birinin/bir şeyin yerine - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

birinin/bir şeyin yerine



"birinin/bir şeyin yerine" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrases
birinin/bir şeyin yerine in (someone's or something's) place expr.
birinin/bir şeyin yerine in place of somebody/something expr.
Idioms
birinin/bir şeyin yerine in somebody's/something's stead expr.

"birinin/bir şeyin yerine" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 63 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak sub for (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak sub for (someone or something) f.
birinin/bir şeyin yerine geçmek sub for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine bakmak sub for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine çalışmak sub for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine görev yapmak sub for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine kullanmak sub for someone or something f.
(birinin/bir şeyin bir yerine/bir şeyine) hafifçe/hafif hafif vurmak pat (someone or something) on (something or some place) f.
bir şeyi birinin/bir şeyin her yerine bulaştırmak smear someone or something with something f.
birinin/bir şeyin bir yerine vurmak strike someone or something on something f.
birinin/bir şeyin bir yerine çarpmak strike someone or something on something f.
(birinin/bir şeyin/kendinin) gereksinimlerini (bir şeyle) yerine getirmek satisfy (someone, something, or oneself) with (something) f.
(birinin/bir şeyin/kendinin) isteklerini (bir şeyle) yerine getirmek satisfy (someone, something, or oneself) with (something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine getirmesi gereken bazı gereklilikler/zorunluluklar olmak require (something) of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) her yerine sıçratmak splash all over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) her yerine işlemek splash all over (someone or something) f.
birinin/bir şeyin her yerine sıçramak/sıçratmak splatter someone or something up f.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak superimpose (someone or oneself) on (someone or something) f.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak superimpose (someone or oneself) onto (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafif hafif vurmak tap on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafifçe vurmak tap on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) bir yerine tıktık/pat pat vurmak tap on (someone or something) f.
birinin/bir şeyin bir yerine hafif hafif vurmak tap someone or something on something f.
birinin/bir şeyin bir yerine hafifçe vurmak tap someone or something on something f.
birinin/bir şeyin bir yerine tıktık/pat pat vurmak tap someone or something on something f.
birinin/bir şeyin yerine bakmak substitute for someone or something f.
birinin/bir şeyin yerine geçmek substitute for someone or something f.
(birinin/bir şeyin) her yerine yayılmak extend over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak fill in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak front for (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak interchange with (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin bir yerine) yumruk atmak punch (someone or something) on (something) f.
(birinin/bir şeyin bir yerine) vurmak punch (someone or something) on (something) f.
(birinin/bir şeyin bir yerine) çakmak punch (someone or something) on (something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak replace (someone or something) by (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek replace (someone or something) by (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak replace (someone or something) with (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek replace (someone or something) with (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak stand in for (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek stand in for (someone or something) f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine saçmak strew (something) (all) over (someone or something) f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine dağıtmak strew (something) (all) over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine koymak sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak sub in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek swap in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek swap in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine almak swap in (for someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) bir yerine kırbaçla vurmak whip (someone or something) on f.
Phrases
birinin/bir şeyin yerinde/yerine in (someone's or something's) place expr.
(birinin/bir şeyin) yerine in place of (someone or something) expr.
Idioms
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak serve as one's replacement f.
(birinin/bir şeyin)yerine geçmek serve as one's replacement f.
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek juice (someone or something) back to life f.
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek juice (someone or something) back to life f.
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek juice (someone or something) back up f.
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek juice (someone or something) back up f.
(birinin/bir şeyin) bilincini yerine getirmek bring (someone or something) to life f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek take (someone's or something's) place f.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek take the place of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yerine in (someone's or something's) stead expr.