|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
üstü kapalı söz |
hint i.
|
|
2 |
Genel |
üstü kapalı ifade |
inexplicit expression i.
|
|
3 |
Genel |
üstü kapalı anlatma |
intimation i.
|
|
4 |
Genel |
üstü kapalı balkon |
piazza i.
|
|
5 |
Genel |
üstü kapalı söyleme |
insinuation i.
|
|
6 |
Genel |
üstü kapalı söz ya da imalarla etki altına alma |
earwigging i.
|
|
7 |
Genel |
üstü kapalı söz |
insinuation i.
|
|
8 |
Genel |
üstü kapalı yüzme havuzu |
natatorium i.
|
|
9 |
Genel |
üstü kapalı söz ya da imalarla etki altına alınmış |
earwigged i.
|
|
10 |
Genel |
üstü kapalı söz |
innuendo i.
|
|
11 |
Genel |
üstü kapalı, üç yanı açık ve evin bir cephesinde boydan boya uzanan balkon |
veranda i.
|
|
12 |
Genel |
üstü kapalı söyleme |
intimation i.
|
|
13 |
Genel |
açık havada çalan müzik topluluklarına özgü ve çoğu zaman üstü kapalı platform |
bandstand i.
|
|
14 |
Genel |
üstü kapalı tekerlekli sandalye |
bath chair i.
|
|
|
15 |
Genel |
üstü kapalı (kötü) söz |
insinuation i.
|
|
16 |
Genel |
üstü kapalı yolcu veya yük arabası |
caravan i.
|
|
17 |
Genel |
eski üstü kapalı hafif gezinti arabası |
shandrydan i.
|
|
18 |
Genel |
üstü kapalı konuşan |
hinter i.
|
|
19 |
Genel |
bina dışında birkaç basamakla çıkılan üstü kapalı sahanlık |
stoop i.
|
|
20 |
Genel |
üstü kapalı tavsiye |
implicit recommendation i.
|
|
21 |
Genel |
üstü kapalı/dile getirilmemiş itham |
unspoken accusation i.
|
|
22 |
Genel |
üstü kapalı/dile getirilmemiş suçlama |
veiled accusation i.
|
|
23 |
Genel |
üstü kapalı/dile getirilmemiş itham |
veiled accusation i.
|
|
24 |
Genel |
üstü kapalı/dile getirilmemiş suçlama |
unspoken accusation i.
|
|
25 |
Genel |
üstü kapalı şekilde böbürlenme |
humblebrag i.
|
|
26 |
Genel |
kenarları açık üstü kapalı barınak |
ramada [southwestern us] i.
|
|
27 |
Genel |
üstü kapalı büyük yolcu veya yük arabası, taşıt/araç katarı |
caravan i.
|
|
28 |
Genel |
iki tekerlekli, üstü kapalı hafif bir gezinti arabası |
chariotee i.
|
|
29 |
Genel |
üstü kapalı koru |
undergrove i.
|
|
30 |
Genel |
üstü kapalı bahçe |
undergrove i.
|
|
31 |
Genel |
üstü kapalı kavaklık |
undergrove i.
|
|
32 |
Genel |
üstü kapalı söyleme |
undernote i.
|
|
33 |
Genel |
üstü kapalı anlatma |
undernote i.
|
|
34 |
Genel |
üstü kapalı ifade |
equivocation i.
|
|
35 |
Genel |
üstü kapalı tartışma |
jesuitry i.
|
|
36 |
Genel |
üstü kapalı söyleme |
wind i.
|
|
37 |
Genel |
özellikle on sekizinci yüzyılda kullanılan, üstü kapalı bir at arabası |
booby hutch i.
|
|
38 |
Genel |
ölçülü şekilde veya üstü kapalı konuşan kimse |
mincer i.
|
|
39 |
Genel |
üstü kapalı, küçümseyici yorumlar |
veiled snide comments i.
|
|
40 |
Genel |
tomrukçu kampında yemek pişirme ve uyuma alanları arasında yer alan ve genellikle depo olarak kullanılan üstü kapalı koridor |
dingle i.
