Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | bağcık | lace i. | ||
Tom bought new laces for his shoes. Tom ayakkabıları için yeni bağcıklar aldı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | bağcık | shoelace i. | ||
Tom can't tie his shoelaces by himself. Tom, bağcıklarını tek başına bağlayamaz. More Sentences |
||||
Genel | bağcık | bootlace i. | ||
Don't undo your bootlaces until you have seen the river. Nehri görene kadar ayakkabı bağcıklarını çözme. More Sentences |
||||
Genel | bağcık | lacing i. | ||
Genel | bağcık | shoestring i. | ||
Genel | bağcık | lacings i. | ||
Genel | bağcık | cord i. | ||
Genel | bağcık | string i. | ||
Genel | bağcık | strap i. | ||
Genel | bağcık | cordon i. | ||
Textile | ||||
Tekstil | bağcık | strap i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | bağcık ucu | aglet i. | ||
Genel | bağcık ucu | tag i. | ||
Genel | bağcık bağlama | tying laces i. | ||
Genel | bağcık ucu | aiglet i. | ||
Genel | bağcık ucu | aiguilette i. | ||
Genel | bağcık ucu | aiguillette i. | ||
Genel | bağcık ucu | aigulet i. | ||
Genel | mont veya ceket gibi giysilerin arkasına yerleştirilen ve biraz gevşek duran yarım kemer veya bağcık | martingale i. | ||
Genel | (özellikle 16 ve 17. yüzyıllarda kostüm veya kıyafetlerin bağlanması için kullanılan) ayakkabı bağcığına benzer bağcık | point i. | ||
Technical | ||||
Teknik | bağcık demiri | aiglet i. | ||
Teknik | bağcık demiri | aiguilette i. | ||
Teknik | bağcık demiri | aiguillette i. | ||
Teknik | bağcık demiri | aigulet i. | ||
Teknik | bağcık demiri | aglet i. |