çıkmak
clock in f. hız yapmak
clock off f. birisinin işten çıkış saatini kaydetmek
clock out f. birisinin işten çıkış saatini kaydetmek
clock on f. birisinin işe giriş saatini kaydetmek
clock in f. birisinin işe giriş saatini kaydetmek
clock in f. işe giriş saatini kaydetmek
clock off f. işten çıkış saatini kaydetmek
clock (someone or something) at (a certain speed) f. (birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini) tespit etmek
clock (someone or something) at (a certain speed) f. (birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini) ölçmek
clock someone or something at something f. birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini tespit etmek
clock someone or something at something f. birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini ölçmek
clock at f. belli bir hızda gittiğini tespit etmek
clock at f. belli bir hızda gittiğini ölçmek
clock someone in f. birinin geliş/varış saatini kaydetmek
clock someone in f. birinin işe giriş/varış saatini takip etmek/tutmak
clock someone in f. birinin iş yerine giriş saatini kaydetmek
clock someone in f. birinin iş yerine giriş saatini takip etmek/tutmak
clock someone out f. birinin işten çıkış saatini kaydetmek
clock someone out f. birinin işten çıkış saatini takip etmek/tutmak
clock someone out f. birinin iş yerinden ayrılma saatini kaydetmek
clock someone out f. birinin iş yerinden ayrılma saatini takip etmek/tutmak
clock something up f. (bir makinenin) toplam çalışma saatlerini, yaptığı mili/kilometreyi kaydetmek
clock something up f. kayda değer bir başarı kazanmak
clock something up f. bir hedefe ulaşmak
clock something up f. başarı/skor kaydetmek
clock up f. (uçak ve arabalarda) kat edilen mesafeyi kaydetmek
Phrases
biological clock is ticking expr. biyolojik saat işliyor
biological clock is ticking expr. kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olabileceğini belirtmek için kullanılan ifade
(the) clock is ticking expr. vakit geçiyor
(the) clock is ticking expr. vakit doluyor
(the) clock is ticking expr. kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olacağını belirten ifade
(the) clock is ticking expr. zaman azalıyor
(the) clock is ticking expr. zaman daralıyor
(the) clock is ticking expr. (kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması
biological clock is ticking expr. biyolojik saat işliyor
biological clock is ticking expr. vakit geçiyor
biological clock is ticking expr. vakit doluyor
biological clock is ticking expr. kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olacağını belirten ifade
biological clock is ticking expr. zaman azalıyor
biological clock is ticking expr. zaman daralıyor
biological clock is ticking expr. (kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması
Proverb
a dead clock is correct twice a day bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
a dead clock is right twice a day bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
a stopped clock is right twice a day bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
even a stopped/broken clock is right twice a day bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
Colloquial
around-the-clock i. biteviye
round the clock i. biteviye
famous clock i. meşhur saat
clock tower i. saat kulesi
clock watcher i. aklı ve gözü hep saatte olan (işin veya dersin bitmesini bekleyen) kimse
clock watcher i. gözü sürekli saatte olan kimse
clock watcher i. durmadan saate bakan çalışan/öğrenci
around-the-clock expr. gece gündüz durmadan
round the clock expr. gece gündüz durmadan
clock struck one expr. saat biri vurdu
Idioms
working around the clock i. aralıksız olarak çalışma
a race against the clock i. zamana karşı yarış
a race against the clock i. zamana karşı yarış
a race against the clock i. zamanla yarış
get (one's) clock cleaned f. yer misin yemez misin (dayak yemek)
get (one's) clock cleaned f. darma duman olmak
get (one's) clock cleaned f. tekmelenmek
get (one's) clock cleaned f. çok fena yenilmek
get (one's) clock cleaned f. pataklanmak
get (one's) clock cleaned f. yer misin yemez misin (dayak yemek)
get (one's) clock cleaned f. darma duman olmak
get (one's) clock cleaned f. tekmelenmek
get (one's) clock cleaned f. yerleri öptürmek
get (one's) clock cleaned f. çok fena yenilmek
get (one's) clock cleaned f. pataklanmak
move the clock back f. saatini geri almak
move the clock back f. kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move one's clock back f. saatini geri almak
