|
- For me that confirms that the Praesidium has actually been working as a kind of pre-IGC.
- Bana göre bu durum Praesidium'un aslında bir tür ön-IGC olarak çalıştığını teyit etmektedir.
- For me, our Parliament has been acting the clown.
- Bana göre Parlamentomuz bir palyaço gibi davranıyor.
- It only remains for me to thank the rapporteur for the wonderful work she has done.
- Bana sadece raportöre yaptığı harika çalışma için teşekkür etmek kalıyor.
- It remains for me to highlight the social aspects of this type of fishing.
- Bana da bu tür balıkçılığın sosyal yönlerini vurgulamak kalıyor.
- Far be it for me to demonise the economic aspect of the sport.
- Sporun ekonomik yönünü şeytanlaştırmak bana düşmez.
- For me, that is the third priority that we could introduce.
- Bana göre bu, sunabileceğimiz üçüncü önceliktir.
- And the darker lipstick colors are also not quite for me.
- Koyu ruj renkleri de pek bana göre değil.
- Choose something nice for me and call me before you come.
- Bana güzel bir şey seç ve gelmeden önce beni ara.
- This kid's too good for me.
- Bu çocuk bana fazla.
- For me, the dance is not a trade.
- Dans bana göre bir meslek değil.
- It's just, tonight, no more drinking for me.
- Sadece bu gece bana içki yok.
- It's just, tonight, no more drinking for me.
- Sadece bu gece, bana içki yok.
- When I was eight, my mom bought toys for me.
- Sekiz yaşımdayken annem bana oyuncak almıştı.
- Do you have a message for me?
- Bana bir mesajınız var mı?
- Do you have any messages for me?
- Bana hiç mesajın var mı?
- This coat is too big for me.
- Bu palto bana fazla büyük.
- He came over and cooked dinner for me.
- O geldi ve bana yemek pişirdi.
- I wish Tom had more time for me.
- Keşke Tom bana daha fazla zaman ayırsaydı.
- Get that book for me.
- O kitabı bana getir.
- This jacket is too small for me.
- Bu ceket bana çok küçük.
- I'd like to return these pants because they're too big for me.
- Bu pantolonu iade etmek istiyorum çünkü pantolon bana büyük geldi.
- A doctor told me that eating eggs was bad for me.
- Bir doktor bana yumurta yemenin benim için zararlı olduğunu söyledi.
- Tom asked me what he could do for me.
- Tom bana benim için ne yapabileceğini sordu.
- I enjoy warm weather, but this heat is too much for me!
- Sıcak havayı severim, ama bu sıcak bana fazla geliyor!
- This city is not for me.
- Bu kent bana göre değil.
- She bought this for me.
- Bana bunu aldı.
- School isn't for me.
- Okul bana göre değil.
- It's not for me to say.
- Bunu söylemek bana düşmez.
- I love the scrapbook Tom made for me.
- Tom'un bana hazırladığı albümü çok sevdim.
- Nobody told me that you were waiting for me.
- Kimse bana beni beklediğini söylemedi.
- Tom never has time for me.
- Tom'un bana ayıracak vakti hiç olmuyor.
- What've you got for me?
- Bana ne getirdin?
- This city is not for me.
- Bu şehir bana göre değil.
- Mother prepared lunch for me.
- Annem bana öğlen yemeği hazırladı.
- Tea with lemon for me, please.
- Bana limonlu çay, lütfen.
- That works for me.
- Bana uyar.
- Are you falling for me?
- Bana aşık mı oluyorsun?
- While you are about it, please make a cup of coffee for me, too.
- Hazır elin değmişken bana da bir fincan kahve yap.
- Would you make room for me?
- Bana yer açar mısınız?
- This sweater is too tight for me.
- Bu kazak bana çok dar geliyor.
- Do you have news for me?
- Bana bir haberin var mı?
- When I was eight, my mom bought toys for me.
- Ben sekiz yaşındayken, annem bana oyuncaklar alırdı.
- I know that you feel something for me.
- Bana karşı bir şeyler hissettiğini biliyorum.
- If you find an interesting book, please buy it for me.
- İlginç bir kitap görürsen lütfen onu bana al.
- The same for me.
- Bana da aynısından.
- She poured a cup of tea for me.
- Bana bir fincan çay doldurdu.
- That medicine worked well for me.
- Bu ilaç bana iyi geldi.
- My mom bought this shirt for me.
- Annem bana bu gömleği aldı.
- Are there any messages for me?
- Bana mesaj var mı?
- I realized it wasn't for me.
- Bana olmadığını fark ettim.
- The world has no need for me.
- Dünyanın bana ihtiyacı yok.
- I would like you to make tea for me.
- Bana çay yapmanızı istiyorum.
- Did you ever have feelings for me?
- Hiç bana karşı bir şeyler hissettin mi?
- These pants are too small for me.
- Bu pantolon bana çok küçük.
- Tom poured a cup of tea for me.
