belirli bir zaman - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

belirli bir zaman



"belirli bir zaman" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
belirli bir zaman dot i.
belirli bir zaman steven [dialect] i.

"belirli bir zaman" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

Türkçe İngilizce
General
geçmişte belirli bir zaman thenness i.
belirli bir zaman diliminde boş olan veya kiralanmamış tüm kiralık birimlerin yüzdesi vacancy rate i.
bir şeyin meydana geldiği belirli zaman occasion i.
belirli bir zaman aralığında meydana gelen olayların sayısı oftenness i.
belirli bir zaman diliminin ortası inside i.
belirli bir zaman için önemli olan şey substantial i.
birini (belirli bir zaman için) geciktirmek set someone back f.
sürmek (iş/yolculuk vb belirli bir zaman) take f.
bir iş için belirli bir zaman harcamak put in time on f.
harcamak (zaman/para vb'ni belirli bir biçimde) dispose of f.
geçirmek (bir hikaye vb'ni belirli bir mekan ve zaman içinde) set f.
belirli bir zaman veya yer için planlamak slate f.
belirli bir zaman içinde from within zf.
belirli bir zaman sonra hence zf.
belirli bir zaman zarfında within a fixed time zf.
Phrasals
(bir şeye belirli bir zaman) harcamak/ayırmak spend (something) on (something) f.
belirli bir zaman yaklaşıyor get on expr.
Colloquial
belirli bir zaman için bir şey ayarlamak/düzenlemek arrange something for some time f.
belirli bir zaman için bir şey planlamak arrange something for some time f.
belirli bir zaman için ayarlamak/düzenlemek arrange for some time f.
belirli bir zaman için planlamak arrange for some time f.
Trade/Economic
satıcının alıcı ülkeden belirli değere sahip ürünleri belirli zaman diliminde satın almayı kabul ettiği bir tür karşılıklı ticaret anlaşması offset i.
Technical
Belirli bir zaman ya da seri numarasından oluşan blok kitlenin tüm kalemleri üzerinde denetim işlemlerinin yapılması block sampling i.
belirli bir zaman sürecinde ölçülen değerleri toplayan cihaz integrating meter i.
Television
belirli bir zaman ayırıp izlenen televizyon programları appointment television i.
belirli bir zaman ve tarihte bir televizyon programı için zaman ayırma appointment viewing i.
Medical
belirli bir hastalığın bir yerde zaman zaman veya sürekli olarak görülmesi endemia i.
Math
değişkenin sıfıra yaklaştığı zaman aralığı olarak belirli bir değişkenin ortalama değerinin limitine eşit olan instantaneous s.
Biology
belirli bir zaman diliminde salgılanan veya atılan miktar output i.
Astronomy
belirli bir görev için uzay mekiğinin fırlatılabileceği sınırlı zaman aralığı launch window i.
Social Sciences
kültür veya dilin belirli bir zaman dilimi içerisinde geçirdiği bağımsız gelişim time depth i.
belirli bir kültürün bir alana hızlıca yayıldığı zaman dilimi horizon i.
History
(tarihsel öncüllerini göz ardı ederek) belirli bir zaman diliminde gelişen olayları ele alan synchronic s.
(tarihsel öncüllerini göz ardı ederek) belirli bir zaman diliminde gelişen olayları ele alan synchronical s.
Geology
aynı zaman diliminde oluşan tüm kayaları temsilen seçilen belirli bir kaya tabakasının temsil ettiği zaman aralığı chron i.
Military
otoritelerce mevcut harekatlara göre belirlenen, askerlerin belirli bir zaman diliminde alabileceği en yüksek toplam radyasyon dozu maximum permissible dose i.
belirli bir zaman çizelgesine göre işleyen rutin hava ulaştırma hizmeti scheduled service (air transport) i.