|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
yönelik yaklaşım |
approach to n.
|
|
The Commission must urgently review its approach to the aviation industry.
Komisyon, havacılık sektörüne yönelik yaklaşımını acilen gözden geçirmelidir.
More Sentences
|
2 |
General |
ileriye yönelik |
forward adj.
|
|
This is a big step forward.
Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır.
More Sentences
|
3 |
General |
ıslaha yönelik |
correctional adj.
|
|
He works as a correctional officer in a maximum-security prison.
Maksimum güvenlikli bir hapishanede ıslah memuru olarak çalışıyor.
More Sentences
|
4 |
General |
hipnoza yönelik |
hypnotic adj.
|
|
The therapist used hypnotic methods to explore the patient's past experiences.
Terapist hipnoz yöntemleri kullanarak hastasının geçmiş yaşantılarını araştırdı.
More Sentences
|
5 |
General |
uygulamaya yönelik |
practical adj.
|
|
We have common conclusions although we differ in our practical approach.
Uygulamaya yönelik yaklaşımlarımızda farklılıklar olsa da vardığımız ortak sonuçlar var
More Sentences
|
6 |
General |
yönelik olarak |
for prep.
|
|
The structural fund for fisheries has earmarked EUR 637 million for this purpose for the period from 2000 to 2006.
Balıkçılık için yapısal fon, 2000-2006 dönemi için bu amaca yönelik olarak 637 milyon Avro ayırmıştır.
More Sentences
|
7 |
General |
kamuya yönelik konuşma |
public speaking n.
|
|
8 |
General |
bir konuya yönelik dersler ve çok yönlü eğitim |
one point lessons and swiss army instruction n.
|
|
|
9 |
General |
yolcuların veya malların taşınmasına yönelik tasarlanmış her türlü araç |
vehicle n.
|
|
10 |
General |
otobüs gibi kamunun ihtiyaçlarına yönelik işletilen araç |
public service vehicle n.
|
|
11 |
General |
kentsel alanlarda yolcuların yüksek hızla taşınmasına yönelik sistem veya taşıt |
rapid transit n.
|
|
12 |
General |
eğilim (belirli bir işe yönelik) |
vocation n.
|
|
13 |
General |
eşit ekonomik fırsatlara yönelik programlar |
affirmative action programs n.
|
|
14 |
General |
korkulan durumlarda belirli hareketler yaparak kendini korumaya yönelik davranışlar |
warding n.
|
|
15 |
General |
ürünün satış noktasındaki bulunurluğunu ve görünürlüğünü sağlamaya yönelik pazarlama çabalarının tümü |
merchandising n.
|
|
16 |
General |
kamuoyunu yanıltmaya yönelik haber |
newspeak n.
|
|
17 |
General |
uygulamaya yönelik bilgi |
applicable information n.
|
|
18 |
General |
işe yönelik dil |
business oriented language n.
|
|
19 |
General |
uygulamaya yönelik bilgi |
application-oriented information n.
|
|
20 |
General |
amaca yönelik işlemler |
goal-directed processes n.
|
|
21 |
General |
fona yönelik proje |
fund-specific project n.
|
|
22 |
General |
hedefe yönelik davranış |
means to an end n.
|
|
23 |
General |
ihtiyaç gidermeye yönelik ürünler |
need satisfying products n.
|
|
24 |
General |
anlatılan konuyu dinleyicilerin daha iyi anlamasına yardımcı olmaya yönelik işaretlerin kullanıldığı bir teknik |
signposting n.
|
|
25 |
General |
kendine dönük/yönelik |
involutory n.
|
|
26 |
General |
ürünün satış noktasındaki bulunurluğunu ve görünürlüğünü sağlamaya yönelik pazarlama çabalarının tümü |
merchandizing n.
|
|
27 |
General |
kadınlara yönelik şiddetin artması |
increase of violence against women n.
|
|
28 |
General |
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği |
early bird dinner n.
|
|
|
29 |
General |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
tai chi n.
|
|
30 |
General |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
t'ai chi chuan n.
|
|
31 |
General |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
tai chi chuan n.
|
|
32 |
General |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
t'ai chi n.
|
|
33 |
General |
uygulamaya yönelik işbirliği |
practical cooperation n.
|
|
34 |
General |
amaca yönelik davranış |
goal-directed behaviour n.
|
|
35 |
General |
amaca yönelik davranış |
goal-directed behavior n.
|
|
36 |
General |
amaca yönelik davranış |
goal-oriented behaviour n.
|
|
37 |
General |
amaca yönelik davranış |
goal-oriented behavior n.
|
|
38 |
General |
kendine yönelik şefkat |
self-compassion n.
|
|
39 |
General |
meditasyona yönelik hafif egzersizler |
taichi n.