- Tom bana bir fincan çay doldurdu.
- Do you still feel something for me?
- Hâlâ bana karşı bir şeyler hissediyor musun?
- Tom makes supper for me every evening.
- Tom her akşam bana yemek yapar.
- It's not for me to say.
- Söylemek bana düşmez.
- Is there any mail for me?
- Bana hiç mektup var mı?
- Tom never has time for me.
- Tom'un bana ayıracak hiç vakti yok.
- My mother told me that Tom is too old for me.
- Annem bana Tom'un benim için çok yaşlı olduğunu söyledi.
- Can you recommend a romance novel for me?
- Bana bir aşk romanı tavsiye edebilir misiniz?
- A beer for me, please!
- Bana bir bira, lütfen!
- She bought this for me.
- Bunu bana almış.
- These jerseys are too big for me.
- Bu formalar bana çok büyük.
- Can you spell your name for me?
- Bana adını heceleyebilir misin?
- Does Tom have feelings for me?
- Tom'un bana karşı hisleri var mı?
- My kids bought this for me.
- Bunu bana çocuklarım aldı.
- That's the place for me.
- Tam bana göre bir yer.
- You can't keep pretending you don't have feelings for me.
- Bana karşı hislerin yokmuş gibi davranmaya devam edemezsin.
- The award should be for me!
- Ödül bana verilmeli!
- Will you make room for me?
- Bana yer açar mısınız?
- This isn't for me.
- Bu bana göre değil.
- My doctor told me that drinking a little wine every day would be good for me.
- Doktorum her gün biraz şarap içmemin bana iyi geleceğini söyledi.
- Have you got something for me?
- Bana verecek bir şeyin var mı?
- Have there been any phone calls for me?
- Bana telefon var mı hiç?
- I owed Tom some money for some things he bought for me.
- Tom'a bana aldığı bazı şeyler için borcum vardı.
- She cooks things for me that I like.
- O, bana hoşuma giden şeyleri pişiriyor.
- I hope Tom leaves a piece of cake for me.
- Umarım Tom bana da bir dilim pasta bırakır.
- Is there any mail for me this morning?
- Bu sabah bana posta var mı?
- You did a favor for me when you said this.
- Bunu söylediğinde bana bir iyilik yaptın.
- That's enough for me.
- Bu bana yetiyor.
- Thank you for drawing a bird for me.
- Bana bir kuş çizdiğin için teşekkür ederim.
- Will you make coffee for me?
- Bana kahve yapar mısın?
- Did you ever have feelings for me?
- Bana karşı bir şeyler hissettiğin oldu mu hiç?
- This hat is too big for me.
- Bu şapka bana çok büyük.
- This soup is too thin for me.
- Bu çorba bana fazla seyreltilmiş geldi.
- My dad bought a model plane for me for Christmas.
- Babam Noel için bana model uçak aldı.
- Tom stuck up for me.
- Tom bana arka çıktı.
- Did you buy anything for me?
- Bana bir şey aldın mı?
- That's not for me to say.
- Bunu söylemek bana düşmez.
- The shirt is large for me.
- Gömlek bana büyük.
- For me it's your fault!
- Bana göre bu senin hatan!
- These shoes are way too small for me.
- Bu ayakkabılar bana çok küçük geliyor.
- Can you make room for me?
- Bana yer açabilir misiniz?
- You never have time for me.
- Bana hiç zaman ayırmıyorsun.
- Could you get it for me now?
- Bana şimdi getirebilir misin?
- Are there any letters for me?
- Bana mektup var mı?
- Today, I want to thank God for all that he does for me.
- Bugün, tüm bana yaptıkları için Allah'a şükretmek istiyorum.
- You do not have time for me.
- Bana ayıracak vaktin yok.
- If you find an interesting book, please buy it for me.
- Eğer ilginç bir kitap görürsen, lütfen bana al.
- Do you have any questions for me?
- Bana soracağın bir şey var mı?
- This dress is too big for me.
- Bu elbise bana çok büyük.
- I want you to find Tom for me.
- Bana Tom'u bulmanı istiyorum.
- He held a seat for me.
- Bana bir yer ayırttı.
- Do you have any advice for me?
- Bana bir tavsiyeniz var mı?
- She bought this for me.
- Bunu bana o aldı.
- This coat is the perfect size for me.
- Bu palto tam bana göre.
- For me, every Finnish sentence is a tongue-twister.
- Bana göre, her Fince cümle bir tekerlemedir.
- That restaurant is too expensive for me.
- O restoran bana göre çok pahalı.
- I'd like to return these pants because they're too big for me.
- Bu pantolonu iade etmek istiyorum çünkü bana fazla büyük.
- Will you buy for me some saffron?
- Bana biraz safran alır mısın?
- This jacket is too tight for me.
- Bu ceket bana çok dar geliyor.
- I'd be grateful to you if you did that for me.
- Bunu bana yapsaydın sana minnettar olurdum.
- Grandpa bought it for me!
