ahlaki - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ahlaki



"ahlaki" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ahlaki moral s.
ahlaki ethical s.
ahlaki ethic s.
General
ahlaki moral s.
ahlaki righteous s.
ahlaki didactic s.
Trade/Economic
ahlaki moral s.
Archaic
ahlaki didascalic s.

"ahlaki" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 372 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ahlaki mükemmeliyet moral excellence i.
ahlaki değer standard i.
ahlaki fiiller ethical behaviour i.
ahlaki iktisat moral economy i.
ahlaki ve etik yönler moral and ethical aspects i.
ahlaki hikaye apologue i.
ahlaki olma ethicalness i.
ahlaki bozulma gangrene i.
ahlaki değerler ethical values i.
ahlaki delilik folie morale i.
ahlaki öykü apologue i.
iğrençlik (ahlaki açıdan) squalor i.
ahlaki gelişim moral development i.
ahlaki görev moral injuction i.
ahlaki kural precept i.
ahlaki pazarlama marketing ethic i.
ahlaki olgunluk ethical maturity i.
ahlaki tehlike moral hazard i.
ahlaki değerler eternal verities i.
ahlaki problemler ethical problems i.
manevi ve ahlaki açıdan kitle iletişim araçları moral and ethical aspects mass media i.
ahlaki durum moral conditions i.
ahlaki karakter ethical character i.
ahlaki bozukluk moral corruption i.
ahlaki davranışlar ethical behaviour i.
ahlaki yargı ethical judgement i.
ahlaki boyut moral dimension i.
ahlaki çoğunluk moral majority i.
ahlaki davranış moral conduct i.
ahlaki eylem moral action i.
ahlaki ve dini kuralları davranış temeli olarak alma nomism i.
ahlaki kültür hareketi ethical culture movement i.
ahlaki hüküm moral-ethical judgement i.
ahlaki bireycilik ethical individualism i.
ahlaki kural moral principle i.
ahlaki ilke moral principle i.
ahlaki düşünce moral consideration i.
ahlaki değerler moral values i.
ahlaki pusula moral compass i.
ahlaki duruş moral standing i.
ahlaki mükemmellik moral perfection i.
ahlaki çöküntü moral corruption i.
ahlaki bozulma moral breakdown i.
ahlaki çöküntü moral breakdown i.
ahlaki bozulma moral corruption i.
ahlaki gerekçe moral clarity i.
ahlaki açıklık moral clarity i.
ahlaki boşluk moral emptiness i.
ahlaki muhakeme moral reasoning i.
(ahlaki) öğreti precept i.
ahlaki değer moral value i.
ahlaki yargılar moral judgments i.
ahlaki ikilemler moral dilemmas i.
ahlaki yapı moral fibre i.
ahlaki yapı moral structure i.
ahlaki yapı moral fiber i.
ahlaki yükümlülük moral obligation i.
ahlaki standartlar moral standards i.
ahlaki standartlar ethical standards i.
ahlaki çöküş moral collapse i.
(konunun) ahlaki kısmı moral context i.
ahlaki bağlam moral context i.
ahlaki olmayan kurnazlık decadent slyness i.
ahlaki yönden değerlendirme moralisation i.
ahlaki yönden değerlendirme moralization i.
ahlaki yönden değerlendirme moralizing i.
ahlaki ve etik bakış açısı alignment i.
ahlaki zorunluluk moral imperative i.
ahlaki görelilik moral relativism i.
ahlaki çöküntü gangrene i.
ahlaki ve entelektüel yücelik rays i.
ideal ya da ahlaki boyutundan ziyade faydacı ve pratik yönü ağır basan realistic i.
dini veya ahlaki dönüşüm change i.
ahlaki eğitim nurture [obsolete] i.
fiziksel veya ahlaki açıdan baskı altında olma necessity i.
ahlaki açıdan uygun olan şeyler the good i.
ahlaki açıdan doğru olan şeyler the good i.
ahlaki üstünlük the moral high ground i.
ahlaki veya zihinsel olarak bağımlı kimse thrall i.
ahlaki yükümlülük tie i.
ahlaki mesaj moral message i.
ahlaki öyküler anlatan kimse apologer [obsolete] i.
ahlaki değerleri hiçe sayan hırs arrivisme i.
