lucky - Türkçe İngilizce Sözlük

lucky

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"lucky" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 19 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
lucky s. talihli
Nobody can be that lucky.
Kimse bu kadar talihli olamaz.

More Sentences
lucky s. şanslı
We are lucky to have even ordinary railway links.
Sıradan demir yolu bağlantılarına sahip olduğumuz için bile şanslıyız.

More Sentences
General
lucky s. şanslı
I reflected that, with the passing of time, young people and workers become pensioners if they are lucky.
Zaman geçtikçe gençlerin ve çalışanların şanslı iseler emekli olduklarını düşündüm.

More Sentences
lucky s. talihli
I'm not very lucky.
Çok talihli değilim.

More Sentences
Common Usage
lucky s. uğurlu
General
lucky i. şanslı olan şey
lucky i. uğurlu eşya
lucky i. uğur getiren şey
lucky s. akyazılı
lucky s. kısmeti açık
lucky s. bahtı açık
lucky s. kısmetli
lucky s. kutlu
lucky s. uğurlu
lucky s. kademli
lucky s. akgünlü
lucky s. bahtlı
Geography
lucky i. louisiana eyaletinde yerleşim yeri
Slang
lucky s. ballı

"lucky" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 207 sonuç

İngilizce Türkçe
General
lucky number i. uğurlu numara
What's your lucky number?
Uğurlu numaran ne?

More Sentences
lucky man i. şanslı adam
I'm the luckiest man in the world.
Ben dünyadaki en şanslı adamım.

More Sentences
lucky number i. şanslı sayı
What's your lucky number?
Senin şanslı sayın nedir?

More Sentences
be lucky f. şanslı olmak
Tom told me he was lucky.
Tom bana şanslı olduğunu söyledi.

More Sentences
be very lucky f. çok şanslı olmak
The doctors say Tom was very lucky.
Doktorlar Tom'un çok şanslı olduğunu söylüyor.

More Sentences
get lucky f. şans yüzüne gülmek
You got lucky today.
Bugün şans yüzüne güldü.

More Sentences
very lucky s. çok şanslı
We were not all that good, but we were very lucky.
O kadar da iyi değildik ama çok şanslıydık.

More Sentences
really lucky s. çok şanslı
Your boyfriend's really lucky to have someone like you.
Erkek arkadaşın senin gibi birine sahip olduğu için çok şanslı.

More Sentences
extremely lucky s. çok şanslı
We were extremely lucky.
Çok şanslıydık.

More Sentences
happy-go-lucky s. gamsız
He had a happy-go-lucky personality.
Gamsız bir kişiliği vardı.

More Sentences
happy-go-lucky s. neşeli
She's very happy-go-lucky.
O çok neşeli.

More Sentences
Colloquial
lucky in love s. aşkta şanslı
He's not lucky in love.
Aşkta şanslı değil.

More Sentences
Idioms
lucky break i. şans
I got a lucky break.
Şans yüzüme güldü.

More Sentences
lucky break i. talih
Tom got a lucky break.
Tom'un talihi yüzüne güldü.

More Sentences
Speaking
you're so lucky expr. çok şanslısın
You're so lucky to have a husband like that.
Böyle bir kocan olduğu için çok şanslısın.

More Sentences
if we're lucky expr. şanslıysak
If we're lucky, this thing happens fast.
Eğer şanslıysak bu iş çabucak olur.

More Sentences
get lucky expr. şansı yaver gitmek
Looks like someone didn't get lucky tonight.
Görünüşe göre bu gece birinin şansı yaver gitmemiş.

More Sentences
Slang
you lucky bastard expr. seni şanslı piç
You lucky bastard.
Seni şanslı piçsin.

