aralıklarla - Türkçe İngilizce Sözlük

aralıklarla

"aralıklarla" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
aralıklarla on and off expr.
It has been raining on and off since last night.
Dün geceden beri aralıklarla yağmur yağıyor.

More Sentences
General
aralıklarla at intervals zf.
aralıklarla intermittingly zf.
Colloquial
aralıklarla at intervals zf.

"aralıklarla" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 125 sonuç

Türkçe İngilizce
General
düzenli aralıklarla regularly zf.
Throughout the bathroom, regularly pour water on the baby's body so it is not cold.
Banyo yaptırırken bebeğinizin vücuduna düzenli aralıklarla su dökün, böylece üşüme hissetmez.

More Sentences
düzenli aralıklarla at regular intervals zf.
Elections are free and democratic and take place at regular intervals by secret ballot.
Seçimler, serbest ve demokratik olup, düzenli aralıklarla ve gizli oyla yapılır.

More Sentences
Technical
düzenli aralıklarla periodically zf.
Your software needs to be updated periodically.
Yazılımınızın düzenli aralıklarla güncellenmesi gerek.

More Sentences
düzenli aralıklarla at regular intervals zf.
Results will be made available at regular intervals.
Sonuçlar düzenli aralıklarla sunulacaktır.

More Sentences
General
belirli aralıklarla çıkan gazete newsletter i.
sık aralıklarla az miktarda gıda alma nibbling i.
belirli bir tarifeye uymak yerine düzenli aralıklarla çalışan sefer shuttle service i.
sık aralıklarla çıkan duman veya buhar kümelerinden biri puff i.
belli aralıklarla gerçekleşme periodicity i.
birkaç sesin belirli aralıklarla birbirini izleyerek söylediği şarkı round i.
belirli aralıklarla gönderilen sipariş standing order i.
belirli aralıklarla çıkan haber gazetesi newsletters i.
belirli aralıklarla gönderilen haber e-postası newsletters i.
düzensiz aralıklarla olma unregularity i.
düzenli aralıklarla meydana gelme cyclicity i.
(hipodromun iç korkuluklarında sekizde birlik mil aralıklarla) mesafe işareti pole i.
edebi eserin belirli aralıklarla satılan bölümleri part i.
-den sık aralıklarla çıkmak (duman vb) puff from f.
düzenli aralıklarla ekokardiyografik incelemeye tabi tutulmak be assessed by echocardiography at regular intervals f.
(içecek veya yiyecekleri) kısa aralıklarla tüketmek mix f.
(deniz feneri ışığı) düzenli aralıklarla kesilmek occult f.
çok sık aralıklarla hesaplamak overassess f.
(bir şeyi) aralıklarla (başka şeyin) içine eklemek interleave f.
(bir şeyi) aralıklarla (başka şeyin) içine sokmak interleave f.
kısa aralıklarla bölünen fitful s.
belli aralıklarla gerçekleşen periodical s.
sık aralıklarla yerleştirilmiş thick-sown s.
kısa ve düzensiz aralıklarla olan spasmodic s.
düzensiz aralıklarla kesilip devam eden on-again, off-again [us] s.
düzensiz aralıklarla olan scattering s.
bir yıldan uzun aralıklarla tekrarlayan secular s.
belirli aralıklarla periodically zf.
düzensiz aralıklarla kesilen ve devam eden on again and off again zf.
belirli aralıklarla at certain intervals zf.
belli aralıklarla at certain intervals zf.
düzenli aralıklarla in regular intervals zf.
altı saatlik aralıklarla at intervals of 6 hours zf.
altı saat aralıklarla at intervals of 6 hours zf.
belli aralıklarla at regular intervals zf.
belirli aralıklarla at certain intervals zf.
belirli aralıklarla at regular intervals zf.
düzenli aralıklarla on a regular basis zf.
düzensiz aralıklarla scatteringly zf.