- Dedem onu bana aldı!
- Is this jacket right for me?
- Bu ceket bana uygun mudur?
- Bring up a chair for me, please.
- Bana bir sandalye getirin lütfen.
- While you are about it, please make a cup of coffee for me, too.
- Elin değmişken lütfen bana da bir fincan kahve yap.
- It's all new for me.
- Her şey bana yeni.
- This shirt is too small for me.
- Bu gömlek bana çok küçük.
- You have no respect for me.
- Bana hiç saygın yok.
- She doesn't smile for me anymore.
- Artık bana gülümsemiyor.
- That's enough for me, guys.
- Bu kadarı bana yeter çocuklar.
- I tried the coat on, but it was too large for me.
- Paltoyu denedim ama bana fazla büyük geldi.
- She bought an album for me.
- Bana bir albüm almış.
- Do you have any messages for me?
- Bana bir mesajın var mı?
- She poured tea for me.
- Bana çay doldurdu.
- My dad bought a model plane for me for Christmas.
- Babam Noel için bana bir model uçak aldı.
- Tom gestured for me to leave.
- Tom ayrılmam için bana el hareketi yaptı.
- This shirt is too big for me.
- Bu gömlek bana çok büyük.
- I owed Tom some money for some things he bought for me.
- Bana aldığı bazı şeyler için Tom'a bir miktar borcum vardı.
- It doesn't work for me.
- Bana göre değil.
- My aunt made a new skirt for me.
- Teyzem bana yeni bir etek yaptı.
- I don't want you to buy anything for me.
- Bana bir şey almanı istemiyorum.
- Tom seems to have it in for me.
- Tom'un bana karşı bir garezi var gibi.
- Have any letters arrived for me?
- Bana mektup geldi mi?
- Have you got something for me?
- Bana bir şey getirdin mi?
- She doesn't smile for me anymore.
- O, bana artık gülmüyor.
- Could you make room for me?
- Bana yer açabilir misin?
- This jacket is too big for me.
- Bu ceket bana çok büyük.
- I hope that Tom leaves a piece of cake for me.
- Umarım Tom bana da bir dilim pasta bırakır.
- As for me, I like this better.
- Bana kalırsa, bunu daha çok seviyorum.
- Will you join for me breakfast?
- Bana kahvaltı için katılır mısın?
- What's really good for me is to be alone.
- Bana en iyi gelen şey yalnız kalmak.
- That shirt is too large for me.
- Bu gömlek bana çok büyük.
- It works for me.
- Bana uyar.
- Is this jacket right for me?
- Bu ceket bana uygun mu?
- This jacket is too tight for me.
- Bu ceket bana çok dar.
- Can you tell me who paid my rent for me?
- Kiramı benim için kimin ödediğini bana söyleyebilir misiniz?
- I appreciate you looking out for me.
- Bana göz kulak olduğun için minnettarım.
- Could you make time for me?
- Bana zaman ayırabilir misin?
- My wife has had it in for me since I forgot her birthday.
- Onun doğum gününü unuttuğum için karım bana diş biledi.
- Nobody told me that you were waiting for me.
- Beni beklediğini kimse söylemedi bana.
- These pants are too big for me.
- Bu pantolon bana çok büyük.
- This T-shirt is too small for me.
- Bu tişört bana çok küçük geldi.
- Mary is the only person for me.
- Bana uygun tek insan Mary.
- Could you cook a skewer for me, please?
- Bana bir şiş pişirir misin, lütfen?
- She seems to have a surprise in store for me.
- Dükkanda bana bir sürprizi var gibi görünüyor.
- Thanks for photocopying it for me.
- Bana onun fotokopisini aldığınız için teşekkürler.
- Would you put in a word for me?
- Bana destek çıkar mısın?
- Will you join for me breakfast?
- Bana kahvaltıda eşlik eder misin?
- Tom poured some tea for me.
- Tom bana biraz çay koydu.
- Can you call a taxi for me?
- Bana bir taksi çağırabilir misiniz?
- Can you fetch this dictionary for me?
- Bu sözlüğü bana getirebilir misin?
- Do you have any more advice for me?
- Bana başka bir tavsiyen var mı?
- The problem was too much for me.
- Problem bana fazla geldi.
- Are you falling for me?
- Bana âşık mısın?
- Tom bought a book for me.
- Tom bana bir kitap aldı.
- Save a piece of cake for me.
- Bana bir parça kek ayır.
- Tom found a job for me.
- Tom bana bir iş buldu.
- This coat is too small for me.
- Bu palto bana çok küçük.
- Tom promised me that he'd do that for me.
- Tom bana bunu benim için yapacağına söz vermişti.
- I don't know about the others, but as for me, I'm for it.
- Diğerlerini bilmem ama bana sorarsan, ben varım.
- Could somebody get Tom for me, please?
- Biri bana Tom'u getirebilir mi lütfen?
- I have a present for me.
- Bana bir hediye var.
Show More (172)
|