More Sentences
General
lucky beggar i. köftehor
lucky star i. şans yıldızı
lucky day i. uğurlu gün
lucky charm i. nazarlık
lucky number i. uğurlu sayı
lucky child i. şanslı çocuk
lucky guess i. şanslı tahmin
lucky luke i. red kit
one's lucky day i. şanslı günü
one's lucky day i. uğurlu günü
a lucky name i. uğurlu bir isim
lucky crucifix i. uğurlu haç
lucky dip i. bir tür çekiliş oyunu
lucky dip i. tamamen şans işi
lucky color i. uğurlu renk
lucky color i. şanslı renk
lucky bag i. şans torbası
lucky bag i. çekiliş torbası
lucky bag i. farklı seçenekler
lucky bag i. kapan kimseye ait hale gelen değerli şeyler topluluğu
lucky [scotland] i. yaşlı kadın
lucky [scotland] i. nene
lucky [scotland] i. moruk
be lucky f. şansı yaver gitmek
be lucky f. talihi yaver gitmek
be born under a lucky star f. kadir gecesi doğmak
be lucky f. yıldızı parlamak
make a lucky shot f. boş atıp dolu tutmak
be lucky about f. yönünden şanslı olmak
be lucky in respect of f. yönünden şanslı olmak
be lucky in terms of f. yönünden şanslı olmak
consider lucky f. kendini şanslı saymak
consider oneself lucky f. kendisinin şanslı olduğunu düşünmek
consider oneself lucky f. kendinin şanslı olduğunu düşünmek
consider oneself lucky f. kendini şanslı bulmak
consider oneself lucky f. kendini şanslı hissetmek
consider oneself lucky f. kendisini şanslı saymak
consider oneself lucky f. kendini şanslı saymak
be a bit lucky f. şansın yaver gitmek
lucky devil s. şanslı
born lucky s. kadir gecesi doğmuş
lucky dog s. şanslı
unusually lucky s. ballı
lucky enough s. yeterince şanslı
damned lucky s. çok şanslı
incredibly lucky s. çok şanslı
remarkably lucky s. çok şanslı
dead lucky s. çok şanslı
damn lucky s. çok şanslı
extraordinarily lucky s. çok şanslı
exceedingly lucky s. çok şanslı
terribly lucky s. çok şanslı
happy-go-lucky s. kaygısız
happy-go-lucky s. tasasız
happy-go-lucky s. bir şeye aldırmaz
happy-go-lucky s. vurdumduymaz
happy-go-lucky s. gelişigüzel
happy-go-lucky s. rastgele
happy-go-lucky s. tesadüfen
happy-go-lucky s. kazara
happy-go-lucky s. kaygısız
happy-go-lucky s. pervasız
lucky [scotland] s. dolu
lucky [scotland] s. tıka basa
lucky [scotland] s. çok
lucky [scotland] s. bol
lucky [scotland] s. fazla dolu
lucky [scotland] zf. cömertçe
lucky [scotland] zf. ilave olarak
lucky [scotland] zf. fazlaca
lucky [scotland] zf. gereğinden çok
my lucky number expr. uğurlu sayım
Phrases
lucky me expr. ne mutlu bana
lucky you expr. ne mutlu sana
lucky for you expr. ne kadar şanslısın ki
lucky for you expr. şükret ki
Proverb
it is better to be born lucky than rich şanslı doğmak zengin doğmaktan daha iyidir
Colloquial
lucky guess i. şanslı tahmin
a lucky couple i. şanslı bir çift
lucky duck i. çok şanslı kimse
lucky duck i. şansı açık kimse
one's lucky number comes up f. şansı açılmak
one's lucky number comes up f. şansı yüzüne gülmeye başlamak
lucky in love s. aşkta kazanan
lucky in love s. aşkta başarılı
unlucky at cards, lucky in love expr. kumarda kaybeden aşkta kazanır
lucky me expr. ne şanslıyım
lucky at cards, unlucky in love expr. kumarda kazanan aşkta kaybeder
lucky me expr. ne ballıyım
(one) will be lucky expr. (eğer gerçekleşirse) kendini şanslı say
(one) should be so lucky expr. (eğer gerçekleşirse) kendini şanslı say
(one) should be so lucky expr. (birinin) işi şansa kalmış
(one) should be so lucky expr. olması pek mümkün değil
(one) should be so lucky expr. olması çok zor
(one) will be lucky expr. (birinin) işi şansa kalmış
(one) will be lucky expr. olması pek mümkün değil
(one) will be lucky expr. olması çok zor
(one) would be lucky expr. (birinin) işi şansa kalmış
(one) would be lucky expr. olması pek mümkün değil
(one) would be lucky expr. olması çok zor
Idioms
lucky streak i. bir dizi şanslı olay
happy-go-lucky i. dikkatsiz kimse
lucky duckling i. şanslı kimse
lucky duckling i. aşırı şanslı kimse
lucky duckling i. şansı yaver giden kimse
make a lucky shot f. boş atıp dolu tutmak
be born under a lucky star f. hayata 1-0 önde başlamak