(ahlaki) düşüş lapse i.
ahlaki ilke value i.
karakter veya ahlaki tutarlılık sağlayan özellik ballast i.
ahlaki dürtü ethical motive i.
etik ve ahlaki sistemler üzerine yapılan çalışmalara verilen ad ethography i.
ahlaki yücelik magnitude i.
ahlaki büyüklük magnitude i.
bir kişi veya bir sosyal grupça kabul edilen ahlaki değerler value orientation i.
bir kişi veya bir sosyal grupça kabul edilen ahlaki değerler moral principle i.
bir kişi veya bir sosyal grupça kabul edilen ahlaki değerler value-system i.
ahlaki ilke value orientation i.
ahlaki kural value orientation i.
ahlaki maske moral mask i.
ahlaki öğretiler wisdom i.
mantıklı prensipleri veya ahlaki değerleri çürüttüğü düşünülen etki leprosy i.
ahlaki otorite mana i.
ahlaki yanlış blotch i.
ahlaki leke blur i.
çeşitli dersleri kapsayan ve ahlaki mesajlar içeren okuma seçkisi mcguffey eclectic readers i.
ahlaki açıdan en sakıncalı şey worst i.
ahlaki sapma fall i.
ahlaki özgürlüğü olmama heteronomy i.
ahlaki özgürlüğü olmama durumu heteronymy i.
ahlaki hale getirme moralisation i.
ahlaki olma süreci moralisation i.
ahlaki söylem morality i.
ahlaki ifade morality i.
ahlaki ders morality i.
doğru-yanlış çatışmasını içerip ahlaki ders çıkarılabilecek şey morality play i.
ahlaki hale getirme moralization i.
ahlaki olma süreci moralization i.
ahlaki hale getirme moralisation i.
ahlaki olma süreci moralisation i.
ahlaki kılan kimse moraliser i.
ahlaki yönden değerlendirme moralizing i.
ahlaki yönden değerlendirme moralising i.
ahlaki davranışlar mores i.
ahlaki değerleri zayıf olan kadın limmer [scotland] i.
ahlaki baskıdan kurtulma loose [obsolete] i.
ahlaki sınırlamaları terk etme loose [obsolete] i.
fiziksel, zihinsel ve ahlaki yapı geography i.
ahlaki bütünlük rightness i.
ahlaki yozlaşma degradation i.
ahlaki veya düşünsel itibar dimension i.
ahlaki davranış government [obsolete] i.
ahlaki güç grace i.
klasik yunan oyunlarında ahlaki sorunlarla ilgili bir koro greek chorus i.
ahlaki hassasiyetleri çiğneyen şey offense i.
ahlaki hassasiyetleri zedeleyen şey offense i.
ahlaki hassasiyetlere hakaret eden şey offense i.
kadının ahlaki veya toplumsal çöküşü ruin i.
ahlaki mükafat compensation i.
ahlaki veya manevi bir mükafattan kaynaklanan duygu compensation i.
fiziksel veya ahlaki güçle kazanılan mülkiyet conquest i.
evrenin ahlaki düzeni ile uyumlu olan şey good i.
insanların ahlaki açıdan övgüye layık yönleri good i.
ahlaki veya dini ilkelere göre yaşanmış hayat good life i.
ahlaki felsefe moral philosophy i.
ahlaki ya da manevi kaynaklar piety i.
içi boş ahlaki nutuk pious platitude i.
ahlaki arındırma cleansing i.
fiziksel, zihinsel veya ahlaki beceriler outfit i.
özellikle ahlaki mükemmelliğe ulaşma konusunda ilerleme kaydetme kapasitesi perfectibility i.
kendini gerçekleştirme ve ahlaki mükemmelliğe ulaşmayı temel alan etik doktrin perfectibility i.
