| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | perform f. | rol yapmak | ||
|
Tom isn't sure he's ready to perform on stage. Tom sahnede rol yapmaya hazır olduğundan emin değil. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | perform f. | yapmak | ||
|
These three bodies perform their tasks respectively in urban areas, rural areas and on the coasts. Bu üç birim, sırasıyla, kentsel alanlarda, kırsal alanlarda ve sahillerde görev yapar. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | perform f. | yerine getirmek | ||
|
What functions do parliaments have to perform in operations of this kind? Parlamentolar bu tür operasyonlarda hangi işlevleri yerine getirmelidir? More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | perform f. | icra etmek | ||
|
Choir of former prisoners will perform a mellow song Evening Bells. Eski tutuklular korosu "Akşam Çanları" adlı hoş bir şarkıyı icra edecek. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | perform f. | uygulamak | ||
|
Doctors refused to perform a second operation. Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | perform f. | oynamak | ||
|
What sort of role could they perform in a situation which, quite clearly, does not involve two regular armies? İki düzenli ordunun olmadığı çok açık olan bir durumda ne tür bir rol oynayabilirler? More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | perform f. | yürütmek | ||
|
All together there are around 5100 Auditors/Controllers performing audit tasks in Turkey. Türkiye'de toplamda yaklaşık 5100 Denetçi/Kontrolör denetim görevi yürütmektedir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | perform f. | oynamak | ||
|
What sort of role could they perform in a situation which, quite clearly, does not involve two regular armies? İki düzenli orduyu içermediği oldukça açık olan bir durumda ne tür bir rol oynayabilirler? More Sentences |
||||
| Genel | perform f. | görmek | ||
|
Most of the work is performed by robots. İşin çoğu robotlar tarafından görülmektedir. More Sentences |
||||
| Genel | perform f. | çalmak | ||
|
Tom performed in bars and pubs. Tom barlarda ve publarda çaldı. More Sentences |
||||
| Genel | perform f. | sahnelemek | ||
|
The theater group performed the new play. Tiyatro grubu yeni oyunu sahneledi. More Sentences |
||||
| Genel | perform f. | yapmak | ||
|
A doctor cannot perform two surgeries at once. Bir doktor aynı anda iki ameliyat yapamaz. More Sentences |
||||
| Genel | perform f. | gerçekleştirmek | ||
|
The doctors performed the difficult operation with ease. Doktorlar bu zor ameliyatı kolaylıkla gerçekleştirdiler. More Sentences |
||||
| Genel | perform f. | performans sergilemek | ||
|
In recent years, the Portuguese labour market has generally performed well. Son yıllarda Portekiz işgücü piyasası genel olarak iyi bir performans sergilemiştir. More Sentences |
||||
| Genel | perform f. | yerine getirmek | ||
|
What we need is a clear legal basis that clearly defines the task to be performed. İhtiyacımız olan şey, yerine getirilmesi gereken görevi açıkça tanımlayan net bir yasal dayanaktır. More Sentences |
||||
| Genel | perform f. | ifa etmek | ||
|
In that respect we are performing an important task here. Bu açıdan biz burada önemli bir görev ifa ediyoruz. More Sentences |
||||
| Genel | perform f. | sahneye çıkmak | ||
|
They were asked to perform before the headliner. Onlardan başrolün öncesinde sahneye çıkmaları istendi. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | perform f. | uygulamak | ||
|
Tom showed Mary how to perform CPR. Tom, Mary'ye CPR'yi nasıl uygulayacağını gösterdi. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Hukuk | perform f. | yerine getirmek | ||
|
I have some reservations about the function performed by the management committee. Yönetim komitesi tarafından yerine getirilen işlev konusunda bazı çekincelerim var. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | perform f. | yerine getirmek | ||
|
They are Hebrew teachers and perform religious rituals, among other things. Onlar İbranice öğretmenleri ve diğer şeylerin yanı sıra dini ritüelleri yerine getiriyorlar. More Sentences |
||||
| Music | ||||
| Müzik | perform f. | seslendirmek | ||
|
Choir of former prisoners will perform a mellow song Evening Bells. Eski mahkumlardan oluşan koro, huzur veren bir şarkı olan Evening Bells'i seslendirecek. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | perform f. | oynamak (oyuncu/sanatçı) | ||
| Genel | perform f. | oynamak (rol) | ||
| Genel | perform f. | işlemek | ||
| Genel | perform f. | numara yapmak | ||
| Genel | perform f. | canlandırmak | ||
| Genel | perform f. | konser vermek | ||
| Genel | perform f. | sunmak | ||
| Genel | perform f. | çalmak (müzik eserini) | ||
| Genel | perform f. | oynamak (oyunu) | ||
| Genel | perform f. | eda etmek | ||
| Genel | perform f. | temsil etmek | ||
| Genel | perform f. | oynatmak | ||
| Genel | perform f. | performans ortaya koymak | ||
| Genel | perform f. | icra etmek | ||
| Genel | perform f. | icra-i sanat etmek | ||
| Genel | perform f. | tiyatro yapmak | ||
| Genel | perform f. | işlemek | ||
| Genel | perform f. | işlev görmek | ||
| Genel | perform f. | tamamlamak | ||
| Genel | perform f. | bitirmek | ||
| Genel | perform f. | sağlamak | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | perform f. | (birini) becermek | ||
| Konuşma Dili | perform f. | seks yapmak | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | perform f. | ifa etmek | ||
| Ticaret/Ekonomi | perform f. | icra etmek | ||
| Ticaret/Ekonomi | perform f. | kar sağlamak | ||
| Law | ||||
| Hukuk | perform f. | ifa etmek | ||
| Hukuk | perform f. | icra etmek | ||
| Computer | ||||
| Bilgisayar | perform expr. | gerçekleştir | ||
| Archaic | ||||
| Eski Kullanım | perform f. | tasarlamak | ||
| Eski Kullanım | perform f. | inşa etmek | ||
| Eski Kullanım | perform f. | tasarlamak | ||