|
|
40 |
General |
kung-fu'nun meditasyona yönelik olan biçimi |
taichichuan n.
|
|
41 |
General |
çocuğun anlamasına yönelik basit ve melodik dil |
caregiver speech n.
|
|
42 |
General |
rakibi şaşırtmaya yönelik hareket |
razzle n.
|
|
43 |
General |
belirli bir nesneye, hedefe veya amaca yönelik arzu |
appetition n.
|
|
44 |
General |
bir soruna yönelik sert hamle |
meat–ax n.
|
|
45 |
General |
dikkat çekmeye yönelik gösteri veya konuşma |
bally n.
|
|
46 |
General |
sert, aşağılayıcı ve kusur bulmaya yönelik eleştiriler yapma |
zoilism n.
|
|
47 |
General |
belirli bir amaca yönelik yazılmış metin |
material n.
|
|
48 |
General |
bir eylemi engellemeye veya bir iddiayı geçersiz kılmaya yönelik çaba |
why-not [obsolete] n.
|
|
49 |
General |
küçük kızlara yönelik bir kamp olan blue birds üyesi |
blue bird n.
|
|
50 |
General |
çocuklara yönelik mekanik modellerin yapıldığı bir yapı seti |
meccano set n.
|
|
51 |
General |
vücuttaki fiziksel ve duygusal travma birikimini gidermeye yönelik bir tür derin doku masajı |
hellerwork n.
|
|
52 |
General |
bir konunun üzerini örtmeye yönelik konuşma veya yazı |
hoopla n.
|
|
53 |
General |
kafa karıştırmaya yönelik belirsiz ifade |
obscurantism n.
|
|
54 |
General |
(hedefe yönelik) zekice ve dolaylı eylem |
by-stroke n.
|
|
55 |
General |
belirli bir duruma yönelik olma |
occasionality n.
|
|
56 |
General |
belirli bir duruma yönelik şey |
occasionality n.
|
|
57 |
General |
bir duruma yönelik uzun vadeli yaklaşım |
long view n.
|
|
58 |
General |
sigortaya konu olan duruma yönelik risk faktörü |
risk n.
|
|
59 |
General |
bir grubun belirli bir şeye veya kimseye yönelik ortak görüşü |
image n.
|
|
60 |
General |
belirli bir çıkara yönelik yönetim |
policy n.
|
|
61 |
General |
amaca yönelik karar |
policy n.
|
|
62 |
General |
hedefe yönelik uygulama kararları |
policy n.
|
|
63 |
General |
belirli bir amacın uygulanmasına yönelik program |
policy n.
|
|
64 |
General |
halka yönelik şey |
popularization [us] n.
|
|
65 |
General |
halka yönelik basım |
popularization [us] n.
|
|
66 |
General |
halka yönelik şey |
popularisation [uk] n.
|
|
67 |
General |
halka yönelik basım |
popularisation [uk] n.
|
|
68 |
General |
eylemi tamamlamaya yönelik araç |
mean n.
|
|
|
69 |
General |
ilkel güdülerin tatminine yönelik davranış |
consummatory behaviour n.
|
|
70 |
General |
özellikle borçlulara yönelik, şehir mahkemesine bağlı hapishane |
counter [obsolete] n.
|
|
71 |
General |
kutsal kitaptaki metinsel sorunlara yönelik edebi ve tarihi eleştirilerle ilgili incil inceleme dalı |
introduction [obsolete] n.
|
|
72 |
General |
amaca yönelik kararlı ve gayretli çaba |
dead set n.
|
|
73 |
General |
çocuklara yönelik süs |
gay [dialect] [uk] n.
|
|
74 |
General |
lgbtq bireylere yönelik aktivite |
pride n.
|
|
75 |
General |
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı |
private way n.
|
|
76 |
General |
belirli amaca yönelik karışım |
preparation n.
|
|
77 |
General |
ünlüler ve gazetecilere yönelik ön gösterim |
prevue n.
|
|
78 |
General |
katı cisimlere yönelik bir hacim ölçüm birimi |
strike [dialect] n.
|
|
79 |
General |
kız çocuklarına yönelik kurtuluş örgütü mensubu |
sunbeam n.
|
|
80 |
General |
çocuk veya genç bireyin korunmasına yönelik mahkeme emri |
supervision order n.
|
|
81 |
General |
bir amaca yönelik sınava girmek |
sit for v.
|
|
82 |
General |
yönelik olmak |
be for (something/someone) v.
|
|
83 |
General |
geleceğe yönelik alış yapmak |
buy forward v.
|
|
84 |
General |
belirli bir amaca yönelik yoğun çaba göstermek |
aim for v.