üstün ahlaki veya fiziksel mükemmellik örneği perfection i.
adab-ı muaşereti veya ahlaki kuralları ihlal eden kimse scandal i.
ahlaki kuralların ihlali scape [obsolete] i.
etik veya ahlaki ilkelerden gelen motivasyon scruples i.
etik veya ahlaki ilkelere dayalı tutum scruples i.
ahlaki açıdan gri karakter morally grey character i.
ahlaki leke moral blemish i.
ahlaki üstünlük moral superiority i.
ahlaki doygunluk moral licensing i.
eski ahit'te bulunan ahlaki söz ve öğütler proverbs i.
birincil ahlaki eylem ilkelerine ilişkin doğuştan gelen bilgi synderesis i.
birincil ahlaki eylem ilkelerine ilişkin doğuştan gelen bilgi synteresis i.
ahlaki mükemmellik virtue i.
olayların ahlaki yönü hakkında nutuk çekmek moralize f.
olayların ahlaki yönü hakkında nutuk çekmek moralise f.
ahlaki eğitim vermek nurture [obsolete] f.
sosyal veya ahlaki bir bağla bağlamak obligate [north america/scotland] f.
ahlaki olarak bozulmak degenerate f.
ahlaki olarak çökmek degenerate f.
ahlaki olarak bozulmak degrade f.
ahlaki olarak çökmek degrade f.
ahlaki çöküntü yaratmak deprave f.
(hukuki veya ahlaki yükümlülükten veya vefa borcundan) kaçmak desert f.
zihinsel veya ahlaki güçle boyun eğdirmek conquer f.
ahlaki ilkelerden sapmak corrupt f.
iğrenç (ahlaki açıdan) squalid s.
ahlaki değerleri hiçe sayan unscrupulous s.
gayri ahlaki nonethical s.
ahlaki anlamda terbiye edilmiş edified s.
ahlaki yönden neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyen moralistic s.
yüksek ahlaki veya entelektüel niteliklerle donatılmış noble-minded s.
ahlaki standartları olmayan (kimse) nonmoral s.
sözde ahlaki pseudo-moralistic s.
ahlaki ve manevi yönlerden yenilenmiş twice-born s.
ahlaki değerlerini kaybetmemiş undecadent s.
ahlaki olarak kısıtlanmamış ungoverned s.
(ahlaki açıdan) sınırlanmamış unlicensed s.
(ahlaki olarak) dizginlenmemiş unlicensed s.
(ahlaki açıdan) frenlenmemiş unlicensed s.
ahlaki açıdan lekeli maculate s.
ahlaki uyum veya diğer edinimleri açığa çıkaran victorious s.
ahlaki karışıklık messy s.
ahlaki açıdan katı mid-victorian s.
yüksek ahlaki değerli high-flown s.
yüksek ahlaki değere sahip high-minded s.
yüksek ahlaki ilkeleri olan high-principled s.
ahlaki bir tonu olan high-sounding s.
şüpheli ahlaki karaktere sahip kişileri içeren mixed s.
ahlaki konular üzerinde uzlaşmaya varan right-thinking s.
ahlaki konular üzerinde mutabık olan right-thinking s.
ahlaki yönü muazzam olan gigantic s.
ahlaki olarak nahoş offensive s.
yüzünde fiziksel veya ahlaki dayanıklılık emareleri bulunan rugged s.
ahlaki nedenlerle onaylanmayan illicit s.
(ahlaki baskı ile) bir şeyi yapmaya zorlanan impelled s.
ahlaki olarak kınanması gereken disordered [obsolete] s.
ahlaki düzene karşı disordinate [obsolete] s.
ahlaki düzenin kurallarını çiğneyen disordinate [obsolete] s.
ahlaki gözlemler yapan didactic s.
(etkilerini düşünmeksizin) belirli bir ahlaki faaliyeti savunan do-gooding s.
ahlaki açıdan temiz clean-living s.
ahlaki açıdan temiz cleanly [obsolete] s.
ahlaki açıdan sorgulanabilir scrupulous [obsolete] s.
ahlaki, manevi veya entelektüel ilgi alanları bulunmayan sensual s.
ahlaki ve dini sınırları aşan sinning s.
ahlaki ve dini sınırları çiğneyen sinning s.
ahlaki değerler temelinde on moral grounds zf.
ahlaki yükümlülük altında under a moral obligation zf.
ahlaki yönden/olarak/açıdan on moral grounds zf.
ahlaki sınırları olmaksızın on the loose zf.
ahlaki açından sınırsızca on the loose zf.
