Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
(bir şeye) girmek
"(bir şeye) girmek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(bir şeye) girmek
enter into (something)
f.
2
Öbek Fiiller
(bir şeye) girmek
enter in (something)
f.
"(bir şeye) girmek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 99 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
bir şeye girmek/girişmek/başlamak
lead in
f.
2
Öbek Fiiller
(bir şeye/döneme) girmek
fall upon (someone or something)
f.
3
Öbek Fiiller
(bir şeye/döneme) girmek
fall on (someone or something)
f.
4
Öbek Fiiller
(bir şeye/bir yere) girmek
swerve into (from someone or something)
f.
5
Öbek Fiiller
dönüp (bir şeye/bir yere) girmek
swerve into (from someone or something)
f.
6
Öbek Fiiller
(bir şeye/bir yere) girmek
get into (someone or something)
f.
7
Öbek Fiiller
(bir yere/şeye) girmek
go into (something)
f.
8
Öbek Fiiller
birine/bir şeye girmek
go through someone or something
f.
9
Öbek Fiiller
(bir şeye/yere) girmek
move in (to something)
f.
10
Öbek Fiiller
kayıp (birine/bir şeye) girmek
slide into (someone or something)
f.
11
Öbek Fiiller
kayıp (bir şeye/yere) girmek
slide into (something)
f.
12
Öbek Fiiller
(bir şeye) fazla çaba sarf etmeden/kolayca girmek
slide into (something)
f.
13
Öbek Fiiller
(bir şeye) sessizce girmek
slink into (something)
f.
14
Öbek Fiiller
(bir şeye) sessizce girmek
slink in (something)
f.
15
Öbek Fiiller
grupça (bir şeye/yere) girmek
troop into (something or some place)
f.
16
Öbek Fiiller
topluca (bir şeye/yere) girmek
troop into (something or some place)
f.
17
Öbek Fiiller
grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek
troop into (something or some place)
f.
18
Öbek Fiiller
topluluk halinde (bir şeye/yere) girmek
troop into (something or some place)
f.
19
Öbek Fiiller
grupça (bir şeye/yere) girmek
troop in (something or some place)
f.
20
Öbek Fiiller
topluca (bir şeye/yere) girmek
troop in (something or some place)
f.
21
Öbek Fiiller
grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek
troop in (something or some place)
f.
22
Öbek Fiiller
topluluk halinde (bir şeye/yere) girmek
troop in (something or some place)
f.
23
Öbek Fiiller
grupça (bir şeye) girmek
troop into (something)
f.
24
Öbek Fiiller
topluca (bir şeye) girmek
troop into (something)
f.
25
Öbek Fiiller
grup/sürü halinde (bir şeye) girmek
troop into (something)
f.
26
Öbek Fiiller
topluluk halinde (bir şeye) girmek
troop into (something)
f.
27
Öbek Fiiller
grupça (bir şeye) girmek
troop in (something)
f.
28
Öbek Fiiller
topluca (bir şeye) girmek
troop in (something)
f.
29
Öbek Fiiller
grup/sürü halinde (bir şeye) girmek
troop in (something)
f.
30
Öbek Fiiller
topluluk halinde (bir şeye) girmek
troop in (something)
f.
31
Öbek Fiiller
(bir şeye/yere) kıvrılarak girmek
wriggle into (something or some place)
f.
32
Öbek Fiiller
(bir şeye) kurnaz bir şekilde girmek
wriggle into (something)
f.
33
Öbek Fiiller
(bir şeye/yere) akın akın girmek
stream into (something or some place)
f.
34
Öbek Fiiller
yüzerek bir şeye girmek
swim into something
f.
35
Öbek Fiiller
hızla (bir şeye/yere) girmek
stumble into (something or some place)
f.
36
Öbek Fiiller
heyecanla (bir şeye/yere) girmek
stumble into (something or some place)
f.
37
Öbek Fiiller
(bir şeye) yürüyerek girmek
walk into (something)
f.
38
Öbek Fiiller
yürürken (bir şeye) girmek/bindirmek
walk into (something)
f.
39
Öbek Fiiller
zıplayarak (bir şeye) girmek
bounce into (something)
f.
40
Öbek Fiiller
sekerek (bir şeye) girmek
bounce into (something)
f.
41
Öbek Fiiller
sekip/zıplayıp (bir şeye) girmek
bounce into (something)
f.
42
Öbek Fiiller
(bir şeye/duruma) girmek
run into (something)
f.
43
Öbek Fiiller
birine/bir şeye bahse girmek
bet on someone or something
f.
44
Öbek Fiiller
sekip (bir şeye) girmek
bounce into (something)
f.
45
Öbek Fiiller
(bir şeye/yere) zorla girmek
break in (to something or some place)
f.
46
Öbek Fiiller
(bir şeye/yere) izinsiz girmek
break in (to something or some place)
f.
47
Öbek Fiiller
(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek
break in (to something or some place)
f.
48
Öbek Fiiller
(bir şeye/yere) yasa dışı bir şekilde girmek
break in (to something or some place)
f.
49
Öbek Fiiller
güm diye bir şeye girmek/çarpmak
bulldoze into something
f.
50
Öbek Fiiller
bodoslama bir şeye girmek/çarpmak
bulldoze into something
f.
