brilliant - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

brilliant

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"brilliant" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 41 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
brilliant s. nefis
brilliant s. parlak
brilliant s. muhteşem
General
brilliant i. pırlanta
brilliant i. üç puntoluk harf
brilliant i. (elmas) yuvarlak kesim
brilliant i. yuvarlak kesimli elmas
brilliant i. pırlanta
brilliant s. harika
brilliant s. görkemli
brilliant s. zeki
brilliant s. göz kamaştırıcı
brilliant s. enfes
brilliant s. parlak
brilliant s. mükemmel
brilliant s. şaşaalı
brilliant s. göz alıcı
brilliant s. pırıl pırıl
brilliant s. dahice
brilliant s. ışıl ışıl
brilliant s. harikulade
brilliant s. keskin zekalı
brilliant s. parlak zekalı
brilliant s. berrak
brilliant s. muhteşem
brilliant s. (ton) keskin
brilliant s. (ton) net
brilliant s. gelecek vaat eden
brilliant s. dikkat çekici
brilliant s. ünlü
brilliant s. seçkin
brilliant s. (değerli taş) yuvarlak kesimli
brilliant s. canlı
brilliant s. yoğun
Textile
brilliant i. bir tür pamuklu eşya
Geography
brilliant i. alabama eyaletinde şehir
Music
brilliant s. (enstrüman tonu) yüksek derecede armonik
brilliant s. canlı
Printery
brilliant i. (eskiden) yaklaşık olarak 4 puntoya eşit bir yazı tipi boyutu
brilliant i. yaklaşık üç buçuk puntolluk bir yazı tipi boyutu
brilliant i. küçük bir yazı tipi boyutu

"brilliant" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

İngilizce Türkçe
General
brilliant achievement i. parlak başarı
brilliant polish i. parlak cila
brilliant white i. parlak beyaz
brilliant light i. parlak ışık
brilliant success i. parlak başarı
brilliant idea i. parlak fikir
brilliant cut i. yuvarlak kesim
have a good/brilliant command of f. hakim olmak (dile vb)
have a good/brilliant mastery of f. hakim olmak (dile vb)
have a good/brilliant comprehension/understanding of f. hakim olmak (dile vb)
have a good/brilliant knowledge of f. hakim olmak (dile vb)
be brilliant at something f. bir şeyde harika olmak
as a brilliant s. pırlanta gibi
brilliant-cut s. (değerli taş) yuvarlak kesimli
Speaking
I had a brilliant weekend expr. haftasonum iyi geçti
Textile
coomassie brilliant blue i. koomassie parlak mavi (tekstilde ve biyokimyada kullanılan bir tür boya)
Dyeing
brilliant green i. parlak yeşil renkte bir tür trifenilmetan boyası
Medical
brilliant performance i. üstün performans
Geology
trap brilliant i. 72 façetalı pırlanta
double brilliant i. 72 façetalı pırlanta
split brilliant i. 72 façetalı pırlanta
Military
brilliant pebble i. ısı güdümlü, bilgisayarlı bir füzenin kod adı