pain - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
pain acı n.
  • Not to mention the pain of the victims' families, which cannot be compensated for.
  • Kurbanların ailelerinin telafi edilemeyecek acılarından bahsetmeye bile gerek yok.
  • The first thing we must do is to share in the pain of the American people.
  • Yapmamız gereken ilk şey Amerikan halkının acısını paylaşmaktır.
  • Today, we share the pain of the American people.
  • Bugün Amerikan halkının acısını paylaşıyoruz.
Show More (371)
pain ağrı n.
  • Migraine pain and sinus headaches are often confused with one another.
  • Migren ağrısı ve sinüs baş ağrıları sıklıkla birbiriyle karıştırılır.
  • However, there are other things that can cause this pain.
  • Fakat yine de başka şeyler de bu ağrıya sebep olabilir.
  • However, there are other things that can cause this pain.
  • Ancak bu ağrıya neden olabilecek başka şeyler de vardır.
Show More (301)
pain baş belası n.
  • You're a real pain.
  • Tam bir baş belasısın.
  • Tom was a pain.
  • Tom bir baş belasıydı.
  • You're getting to be a pain.
  • Başıma bela olmaya başladın.
Show More (0)
pain üzmek v.
  • It pains me to disagree with your opinion.
  • Fikrine katılmamak beni üzüyor.
  • Your lies pain me.
  • Senin yalanların beni üzüyor.
Show More (-1)
pain zahmet n.
  • No pain, no gain.
  • Zahmet yoksa kazanç da yok.
  • No pain, no gain!
  • Zahmet yoksa kazanç da yok.
Show More (-1)
pain ızdırap n.
  • Yes, a strong perfume smell can cause me pain.
  • Evet, güçlü bir parfüm kokusu bana ızdırap verebilir.
Show More (-2)
pain cefa n.
  • No pain, no gain.
  • Cefasız sefa olmaz.
Show More (-2)
pain sancı n.
  • The pain returned.
  • Sancı geri döndü.
Show More (-2)
pain eziyet n.
  • When you have allergies, eating at a restaurant is a huge pain.
  • Alerjiniz varsa, restoranda yemek yemek büyük bir eziyettir.
Show More (-2)