bread - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bread

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"bread" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 19 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
bread i. ekmek
General
bread i. maişet
bread i. para
bread i. mangiz
bread i. geçim
bread i. nimet
bread i. mangır
bread i. yiyecek
bread i. efkaristiya ayininde kullanılan mayasız küçük ekmek parçası
bread i. sürdürücü unsur
bread i. yiyecek gibi gerekli şey
bread i. hayır olarak verilen şey
bread i. nakış işi
bread i. örgü
bread f. pane etmek
bread f. ekmek vermek
bread f. ağ haline getirmek
Colloquial
bread i. tıngır
British Slang
bread i. para

"bread" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
banana bread i. muzlu ekmek
General
bread seller i. ekmekçi
something eaten with one's bread i. katık
bread and butter i. ekmek teknesi
one's bread and butter i. ekmek parası
bread maker i. ekmekçi
bread box i. ekmek kabı
wholewheat bread i. kepekli ekmek
dry bread i. kuru ekmek
whole wheat bread i. buğday ekmeği
garlic bread i. sarımsaklı ekmek
bread and butter i. ekmek
bread industry i. ekmek endüstrisi
loaf of bread i. ekmek somunu
bread line i. bedava yemek kuyruğu
one's daily bread i. kazanç
sliced bread for toasting i. tost ekmeği
dried bread i. galeta
bread and butter i. ekmek parası
the place where one earns one's bread i. ekmek teknesi
french bread i. francala
one's daily bread i. nafaka
one’s daily bread i. rızık
bread and wine i. aşai rabbani
unleavened bread i. hamursuz
bread crumb i. ekmek kırıntısı
dish of dry bread and broth i. papara
one's daily bread i. rızk
bread and butter i. geçim
tea bread i. çörek
bread and butter i. tereyağlı ekmek
round and flat bread i. pide
fight for bread i. ekmek kavgası
bread and butter i. ekmek kapısı
twice baked bread i. çifte pişirilmiş ekmek
griddle bread i. tava ekmeği
bread line i. ekmek kuyruğu
pitta bread i. pide
black bread i. çavdar ekmeği
confinement on bread and water i. katıksız hapis
bread bin i. ekmek kabı
bread basket i. mide
thin bread i. lavaş
bread selling i. ekmekçilik
bread making i. ekmekçilik
bread bag i. ekmek poşeti
a hot bread i. sıcak bir ekmek
hot bread i. sıcak ekmek
fresh bread i. taze ekmek
bread knife i. ekmek bıçağı
unleavened bread i. mayasız ekmek
stale bread i. bayat ekmek
wholemeal bread i. kepekli ekmek
toasted bread i. kızarmış ekmek
bread and butter i. geçim yolu
brown bread i. siyah ekmek
bread mould i. ekmek küfü
bread-and-butter i. temel
home-baked bread i. ev ekmeği
half-bread i. melez
freshly-baked bread i. taze ekmek
smell of freshly-baked bread i. taze ekmek kokusu
ring-shaped bread covered with sesame seeds i. simit
whole-wheat bread i. kepek ekmeği
rye bread i. çavdar ekmeği
wooden bread box i. ahşap ekmek kutusu
bread flour i. ekmek unu
non-staling bread i. bayatlamayan ekmek
non-staling bread i. bayatlamaz ekmek
bread queue i. ekmek kuyruğu
whole-wheat bread i. kepekli ekmek
bread bakery i. fırın
bread bakery i. ekmek fırını
bread bakeries i. ekmek fırınları
bread wheat i. ekmeklik buğday
bread carriage handle i. ekmek kızartma makinesi kolu
fried bread i. kızarmış ekmek
cracker bread i. lavaş
saw edge bread knife i. testereli ekmek bıçağı
bread making machine i. ekmek yapma makinesi
bread maker i. ekmek yapma makinesi
saw edge bread knife i. testere ağızlı ekmek bıçağı
banana bread i. muz ekmeği
bread and wine i. ekmek ve şarap
bread stuffs i. ekmeklik tahıl
bread bin i. ekmeklik
bread bin i. ekmek kutusu
bread and scrape i. tereyağlı ekmek
bread crumb i. ufalanmış ekmek
bread tree i. ekmekağacı
bread baser i. tek dilim/açık sandviç
bread and water diet i. ekmek ve su hapsi
whole wheat bread i. tam buğday ekmeği
bread crumbs i. ekmek kırıntıları
burnt bread i. yanmış ekmek
daily bread i. nimet
hard bread i. kraker
crisp bread i. kraker
sweet yeast bread i. paskalya çöreği
