bozulan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bozulan



"bozulan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bozulan disrupted s.
bozulan deteriorative s.
bozulan marred s.
bozulan impaired s.
bozulan obscene s.
bozulan riddled s.
bozulan dislocated s.
bozulan disrupt s.
bozulan disturbed s.
Biology
bozulan retrograde s.
Archaic
bozulan downfalling s.

"bozulan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bozulan yiyecekte bulunan zehir ptomaine i.
bozulan ilişkinin düzeltilmesi reconciliation i.
bozulan sağlık failing health i.
bozulan şey hammer i.
kolay bozulan yiyeceklerin muhafaza edildiği oda preservatory [obsolete] i.
rengi bozulan discolored s.
biçimi bozulan disfigured s.
bozulan (sağlık, durum vb) deteriorating s.
çabuk bozulan (yiyecek) perishable s.
kolay bozulan perishable s.
rengi bozulan discoloured s.
hemen tüketilmezse bozulan tüketim maddeleriyle ilgili non-durable s.
çabuk bozulan tremulous s.
zor bozulan unperishable s.
bozulan forma ait paraschematic s.
bozulan form ile ilgili paraschematic s.
bozulan sözcük yapısına ait paraschematic s.
bozulan sözcük yapısı ile ilgili paraschematic s.
biçimi bozulan foul [obsolete] s.
Colloquial
çabuk bozulan malları taşıyan hızlı nakliye aracı hot-shot i.
Idioms
iç ilişkileri bozulan grup circular firing squad i.
durumu hızla bozulan sinking fast s.
Trade/Economic
bozulan ekonomi degraded economy i.
kolay taşınabilen ve tez bozulan malların toptan satışı ile ilgilenen ufak toptancı tacir truck jobbers i.
tez bozulan, çürüyen, değer kaybına uğrayan mallar perishable goods i.
Law
bozulan hükmün tesiri effect of reversed judgment i.
Politics
bozulan dağılım türü impaired recruitment i.
Technical
bozulan paket discarded packet i.
bozulan doğruların ölçülmesi measurement of run-out accuracy i.
çabuk bozulan nonpersistent s.
(ip) burgusu bozulan long-jawed s.
Computer
bozulan paket discarded packet i.
Transportation
çabuk bozulan malları taşıyan hızlı nakliye aracı red ball i.
çabuk bozulan malları taşıyan hızlı nakliye aracı hotshot i.
Food Engineering
(gıdada) bozulma yapan/bozulan organizmalar spoilage organisms i.
Chemistry
bozulan yiyecekte bulunan zehirden kaynaklanan ptomainic s.
Biology
bozulan bir sentriyolün yeniden işlevini yerine getirmesine dair bir hipotez zombie centriole i.
(bakteri veya enfeksiyöz ajanlar sayesinde) bozulan rotting s.
Astronomy
çekirdeği çok yoğun olduğu için bozulan düşük kütleli bir yıldızda meydana gelen helyumun patlayıcı bir şekilde yanması helium flash i.
Music
genellikle kayıt sırasında değiştirilen veya bozulan enstrümantal ve doğal seslerden oluşan elektronik müzik musique concrète i.
Slang
hapishane yaşamının zorlukları nedeniyle psikolojisi bozulan kimse boob happy [australia] s.