Phrasals
(belli bir yaklaşımla, zihniyetle, ahlaki değerle, davranışla) yetiştirmek raise with (someone or something) f.
(belli bir yaklaşımla, zihniyetle, ahlaki değerle, davranışla) büyütmek raise with (someone or something) f.
(belli bir yaklaşım, zihniyet, ahlaki değer, davranış) sahibi olarak yetiştirmek raise with (someone or something) f.
(belli bir yaklaşım, zihniyet, ahlaki değer, davranış) sahibi olarak büyütmek raise with (someone or something) f.
(biri/bir şey) hakkında ahlaki yargılarda bulunmak moralize about (someone or something) f.
(ahlaki veya ruhsal kirlilikten) kendini arındırmak cleanse (away) f.
Phrases
ahlaki gerekçelerden/nedenlerden dolayı on moral grounds expr.
ahlaki esaslardan ötürü on moral grounds expr.
Colloquial
ahlaki bir test a moral test i.
ahlaki değerleri hiçe sayan shysty s.
Idioms
ahlaki/doğru/etik yol high road i.
ahlaki/etik/doğru olmayan yol/yöntem the low road i.
etik/ahlaki/dini prensiplere aşırı bağlı olanlar the unco guid [scotland] i.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak keep to the straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak stay on the straight and narrow f.
kendini ahlaki olarak üstün göstermeye çalışmak seize the moral high ground f.
düşük ahlaki görüş moral low ground f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak keep on the straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak keep to straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak stay on the straight and narrow f.
etik/ahlaki değerlerini hiçe saymak sink so low f.
etik/ahlaki değerlerini hiçe saymak stoop so low f.
(kötü bir şey yapmak için) etik/ahlaki değerlerini hiçe saymak stoop so low (as to do something) f.
ahlaki olmayan yolu/yöntemi seçmek take the low road f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak keep on the straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak walk the straight and narrow f.
hukuk ve ahlaki değerler doğrultusunda yaşamak be on the straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak stay to the straight and narrow f.
politik, yasal, ahlaki düzenlemelerin olmadığı durumda in a state of nature expr.
Trade/Economic
ahlaki amaç moral purpose i.
ahlaki buyruk ethical imperative i.
ahlaki davranış ethical behavior i.
ahlaki değerler ethics i.
ahlaki fiyatlandırma ethical pricing i.
ahlaki tehlike moral hazard i.
ahlaki tehlike moral hazard i.
gayri ahlaki ticaret unethical business i.
malla ilgili ahlaki sorun product-related ethical issue i.
ahlaki yatırım ethical investment i.
Law
ahlaki muhakeme moral reasoning i.
ahlaki borç imperfect obligation i.
ahlaki delil moral evidence i.
ahlaki duygu conscience i.
ahlaki gerekçe moral justification i.
ahlaki görev moral duty i.
ahlaki kanun moral law i.
ahlaki karine moral justification i.
ahlaki mükellefiyet moral obligation i.
ahlaki umumiye public moral i.
ahlaki vazife moral obligation i.
ahlaki vazife moral duty i.
ahlaki vecibe moral obligation i.
teamül hukukuna aykırı olup sadece ahlaki olan suçlardan kanunlarla yasaklanmış olmaları ile ayrışan ihlaller mala prohibita i.
diğerlerinden farklı olarak bazı ceza gerektiren suçlarda mevcut olduğu kabul edilen ahlaki kusur moral turpitude i.
ahlaki ödevden doğan borçlar imperfect obligations i.
ahlaki borçlar imperfect obligations i.
ahlaki ifaya dayanan imperfect s.
Politics
ölçülü ve ahlaki açıdan doğru ilerleme şekli highroad [us] i.
Insurance
ahlaki tehlike moral hazard i.
Medical
ahlaki konular ethical issues i.
ahlaki sıkıntı moral distress i.
Psychology
edinilmiş ahlaki delilik acquired folie morale i.
ahlaki gelişim öncesi evre ile ilgili premoral s.
ahlaki gelişim öncesi premoral s.
Mental Health
ahlaki olgunluk moral maturity i.