move one's clock back f. kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move the clock forward f. saatini ileri almak
move the clock forward f. yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
move one's clock forward f. saatini ileri almak
move one's clock forward f. yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
be on the clock f. mesaide olmak
be on the clock f. mesai saatleri içinde olmak
be on the clock f. çalışıyor olmak
be on the clock f. (taksi için) taksimetresi çalışıyor olmak
be on the clock f. hız göstergesinde gözüküyor olmak
be on the clock f. kilometre sayacında görünüyor olmak
push back the clock f. zamanı geriye sarmak
push back the clock f. geçmişe dönmek
push back the clock f. geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak
put back the clock f. zamanı geriye sarmak
put back the clock f. geçmişe dönmek
put back the clock f. geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak
turn the clock forward f. saatini ileri almak
turn the clock forward f. yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
turn one's clock forward f. saatini ileri almak
turn one's clock forward f. yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
run down the clock f. oyalanmak
run down the clock f. zamana oynamak
run down the clock f. top çevirerek zamana oynamak
run the clock down f. oyalanmak
run the clock down f. zamana oynamak
run the clock down f. top çevirerek zamana oynamak
set back the clock f. zamanı geriye sarmak
set back the clock f. geçmişe dönmek
set back the clock f. geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak
stop (one's) clock f. öldürmek
stop (one's) clock f. yaşamına son vermek
stop (one's) clock f. (birinin) işini bitirmek
stop (one's) clock f. hesabını görmek
stop (one's) clock f. defterini dürmek
stop someone's clock f. öldürmek
stop someone's clock f. yaşamına son vermek
stop someone's clock f. (birinin) işini bitirmek
stop someone's clock f. hesabını görmek
stop someone's clock f. defterini dürmek
wind back the clock f. zamanı geriye almak
wind back the clock f. geçmişe dönmek
wind back the clock f. zamanda geri gitmek
work round the clock f. bütün gün ve gece çalışmak
sleep the clock round f. bütün gün aralıksız uyumak
clean someone's clock f. birisini paspas gibi çiğnemek
clean someone's clock f. birini mat etmek
clean someone's clock f. birini mağlup etmek
clock up f. bir başarı daha eklemek
sleep around the clock f. çok uzun bir süre uyumak
punch a clock f. her gün işe gitmek
put the clock back f. hortlatmak
turn the clock back f. geçmişe dönmek
put the clock back f. geçmişe dönmek
turn the clock back f. hortlatmak
turn back the clock f. geçmişe dönmek
be on the clock f. mesaide olmak
clock in f. kilo gelmek/çekmek
be off the clock f. mesai dışında olmak
turn the clock back f. saati geri almak
put the clock back f. saati geri almak
kill the clock f. paslaşarak zaman çalmak
turn the clock back f. saati geriye almak
turn back the clock f. saati geriye almak
kill the clock f. top çevirerek zamana oynamak
run out the clock f. top çevirerek zamana oynamak
watch the clock f. (özellikle bir ders veya sınavda) dakikaları saymak
clock up f. (kazanılan sayıyı) kaydetmek
turn the clock back f. zamanı geriye almak
put the clock back f. yeniden gündeme getirmek
work against the clock f. zamana karşı çalışmak
beat the clock f. vaktinde varmak/ulaşmak
watch the clock f. (özellikle bir ders veya sınavda) saatleri saymak
put/turn the clock back f. zamanı geriye almak
work against the clock f. zamana karşı yarışmak
turn the clock back f. zamanı tersine çevirmek
punch a clock f. (işe) varış çizelgesi doldurmak
sleep around the clock f. yirmi dört saat uyumak
clock up f. yazmak
work round the clock f. yirmi dört saat aralıksız çalışmak
beat the clock f. zamanında/vaktinde yapmak
turn back the clock f. zamanı geriye almak
put the clock back f. zamanı tersine çevirmek
kill the clock f. zamana oynamak
run out the clock f. zamana oynamak
turn the clock back f. yeniden gündeme getirmek
roll back the clock f. zamanı geriye almak
move the clock back f. saatleri bir saat geri almak
move one's clock back f. saatleri bir saat geri almak
turn the clock forward f. saatleri bir saat ileri almak
turn the clock forward f. yaz saati uygulamasına geçmek
turn one's clock forward f. saatleri bir saat ileri almak
turn one's clock forward f. yaz saati uygulamasına geçmek
wind back the clock f. zamanı geri sarmak
wind back the clock f. zamanı geri almak
