slate - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

slate

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"slate" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 62 sonuç

İngilizce Türkçe
General
slate i. taş tahta
slate i. arduaz
slate i. yazı taşı
slate i. yazı tahtası
slate i. aday listesi (seçim için)
slate i. barut rengi
slate i. arduvaz levhası
slate i. kayrak
slate i. sleyt
slate i. film çekim tahtası
slate i. kayağantaş
slate i. kayağantaş levhası
slate f. arduaz kaplamak
slate f. azarlamak
slate f. belirlemek
slate f. önermek (aday)
slate f. kararlaştırmak
slate f. yerden yere çarpmak
slate f. kınamak
slate f. şiddetle eleştirmek
slate f. cezalandırmak
slate f. adını çizelgeye kaydetmek
slate f. belirli bir zaman veya yer için planlamak
slate f. iş veya amaca tayin etmek
slate f. hedefe yönelik hareket ettirmek
slate f. takvim belirlemek
slate f. çizelgelemek
slate f. zamanlamak
slate f. saptamak (tarih/gün)
slate f. önceden belirlemek
slate f. geleceğini belirlemek
slate f. önceden takdir etmek
slate f. peşinen buyurmak
slate f. (etini) kesici aletle sıyırmak
slate f. arduvaz döşemek
slate f. kesici aletle etleri derisinden sıyırmak
slate f. fena dövmek
slate f. şiddetle yumruklamak
slate s. kayağantaşından yapılmış
slate s. arduvaz renginde olan
slate s. koyu mavimsi gri
slate s. arduvaz içeren
Politics
slate i. aday listesi
slate i. atamaya veya seçime aday gösterilen grup
Technical
slate i. damtaşı
slate i. kara kayağan
slate i. tabakalı kayaca ait ince ve düz levha
slate i. tabakalı kayaç parçası
slate i. tabakalı kayaç katmanı
slate i. karbonlu şeyl
slate i. kemik kömürü
slate i. yüksek miktarda kül içeriğine sahip yapraklı kömür
slate i. çatı ve dış cephe kaplamasında kullanılan kiremit şekilli yapı unsuru
slate i. kiremit
slate i. yassı tuğla
Computer
slate i. arduvaz
Geology
slate i. kayrak taşı
slate i. kayağan taş
Sport
slate i. at yarışına katılanlarının bahis oranlarıyla yayınlanmış listesi
slate i. spor etkinlikleri çizelgesi
Cinema
slate i. çekim tahtası
slate i. klaket