a slice of bread i. bir dilim ekmek
frozen bread dough i. donmuş ekmek hamuru
moldy bread i. küflü ekmek
mouldy bread i. küflü ekmek
bread and butter i. ekmek ve tereyağı
billy-bread [new zealand] i. kamp ateşinde pişirilen ekmek
bread [obsolete] i. mesafe
bread [obsolete] i. uzaklık
daily bread i. geçim
daily bread i. günlük geçim
daily bread i. günlük kazanç
daily bread i. ekmek parası
bread on a hanger i. askıda ekmek
suspended bread i. askıda ekmek
indian bread i. mısır ekmeği
daily bread i. zaruri bedensel ihtiyaçlar
daily bread i. maneviyatı besleyen ihtiyaçlar
quarrel with one's bread and butter f. hayat standartlarından şikayet etmek
know which side one's bread is buttered f. bal alacak çiçeği bilmek
earn one's bread f. ekmeğini kazanmak
earn one's bread f. eli ekmek tutmak
know which side one's bread is buttered f. kan alacak damarı bilmek
earn one's daily bread f. rızkını çıkarmak
beg one's bread f. aç biilaç yaşamak
take the bread out of somebody's mouth f. ekmeğine mani olmak
earn one's bread f. ekmeğini çıkarmak
bake bread f. ekmek yapmak
make bread f. ekmek yapmak
dip the bread into the soup f. ekmeğini çorbaya banmak
bring home the bread f. eve ekmek getirmek
follow the bread crumbs f. ekmek kırıntılarını takip etmek
bread to be produced f. ekmek üretilmek
slice the bread f. ekmek dilimlemek
spread on bread f. ekmeğe sürmek
bread [dialect] f. genişletmek
bread [dialect] f. yaymak
sad bread s. deve yüküyle
sad bread s. bir dolu
bread-and-butter s. sağlam
bread-and-butter s. güvenilir
bread-and-butter s. iş bitirici
bread-and-butter s. (konaklama için) memnuniyetini belirten
bread-and-butter s. geçim kaynağı olan
bread-and-butter s. temel yaşamsal ihtiyaçlara ait
bread-and-butter s. rutin
bread-and-butter s. günlük
bread-and-butter s. temel
bread-and-butter s. esas
bread-and-butter [uk] s. ergen
bread-and-butter [uk] s. toy
bw (bread and water) kısalt. ekmek ve su
Phrases
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. sarı yelve'nin ötüşünü belirtmek üzere kullanılan yansıtma ifade
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. sarı çintenin (sarı kiraz kuşu) ötüşünü andıran bir yansımalı/onomatopeik ifade
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. sarı yelve'nin ötüşünü belirtmek üzere kullanılan yansıtma ifade
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. bir parça ekmek, peynir istemez
each day brings its own bread expr. her yeni gün kendi ekmeğini getirir
Proverb
man cannot live by bread alone insan sadece ekmekle yaşayamaz
cast one's bread upon the waters karşılık beklemeden yardım etmek
cast one's bread upon the waters iyilik yap, denize at, balık bilmezse hâlik bilir
bread is the staff of life yiyen dikilir, yemeyen yıkılır
bread is the staff of life can boğazdan gelir
man cannot live by bread alone yalnız ekmekle yaşanmaz
man does not live by bread alone hayat sadece yemekten ibaret değildir
man cannot live by bread alone insan sadece ekmekle yaşamaz
man cannot live by bread alone hayat sadece yemekten ibaret değildir
man does not live by bread alone insan sadece ekmekle yaşamaz
man does not live by bread alone yalnız ekmekle yaşanmaz
Colloquial
bread and butter i. günlük geçim
someone's daily bread i. günlük geçim
someone's daily bread i. günlük nafaka
someone's daily bread i. gündelik gereksinim
break bread with f. birisiyle yemek yemek
break bread with f. ekmeğini paylaşmak
someone's bread and butter expr. insanın ekmek ve suyu
hope is the poor man's bread expr. umut fakirin ekmeği
Idioms
bread and butter i. geçim kaynağı
sliced bread i. bundan daha iyisi yok
sliced bread i. bundan daha iyisi henüz çıkmadı/henüz bulunmadı
sliced bread i. görüp görebileceğin en iyi şey
sliced bread i. tekerleğin icadından sonraki en iyi buluş
white-bread i. amerikalı sıradan beyazlar
best thing since sliced bread i. bir grubun en iyisi
fight for bread i. boğaz kavgası
