lawyer - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
lawyer avukat n.
  • Seen in this light, professional confidentiality is a lawyer's inalienable duty.
  • Bu açıdan bakıldığında, mesleki gizlilik bir avukatın devredilemez görevidir.
  • He said we must not always be carried along by lawyers.
  • Her zaman avukatlar tarafından yönlendirilmememiz gerektiğini söyledi.
  • We have cases changing from one to the other, profiting only the lawyers.
  • Birinden diğerine değişen ve sadece avukatlara kazanç sağlayan davalarımız var.
Show More (707)
lawyer hukukçu n.
  • That rejection is something I express not only as a politician but, first and foremost, as a lawyer.
  • Bu reddediş sadece bir siyasetçi olarak değil, her şeyden önce bir hukukçu olarak ifade ettiğim bir şeydir.
  • There has been huge public international debate with industry, with scientists, with lawyers.
  • Endüstriyle, bilim insanlarıyla ve hukukçularla uluslararası kamuoyunda büyük tartışmalar yaşandı.
  • My wife is a lawyer.
  • Karım bir hukukçudur.
Show More (1)