snacked - Türkçe İngilizce Sözlük

snacked

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"snacked" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 41 sonuç

İngilizce Türkçe
General
snack i. aperitif
I made you a snack.
Sana bir aperatif yaptım.

More Sentences
snack i. ara öğün
Children have a snack after school.
Okuldan sonra çocukların bir ara öğünü var.

More Sentences
snack i. atıştırmalık
Three hours later, a snack like fruit or a few cookies.
Üç saat sonra, meyve gibi bir atıştırmalık veya birkaç kurabiye.

More Sentences
Gastronomy
snack i. atıştırma
A nice afternoon snack does not hurt either.
Tatlı bir öğleden sonra atıştırmalığının da zararı olmaz.

More Sentences
snack f. atıştırmak
Lane, come down for your snack.
Lane, aşağı gel, bir şeyler atıştır.

More Sentences
General
snack i. kısım
snack i. pay
snack i. meze
snack i. lokma
snack i. çerez
snack i. tatlı (yemek aralarında yenilen)
snack i. hisse
snack f. hafif yemek
snack f. çerezlenmek
snack f. hafif şeyler yemek
snack s. uyanık
snack s. tetikte olan
snack s. akıllı
snack s. zeki
snack s. gözü açık
snack s. dikkatli
snack s. huysuz
snack s. alaycı
snack s. hırçın
snack s. aksi
snack zf. hızlıca
snack zf. çarçabuk
snack zf. akıllıca
snack zf. ustalıkla
snack zf. zekice
snack zf. sevk ederek
snack zf. göndererek
Gastronomy
snack i. meze
snack i. az miktar
snack i. ufak miktar
snack i. tadımlık
snack i. yudumluk
Baseball
snack i. (fives oyununda kullanılan) hentbol topu
Slang
snack i. çıtır kimse
snack i. seksi kimse
snack i. çekici kimse

"snacked" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 47 sonuç

İngilizce Türkçe
General
have a snack f. atıştırmak
Children have a snack after school.
Çocuklar okuldan sonra bir şeyler atıştırır.

More Sentences
Phrasals
snack on (something) f. (bir şey) atıştırmak
Snack on these throughout the day to give yourself extra calories.
Kendinize ekstra kalori vermek için gün boyunca bunları atıştırın.

More Sentences
Food Engineering
snack food i. atıştırmalık gıda
These include chives, non-woven textiles, wine, snack foods and so on.
Bunlar arasında frenk soğanı, dokuma olmayan tekstil ürünleri, şarap, atıştırmalık gıdalar ve benzerleri yer almaktadır.

More Sentences
General
snack bar i. ayakta meze gibi yiyeceklerin atıştırıldığı lokanta
snack bar i. genellikle bir tezgah çevresinde oturulan, hafif yiyecek ve çeşitli içeceklerin satıldığı küçük restoran
midafternoon snack i. ikindi kahvaltısı
snack food i. hafif yemek
snack bar i. hafif yemek büfesi
snack bar i. büfe
snack bar i. müşterilerinin bar gibi bir tezgahın önünde oturduğu ufak lokanta
snack pack i. çerez paketi
snack shack i. büfe
snack time i. atıştırma zamanı
snack hawker i. stadyumlardaki seyyar atıcı
snack cakes i. atıştırmalık kekler
healthy snack i. sağlıklı atıştırmalık
snack counter i. ucuz bar
snack on f. yemek (çerez/meyve vb'ni)
snack [dialect] f. ısırık almak
snack [dialect] f. lokma almak
snack [dialect] f. bir şeyin ucundan ısırmak
snack [dialect] f. paylaştırmak
snack [dialect] f. bölüştürmek
snack [dialect] f. üleştirmek
snack [dialect] f. pay etmek
snack [scotland] f. aniden kavramak
snack [scotland] f. kapmak
Phrasals
snack off (of) something f. atıştırarak tüketmek
snack down f. atıştırarak tüketmek
snack off f. atıştırarak tüketmek
snack on (something) f. (bir şey) tırtıklamak
Colloquial
let's go grab a snack expr. gidip bir şeyler atıştıralım
Furniture
snack table i. atıştırmalık masası
snack table i. sunum masası
snack table i. ikram sofrası
Food Engineering
snack food i. çerez
Slang
looking like a snack i. çekici görünme
looking like a snack i. cazibeli görünme
looking like a snack i. hoş görünme
looking like a snack i. göz alıcı görünme
snack [australia] i. çantada keklik şey
snack [australia] i. cepte olan şey
snack [australia] i. kolayca yapılan iş
a snack s. taş gibi
a snack s. ilik gibi
a snack s. bir içim su
a snack s. bomba/fıstık gibi