someone's bread and butter i. ekmek kapısı
bread and butter i. ekmek parası
bread and water i. ekmek ve su
the greatest thing since sliced bread i. görüp görebileceğin en iyi şey
bread and circuses i. göstermelik eğlence
best thing since sliced bread i. şimdiye kadar görünenler arasında en iyisi
the greatest thing since sliced bread i. şimdiye kadar bulunanlar arasında en harika buluş
bread and butter letter i. teşekkür notu
bread-and-butter letter i. teşekkür mektubu
bread and circuses i. ülke çapında eğlence
bread and circuses i. uyutucu eğlence
the best thing since sliced bread i. yok böyle birşey
the greatest thing since sliced bread i. yok böyle birşey
a bread-and-butter letter i. teşekkür notu/mektubu
a bread-and-butter letter i. kendini ağırlayan kişiye yazılan teşekkür notu/mektubu
a bread-and-butter letter i. kendine ev sahipliği yapan/evini açan kişiye yazılan teşekkür notu/mektubu
a bread-and-butter letter i. kendini misafir eden kişiye yazılan teşekkür notu/mektubu
a bread-and-butter letter i. misafirin ev sahibine yazdığı teşekkür notu/mektubu
bread and butter i. temel
bread and butter i. yapı taşı
bread and butter i. olmazsa olmaz parça
bread and butter i. ekmeği suyu
bread-and-butter letter i. kendini ağırlayan kişiye yazılan teşekkür mektubu/notu
bread-and-butter letter i. misafirin ev sahibine yazdığı teşekkür mektubu/notu
bread upon the waters i. geri ödenmesi beklenmeyen borç
bread upon the waters i. hayır işi
your bread and butter i. ekmek parası
your bread and butter i. geçim kaynağı
your bread and butter i. ekmeğini kazandığı iş
your bread and butter i. ekmek teknesi
your daily bread i. rızık
your daily bread i. kazanç
butter (one's) bread on both sides f. iki taraflı menfaat elde etmek
butter (one's) bread on both sides f. iki taraflı çıkar sağlamak
butter (one's) bread on both sides f. iki taraflı yarar sağlamak
butter (one's) bread on both sides f. bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
butter (one's) bread on both sides f. ikili oynamak
butter (one's) bread on both sides f. har vurup harman savurmak
butter (one's) bread on both sides f. düşüncesizce harcayarak yaşamak
butter (one's) bread on both sides f. hesapsızca harcayarak yaşamak
butter (one's) bread on both sides f. para saçarak yaşamak
butter (one's) bread on both sides f. müsrifçe yaşamak
eat the bread of idleness f. başkasının sırtından geçinmek
eat the bread of idleness f. başkasının ekmeğini yemek
eat the bread of idleness f. geçimini başkasından sağlamak
eat the bread of idleness f. başkasının kazancıyla geçinmek
eat the bread of idleness f. ekmek elden su gölden yaşamak
have (one's) bread buttered on both sides f. iki taraflı menfaat elde etmek
have (one's) bread buttered on both sides f. iki taraflı çıkar sağlamak
have (one's) bread buttered on both sides f. iki taraflı yarar sağlamak
have (one's) bread buttered on both sides f. bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
have (one's) bread buttered on both sides f. ikili oynamak
have (one's) bread buttered on both sides f. birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamak
have your bread buttered on both sides f. iki taraflı menfaat elde etmek
have your bread buttered on both sides f. iki taraflı çıkar sağlamak
have your bread buttered on both sides f. iki taraflı yarar sağlamak
have your bread buttered on both sides f. bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
have your bread buttered on both sides f. ikili oynamak
have your bread buttered on both sides f. birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamak
have your bread buttered on both sides f. bir eli yağda bir eli balda olmak
have your bread buttered on both sides f. gak dediğinde et guk dediğinde süt bulmak
want (one's) bread buttered on both sides f. iki taraflı menfaat elde etmeye çalışmak
want (one's) bread buttered on both sides f. iki taraflı çıkar sağlamaya çalışmak