"slate" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 162 sonuç

İngilizce Türkçe
General
argillaceous slate i. killi şist
crude slate i. ham petrol
clean slate i. yeni bir başlangıç
clean slate i. temiz bir sayfa
slate pencil i. levha kalemi
slate-pencil i. taş kalem
dark slate blue i. koyu arduvaz mavisi
blank slate i. beyaz/boş sayfa
blank slate i. boş levha
slate [uk] i. parça başı iş yapılan bir atölyede dizgicinin nüsha bitince üzerine adını yazdığı taş
braille slate i. braille alfabesi yazma aleti
slate club [uk] i. belirli bir amaç için ortak fonda para biriktiren bir grup insan
slate globe i. yüzeyi arduvaza benzeyen yapay malzemeden üretilmiş küre
clean the slate f. geçmişe sünger çekmek
start with a clean slate f. beyaz bir sayfa açmak
start with a clean slate f. beyaz sayfa açmak
wipe the slate clean f. geçmişe sünger çekmek
slate [dialect] [uk] f. köpeği üzerine salmak
slate [dialect] [uk] f. takip etmek
slate-grey s. barut rengi
slate-gray s. barut rengi
on the slate [uk] zf. ismi tahtada yazılı olarak
on the slate [uk] zf. dizgilenecek kopya olmadan
on the slate [uk] zf. ismi tahtada yazılı olarak
on the slate [uk] zf. dizgilenecek kopya olmadan
Phrasals
slate for f. bir şeyi ilerde belirli bir zamanda yapmayı planlamak
slate for f. bir kimseyi bir görev için seçmek veya önermek
slate (someone or something) for (something) f. (birinin/bir şeyin bir şeyi) belirli bir zamanda yapmasını planlamak
slate (someone or something) for (something) f. (birinin/bir şeyin bir şey) yapmasını kararlaştırmak
Colloquial
on (one's) slate expr. (birinin) önünde
on (one's) slate expr. (birinin) listesinde
on (one's) slate expr. (birinin) gelecekteki programında/takviminde
on (one's) slate expr. (birinin) ilerleyen programında/takviminde
on (one's) slate expr. (birinin) ileri/sonraki planlarında
on (one's) slate [old-fashioned] expr. (birinin) hesabına
on (one's) slate [old-fashioned] expr. (birinin) borç/veresiye listesine
Idioms
a clean slate i. temiz bir sayfa
the slate wiped clean i. temiz defter
a clean slate i. yeni bir başlangıç
a clean slate i. yeni bir sayfa
a clean sheet/slate i. temiz bir sayfa
a clean sheet/slate i. yeni bir başlangıç
a clean sheet/slate i. yeni bir sayfa
a clean sheet/slate i. maçta hiç gol yememe
a clean sheet/slate i. maçta rakibe hiç sayı vermeme
a clean sheet/slate i. maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama
keep (one's) slate clean f. beladan uzak durmak
keep (one's) slate clean f. hiçbir suça bulaşmamak
keep (one's) slate clean f. temiz bir sicili olmak
keep (one's) slate clean f. adı herhangi bir olaya karışmamak
start off with a clean slate f. beyaz bir sayfa açmak
start over with a clean slate f. beyaz bir sayfa açmak
scrub the slate clean f. geçmişe sünger çekmek
wipe someone's slate clean f. geçmişe sünger çekmek
have a slate loose f. keçileri kaçırmak
start with a clean slate f. sil baştan yapmak
wipe the slate clean f. sil baştan yapmak
start over with a clean slate f. temiz bir sayfa açmak
start off with a clean slate f. temiz bir sayfa açmak
start off with a clean slate f. yeni bir başlangıç yapmak
start over with a clean slate f. yeni bir başlangıç yapmak
(put something) on the slate f. hesaba yazdırmak
(put something) on the slate f. veresiye almak
(put something) on the slate f. veresiye yazdırmak
(put something) on the slate f. veresiye defterine yazdırmak
(put something) on the slate f. sonra ödemek
have a clean slate f. beyaz bir sayfa açmak
have a clean slate f. sil baştan başlamak
have a clean slate f. temiz bir sayfa açmak
have a clean slate f. yeni bir sayfa açmak
have a clean slate f. yeni bir başlangıç yapmak
start with a clean slate f. temiz bir sayfa açmak
start with a clean slate f. yeni bir sayfa açmak
start with a clean slate f. yeni bir başlangıç yapmak
on the slate expr. sırada
on the slate expr. gelecek
on the slate expr. önünde
on the slate expr. planlanmış
on the slate [old-fashioned] [uk] expr. krediyle
on the slate [old-fashioned] [uk] expr. veresiye