Social Sciences
ahlaki muakeme moral agency i.
ahlaki dışlama moral exclusion i.
ahlaki aşınma moral corrosion i.
ahlaki aşınma moral decay i.
ahlaki çöküş moral decline i.
ahlaki duygular teorisi the theory of moral sentiments i.
ahlaki faillik moral agency i.
ahlaki geri çekilme moral disengagement i.
ahlaki ikiyüzlülük moral hypocrisy i.
ahlaki liyakat moral worthiness i.
ahlaki otorite moral authority i.
ahlaki panik moral panic i.
ahlaki panik teorisi moral panic theory i.
ahlaki ürkü moral panic i.
ahlaki ürkü teorisi moral panic theory i.
ahlaki çöküntü degeneration i.
her türlü fiziksel, ahlaki veya düşünsel kuvveti veya bu kuvvetlerle ilişkili yasaları harekete geçirme dynamic i.
her türlü fiziksel, ahlaki veya düşünsel kuvveti veya bu kuvvetlerle ilişkili yasaları harekete geçirme dynamics i.
hukuki veya ahlaki ilkelere bağlı dünya vatandaşlarının oluşturduğu bir topluluk cosmopolis i.
toplumsal ahlaki değerler gelişmeden önce var olan premoral s.
toplumsal ahlaki değer gelişimi öncesine benzer premoral s.
Literature
ahlaki alegori olarak tasarlanıp ahlak dersi veren eser morality i.
13. yüzyılda derlenmiş, ahlaki dersler veren popüler bir latince masal serisi gesta romanorum i.
ortaçağ edebiyatında ana karakterin uykuya dalarak alegorik, didaktik veya ahlaki öneme sahip olayları deneyimlediği bir anlatı şiiri dream vision i.
ahlaki açıdan gri karakter morally gray character i.
ahlaki açıdan gri karakter morally grey character i.
ahlaki öykü içeren apologal s.
ahlaki öyküye benzeyen apologal s.
Linguistics
özünde alakasız iki şey arasında (ahlaki veya didaktik amaçlı) kurulan ilişki parabola i.
History
ahlaki kültür hareketi ethical culture i.
(eski yunan'da) gerçek ve efsanevi hayvanlar hakkında ahlaki içerikli hikayeler ve masallar içeren kitap physiologus i.
Religious
dini ve ahlaki erdemlerin uygulanmasını ele alan bir bilim dalı ascetic theology i.
ilk hristiyanlara hitap eden bir ahlaki söylev james i.
ahlaki ikilemlerde her zaman daha hoşgörülü olunması gerektiğini savunan doktrin laxism i.
ahlaki ikilemlerde her zaman daha hoşgörülü olunması gerektiğini savunan kimse laxist i.
(musevilik) özellikle eleştirel alan ahlaki konuşmalara verilen ad musar i.
ahlaki meselelerde şüphe olması halinde her zaman daha sıkı olanın uygulanması gerektiği doktrini rigorism i.
ahlaki meselelerde şüphe olması halinde daha sıkı olanı uygulayan kimse rigorist i.
insanbiçimci olmayan ve ahlaki yargılama yapmayan sadece yaratıcı nitelikli tanrı tasavvuru depadotheism i.
genel kilise meselelerine ve ahlaki disiplinle ilgili konulara bakan piskoposluk bölgesi mahkemesi consistory i.
genel kilise meselelerine ve ahlaki disiplinle ilgili konulara bakan piskoposluk bölgesi mahkemesi consistory court i.
ahlaki kusurlardan arındırmak refine f.
ahlaki ve etik talimata ait paraenetic s.
ahlaki ve etik talimat ile ilgili paraenetic s.
ahlaki ve etik talimata ait paraenetical s.
ahlaki ve etik talimat ile ilgili paraenetical s.