want (one's) bread buttered on both sides f. bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) çıkar sağlama peşinde koşmak
want (one's) bread buttered on both sides f. ikili oynamak
want (one's) bread buttered on both sides f. birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamaya çalışmak
want (one's) bread buttered on both sides f. hem etine hem buduna göz dikmek
want (one's) bread buttered on both sides f. hem sütüne hem buduna göz koymak
want (one's) bread buttered on both sides f. kolay yoldan para kazanmayı/köşe dönmeyi istemek
want (one's) bread buttered on both sides f. hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek
want (one's) bread buttered on both sides f. çalışıp çabalamadan bir eli yağda bir eli balda olsun demek
want (one's) bread buttered on both sides f. gak dediğinde et guk dediğinde süt istemek
butter (one's) bread on both sides f. iki taraflı menfaat elde etmek/çıkar sağlamak
butter (one's) bread on both sides f. bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
butter (one's) bread on both sides f. ikili oynamak
butter (one's) bread on both sides f. har vurup harman savurmak
butter (one's) bread on both sides f. düşüncesizce/hesapsızca harcayarak yaşamak
butter (one's) bread on both sides f. müsrifçe yaşamak
beg one's bread f. aç biilaç yaşamak
know on which side one's bread is buttered f. bal alacak çiçeği bilmek
beg one's bread f. bir dilim ekmeğe muhtaç olmak
know on which side one's bread is buttered f. çıkarının hangi yönde olduğunu bilmek
take the bread out of someone's mouth f. ekmeğini elinden almak
bring home the bread f. evini geçindirmek
butter both sides of one's bread f. her ikisinden de yararlanmak
quarrel with one's bread and butter f. ekmek parası ile oynamak
put bread on the table f. geçimini sağlamak
take the bread out of someone's mouth f. ekmeğiyle oynamak
bring home the bread f. eve ekmek götürmek
bring home the bread f. evi geçindirmek
bring home the bread f. evine ekmek götürmek
quarrel with one's bread and butter f. ekmeğiyle oynamak
butter both sides of one's bread f. iki ayrı durumdan çıkar sağlamak
know which side one's bread is buttered on f. iyi yere dükkan açmak
butter both sides of one's bread f. iki iyi şeyi bir arada yaşamak
cast one's bread upon the waters f. karşılığını beklemeden cömertlikte bulunmak
earn one's own bread and butter f. kendi hayatını kazanmak
know which side one's bread is buttered on f. kaz gelecek yeri bilmek
know which side one's bread is buttered on f. kan alacak damarı bilmek
earn one's own bread and butter f. kendi ekmeğini kazanmak
earn one's own bread f. kendi ekmeğini kazanmak
earn one's own bread f. kendi hayatını kazanmak
take the bread out of someone's mouth f. rızkıyla oynamak
quarrel with one's bread and butter f. rızkıyla oynamak
put bread on the table f. para kazanmak
know which side one's bread is buttered on f. yağlı kapı bulmak
break bread f. yemek yemek
break bread f. yemeğini yemek
break bread with (someone) f. (biriyle) yemek yemek
break bread with (someone) f. (biriyle) ekmeğini paylaşmak
butter (one's) bread on both sides f. bir eli yağda bir eli balda olmak/yaşamak
cast bread upon the waters f. iyilik yap, denize at, balık bilmezse halik bilir
cast bread upon the waters f. karşılık beklemeden yardım etmek
cast bread upon the waters f. karşılığını beklemeden cömertlikte bulunmak
cast your bread upon the waters f. karşılık beklemeden yardım etme
cast your bread upon the waters f. karşılığını beklemeden cömertlikte bulunma
cast your bread upon the waters f. iyilik yapıp denize atma
cast your bread upon the waters f. iyilik yap denize at
cast your bread upon the waters f. iyilik yap, denize at, balık bilmezse hâlik bilir
put bread on the table f. çorba kaynamak
know on which side your bread is buttered f. bal alacak çiçeği bilmek
know on which side your bread is buttered f. çıkarının hangi yönde olduğunu bilmek
