(birine/bir şeye) kadar - Türkçe İngilizce Sözlük

(birine/bir şeye) kadar

"(birine/bir şeye) kadar" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
(birine/bir şeye) kadar down to (someone or something) zf.

"(birine/bir şeye) kadar" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 43 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(birine/bir şeye) kadar uzanmak reach to (someone or something) f.
My sister's hair reaches to her shoulders.
Kız kardeşimin saçları omuzlarına kadar uzanıyor.

More Sentences
(birine/bir şeye) kadar uzanmak extend to (someone or something) f.
Our responsibility extends to the models of cars.
Sorumluluğumuz araba modellerine kadar uzanıyor.

More Sentences
birine/bir şeye çıkışa kadar eşlik etmek escort someone or something from something f.
(birine/bir şeye) kadar uzanmak jut out over (someone or something) f.
(birine bir şeye/yere) kadar eşlik etmek show (one) to (something or some place) f.
(birine bir şeye/yere) kadar yol göstermek show (one) to (something or some place) f.
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar eşlik etmek take up to (someone, something, or some place) f.
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar yolu göstermek take up to (someone, something, or some place) f.
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar rehberlik etmek take up to (someone, something, or some place) f.
(birine/bir şeye) kadar gitmek reach to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) kadar uzatmak reach to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) kadar uzanmak stretch away to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) kadar koşmak run up (to someone or something) f.
birine/bir şeye bir şeye kadar eşlik etmek escort someone or something to something f.
birine/bir şeye bir şeye kadar refakat etmek escort someone or something to something f.
(birine bir şeye) kadar eşlik etmek escort (one) to (something) f.
(birine bir şeye) kadar refakat etmek escort (one) to (something) f.
(birine/bir şeye) kadar uzanmak extend over (someone or something) f.
(birine/bir şeye) kadar gelmek extend to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) kadar yayılmak extend to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) kadar devam etmek extend to (someone or something) f.
birine/bir şeye bir şeyi doyana kadar yedirmek gorge someone or something with something f.
birine/bir şeye (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide someone or something across (something) f.
birine/bir şeye (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek guide someone or something across (something) f.
birine/bir şeye (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek guide someone or something across (something) f.
(birine/bir şeye) (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide (someone or something) across f.
(birine/bir şeye) (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek guide (someone or something) across f.
(birine/bir şeye) (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek guide (someone or something) across f.
(birine bir şeye) kadar yetmek last (one) (up) until (something) f.
(birine/bir şeye) zor bir süreçten çıkana kadar bakmak nurse (someone or something) through (something) f.
(birine/bir şeye/bir yere) kadar koşmak run up to (someone, something, or some place) f.
hızla (birine/bir şeye/bir yere) kadar gitmek run up to (someone, something, or some place) f.
hızla (birine/bir şeye) kadar gelmek/ulaşmak rush up (to someone or something) f.
(birine bir şeye) kadar eşlik/refakat etmek see (one) to (something) f.
(birine/bir şeye) kadar eşlik etmek walk over to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) kadar yol göstermek walk over to (someone or something) f.
Colloquial
(birine/bir şeye) varıncaya kadar down to (someone or something) zf.
birine/bir şeye kadar down to somebody/something zf.
birine/bir şeye varıncaya kadar down to somebody/something zf.
Idioms
(birine/bir şeye) pelte gibi oluncaya kadar vurmak knock the bejesus out of (someone or something) f.
yeniden sağlığına kavuşana kadar (birine/bir şeye) bakmak nurse (someone or something) back to health f.
(birine/bir şeye) iyileşene kadar bakmak nurse (someone or something) back to health f.
(birine/bir şeye) dağlar kadar güvenmek set great store by (something or someone) f.