on the slate [old-fashioned] [uk] expr. sonra ödemek şartıyla
on the slate [old-fashioned] [uk] expr. ileride ödemek şartıyla
on the slate [uk] expr. krediyle
on the slate [uk] expr. veresiye
on the slate [uk] expr. sonra ödemek şartıyla
on the slate [uk] expr. ileride ödemek şartıyla
on your slate [uk] expr. krediyle
on your slate [uk] expr. veresiye
on your slate [uk] expr. sonra ödemek şartıyla
on your slate [uk] expr. ileride ödemek şartıyla
Industry
slate ax i. çatı kaplamada kullanmak üzere arduvaz levhaları şekillendirmeye ve çiviler için üzerlerinde delikler açmaya yarayan balta uçlu bir alet
Technical
ferruginous slate i. demirli arduvaz
ferruginous slate i. demirli kayağantaş
bond of a slate i. bir levhanın üstü ile diğer levhanın altı arasındaki mesafe
bond of a slate i. alttaki levhanın çivisiyle üstteki levhanın alt köşesi arasındaki mesafe
polishing slate i. perdah taşı
polishing slate i. cam, mermer ve metallerin cilalanmasında kullanılan bir mineral
Construction
asbestos slate i. asbestli çimento karo
diamond slate i. baklava karo
roofing slate i. çatı arduvazı
clay slate i. killi şist
ridge slate i. mahya kiremidi
clay slate i. pişmiş toprak karo
slate roof i. arduvaz çatı
slate roof i. kayrak taşı ile kaplı çatı
Dyeing
slate black i. siyahın morumsu bir tonu
slate black i. siyah arduvaz öğütülerek elde edilen siyah bir pigment
slate blue i. soluk grimsi bir mavi tonu
blue slate i. soluk grimsi bir mavi tonu
slate-blue i. mavimsi grinin koyu bir tonu
slate-color i. mavimsi grinin koyu bir tonu
slate-colour i. mavimsi grinin koyu bir tonu
slate-gray i. mavimsi grinin koyu bir tonu
slate-grey i. koyu grinin bir tonu
slate black s. morumsu siyah renkte
slate blue s. mavimsi grinin koyu bir tonunda olan
slate-black s. koyu griye çalan siyah
slate-blue s. mavimsi grinin koyu bir tonunda olan
slate-coloured s. arduvaz renginde olan
slate-coloured s. koyu mavimsi gri
slate-colored s. arduvaz renginde olan
slate-colored s. koyu mavimsi gri
Marine
log slate i. seyir defterine kaydedilecek verilerin not alındığı katlanır sayfa
Mining
adhesive slate i. suyu çabuk abzorbe eden bir tür kayrak taşı
argillaceous slate i. killi yapraktaşı
argillaceous slate i. killi şist
whet slate i. kesici aletleri bileylemek için kullanılan bir çeşit taş
whet slate i. novakülit
whetstone slate i. kesici aletleri bileylemek için kullanılan bir çeşit taş
whetstone slate i. novakülit
hone slate i. bohemya ve auvergne bölgelerinde bulunup cam, mermer ve metalleri cilalamak için kullanılan gri veya sarı bir arduaz
slate spar i. bir kalsit çeşidi
Gastronomy
slate pencil i. anason aromalı, çubuk şeklinde gri ve sert bir şekerleme
Geography
slate springs i. mississippi eyaletinde yerleşim yeri
horn slate i. gri bir silis taşı
Geology
turkey slate i. turkuaz minerali
turkey slate i. firuze
turkey slate i. novakülit
aluminous slate i. alüminyum oksidin sülfatını içeren bir kayaç türü
alum slate i. pirit içeren killi şist
spotted slate i. benekli sleyt
bituminous slate i. bitümlü kayraktaşı
hornblende slate i. hornblend kayrak
hornblende slate i. hornblend ve feldispat içeren kül rengi bir taş
chlorite slate i. alümin, demir ve magnezyumdan oluşan şistli veya arduvazlı bir kaya
slate rocks i. ince katmanlara ayrılmış kayaçlar
slate rocks i. yapraklı kayalar
slate spar i. gümüşi beyaz parlaklığı olan bir kalsit çeşidi
Sport
clean slate i. taraflardan birinin hiç sayı alamadığı oyun
clean slate i. sayı vermeme
Painting
drawing slate i. (mum boya ile yapılan resimlerde kullanılan) yumuşak ve kaygan madde
Photography
transparent slate i. şeffaf kayrak taşı
Ornithology
slate-colored junco i. kara gözlü junko
slate-colored junco i. kanada ve doğu abd'ye özgü, beyaz karınlı koyu gri bir kuş
slate-colored snowbird i. kara gözlü junko
slate-colored snowbird i. kanada ve doğu abd'ye özgü, beyaz karınlı koyu gri bir kuş
Slang
on the slate s. hesaba yazılmış olan
on the slate s. veresiye olan
on the slate zf. hesaba
on the slate zf. veresiye ile
on the slate zf. kredi ile
British Slang
have a slate loose f. bir tahtası eksik olmak