İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | lucky s. | talihli | ||
Nobody can be that lucky. Kimse bu kadar talihli olamaz. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | lucky s. | şanslı | ||
We are lucky to have even ordinary railway links. Sıradan demir yolu bağlantılarına sahip olduğumuz için bile şanslıyız. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | lucky s. | şanslı | ||
I reflected that, with the passing of time, young people and workers become pensioners if they are lucky. Zaman geçtikçe gençlerin ve çalışanların şanslı iseler emekli olduklarını düşündüm. More Sentences |
||||
Genel | lucky s. | talihli | ||
I'm not very lucky. Çok talihli değilim. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | lucky s. | uğurlu | ||
General | ||||
Genel | lucky i. | şanslı olan şey | ||
Genel | lucky i. | uğurlu eşya | ||
Genel | lucky i. | uğur getiren şey | ||
Genel | lucky s. | akyazılı | ||
Genel | lucky s. | kısmeti açık | ||
Genel | lucky s. | bahtı açık | ||
Genel | lucky s. | kısmetli | ||
Genel | lucky s. | kutlu | ||
Genel | lucky s. | uğurlu | ||
Genel | lucky s. | kademli | ||
Genel | lucky s. | akgünlü | ||
Genel | lucky s. | bahtlı | ||
Geography | ||||
Coğrafya | lucky i. | louisiana eyaletinde yerleşim yeri | ||
Slang | ||||
Argo | lucky s. | ballı |