|
|
41 |
Genel |
gereksiz yere üstü kapalı konuşma |
gibberish i.
|
|
42 |
Genel |
evler arasındaki üstü kapalı dar geçit |
ope [dialect] [uk] i.
|
|
43 |
Genel |
geminin kapalı kısmının üstü |
overhead i.
|
|
44 |
Genel |
üstü kapalı öne sürülen şey |
implicate i.
|
|
45 |
Genel |
üstü kapalı söylenen şey |
implication i.
|
|
46 |
Genel |
üstü kapalı söz |
imputation i.
|
|
47 |
Genel |
üç tekerlekli üstü kapalı motosiklet |
auto rickshaw i.
|
|
48 |
Genel |
çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan |
bell cot i.
|
|
49 |
Genel |
çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan |
bell cote i.
|
|
50 |
Genel |
çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan |
bellcote i.
|
|
51 |
Genel |
(abd'de) genellikle taşlarla kaplı, üstü kapalı depolama çukuru |
cist i.
|
|
52 |
Genel |
(hipodrom, stadyum) üstü kapalı seyirci bölümü |
covered stand i.
|
|
53 |
Genel |
üstü kapalı söz |
inuendo i.
|
|
54 |
Genel |
üstü kapalı olumsuz söz |
inuendo i.
|
|
|
55 |
Genel |
üstü kapalı söyleme |
scent i.
|
|
56 |
Genel |
üstü kapalı hafif gezinti arabası |
shandry i.
|
|
57 |
Genel |
üstü kapalı sığınak |
shroud [obsolete] i.
|
|
58 |
Genel |
üstü kapalı barınak |
shroud [obsolete] i.
|
|
59 |
Genel |
üstü kapalı ihmal |
silence i.
|
|
60 |
Genel |
üstü kapalı şekilde gösterme |
subindication i.
|
|
61 |
Genel |
üstü kapalı söz |
subinsinuation i.
|
|
62 |
Genel |
üstü kapalı söz |
subintellection i.
|
|
63 |
Genel |
üstü kapalı söz |
subintelligence i.
|
|
64 |
Genel |
üstü kapalı söz |
subintelligitur i.
|
|
65 |
Genel |
üstü kapalı konuşmak |
riddle f.
|
|
66 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
hint at f.
|
|
67 |
Genel |
üstü kapalı bir şekilde bahsetmek |
allude to f.
|
|
68 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
allude f.
|
|
69 |
Genel |
üstü kapalı bir şekilde eleştirmek |
snipe f.
|
|
70 |
Genel |
üstü kapalı anlatmak |
intimate f.
|
|
71 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
intimate f.
|
|
72 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
hint f.
|
|
73 |
Genel |
üstü kapalı söylemek (kötü bir şeyi) |
insinuate f.
|
|
74 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
insinuate f.
|
|
75 |
Genel |
üstü kapalı şekilde böbürlenmek |
humblebrag f.
|
|
76 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
enounce f.
|
|
77 |
Genel |
(üstü kapalı söyleneni) açıklamak |
unpack f.
|
|
78 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
worm f.
|
|
79 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
mint [scotland] f.
|
|
80 |
Genel |
üstü kapalı bir şekilde bahsetmek |
glance [obsolete] f.
|
|
81 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
incle [rare] f.
|
|
82 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
infer f.
|
|
83 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
signify f.
|
|
84 |
Genel |
üstü kapalı şekilde göstermek |
subindicate f.
|
|
85 |
Genel |
üstü kapalı söylemek |
subinduce f.
|
|
86 |
Genel |
üstü kapalı söylenmiş |
alluded s.
|
|
87 |
Genel |
üstü kapalı olan |
equivocatory s.
|
|
88 |
Genel |
üstü kapalı öne sürülen |
implicated s.
|
|
89 |
Genel |
üstü kapalı söylenen |
inferred s.
|
|
90 |
Genel |
üstü kapalı olasılıklar taşıyan |
pregnant s.