know on which side your bread is buttered f. iyi yere dükkan açmak
know on which side your bread is buttered f. kaz gelecek yeri bilmek
know on which side your bread is buttered f. kan alacak damarı bilmek
know on which side your bread is buttered f. yağlı kapı bulmak
know which side of (one's) bread is buttered f. bal alacak çiçeği bilmek
know which side of (one's) bread is buttered f. kan alacak damarı bilmek
know which side of (one's) bread is buttered f. çıkarının hangi yönde olduğunu bilmek
know which side of (one's) bread is buttered f. iyi yere dükkan açmak
know which side of (one's) bread is buttered f. kaz gelecek yeri bilmek
know which side of (one's) bread is buttered f. yağlı kapı bulmak
know which side of one's bread is buttered f. bal alacak çiçeği bilmek
know which side of one's bread is buttered f. kan alacak damarı bilmek
know which side of one's bread is buttered f. çıkarının hangi yönde olduğunu bilmek
know which side of one's bread is buttered f. iyi yere dükkan açmak
know which side of one's bread is buttered f. kaz gelecek yeri bilmek
know which side of one's bread is buttered f. yağlı kapı bulmak
know which side your bread is buttered f. bal alacak çiçeği bilmek
know which side your bread is buttered f. kan alacak damarı bilmek
know which side your bread is buttered f. çıkarının hangi yönde olduğunu bilmek
know which side your bread is buttered f. iyi yere dükkan açmak
know which side your bread is buttered f. kaz gelecek yeri bilmek
know which side your bread is buttered f. yağlı kapı bulmak
take the bread out from people's mouths f. insanların ekmeğiyle oynamak
take the bread out from people's mouths f. insanların ekmeğini elinden almak
take the bread out from people's mouths f. insanların rızkıyla oynamak
take the bread out of people's mouths f. insanların ekmeğiyle oynamak
take the bread out of people's mouths f. insanların ekmeğini elinden almak
take the bread out of people's mouths f. insanların rızkıyla oynamak
want your bread buttered on both sides f. kolay yoldan para kazanmayı/köşe dönmeyi istemek
want your bread buttered on both sides f. gak dediğinde et guk dediğinde süt istemek
want your bread buttered on both sides f. hem etine hem buduna göz dikmek
want your bread buttered on both sides f. hem sütüne hem buduna göz koymak
want your bread buttered on both sides f. hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek
bread and butter s. sürekli (iş)
bread and butter s. düzenli (iş)
bread and butter s. düzenli gelir getiren
bread and butter s. günlük
bread and butter s. gündelik
bread and butter s. rutin
bread and butter s. sıradan
bread and butter s. olağan
bread and butter s. alelade
a little bit of bread and no cheese [uk] expr. kuşun ötüş şeklinden anlamı bir cümle çıkarma
bread always falls on the buttered side expr. bir şeyin ters gitme olasılığı varsa mutlaka ters gidecektir
the best thing since sliced bread expr. harika
half a loaf is better than no bread expr. hiç yoktan iyidir
greatest thing since sliced bread expr. göklere çıkartılan
greatest thing since sliced bread expr. el üstünde tutulan
best thing since sliced bread expr. el üstünde tutulan
the greatest thing since sliced bread expr. harika
bread always falls on the buttered side expr. işler bir ters gitmeye görsün
the greatest thing since sliced bread expr. mükemmel
the best thing since sliced bread expr. mükemmel
half a loaf is better than no bread expr. olmamasından daha iyi
the greatest thing since sliced bread expr. şimdiye kadar yapılanların en iyisi
Speaking
get bread on the way home expr. eve gelmeden ekmek al
get bread on the way home expr. eve gelirken ekmek al
buy a bread expr. ekmek al
halve the bread expr. ekmeği ikiye böl
break the bread in half expr. ekmeği ikiye böl
slice the bread in half expr. ekmeği ikiye böl
where do you keep the bread? expr. ekmeği nerede saklıyorsun?