düzenli aralıklarla anlamı veren son ek -ly snk.
Phrases
düzenli aralıklarla in regular intervals expr.
düzenli aralıklarla in regular basis expr.
hangi aralıklarla? at what intervals? expr.
ne aralıklarla? at what intervals? expr.
(…) aralıklarla at (...) intervals expr.
Colloquial
düzensiz aralıklarla on and off expr.
Idioms
kısa aralıklarla in snatches zf.
düzensiz aralıklarla fits and starts expr.
Trade/Economic
belirli aralıklarla yapılan ödeme periodic payment i.
çalışanlara belirli aralıklarla ödenen ve çalışılan saat sayısına bağlı olmayan ödeme salary i.
patentin düzenli aralıklarla ufak tefek değişiklikler yapılarak yenilenmesi patent evergreening i.
piyasadaki oranlara göre periyodik aralıklarla artırılan veya düşürülen faiz oranı adjustable-rate mortgage i.
piyasadaki oranlara göre periyodik aralıklarla artırılan veya düşürülen faiz oranı variable-rate mortgage i.
her alım için aynı miktarda nakit ile düzenli aralıklarla menkul kıymet satın alınan bir sistem dollar day i.
düzenli veya belirli aralıklarla mevcut olan miktar draw i.
belirli bir varlığa düzenli aralıklarla belirli miktar yatırım yaparak gerçekleştirilen sermaye birikimi pound cost averaging i.
belirli aralıklarla periodically zf.
belirli aralıklarla sporadically zf.
Politics
(abd'de) 6 mil aralıklarla doğu ve batı yönünde uzanan hayali çizgiler township line i.
belirli aralıklarla kayıt olma periodic registration i.
düzenli aralıklarla yapılan seçim regular election i.
görece olarak düzenli aralıklarla başa gelebilecek güce sahip siyasi parti major party i.
Industry
makinedeki işin düzenli aralıklarla tekrarı için (makine üstündeki parçayı) hareket ettirmek index f.
Technical
kimyasal bir maddenin var olup olmadığının devamlı ya da periyodik aralıklarla gözlenmesi chemical monitoring i.
belini aralıklarla kesilen fakat daima aynı yönde akan bir elektrik akımı intermittent current i.
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi bird-caging system i.
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi birdcaging system i.
ağın tabanını su altında tutmak için aralıklarla ağırlık yerleştirilmiş bir galsama ağı alt sırası blue line i.
zamanı yarım saatlik aralıklarla ölçen bir cihaz glass i.
belirli aralıklarla yinelenmek revolve f.
düzenli çapraz aralıklarla çentikli (arma) raguled s.
düzenli aralıklarla tekrar etmeyen nonperiodic s.
belirli aralıklarla tekrarlayan periodic s.
sürekli veya düzenli aralıklarla ışık yayan emitting a continuous or regular intermittent light s.
eşit aralıklarla yerleştirilmiş sekiz bağlantı pimi bulunan (elektronik tüp tabanı veya soketi) octal s.
Computer
aralıklarla meydana gelen program hatalarından muzdarip olan wonky s.
veriyi tutması için yüklemenin belirli aralıklarla yenilenmesi gereken (rastgele erişimli bellek) dynamic s.
belirli aralıklarla güncelleştir periodic update expr.
Telecom
komşu kablolardan kaynaklanan indüksiyon etkisini veya paraziti ortadan kaldırmak için (telleri) aralıklarla kesmek transpose f.
Electric
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi bird-caging i.
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi birdcaging i.
düzenli aralıklarla yön değiştirmek alternate f.
Architecture
norman mimarisinde düzenli aralıklarla yerleştirilmiş kütük şeklindeki süsleme billet i.
Lighting
tavan veya duvardaki bir çubuk boyunca aralıklarla asılmış ışıklar track lights [us] i.
Aeronautic