|
|
91 |
Genel |
üstü kapalı olarak |
tacitely zf.
|
|
92 |
Genel |
üstü kapalı olarak |
tacitly zf.
|
|
93 |
Genel |
üstü kapalı olarak |
implicitly zf.
|
|
94 |
Genel |
üstü kapalı olarak |
insinuatingly zf.
|
|
95 |
Genel |
üstü kapalı bir şekilde |
impliedly zf.
|
|
Phrasals |
|
96 |
Öbek Fiiller |
üstü kapalı söylemek |
hint at f.
|
|
97 |
Öbek Fiiller |
kinayeli/üstü kapalı konuşmak |
mean (something) by (something) f.
|
|
98 |
Öbek Fiiller |
kinayeli/üstü kapalı konuşmak |
mean by something f.
|
|
99 |
Öbek Fiiller |
birinden/bir şeyden üstü kapalı bir şekilde bahsetmek |
allude to someone or something f.
|
|
100 |
Öbek Fiiller |
birinden/bir şeyden üstü kapalı bir şekilde bahsetmek |
allude to someone or something f.
|
|
101 |
Öbek Fiiller |
üstü kapalı bir şey söylemek |
hint at something f.
|
|
Colloquial |
|
102 |
Konuşma Dili |
üstü kapalı ima etmek |
drop a hint f.
|
|
103 |
Konuşma Dili |
üstü kapalı olmak |
be above one's head f.
|
|
104 |
Konuşma Dili |
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve hokey sopalarının "l" harfine benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı şekilde/dolaylı yoldan söylenmesi) |
h-h-double-hockey-sticks expr.
|
|
105 |
Konuşma Dili |
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve çift "l" harfi şeklinde üstü kapalı/dolaylı olarak söylenmesi) |
h-h-double-l expr.
|
|
106 |
Konuşma Dili |
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve kürdanın "l" harfi şekline benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı/dolaylı olarak söylenmesi) |
h-e-double-toothpicks expr.
|
|
107 |
Konuşma Dili |
hell kelimesinin üstü kapalı bir söyleniş biçimi |
h-e-double-hockey-sticks expr.
|
|
108 |
Konuşma Dili |
hell kelimesinin üstü kapalı bir söyleniş biçimi |
h-e-double-l expr.
|
|
Idioms |
|
109 |
Deyim |
üstü kapalı konuşma |
a nudge and a wink i.
|
|
110 |
Deyim |
üstü kapalı teşvik |
a nudge and a wink i.
|
|
111 |
Deyim |
üstü kapalı cevaplar vermek |
play a straight bat f.
|
|
112 |
Deyim |
üstü kapalı bırakmak |
stay under wraps f.
|
|
113 |
Deyim |
üstü kapalı bırakmak |
keep something under wraps f.
|
|
114 |
Deyim |
üstü kapalı bırakmak |
stay under wraps f.
|
|
115 |
Deyim |
üstü kapalı bir yerde durmak/kalmak |
keep under cover f.
|
|
116 |
Deyim |
üstü kapalı bir yere sığınmak |
keep under cover f.
|
|
117 |
Deyim |
üstü kapalı şekilde konuşmak |
mince the matter f.
|
|
118 |
Deyim |
üstü kapalı bir şekilde |
in a minor key expr.
|
|
119 |
Deyim |
kelimesi kelimesine/üstü kapalı bir şekilde |
not in so/as many words expr.
|
|
120 |
Deyim |
üstü örtülü/kapalı bir şekilde |
in an undertone expr.
|
|
Trade/Economic |
|
121 |
Ticaret/Ekonomi |
üstü kapalı yük aracı |
boxcar i.
|
|
Law |
|
122 |
Hukuk |
zina suçu işleyen eşini üstü kapalı bir şekilde destekleme |
lenocinium [scotland] i.
|
|
Politics |
|
123 |
Siyasal |
hükümet ve diplomasi gibi alanlarda bilgiyi aktarmanın gayri resmi ya da üstü kapalı yolu |
backchannel i.