where do you keep the bread? expr. ekmeği nerede tutuyorsun?
where do you keep the bread? expr. ekmeği nerede tutuyorsunuz?
where do you keep the bread? expr. ekmeği nerede saklıyorsunuz?
Trade/Economic
bread line i. aşevi
bread coupon i. ekmek kuponu
wonder bread i. abd'de adını bir başkan yardımcısının koyduğu bir ekmek markası
bread-and-butter issue i. çözülmesi mali kaynakları etkileyecek sorun
Technical
light bread i. beyaz ekmek
bread board i. elektronik malzemelerin çalışıp çalışmadığını test etmek için kullanılan delikli dikdörtgen pano
light bread i. francala
Dyeing
brown bread i. bir kahverengi tonu
Marine
pilot bread i. galeta
pilot bread i. kraker
Anatomy
sweet-bread i. özden
Food Engineering
bread improver i. ekmek katkı maddesi
hearth bread i. fırın ekmeği
bread dough i. ekmek hamuru
gluten bread i. glütenli ekmek
Gastronomy
brown bread i. tam buğday ekmeği
whole meal bread i. tam buğday ekmeği
dark bread i. tam buğday ekmeği
aerated bread i. hamuruna karbonik asit gazı eklenerek yapılan ekmek
tea bread i. içinde kuru meyveler olan, somun şeklinde kek
raisin bread i. kuru üzümlü ekmek
caraway seed bread i. frenk kimyonlu ekmek
nan bread i. naan ekmeği
nan bread i. büyük yassı yaprak şeklinde, az mayalı hint ekmeği
temse bread i. normal undan daha iyi elenmiş undan yapılan ekmek
stale bread i. bayat ekmek
french bread i. baston francala
bread stick i. baton
flat baked bread i. bazlama
white bread i. beyaz ekmek
kebap with tomato sauce and hot butter on a bed of pita bread i. bursa kebabı
a slice of bread i. bir dilim ekmek
walnut raisin quick bread i. cevizli üzümlü çörek
nut bread i. cevizli kek
rye bread i. çavdar ekmeği
wheat bread i. buğday ekmek
quarter of a loaf of bread i. çeyrek ekmek
multigrain bread i. çok tahıllı ekmek
multi-grain bread i. çok tahıllı ekmek
slice of bread i. ekmek dilimi
bread pudding i. ekmek tatlısı
bread pan i. ekmek tavası
bread yeast i. ekmek mayası
brown bread i. esmer ekmek
bread soup i. ekmek çorbası
bread board i. ekmek tahtası
bread wheat i. ekmeklik buğday
bread slicing machine i. ekmek kesme makinesi
bread board i. ekmek kesme tahtası
bread knife i. ekmek bıçağı
bread box i. ekmek kutusu
bread basket i. ekmek sepeti
bread crumbs i. ekmek kırıntısı
a loaf of bread i. ekmek somunu
bread slicing machine i. ekmek dilimleme makinesi
bread crust i. ekmek kabuğu
oven baked stale bread with melted kaşar cheese i. ekmek böreği
bread and cheese i. ekmek peynir
bread wheat flour i. ekmeklik buğday unu
bread box i. ekmek saklama kabı
bread crumbs i. galeta unu
crumbs bread i. galeta unu
home-made bread i. evde yapılan ekmek
french bread i. fransız ekmeği
home-made bread i. ev ekmeği
white bread i. francala
bread with poppy seeds i. haşhaşlı ekmek
bread made with chard onion, meat, corn and anchovies i. hamsikoli