wind back the clock f. geçmişte belli bir zamana dönmek
wind back the clock f. zamanda geriye gitmek
push back the clock f. zamanda geriye gitmek
push back the clock f. eski zamanlara dönmek
push back the clock f. geçmişte belli bir zamanı canlandırmak
rewind the clock f. geçmişe gitmek
rewind the clock f. (mecazen) zamanı geriye almak
clean (one's) clock f. (birini) paspas gibi çiğnemek
clean (one's) clock f. (birini) mat etmek
clean (one's) clock f. (birini) mağlup etmek
clean clock f. paspas gibi çiğnemek
clean clock f. mat etmek
clean clock f. mağlup etmek
clock (someone or something) at speeds of (some amount) f. birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini tespit etmek
clock (someone or something) at speeds of (some amount) f. birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini ölçmek
clock someone at speeds of f. belli bir hızda gittiğini tespit etmek
clock someone at speeds of f. belli bir hızda gittiğini ölçmek
punch the (time) clock f. işe gidip gelmek
punch the (time) clock f. düzenli bir işte çalışmak
punch the (time) clock f. giriş çıkış saatleri belli bir işte çalışmak
punch the (time) clock f. 9-5 bir işte çalışmak
race against the clock f. zamana karşı yarışmak
race against the clock f. zamanla yarışmak
run the clock out f. top çevirerek zamana oynamak
run the clock out f. liderliği sürdürmek için rakibe fırsat vermeden zamanı geçirmeye çalışmak
run the clock out f. pasif/defansif bir stratejiyle zaman geçirerek liderliğini korumaya çalışmak
run the clock out f. oyun süresi bitene kadar topu elinde tutmak
run the clock out f. zamana oynamak
run the clock out f. oyalamak
run the clock out f. zamanı geçirerek avantaj sağlamaya/avantajlı durumunu korumaya çalışmak
run the clock out f. zaman geçirmeye çalışmak
set one's clock ahead f. saatini ileri almak
set the clock ahead f. saati ileri almak
set one's clock back f. saatini geri almak
set the clock back f. saati geri almak
set one's clock forward f. saatini ileri almak
set the clock forward f. saati ileri almak
stop the clock f. kronometreyi durdurmak
stop the clock f. geri sayımı durdurmak
stop the clock f. zamanı durdurmak
stop the clock f. daima genç kalmak
turn the clock back f. saati geri almak
turn one's clock back f. saatini geri almak
turn one's clock back f. geçmişe dönmek
turn one's clock back f. zamanı geriye almak
turn one's clock back f. zamanı tersine çevirmek
hold the clock on f. kronometre tutmak
stop the clock f. geçen saatlerin sayımını durdurarak vade sonu tarihini ertelemek
around-the-clock s. tam zamanlı
round-the-clock s. 24 saat süren
off the clock s. mesaisi bitmiş
off the clock s. paydos etmiş
off the clock s. (günü bitirip) işten çıkmış
off the clock s. mesai saati sona ermiş
off the clock s. taksimetresi kapalı/işlemeyen (taksi)
off the clock s. boş (taksi)
off the clock s. yolcu taşıma halinde olmayan (taksi)
against the clock zf. olabildiğince hızlı olarak
around/round the clock zf. durmaksızın
around/round the clock zf. yirmi dört saat
around/round the clock zf. gece gündüz
around/round the clock zf. dur durak bilmeden
(the) clock is ticking expr. zaman azalıyor
the clock is ticking expr. zaman su gibi akıp gidiyor
(the) clock is ticking expr. vakit daralıyor
the clock is ticking expr. zaman azalıyor
the clock is ticking expr. vakit daralıyor
the clock is ticking expr. ömür geçiyor
the clock is ticking expr. biyolojik saat işliyor
biological clock is ticking expr. biyolojik olarak sürenin azalması/geçmesi
biological clock is ticking expr. (kadınlar için) çocuk yapmak için az vaktinin kalması
against the clock expr. bütün engellere rağmen
face that could stop a clock expr. çok çirkin
homely enough to stop a clock expr. çok çirkin
around the clock expr. gece gündüz
round the clock expr. gece gündüz
working around the clock expr. gece-gündüz çalışma
against the clock expr. saate karşı
homely enough to stop a clock expr. yüzüne bakılmayacak kadar çirkin
face that could stop a clock expr. yüzüne bakılmayacak kadar çirkin
round the clock expr. yirmi dört saat
around the clock expr. yirmi dört saat
face that could stop a clock expr. yüzüne bakılamayacak kadar çirkin
homely enough to stop a clock expr. yüzüne bakılamayacak kadar çirkin
against the clock expr. zamana karşı
around the clock expr. durmaksızın
around the clock expr. dur durak bilmeden
round the clock expr. durmaksızın
round the clock expr. dur durak bilmeden
(the) clock is running expr. vakit daralıyor
(the) clock is running expr. vakit doluyor
