İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | kayıp (bir şeye/yere) girmek |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | kaydırıp (bir şeye/yere) sokmak |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | kaydırarak (bir şeye/yere) sokmak |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | sürükleyerek (bir şeye/yere) sokmak |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | kayıp (bir şeye/yere) oturmak |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | (bir şeye/yere) kolayca kayıp yerleşmek |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | kolayca kaydırıp (bir şeye/yere) oturtmak |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | kolayca (bir şeye/yere) sokmak |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | rahatça ittirip (bir yere/şeye) sokmak |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | (bir şeye) fazla çaba sarf etmeden/kolayca girmek |
Öbek Fiiller | slide into (something) f. | (bir şeye) girivermek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | slide into (someone or something) f. | kayıp (birine/bir şeye) çarpmak |
Öbek Fiiller | slide into (someone or something) f. | kayıp (birine/bir şeye) bindirmek |
Öbek Fiiller | slide into (someone or something) f. | kayıp (birine/bir şeye) girmek |