rotor disklerinin çevresine eşit aralıklarla takılan kanatçıklar blade i.
Marine
suyun derinliğini belirtmek için ölçüm kordonuna çeşitli aralıklarla yerleştirilmiş düğüm veya parça mark i.
Medical
belirli aralıklarla gelen ateş intermittent fever i.
belirli aralıklarla meydana gelen ateş intermittent fever i.
ilacı ayarlanan aralıklarla otomatik olarak vermesi için derinin altına yerleştirilen küçük pompa micropump i.
aralıklarla meydana gelen intermittent s.
belirli aralıklarla vuku bulan periodic s.
Anatomy
sinir lifi boyunca miyelin kılıfında değişen aralıklarla oluşan daralma node of ranvier i.
Pathology
semptomların düzenli aralıklarla geçici olarak azaldığı, ancak tamamen durmadığı bir ateş remittent fever i.
atlarda belirli aralıklarla gelen ateş, depresyon, halsizlik, ödem ve kansızlık şeklinde ortaya çıkan bir hastalık malarial fever i.
özellikle yaylak sığırlarında belirli aralıklarla görülen, birtakım iltihap oluşturan bakterilerden kaynaklanan ve ölümcül olabilen kronik ve ilerleyici bir mastitis summer mastitis i.
aralıklarla ortaya çıkan hastalık intermittent [dated] i.
yaklaşık 48 saatlik aralıklarla tekrarlayan (sıtma nöbeti) tertian s.
Pharmaceutics
uzun bir süre boyunca düzenli aralıklarla düşük dozlarda kullanılan (ilaç, reçete) metronomic s.
uzun bir süre boyunca düzenli aralıklarla düşük dozlarda kullanılan (ilaç, reçete) metronomical s.
Math
elemanlarının eşit aralıklarla arttığı veya azaldığı dizi arithmetical progression i.
Astronomy
iki astronomik cismi düzenli aralıklarla birbirine yaklaştıran yörünge cycler i.
Botanic
düzenli aralıklarla büzülmüş constricted s.
Agriculture
tohum valfinin açılıp ekim işleminin yapılmasını sağlayan tel üzerine 30-40 inç aralıklarla yerleştirilmiş küçük yumrular check wire button i.
araziyi birkaç yıllık aralıklarla dönüşümlü olarak tarım toprağı ve mera olarak kullanma ley farming i.
(tarlayı) aralıklarla sürmek bout f.
History
hindistan'a belli aralıklarla baskınlar yapan, (1519-1524) delhi ve agra'yı ele geçirerek babür hanedanlığını kuran moğol fatih babar i.
hindistan'a belli aralıklarla baskınlar yapan, (1519-1524) delhi ve agra'yı ele geçirerek babür hanedanlığını kuran moğol fatih baber i.
Environment
belirli aralıklarla su altında kalan iki yamaç arasındaki otlarla kaplı bataklık glade [dialect] i.
Meteorology
aralıklarla sağnak yağış scattered showers i.
aralıklarla sağanak yağış scattered showers i.
Military
hedefi denk getirmeye uygun menzili belirlemek üzere eşit aralıklarla açılan ateş ladder i.
silahların soldan veya sağdan beş saniye aralıklarla atıldığı bir ateşleme yöntemi battery (troop) left (right) i.
silahların soldan veya sağdan beş saniye aralıklarla atıldığı bir ateşleme yöntemi battery left (or right) i.
birliklerin normalden daha sık aralıklarla sıralandığı bir askeri düzen mass i.
askerlerin geniş aralıklarla sıralandıkları tertip türü loose order i.
Sport
tırmanıcının düşüşünü yavaşlatmak için kullanılan ip boyunca aralıklarla dikilmiş büyük bir naylon ilmek daisy-chain i.
takım oyuncuları oldukça geniş aralıklarla konumlanmış olan loose s.
Cinema
her bölümde olmayan ve aralıklarla geri dönen karakter recurring character i.
Photography
fotoğrafik emülsiyonun beyaz kağıda küçük aralıklarla pozlanması flashing i.
Printery
(derginin, gazetenin) aralıklarla yayınlanan birkaç bölümünden her biri installment i.
(derginin, gazetenin) aralıklarla yayınlanan birkaç bölümünden her biri instalment i.