(the) clock is running expr. zaman azalıyor/daralıyor
Speaking
I forgot to set the clock expr. saati kurmayı unuttum
I set my alarm clock for 7 am expr. saatimi sabah yediye kurdum
the clock is ticking expr. zamanımız azalıyor
Trade/Economic
debt clock i. borç saati
clock card i. bir işçinin işe başlama ve işten çıkma zamanını kaydettiği form
time clock i. kontrol saati
clock off f. (iş çıkışında) kart basmak
clock on f. (işe gelip) kart basmak
clock in f. (işe gelip) kart basmak
clock out f. (iş çıkışında) kart basmak
Technical
tower clock i. meydan saati
tower clock i. bir kuledeki saat
turret clock i. meydan saati
alarm clock i. alarm saati
transfer clock i. aktarma saati
time clock i. bir işçinin çalışmaya başladığı veya çalışmayı bitirdiği saatlerini kaydeden saat
resistance to external blows by the round-the-clock i. çevre boyunca dış darbaye mukavemet
external clock i. dış saat
time clock i. devam kontrol saati
effectiveness clock i. etkenlik kadranı
real time clock i. gerçek zaman saati
time-of-day clock i. günün zamanı saati
clock spring for airbag i. hava yastığı spiral yay
self-winding clock i. kendiliğinden kurulan saat
quartz clock i. kuvars saati
tower clock i. kule saati
common transmit clock i. ortak gönderim saati
measuring clock i. ölçme saati
pendulum clock i. sarkaçlı saat
clock rate i. saat oranı
time clock i. puantör
clock track i. saat izi
clock signal i. saat işareti
clock wise i. saat dönüşü
clock bronze i. saat tuncu
clock generator i. saat üreteci
clock signal generator i. saat işareti üreteci
switch clock i. saatli ısıdenetir
clock counter i. saat sayacı
clock frequency i. saat sıklığı
clock timing i. saat güdümünde zamanlama
clock thermostat i. saatli ısıdenetir
clock kit i. saat kiti
clock pulse i. saat darbesi
synchronous clock i. senkron saat
digital clock i. sayısal saat
caesium clock i. sezyum saati
water clock i. su saati
transfer clock i. taşıma saati
measuring clock i. takometre
time clock operation i. zaman saati kumandası
time clock i. zaman saati
clock wise s. saat yönü
Computer
master clock i. ana saat
transfer clock i. aktarma saati
analogue clock control i. analog eşzamanlama
alarm clock i. çalar saat
external clock i. dış saat
real time clock i. gerçek zaman saati
clock generator i. saat üreteci
clock frequency i. saat sıklığı
clock timing i. saatle zamanlama
clock counter i. saat sayacı
clock cycle i. saat çevrimi
clock track i. saat izi
clock signal generator i. saat işareti üreteci
clock frequency i. saat frekansı
clock signal i. saat vurumu
clock signal i. saat işareti
clock timing i. saat güdümünde zamanlama
clock timeout i. saat zaman aşımı
clock circuit i. saat devresi
clock rate i. saat vurum sıklığı
clock rate i. saat oranı
clock pulse i. saat vurumu
time of day clock i. sistem saati
transfer clock i. taşıma saati
new clock settings i. yeni saat ayarları
24-hour clock i. 24 saatlik zaman biçimi
12-hour clock i. 12 saatlik zaman biçimi
system clock i. (bilgisayarda) bütün dahili bileşenleri senkronize eden sabit yüksek frekans sinyali veren elektronik bir aygıt
show clock expr. saati göster
show the clock expr. saati göster
Informatics
master clock i. ana saat
alarm clock i. çalar saat
external clock i. dış saat
external clock i. dış zamanlayıcı
real-time clock i. gerçek zaman saati
internal clock i. iç saat
reference clock i. referans saat
clock signal i. saat vurumu
clock pulse i. saat vurumu
shift clock i. saatli kaydırma vurumu
clock rate i. saat vurum sıklığı
system clock i. sistem saati
alarm clock i. uyarıcı saat
clock pulse i. zamanlama vurumu
24-hour clock i. 24 saatli zamanölçer
12-hour clock i. 12 saatlik zaman biçimi
clock rate i. zamanlayıcı vurum oranı
24-hour clock i. 24 saatlik zaman biçimi
12-hour clock i. 12 saatli zamanölçer
Telecom
bluetooth clock i. bluetooth saati
transfer gate clock i. geçiş kapısı saati
clock phase deviation i. saat faz sapması
clock stop mode i. saat durdurma kipi
clock frequency i. saat frekansı
counter clock wise i. saat yönü tersi
exchange clock synchronization i. santral saatinin senkronizasyonu
reset clock i. sıfırlama saati
slave clock i. yardımcı saat
ccd clock i. yba saati
quartz clock i. quartz saati
Electric
electric clock i. elektrikli saat
Architecture
turret clock i. dört cephesinde de kadran olan saat kulesi
Construction
wall clock i. duvar saati
Furniture
terry clock i. eskiden kullanılan bir amerikan masa saati
traveling clock i. açıldığında şövale görevi gören katlanabilir saat