İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | sunday i. | pazar | ||
The Sunday papers are full of articles swearing allegiance to culture, but nothing ever comes of it. Pazar gazeteleri kültüre bağlılık yemini eden makalelerle dolu ama hiçbir şey çıkmıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | sunday i. | pazar günü | ||
The timeframe should, in my view, be limited to Sundays. Benim görüşüme göre zaman dilimi Pazar günleri ile sınırlı olmalıdır. More Sentences |
||||
Genel | sunday i. | pazar günü dağıtılan gazete | ||
Genel | sunday f. | pazarı geçirmek | ||
Genel | sunday f. | pazar etkinliklerine katılmak | ||
Genel | sunday s. | bayramlık | ||
Genel | sunday s. | pazar gününe ait veya ilgili | ||
Genel | sunday s. | pazar gününe uygun | ||
Genel | sunday s. | amatör hobicilik yapan | ||
Genel | sunday s. | yüzeysel ilgi duyan | ||
Genel | sunday kısalt. | pzr (pazar) |