İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | circulate f. | dolaşımı olmak (havanın/sıvının) | ||
The confusion arises from two different versions of the original having been circulated. Karışıklık, orijinalin iki farklı versiyonunun dolaşımda olmasından kaynaklanmaktadır. More Sentences |
||||
Genel | circulate f. | dağıtmak | ||
The proposal was neither circulated nor debated. Bu teklif ne dağıtıldı ne de tartışıldı. More Sentences |
||||
Genel | circulate f. | dolaştırmak | ||
There will soon not be any money left for circulating around the rich Member States for propaganda purposes. Yakında zengin Üye Devletler arasında propaganda amacıyla dolaştırılacak para kalmayacaktır. More Sentences |
||||
Genel | circulate f. | dolaşmak | ||
Rumours of the worst kind have circulated about this matter. Bu konuda çok kötü söylentiler dolaşıyor. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | circulate f. | dolaşmak | ||
He circulated from table to table at the reception. Resepsiyonda masadan masaya dolaştı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | circulate f. | deveran etmek | ||
General | ||||
Genel | circulate f. | akımını sağlamak (havanın/sıvının) | ||
Genel | circulate f. | sürümde olmak (para) | ||
Genel | circulate f. | dolaşmak (kan/hava) | ||
Genel | circulate f. | yaymak | ||
Genel | circulate f. | yayılmak (haber) | ||
Genel | circulate f. | devridaim yapmak (motordaki sıvı) | ||
Genel | circulate f. | tamim etmek | ||
Genel | circulate f. | devirdaim olmak | ||
Genel | circulate f. | yaymak (haberi) | ||
Genel | circulate f. | devretmek | ||
Genel | circulate f. | tedavülde olmak | ||
Genel | circulate f. | akımı olmak (havanın/sıvının) | ||
Genel | circulate f. | tedavül etmek | ||
Genel | circulate f. | dolaştırmak (kanı/havayı) | ||
Genel | circulate f. | tedavüle çıkarmak (parayı) | ||
Genel | circulate f. | yayılmak | ||
Genel | circulate f. | tedavülde olmak (para) | ||
Genel | circulate f. | dolaşımını sağlamak (havanın/sıvının) | ||
Genel | circulate f. | dağıtımını yapmak | ||
Genel | circulate f. | deveran etmek | ||
Genel | circulate f. | tedavül ettirmek | ||
Technical | ||||
Teknik | circulate f. | çevresinde hareket etmek | ||
Teknik | circulate f. | deveran etmek | ||
Teknik | circulate f. | döndürmek | ||
Librarianship | ||||
Kütüphanecilik | circulate f. | kütüphane dışında kullanımı serbest olmak |