arkasını - Türkçe İngilizce Sözlük

arkasını

"arkasını" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
arkasını about zf.

"arkasını" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 73 sonuç

Türkçe İngilizce
General
arkasını dönmek turn f.
Everyone turned around.
Herkes arkasını döndü.

More Sentences
arkasını (dönme) round zf.
The little girl turned round and waved.
Küçük kız arkasını döndü ve el salladı.

More Sentences
Phrasals
(birinin/bir şeyin) arkasını toplamak/temizlemek clean up after (someone or something) f.
Mary doesn't clean up after herself.
Mary de arkasını toplamıyor.

More Sentences
General
bir işin arkasını bırakmama tenacity i.
bir şeyin arkasını oluşturan parça backpiece i.
başın üstünü, arkasını ve yanlarını örtüp çene altından bağlanan sıkı başlık helmet i.
duvarların arkasını dinlemek için kullanılan kontak mikrofon spike mike i.
arkasını dönmek turn one's back f.
çekin arkasını imzalamak endorse f.
arkasını getirememek be unable to complete f.
arkasını imzalamak back f.
(kamyonun vb) arkasını takmak hook up the back f.
arkasına/arkasını çevirmek turn backwards f.
ulaşma tarihini ve yerini belirtmek için zarfın arkasını damgalamak backstamp f.
çekin arkasını imzalamak endoss [obsolete] f.
otururken (eteğin) arkasını düzeltmek sit out f.
bir işin arkasını bırakmayan tenacious s.
perde arkasını yansıtan inside s.
Phrasals
arkasını kollamak watch out f.
arkasını hızlıca kolaçan etmek glance back f.
aniden arkasını dönmek wheel around f.
arkasını toplamak mop up f.
(birinin) arkasını toplamak sweep up after (someone) f.
(birinin) arkasını toplamak sweep up after (someone) f.
(bir şeyin) arkasını toplamak/temizlemek sweep up after (something) f.
arkasını dönmek face away f.
(birine/bir şeye) arkasını dönmek face away (from someone or something) f.
arkasını toplamak pick up after f.
arkasını toplamak pick up after (someone or oneself) f.
(birine/bir şeye) arkasını dönmek turn away from (someone or something) f.
(birinin) arkasını kollamak watch (someone's) back f.
Colloquial
her arkasını dönüşünde every time one turns around expr.
arkasını dönüp bir şey yapmak (gitmek, ayrılmak) turn round and do something [brit] expr.
Idioms
arkasını toplamak pick up after someone f.
arkasını/arkasından temizlemek (birinin yaptığı hata sonra sonra) mop up after someone f.
birinin arkasını toplamak clean up after someone f.
birinin arkasını kollamak have someone's back f.
çekin arkasını imzalayıp vermek make a check over to someone f.
işin arkasını bırakmak let it go f.
(özellikle birisini elbiselerini değiştirirken) arkasını dönmek face away from someone f.
önünü arkasını düşünmeden bir işe atılmak leap off the deep end f.
(birinin) arkasını kollamak get (someone's) back f.
tam arkasını dönmek turn 180 degrees f.
arkasını kollamak be looking over (one's) shoulder f.
arkasını kollamak be looking over your shoulder f.
arkasını kontrol etmek check (one's) six f.
(birinin) arkasını kollamak have got (someone's) back f.
perde arkasını bilmek/anlamak know how the sausage gets made f.
çekin arkasını imzalayıp vermek make a check over to f.
perde arkasını görmek/anlamak see how the sausage gets made f.
birinin arkasını toplamak take the slack up f.
(birine/bir şeye) arkasını dönmek turn (one's) back to (someone or something) f.
arkasını kollamak watch (one's) six f.
arkasını kontrol etmek watch (one's) six f.
arkasını önüne back to front expr.
arkasını dönünce when your back is turned expr.
ne zaman arkasını dönse whenever (one) turns around expr.
Speaking
arkasını döner dönmez the minute someone's back is turned expr.
Trade/Economic
arkasını imzalamak endorse f.
Technical
arkasını gösteren ayna one-way mirror i.
Computer
video oyunlarında duvarların arkasını görmeye yarayan hile wallhack i.
Textile
omuzların hemen alt arkasını açıkta bırakan askılı tişört/üst racer-back tank i.
omuzların hemen alt arkasını açıkta bırakan askılı tişört/üst racerback tank i.
çift katlı dokumada kumaşın önünü ve arkasını bir arada tutan fazladan çözgü ve atkı iplik dizisi binder i.
kumaşın önünü ve arkasını farklı renk veya liflerle dokumak plate f.
Anatomy
göz merceğinin arkasını içeren retrolental s.
kafatasının arkasını oluşturan superoccipital s.
kafatasının arkasını oluşturan kemik ile ilgili superoccipital s.
Physics
arkasını gösteren half-silvered s.
Hunting
namlunun arkasını kapatan sürgü tertibatı breech bolt i.
temizlemek veya doldurmak için silahın arkasını açmak break f.
Sport
(kayak sporunda) hareket halinde değilken kayaklardan birinin önünü kaldırarak arkasını pivot haline getirip ters yönde manevra yapma kick turn i.
Bookbindery
formanın arkasını yaprakların yarısına tutturarak güçlendirmek overcast f.