1 |
expenses |
masraflar |
n. |
|
- At present, it can take a long time before expenses are reimbursed.
- Şu anda masrafların geri ödenmesi uzun zaman alabiliyor.
- How were these people selected, and how much is spent per annum on their training, expenses and appearance fees?
- Bu kişiler nasıl seçildi ve eğitimleri, masrafları ve görünüş ücretleri için yılda ne kadar harcama yapılıyor?
- How were these people selected, and how much is spent per annum on their training, expenses and appearance fees?
- Bu kişiler nasıl seçildi ve eğitimleri, masrafları ve huzur hakları için yılda ne kadar harcama yapıldı?
- The same goes for the rule on lump sums for expenses.
- Aynı şey masraflar için toplu ödeme kuralı için de geçerlidir.
- The big issue for me is the whole question of the expenses.
- Benim için en büyük mesele masraflar meselesi.
- OLAF's work in connection with the travel expenses affair was equally inadequate.
- Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Bürosunun seyahat masraflarıyla ilgili çalışmaları da aynı derecede yetersizdi.
- Neither did it adopt a totally transparent system for the refund of expenses, particularly travel expenses.
- Rapor, masrafların, özellikle de seyahat masraflarının iadesi için tamamen şeffaf bir sistem benimsememiştir.
- The big issue for me is the whole question of the expenses.
- Benim için asıl mesele, masraflar meselesi.
- They can go to the cash office and get reimbursement of travel expenses.
- Vezneye gidip seyahat masraflarının geri ödemesini alabilirler.
- At present, travel and other expenses are paid out on a flat-rate basis.
- Halihazırda seyahat ve diğer masraflar sabit oran esasına göre ödenmektedir.
- Is it a political priority to reduce the travel expenses of the highest paid?
- En yüksek maaşı alanların seyahat masraflarını azaltmak siyasi bir öncelik midir?
- Is it a political priority to reduce the travel expenses of the highest paid?
- En yüksek maaş alanların seyahat masraflarını azaltmak siyasi bir öncelik midir?
- All these property and medical expenses can mount up fast.
- Bütün bu mülk ve bakım masrafları hızla artabiliyor.
- I promise you a third of the profits after expenses.
- Masraflardan sonra kârın üçte birini vereceğime söz veriyorum.
- Tom calculated the expenses.
- Tom masrafları hesapladı.
- Furnishing a new apartment imposes large expenses.
- Yeni bir daire döşemek büyük masraflar getirir.
- We're trying to cut down on expenses.
- Masrafları kısmaya çalışıyoruz.
- One hundred dollars will cover all your expenses for the trip.
- Yüz dolar yolculuk için tüm masraflarınızı karşılayacaktır.
- She tried to lessen her expenses.
- Masraflarını azaltmaya çalıştı.
- Let me pay my share of the expenses.
- Masrafların payıma düşen kısmını ödeyeyim.
- Let's share the expenses.
- Masrafları paylaşalım.
- She depends on her parents for living expenses.
- Yaşam masrafları için ailesine bağlı.
- There'll be a lot of expenses.
- Bir sürü masraf olacak.
- I'll keep expenses low.
- Masrafları düşük tutacağım.
- We will lump together all expenses.
- Tüm masrafları tek kalemde toplayacağız.
- We will lump together all expenses.
- Tüm masrafları bir araya toplayacağız.
- I think three hundred dollars will cover all your expenses.
- Sanırım üç yüz dolar bütün masraflarınızı karşılayacak.
- My brother still depends on our parents for his living expenses.
- Kardeşim, yaşam masrafları için hala ailemize bağımlı.
- I think three hundred dollars will cover all your expenses.
- Sanırım 300 dolar tüm masraflarınızı karşılayacaktır.
- We must cut our expenses to save money.
- Para biriktirmek için masrafları kısmalıyız.
- Furnishing a new apartment requires large expenses.
- Yeni bir daire döşemek büyük masraflar gerektirir.
- We must keep down expenses.
- Masrafları düşük tutmalıyız.
- Sami paid all the expenses.
- Tüm masrafları Sami ödedi.
- Tom has been trying to lower his expenses.
- Tom masraflarını azaltmaya çalışıyordu.
- Tom's medical expenses are being paid for by Mary.
- Tom'un tıbbi masrafları Mary tarafından karşılanıyor.
- How much do expenses come to this month?
- Bu ayki masraflar ne kadar?
- I think that three hundred dollars will cover all your expenses.
- Bence üç yüz dolar tüm masraflarınızı karşılar.
- Are you ready for the unexpected expenses?
- Beklenmedik masraflara hazır mısın?
- The expenses average ten dollars a day.
- Masraflar günde ortalama on dolar.
- I'd like to keep expenses down.
- Masrafları düşük tutmak istiyorum.
- I think that three hundred dollars will cover all your expenses.
- Üç yüz doların tüm masraflarınızı karşılayacağını düşünüyorum.
- She tried to lower her expenses.
- Masraflarını azaltmaya çalıştı.
- One thousand dollars will cover all the expenses for the party.
- Bin dolar partinin tüm masraflarını karşılayacaktır.
- All the expenses will fall on the sponsor.
- Tüm masraflar sponsora ait olacak.
- He calculated the expenses.
- Masrafları hesapladı.
- Moving to a smaller place will reduce the expenses.
- Daha küçük bir yere taşınmak masrafları azaltacaktır.
Show More (43)
|
2 |
expenses |
harcamalar |
n. |
|
- The text does not make clear the requirement for there to be complete and transparent reform of all Members' expenses.
- Metinde, tüm Üyelerin harcamalarına ilişkin tam ve şeffaf bir reform yapılması gerekliliğine açıklık getirilmemiştir.
- This means that high expenses and much bureaucracy are involved in spending these funds.
- Bu da bu fonların harcanmasında yüksek harcamalar ve çok fazla bürokrasinin söz konusu olduğu anlamına gelmektedir.
- Half of the 1999 expenses are recorded under the common agricultural policy.
- 1999 yılı harcamalarının yarısı ortak tarım politikası kapsamında kaydedilmiştir.
- Although politically, expenses and remuneration are two sides of the same coin, their legal bases are distinct.
- Siyasi açıdan harcamalar ve ücretler aynı madalyonun iki yüzü gibi görünse de yasal dayanakları farklıdır.
- The Bureau has drawn up a three-year plan which serves as an indicative framework for expenses related to enlargement.
- Büro, genişlemeye ilişkin harcamalar için gösterge niteliğinde bir çerçeve oluşturan üç yıllık bir plan hazırlamıştır.
- We also tackled the issues of Members' expenses and payment of the pensions.
- Ayrıca Üyelerin harcamaları ve emekli maaşlarının ödenmesi konularını da ele aldık.
- The text does not make clear the requirement for there to be complete and transparent reform of all Members' expenses.
- Metin, tüm Üyelerin harcamalarında tam ve şeffaf bir reform yapılması gerekliliğini açıkça ortaya koymamaktadır.
- I voted for a fair statute for all Members which must go hand in hand with a fair, honest and open expenses regime.
- Tüm Üyeler için adil, dürüst ve açık bir harcama rejimi ile el ele gitmesi gereken adil bir tüzüğe evet oyu verdim.
- Co-finance projects must involve expenses that are normally eligible for structural funds.
- Eş-finansman projeleri, normalde yapısal fonlar için uygun olan harcamaları içermelidir.
- The amendment to the 2002 Budget also contains a number of administrative expenses, which I will disregard.
- Ayrıca 2002 Bütçesi'nde yapılan değişiklik, göz ardı edeceğim bir takım idari harcamaları da içermektedir.
- Transparency in expenses is essential.
- Harcamalarda şeffaflık esastır.
- When we adopt the budget, it is crucial to set aside adequate reserves for unforeseen expenses.
- Bütçeyi kabul ettiğimizde, öngörülemeyen harcamalar için yeterli rezerv ayırmak çok önemlidir.
- The same goes for the rule on lump sums for expenses.
- Aynı şey harcamalar için toplu ödeme kuralı için de geçerli.
- All these property and medical expenses can mount up fast.
- Tüm bu mülk ve tıbbi harcamalar hızla artabilir.
- All these property and medical expenses can mount up fast.
- Tüm bu maddi ve tıbbi harcamalar hızla artabilir.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
- İmkanların dahilinde yaşamak için ekstra harcamaları azaltmalısın.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
- İmkanlarınız dahilinde yaşamak için ekstra harcamaları azaltmalısınız.
- We have to be careful with expenses.
- Harcamalar konusunda dikkatli olmalıyız.
- What are your expenses?
- Harcamalarınız ne kadar?
- We have to reduce our expenses.
- Harcamalarımızı azaltmalıyız.
- Tom can't get along on his salary because he has high medical expenses.
- Tom maaşıyla geçinemiyor çünkü yüksek sağlık harcamaları var.
- Tom tried to cut down on his expenses.
- Tom harcamalarını kısmaya çalışıyordu.
- Tom calculated his expenses.
- Tom harcamalarını hesapladı.
- We kept track of all our expenses while we were in Australia.
- Avustralya'dayken tüm harcamalarımızı takip ettik.
- We must cut down our expenses.
- Harcamalarımızı kısmalıyız.
- Let's share the expenses.
- Harcamaları paylaşalım.
- Business expenses are tax-deductible.
- İş harcamaları vergiden düşülebilir.
- My brother still depends on our parents for his living expenses.
- Erkek kardeşim, geçim harcamaları için hâlâ ebeveynlerimize bağlıdır.
- I'll keep expenses low.
- Harcamaları düşük tutacağım.
- I'm going to keep track of all the expenses on this trip.
- Bu yolculuktaki tüm harcamaları takip edeceğim.
- Tom calculated the expenses.
- Tom harcamaları hesapladı.
- 2200 dollars have been allocated for expenses.
- Harcamalar için 2200 dolar ayrıldı.
- I've cut down on my expenses.
- Harcamalarımı kıstım.
- The new accounting procedures require us to fill out different forms for reporting expenses.
- Yeni muhasebe prosedürleri, harcamaları bildirmek için farklı formlar doldurmamızı gerektiriyor.
- I have to reduce my expenses this month.
- Bu ay harcamalarımı azaltmak zorundayım.
- They will have to cut down their expenses.
- Harcamalarını kısmak zorunda kalacaklar.
- I doubt that Tom had to sell his car in order to raise money for medical expenses.
- Tom'un sağlık harcamaları için para toplamak amacıyla arabasını satmak zorunda kaldığından şüpheliyim.
- We're trying to cut down on expenses.
- Harcamaları kısmaya çalışıyoruz.
- They will cut down on their expenses.
- Harcamalarını kısacaklar.
Show More (36)
|
3 |
expenses |
giderler |
n. |
|
- I promise you a third of the profits after expenses.
- Giderlerden sonra kazancın üçte birini sana söz veriyorum.
- The expenses average ten dollars a day.
- Giderler ortalama günde on dolar.
- How much do expenses come to this month?
- Giderler bu ay ne kadar geliyor?
- Are you ready for the unexpected expenses?
- Beklenmeyen giderler için hazır mısın?
Show More (1)
|