(bir şeyin) yerine - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

(bir şeyin) yerine



"(bir şeyin) yerine" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrases
(bir şeyin) yerine in place of (something) expr.

"(bir şeyin) yerine" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 104 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başka bir şeyin yerine kullanılabilen şey substitute i.
bir şeyin satın alınmasında para yerine geçen belge token i.
bir şeyin yerine başka bir şeyi koyma replacement i.
(başka bir şeyin) yerine geçen placeholder i.
bir şeyin yerine eşdeğerini temin etme replacing i.
bir şeyin yerine getirilen şey supplanter i.
yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin) take over f.
bir şeyin yerine başka bir şey koymak replace f.
bir şeyi başka bir şeyin yerine kullanmak substitute f.
bir şeyin yerine başka şeyi koymak commute f.
başka bir şeyin yerine kullanılan substitute s.
bir şeyin yerine hizmet eden vice s.
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak sub for (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak sub for (someone or something) f.
(birini/bir şeyi başka bir şeyin) yerine koymak sub for (someone or something) f.
(birini/bir şeyi başka bir şeyin) yerine kullanmak sub for (someone or something) f.
(birini/bir şeyi başka bir şeyin) yerine görevlendirmek sub for (someone or something) f.
bir şeyin yerine başka bir şeyi koymak sub someone for (someone else) f.
bir şeyin yerine başka bir şeyi koymak sub something for something else f.
birinin/bir şeyin yerine geçmek sub for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine bakmak sub for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine çalışmak sub for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine görev yapmak sub for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine kullanmak sub for someone or something f.
(bir şeyin) yerine başka bir şey vermek switch from (something) (to something else) f.
(birinin/bir şeyin bir yerine/bir şeyine) hafifçe/hafif hafif vurmak pat (someone or something) on (something or some place) f.
bir şeyi birinin/bir şeyin her yerine bulaştırmak smear someone or something with something f.
birinin/bir şeyin bir yerine vurmak strike someone or something on something f.
birinin/bir şeyin bir yerine çarpmak strike someone or something on something f.
(birinin/bir şeyin/kendinin) gereksinimlerini (bir şeyle) yerine getirmek satisfy (someone, something, or oneself) with (something) f.
(birinin/bir şeyin/kendinin) isteklerini (bir şeyle) yerine getirmek satisfy (someone, something, or oneself) with (something) f.
bir şeyin bir şey yerine geçmesini amaçlamak intend something as something f.
(birinin/bir şeyin) yerine getirmesi gereken bazı gereklilikler/zorunluluklar olmak require (something) of (someone or something) f.
(bir şeyi) bir şeyin her yerine dökmek slosh through (something) f.
(bir şeyi) bir şeyin her yerine sıçratmak slosh through (something) f.
(birinin/bir şeyin) her yerine sıçratmak splash all over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) her yerine işlemek splash all over (someone or something) f.
birinin/bir şeyin her yerine sıçramak/sıçratmak splatter someone or something up f.
(bir şeyin/yerin) her yerine yaymak spread all over (something or some place) f.
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak spread all over (something or some place) f.
(bir şeyin/yerin) her yerine sıçramak spread all over (something or some place) f.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak superimpose (someone or oneself) on (someone or something) f.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak superimpose (someone or oneself) onto (someone or something) f.
başkasının/başka bir şeyin yerine ilk sıraya geçmek jostle aside f.
(bir şeyin) bir yerine vurmak hit upon (something) f.
(bir şeyin) bir yerine çarpmak hit upon (something) f.
(bir şeyin) bir yerine vurmak hit on (something) f.
(bir şeyin) bir yerine çarpmak hit on (something) f.
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafif hafif vurmak tap on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafifçe vurmak tap on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) bir yerine tıktık/pat pat vurmak tap on (someone or something) f.
birinin/bir şeyin bir yerine hafif hafif vurmak tap someone or something on something f.
birinin/bir şeyin bir yerine hafifçe vurmak tap someone or something on something f.
birinin/bir şeyin bir yerine tıktık/pat pat vurmak tap someone or something on something f.
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak resound throughout (something or some place) f.
bir şeyin gerekliliklerini yerine getirip hak sahibi olmak qualify for something f.
birinin/bir şeyin yerine bakmak substitute for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine geçmek substitute for someone or something f.
(bir şeyin) yerine (başka bir şey) almak exchange (something) for (something) f.
(birinin/bir şeyin) her yerine yayılmak extend over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak fill in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak front for (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak interchange with (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin bir yerine) yumruk atmak punch (someone or something) on (something) f.
(birinin/bir şeyin bir yerine) vurmak punch (someone or something) on (something) f.
(birinin/bir şeyin bir yerine) çakmak punch (someone or something) on (something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak replace (someone or something) by (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek replace (someone or something) by (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak replace (someone or something) with (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek replace (someone or something) with (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak stand in for (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek stand in for (someone or something) f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine saçmak strew (something) (all) over (someone or something) f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine dağıtmak strew (something) (all) over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine koymak sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek swap in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek swap in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine almak swap in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) bir yerine kırbaçla vurmak whip (someone or something) on f.
Phrases
birinin/bir şeyin yerinde/yerine in (someone's or something's) place expr.
birinin/bir şeyin yerine in (someone's or something's) place expr.
(birinin/bir şeyin) yerine in place of (someone or something) expr.
birinin/bir şeyin yerine in place of somebody/something expr.
Proverb
her şeyin bir yeri var ve her şey yerli yerine konmalı a place for everything, and everything in its place
her şeyin bir yeri olmalı ve her şey kullanıldıktan sonra yerli yerine konmalı a place for everything, and everything in its place
Colloquial
(bir şeyin) olduğundan/yerine getirildiğinden emin olmak see (to it) that (something happens) f.
Idioms
bir şeyin yerine kullanılabilecek en iyi şey the next best thing i.
bir şeyin yerine geçebilecek/kullanılabilecek şey the next best thing i.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak serve as one's replacement f.
(birinin/bir şeyin)yerine geçmek serve as one's replacement f.
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek juice (someone or something) back to life f.
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek juice (someone or something) back to life f.
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek juice (someone or something) back up f.
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek juice (someone or something) back up f.
(birinin/bir şeyin) bilincini yerine getirmek bring (someone or something) to life f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek take (someone's or something's) place f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek take the place of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine in (someone's or something's) stead expr.
birinin/bir şeyin yerine in somebody's/something's stead expr.
Archaic
bir şeyin yerine başkasını koyma commutation i.