|
|
124 |
Siyasal |
gizli, gayri resmi veya üstü kapalı yollarla iletişim kurmak |
backchannel f.
|
|
125 |
Siyasal |
gizli, gayri resmi veya üstü kapalı yollarla iletişim kurmak |
back-channel [usa] f.
|
|
126 |
Siyasal |
gizli, gayri resmi veya üstü kapalı yollarla yapılan (diplomasi) |
back-channel s.
|
|
Technical |
|
127 |
Teknik |
eşya ya da insan taşıyan üstü kapalı geniş araç |
van i.
|
|
Architecture |
|
128 |
Mimarlık |
bina girişindeki araba yoluna uzanan, araçlardan gelenler için sığınak olması amaçlanan üstü kapalı cephe çıkıntısı |
carriage porch i.
|
|
129 |
Mimarlık |
iki binayı birbirine bağlayan üstü kapalı köprü |
bridge of sighs i.
|
|
130 |
Mimarlık |
iki binayı birbirine bağlayan üstü kapalı bir köprü |
bridgeway i.
|
|
131 |
Mimarlık |
üstü kapalı köprü |
covered bridge i.
|
|
132 |
Mimarlık |
(yunan tapınağı) üstü çatıyla kapalı |
cleithral s.
|
|
Automotive |
|
133 |
Otomotiv |
dorseye monte edilen genellikle pencereleri olan üstü kapalı kabin |
truck cap i.
|
|
134 |
Otomotiv |
dorseye monte edilen genellikle pencereleri olan üstü kapalı kabin |
topper i.
|
|
135 |
Otomotiv |
üstü kapalı araç |
hardtop i.
|
|
136 |
Otomotiv |
on sekizinci yüzyılda popüler olan iki koltuklu, üstü kapalı bir at arabası |
berlin i.
|
|
137 |
Otomotiv |
iki koltuklu üstü kapalı at arabası |
berline i.
|
|
138 |
Otomotiv |
sürücü koltuğunun arkasında açılır kapanır pencere olan üstü kapalı otomobil gövdesi |
berline i.
|
|
Transportation |
|
139 |
Ulaştırma |
altı tekerli üstü kapalı at arabası |
trek wagon i.
|
|
140 |
Ulaştırma |
üstü kapalı kızaklı araba |
kibitka [russian] i.
|
|
141 |
Ulaştırma |
üstü kapalı vagon |
kibitka [russian] i.
|
|
Marine |
|
142 |
Denizcilik |
hollanda ve flaman kanallarında kullanılan mal ve yolcu taşımakta kullanılan üstü kapalı tekne |
treckschuyt i.
|
|
143 |
Denizcilik |
üstü kapalı yelkensiz bir yük teknesi |
keel boat i.
|
|
Agriculture |
|
144 |
Tarım |
(üstü kapalı) saman balyası |
rick i.
|
|
Breeding |
|
145 |
Hayvancılık |
sürünün bir bölümünü çekmek için kullanılan üstü kapalı alan |
yard [australia/new zealand] i.
|
|
146 |
Hayvancılık |
içinde hayvan beslenebilen ve kapısı olan üstü kapalı ahır |
loosebox i.
|
|
Sport |
|
147 |
Spor |
üstü kapalı stadyum |
dome i.
|
|
148 |
Spor |
üstü kapalı stadyum |
domed stadium i.
|
|
Theatre |
|
149 |
Tiyatro |
sahne kenarında yer alan üstü kapalı oturma alanı |
side box i.
|
|
150 |
Tiyatro |
sahne kenarında yer alan üstü kapalı oturma alanı |
side-box i.
|
|
Archaic |
|
151 |
Eski Kullanım |
üstü kapalı bir şekilde gösteren |
subindicative s.
|
|
Modern Slang |
|
152 |
Modern Argo |
küfürlü bir kelimeyi direkt söylememek/üstü kapalı söylemek için kullanılan alternatif kelimeler |
alternative swearwords i.
|
|