|
|
85 |
General |
doktorlara yönelik düşüncesini/tavrını vs değiştirmek |
make a difference in one's attitude toward doctors v.
|
|
86 |
General |
beyaz yakalılara yönelik tasarlamak |
yuppify v.
|
|
87 |
General |
bir kusuru düzeltmeye yönelik davranmak |
make up v.
|
|
88 |
General |
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumuna yönelik araştırma yapmak |
means-test v.
|
|
89 |
General |
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumuna yönelik araştırma gerektirmek |
means-test v.
|
|
90 |
General |
devlet desteği başvurusunda mali duruma yönelik teste tabi olmak |
means-test v.
|
|
91 |
General |
(birine yönelik) monolog yapmak |
monolog v.
|
|
92 |
General |
(birine yönelik) monolog yapmak |
monologue v.
|
|
93 |
General |
bir şeye yönelik ilgi uyandırmak |
incline v.
|
|
94 |
General |
eş bulmaya yönelik sosyal aktivitelere katılmak |
court v.
|
|
95 |
General |
(bir konuya yönelik) tutum sergilemek |
posture v.
|
|
96 |
General |
(bir konuya yönelik) resmi pozisyon almak |
posture v.
|
|
97 |
General |
(bir konuya yönelik) tavır takınmak |
posture v.
|
|
98 |
General |
hedefe yönelik hareket etmemek |
shadowbox v.
|
|
99 |
General |
hedefe yönelik hareket ettirmek |
slate v.
|
|
100 |
General |
yönelik olmak |
angle v.
|
|
101 |
General |
amaca yönelik |
purposive adj.
|
|
102 |
General |
çare bulmaya yönelik |
remedial adj.
|
|
103 |
General |
tabloya yönelik |
table oriented adj.
|
|
104 |
General |
geriye yönelik |
retroactive adj.
|
|
105 |
General |
açıklamaya yönelik |
epideictic adj.
|
|
106 |
General |
geriye yönelik |
reactionary adj.
|
|
107 |
General |
geçmişe yönelik |
retrospective adj.
|
|
108 |
General |
yaymaya yönelik |
evangelistic adj.
|
|
109 |
General |
incil'i öğretmeye yönelik |
evangelistic adj.
|
|
110 |
General |
ileriye yönelik |
prospective adj.
|
|
111 |
General |
amaca yönelik |
goal directed adj.
|
|
112 |
General |
özü bulmaya yönelik |
eidetic adj.
|
|
113 |
General |
ileriye yönelik |
anticipatory adj.
|
|
114 |
General |
geriye yönelik |
regressive adj.
|
|
115 |
General |
ileriye yönelik |
rewarding adj.
|
|
116 |
General |
kişiye yönelik |
personal adj.
|
|
117 |
General |
hristiyanlığa döndürmeye yönelik |
evangelistic adj.
|
|
118 |
General |
gelişmeye yönelik |
developmental adj.
|
|
119 |
General |
ileriye yönelik |
frontward adj.
|
|
120 |
General |
yönelik olarak |
intended for adj.
|
|
121 |
General |
gelişmeye yönelik |
progressional adj.
|
|
122 |
General |
geleceğe yönelik |
prudential adj.
|
|
123 |
General |
davranışa yönelik |
behavior oriented adj.
|
|
124 |
General |
amaca yönelik |
goal-oriented adj.
|
|
125 |
General |
içe yönelik |
inward-oriented adj.
|
|
126 |
General |
sektöre yönelik |
sector-specific adj.
|
|
127 |
General |
bir amaca yönelik |
purposeful adj.
|
|
128 |
General |
topluma yönelik |
community oriented adj.
|
|
129 |
General |
meditasyona yönelik |
meditative adj.
|
|
130 |
General |
kariyere yönelik |
career-wise adj.
|
|
131 |
General |
hedefe yönelik |
target-driven adj.
|
|
132 |
General |
kendi kendisini kandırmaya yönelik |
self-deluding adj.
|
|
133 |
General |
emmeye yönelik |
suctorial adj.
|
|
134 |
General |
şaşırtmaya yönelik |
diversionary adj.
|
|
135 |
General |
insan öldürmeye yönelik |
anti-personnel adj.
|
|
136 |
General |
sonuca yönelik |
result oriented adj.
|
|
137 |
General |
banka geneline yönelik |
bankwise adj.
|
|
138 |
General |
çözüme yönelik |
solution-oriented adj.
|
|
139 |
General |
değiştirmeye yönelik |
modificative adj.
|
|
140 |
General |
değiştirmeye yönelik |
modificatory adj.
|
|
141 |
General |
hedefe yönelik |
target-specific adj.
|
|
142 |
General |
ortadan kaldırmaya yönelik |
abolitional adj.