51
Öbek Fiiller
parayla (bir şeye) girmek
buy (one's) way in (something)
f.
52
Öbek Fiiller
(bir şey) için bir şeye/yere girmek
come in for (something)
f.
53
Öbek Fiiller
(bir şeye/yere) girmek
come into (something or some place)
f.
54
Öbek Fiiller
(bir yere/şeye) emekleyerek girmek
crawl into (some place or thing)
f.
55
Öbek Fiiller
(bir yere/şeye) emekleyerek girmek
crawl to (some place or thing)
f.
56
Öbek Fiiller
(araçla) birine/bir şeye girmek
drive into someone or something
f.
57
Öbek Fiiller
(bir şeye/bir yere) girmek
file into (something or some place)
f.
58
Öbek Fiiller
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek
file into (something or some place)
f.
59
Öbek Fiiller
(bir şeye/bir yere) girmek
file in (something or some place)
f.
60
Öbek Fiiller
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek
file in (something or some place)
f.
61
Öbek Fiiller
(bir şeye) çarpıp girmek
go in off (of) (something)
f.
62
Öbek Fiiller
(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
go in with someone (on something)
f.
63
Öbek Fiiller
bir şeye girmek/başlamak
go on something
f.
64
Öbek Fiiller
(bir şeye/yere) düz/ön ön girmek
head in (to something)
f.
65
Öbek Fiiller
(bir şeye) klavye aracılığıyla yazmak/girmek
key into (something)
f.
66
Öbek Fiiller
(bir şeye/duruma) girmek
lapse into (something)
f.
67
Öbek Fiiller
(bir şeye bir şey yaparak) girmek/giriş yapmak
preface (something) by (doing something)
f.
68
Öbek Fiiller
(bir şeye bir şey yaparak/bir şeyle) girmek/giriş yapmak
preface (something) with (doing something)
f.
69
Öbek Fiiller
kayarak (birine/bir şeye) girmek/toslamak
skid into (someone or something)
f.
70
Öbek Fiiller
(bir şeye) izdiham halinde girmek
stampede in (something)
f.
71
Öbek Fiiller
(bir şeye) akın akın girmek
stampede in (something)
f.
72
Öbek Fiiller
hızla (bir şeye) girmek/girişmek
swing into (something)
f.
73
Öbek Fiiller
(bir şeye/bir yere) girmek istemek
want into (something or some place)
f.
Phrases
74
İfadeler
dar (bir şeye/yere) debelenerek girmek
worm into (something or some place)
f.
75
İfadeler
dar (bir şeye/yere) büzüşerek girmek
worm into (something or some place)
f.
76
İfadeler
(bir şeye/yere) kurnazlıkla girmek
worm into (something or some place)
f.
77
İfadeler
(bir şeye/yere) sinsice girmek
worm into (something or some place)
f.
78
İfadeler
(bir şeye/yere) alavere dalavereyle girmek
worm into (something or some place)
f.
Colloquial
79
Konuşma Dili
(bir şeye/bir yere) izinsiz girmek
lie (one's) way into (something or some place)
f.
80
Konuşma Dili
bir amaç uğruna bir şeye girmek
be in it for
f.
81
Konuşma Dili
bir şey için bir şeye girmek
be in it for
f.
Idioms
82
Deyim
(bir şeye) temelden/başından/en baştan katılmak/girmek
be in on the ground floor
f.
83
Deyim
bir işe/şeye baştan girmek
get in on the ground floor
f.
84
Deyim
bir şeye uzun vadeli olarak girmek
be in something for the long haul
f.
85
Deyim
parayla (bir şeye) girmek
buy (one's) way into (something)
f.
86
Deyim
(birine/bir şeye) tekme tokat girmek
fight (someone or something) tooth and claw
f.
87
Deyim
(bir şeye) çıkıp çıkıp girmek
go in and out (of something)
f.
88
Deyim
bir şeye/bir yere girmek/gitmek
set foot in/on something
f.
89
Deyim
(bir şeye/bir yere) girmek/gitmek
set foot on (something or some place)
f.
90
Deyim
konuşup ikna ederek bir şeye müdahil olmak/bir yere girmek
talk (one's) way into (something or some place)
f.
91
Deyim
(bir şeye/bir yere) kıvrılarak/eğilip bükülerek girmek
work (one's) way into (something or some place)
f.
92
Deyim
(bir şeye/bir yere) sürünerek girmek
worm (one's) way into (something or some place)
f.
93
Deyim
dar/sıkışık (bir şeye/bir yere) zorla girmek/sığışmak
worm (one's) way into (something or some place)
f.
94
Deyim
(bir şeye/bir yere) kurnazlıkla girmek
worm (one's) way into (something or some place)
f.
95
Deyim
(bir şeye/bir yere) sinsice girmek
worm (one's) way into (something or some place)
f.
96
Deyim
(bir şeye/bir yere) kıvrılarak girmek
wriggle (one's) way into (something or some place)
f.
97
Deyim
(bir şeye/bir yere) kıl payı girmek
wriggle (one's) way into (something or some place)
f.
98
Deyim
(bir şeye/bir yere) zar zor girmek/sızmak
wriggle (one's) way into (something or some place)
f.
Wagering
99
Bahisçilik
(bir şeye karşı) bahse girmek
buck
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şeye) girmek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy