İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | sunshine i. | neşe |
Genel | sunshine i. | gün |
Genel | sunshine i. | güneş |
Genel | sunshine i. | güneş ışığı |
Genel | sunshine i. | güneşin verdiği sıcaklık ve ışık |
Genel | sunshine i. | neşe saçan kimse |
Genel | sunshine i. | mutluluk kaynağı |
Genel | sunshine i. | güneş gibi parlayan şey |
Genel | sunshine i. | kamuya açılma |
Genel | sunshine i. | kamu incelemesi |
Genel | sunshine i. | gün yüzüne çıkma |
Genel | sunshine s. | iyimserlik saçan |
Genel | sunshine s. | neşeli |
Genel | sunshine s. | havanın güzel olduğu |
Genel | sunshine s. | güneşli |
Law | ||
Hukuk | sunshine s. | kapalı toplantıları yasaklayarak kamusal şeffaflık sağlamak |
Computer | ||
Bilgisayar | sunshine i. | güneş ışığı |
Meteorology | ||
Meteoroloji | sunshine i. | günışığı |
British Slang | ||
İngiliz Argosu | sunshine ünl. | canım! |