Philosophy
konfüçyüsçülük'te erdemli ahlaki güç te i.
vicdani ve ahlaki meselelerin çözüm yollarını inceleyen doktrinin uzmanı veya meraklısı olan kimse casuist i.
ahlaki ikilemlerde doğru ve yanlışı ayırt etme üzerine kafa yoran kimse casuist i.
vicdani ve ahlaki meselelerin çözüm yollarını inceleyen doktrinle ilgili casuistic i.
vicdani ve ahlaki meselelerin çözüm yollarını inceleyen doktrinle ilgili casuistical i.
vicdani ve ahlaki meselelerin çözüm yollarını inceleyen doktrin casuistry i.
kant'ın etiğinde koşulsuz ve evrensel olarak bağlayıcı ahlaki yükümlülük categorical imperative i.
ahlaki yargıların gerçekleri ifade etmediğini ve doğruluk değeri olmadığını savunan, doğacılığı ve doğaüstücülüğü reddeden, semantik etik-üstücülük savı noncognitivism i.
ahlaki özelliklerin var olması yanında ampirik veya doğaüstü özelliklere indirgenemez olduğunu savunan felsefi görüş non-naturalism i.
ahlaki nihilist amoralist i.
ahlaki hukukun sabit veya evrensel uygulanabilirliğini reddeden kimse antinomian i.
ahlaki yasaların, sabit ya da evrenselden ziyade anlam ve uygulama bakımından göreceli olduğu görüşü antinomianism i.
ahlaki hukukun sabit veya evrensel uygulanabilirliğini reddeden kimse antinomist i.
erdemin doğasını ve erdeme erişme araçlarını ele alan ahlaki felsefe aretology i.
ahlaki nihilizm ethical nihilism i.
ahlaki görecelik ethical relativism i.
ahlaki ilkelere bağlılık ethicism i.
ahlaki sorumluluğun temelinde yatan seçim özgürlüğü moral liberty i.
1938'de frank buchman tarafından kurulup dünya çapında gerçekleşen bir ahlaki ve ruhsal yenilenme hareketi moral rearmament i.
1938'de frank buchman tarafından kurulup dünya çapında gerçekleşen bir ahlaki ve ruhsal yenilenme hareketi buchmanism i.
1938'de frank buchman tarafından kurulup dünya çapında gerçekleşen bir ahlaki ve ruhsal yenilenme hareketi oxford group i.
belirli ahlaki gerçeklerin kişilerin tutumlarından bağımsız olarak var olduğunu ileri süren bir meta-etik doktrin objectivism i.
ahlaki iyinin özel bir yeti veya iç görü olmaksızın doğal ve gözlemlenebilir olduğunu varsayan bir teori objectivism i.
ahlaki iyinin doğal olmayan bir şey olduğunu öne süren bir teori objectivism i.
vedik geleneğindeki bir kozmik-ahlaki düzen ilkesi rta i.
vedik geleneğindeki bir kozmik-ahlaki düzen ilkesi rita i.
kendini gerçekleştirme ve ahlaki mükemmelliğe ulaşmayı temel alan etik doktrin perfectionism i.
insanlığın ahlaki veya ruhsal olarak mükemmelleştirilebileceğine inanan kimse perfectionist i.
ahlaki mükemmelliğe veya günahsızlığa ulaştığını iddia eden kimse perfectionist i.
(hegel felsefesi) etik ideası ile bir topluluğun ahlaki iradesinin vücut bulmuş hali state i.
ahlaki nihilizme ait veya ilgili amoralistic s.
ahlaki nihilizmi savunan amoralistic s.
ahlaki düşüncelerle ilgili olmayan unmoral s.
(çocuk gelişiminde) ahlaki yargı gelişmeden önceki döneme ait veya ilişkin pre-ethical s.
(çocuk gelişiminde) ahlaki yargı gelişmeden önceki döneme özgü pre-ethical s.
Military
komutanın askere dini, ahlaki ve manevi konularda tavsiye vermek üzere atadığı din görevlisi combatant command chaplain i.
Latin
ahlaki geçerliliği olmayan bir yasanın bağlayıcılığı yoktur lex dubia non obligat expr.
Archaic
ahlaki bütünlük chariness i.
zihinsel ve ahlaki nitelik thew i.
ahlaki çöküntü imposthume i.
ahlaki çöküntü impostume i.
Slang
ahlaki yönden şüpheli/kabul edilemez olmak fail the smell test f.
Modern Slang
otorite ve disiplinin değişmez ahlaki değerler olduğunu anlayan, doğruyla yanlışı ayırmak için bir hükümete ihtiyaç duymayan ve daha basit bir yaşam şeklini savunan sistem karşıtı kimse anarcho-reactionary i.