bless one's lucky stars f. öpüp başına koymak
thank one's lucky stars f. öpüp başına koymak
bless one's lucky star f. şansına duacı olmak
have a lucky break f. şansı yüzüne gülmek
be on a lucky streak f. şansı yaver gitmek
strike lucky f. şansı açılmak
strike lucky f. şans yüzüne gülmek
thank one's lucky stars f. şükretmek
thank one's lucky stars f. şansına dua etmek
have a lucky break f. şans yüzüne gülmek
strike it lucky f. şansı açılmak
bless one's lucky star f. şükretmek
be born under a lucky star f. şanslı doğmuş olmak
thank one's lucky stars f. şansına şükretmek
strike it lucky f. şans yüzüne gülmek
bless one's lucky stars f. şükretmek
get a lucky break f. talihi yüzüne gülmek
have a lucky break f. talih yüzüne gülmek
bless lucky star f. şansına duacı olmak
bless lucky star f. şükretmek
be born under a lucky star f. doğuştan şanslı olmak
thank lucky stars f. öpüp başına koymak
thank lucky stars f. şansına şükretmek
thank lucky stars f. şükretmek
thank lucky stars f. şansına dua etmek
happy-go-lucky s. pervasız
happy-go-lucky s. umursamaz
happy-go-lucky s. vurdumduymaz
third time lucky expr. allah'ın hakkı üçtür
happy-go-lucky expr. düşüncesiz
(one) would be lucky expr. (olursa/gerçekleşirse) kendini şanslı say
Speaking
some are born lucky expr. bazıları şanslı doğar
I was lucky to find it on such short notice expr. bu kadar kısa sürede bulduğum için şanslıyım
you should be so lucky! expr. çok şanslı olmalısın!
I am so lucky expr. çok şanslıyım
you're lucky to be alive expr. hayatta olduğun için şanslısın
if he is lucky expr. eğer şanslıysa
if she is lucky expr. eğer şanslıysa
I'm lucky to be alive expr. hayatta olduğum için şanslıyım
I'd rather be lucky than good expr. iyi olmaktansa şanslı olmayı yeğlerim
no one is that lucky expr. kimse o kadar şanslı değildir
you don't know how lucky you are expr. ne kadar şanslısın bilemezsin
I realize i'm very lucky expr. oldukça şanslı olduğumun farkındayım
you're lucky you didn't lose your arm expr. kolunu kaybetmediğin için şanslısın
what's your lucky number? expr. şanslı numaran ne?
you're a lucky guy expr. şanslı bir adamsın
thank your lucky stars expr. şansına dua et
you are very lucky there expr. siz orada çok şanslısınız
I guess I got lucky expr. sanırım şansım yaver gitti
your lucky color is red expr. senin şanslı rengin kırmızı
I feel lucky to know you expr. seni tanıdığım için kendimi şanslı hissediyorum
get lucky expr. şanslı olmak
this must be your lucky day expr. şanslı gününde olmalısın
you lucky thing! expr. seni şanslı şey!
your lucky color is red expr. senin şanslı rengin kırmızıdır
lucky of you expr. seni şanslı
you lucky thing! expr. seni şanslı kerata!
lucky for you expr. şansına
if we're lucky expr. şansımız yaver giderse
we haven't been lucky yet expr. şimdilik şansımız yaver gitmedi
I know that I'm lucky to have you expr. sana sahip olduğum için şanslı olduğumun farkındayım
he's had a lucky escape expr. verilmiş sadakası varmış
I'm lucky if i make it to 18 expr. 18 yaşına kadar yaşarsam şanslıyım demektir
he's had a lucky escape expr. ucuz atlatmış
Marine Biology
lucky proach i. fare başlı iskorpit
lucky proach i. kuzeybatı avrupa ve britanya adaları kıyılarında yaşayan koyu benekli bir iskorpit balığı
Botanic
lucky bean tree (erythrina lysistemon) i. baklagiller familyasına ait, kırmızı çiçekleri ve tohumları olan küçük bir ağaç
Military
lucky bag i. kayıp eşya dolabı
Wagering
lucky draw i. şanslı çekiliş
Slang
lucky dog i. şanslı it
lucky dog i. şanslı herif
lucky [uk] i. kaçış
lucky [uk] i. sıvışma
lucky [uk] i. topuklama
lucky country [australia] i. şanslı ülke
lucky country [australia] i. (mizahi olarak) avustralya
get lucky f. bir partiden sonra bir kızı eve götürmek
get lucky f. özel bir eğlenceden veya partiden sonra bir kızı eve götürmek
Star Wars
lucky despot i. şanslı zorba
lucky runner i. şanslı koşucu
lucky star (mos entha) i. şanslı yıldız (mos entha)
the lucky star i. şanslı yıldız