meatballs on toasted bread soaked in beefbroth and red pepper i. ıslama köfte
kamut bread i. kamut ekmek
brown bread i. kara ekmek
spelt bread i. kılçıksız buğday ekmeği
toasted bread i. kızarmış ekmek
bran bread i. kepek ekmeği
wholemeal bread i. kepek ekmeği
bran bread i. kepekli ekmek
wholemeal bread i. kepekli ekmek
bread sticks i. kirikkırak
whole wheat bread i. kepekli unlu ekmek
village bread i. köy ekmeği
unleavened bread i. mayasız ekmek
bread roll i. küçük yuvarlak ekmek
thin crispy pita like bread i. lavaş ekmek
graham bread i. mısır ekmeği
corn bread i. mısır ekmeği
dish of crushed walnuts, stale bread, tahini, olive oil, garlic and lemon juice i. muhammara
bread with chickpea i. nohutlu ekmek
panino bread i. panini ekmeği
bread crumbs i. peksimet tozu
flat bread i. pide
twice-baked bread i. peksimet
large thin float bread i. saç ekmeği
brown bread i. siyah ekmek
warm bread i. sıcak ekmek
loaf of bread i. somun ekmek
fresh bread i. taze ekmek
village bread i. tandır ekmeği
garlic walnut and bread crumbs sauce i. tarator
boiled minced meat sauce poured on diced stale bread i. tirit
johnny bread i. tavada pişirilen mısır ekmeği
bread baked in a pan i. tava ekmeği
two slices of bread with a layer cheese inside i. tost
whole grain bread i. tam tahıl ekmeği
mashed fish roe with bread crumbs and live ol i. tarama
cherry bread pudding i. vişneli ekmek tatlısı
half a loaf of bread i. yarım ekmek
eggy bread i. yumurtalı ekmek
anadama bread i. beyaz un, mısır unu ve pekmezden yapılmış mayalı ekmek
kaffir bread [south africa] i. sikad ağacı
kaffir bread [south africa] i. güney afrika sikas palmiyesi
kaffir bread [south africa] i. sikad meyvesinin yenebilen nişastalı özü
batter bread i. bir tür mısır unu ekmeği
batter bread i. yoğurmadan yapılan mayalı ekmek
batter bread i. kaşık ekmeği
spoon bread i. kaşık ekmeği
jewish rye bread i. yahudi çavdar ekmeği
laver bread i. galler'de popüler olan kahvaltılık su yosunu kızartması
white-bread i. beyaz ekmek
white-bread i. beyaz undan yapılan ekmek
maori bread i. fermente edilmiş patates mayasından yapılan ekmek
quick bread i. kabartma tozu gibi kabartıcılarla yapılan ve mayalanma süresi olmayan ekmek
haver bread i. yulaflı ekmek
boston brown bread i. kahverengi boston ekmeği
bread and butter pickle i. tatlı sandviç turşusu
bread–and–butter pickle i. dilimlenmiş salatalık ve soğan turşusu
bread sauce i. tavuğun yanında servis edilen, ekmek kırıntılarıyla kıvam verilen sütlü bir sos
bread-bin i. ekmek kutusu
bread-stick i. ekmek çubuğu
monkey bread i. tereyağına batırılıp halka şekilli kek kabında pişirilen tatlı bir tür ekmek
monkey-bread i. tereyağına batırılıp halka şekilli kek kabında pişirilen tatlı bir tür ekmek
loaf bread [us] i. somun ekmek