|
|
143 |
General |
feshetmeye yönelik, fesheden |
abolitional adj.
|
|
144 |
General |
albüme yönelik |
album-oriented adj.
|
|
145 |
General |
amaca yönelik olmayan |
nonpurposive adj.
|
|
146 |
General |
tek bir amaca yönelik |
total adj.
|
|
147 |
General |
herkese yönelik |
general adj.
|
|
148 |
General |
hırsızlığı önlemeye yönelik |
antiburglar adj.
|
|
149 |
General |
hırsızlığı önlemeye yönelik |
antiburglary adj.
|
|
150 |
General |
intiharı önlemeye yönelik |
antisuicide adj.
|
|
151 |
General |
zevke yönelik |
apolaustic adj.
|
|
152 |
General |
yönelik olmayan |
unoriented adj.
|
|
153 |
General |
yığın veya parti halinde kullanıma yönelik |
batch adj.
|
|
154 |
General |
çocuksu yetişkinlere yönelik olan |
kidult adj.
|
|
155 |
General |
hem çocuk hem yetişkinlere yönelik olan |
kidult adj.
|
|
156 |
General |
körlere yönelik |
blind adj.
|
|
157 |
General |
yaşlı kadınlara yönelik |
blue-rinse adj.
|
|
158 |
General |
yaşlı kadınlara yönelik |
blue-rinsed adj.
|
|
159 |
General |
ikna etmeye veya talimat vermeye yönelik (yazı vb.) |
protreptic adj.
|
|
160 |
General |
yeni evli çiftlere yönelik |
bridally adj.
|
|
161 |
General |
eve yönelik |
homeward-bound adj.
|
|
162 |
General |
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesine yönelik |
mob adj.
|
|
163 |
General |
motorlu taşıt sürücülerine yönelik |
motor adj.
|
|
164 |
General |
geçmişe yönelik |
retrospect adj.
|
|
165 |
General |
şahsi çıkara yönelik |
giveaway adj.
|
|
166 |
General |
halkı aldatmaya yönelik |
demagogic adj.
|
|
167 |
General |
halkı aldatmaya yönelik |
demagogical adj.
|
|
168 |
General |
kanıtlamaya yönelik |
demonstrative of adj.
|
|
169 |
General |
göstermeye yönelik |
demonstrative of adj.
|
|
170 |
General |
tahrip etmeye yönelik |
destruct adj.
|
|
171 |
General |
yetişkinlere yönelik |
grown-up adj.
|
|
172 |
General |
cennete yönelik |
heavenward adj.
|
|
173 |
General |
tek bir unsura yönelik |
one-note adj.
|
|
174 |
General |
sivillere yönelik |
civilian adj.
|
|
175 |
General |
sivil kullanıma yönelik |
civilian adj.
|
|
176 |
General |
zanaate yönelik |
craft adj.
|
|
177 |
General |
dizginlemeye yönelik |
continent [obsolete] adj.
|
|
178 |
General |
hızlı servis edilen yiyeceklere yönelik |
fast-food adj.
|
|
179 |
General |
hazır yiyeceklere yönelik |
fast-food adj.
|
|
180 |
General |
malullere yönelik |
invalid adj.
|
|
181 |
General |
(giysi, eşya) ekim dikim yaparken kullanıma yönelik |
plantation adj.
|
|
182 |
General |
bitki dikimine yönelik |
planting adj.
|
|
183 |
General |
barışa yönelik |
pacificatory adj.
|
|
184 |
General |
nihai amaca yönelik |
final adj.
|
|
185 |
General |
yıkanmaya yönelik olan |
flushable adj.
|
|
186 |
General |
odaklanmaya yönelik |
focusing adj.
|
|
187 |
General |
odaklamaya yönelik |
focusing adj.
|
|
188 |
General |
odaklanmaya yönelik |
focussing adj.
|
|
189 |
General |
odaklamaya yönelik |
focussing adj.
|
|
190 |
General |
halka yönelik |
public adj.
|
|
191 |
General |
toplumsal ilgiye yönelik |
publicity-seeking adj.
|
|
192 |
General |
bilgi vermeye yönelik |
scientifical [obsolete] adj.
|
|
193 |
General |
kendine yönelik |
selfward adj.
|
|
194 |
General |
duyulara yönelik |
sensible adj.
|
|
195 |
General |
geleceğe yönelik |
forward adj.
|
|
196 |
General |
amaç veya perspektife yönelik |
well-framed adj.
|
|
197 |
General |
kozmetik kullanıma yönelik |
beauty adj.
|
|
198 |
General |
değerli kaynakları bulmaya yönelik |
prospecting adj.
|
|
199 |
General |
(orduda) genel kullanıma yönelik |
provant [obsolete] adj.
|
|
200 |
General |
bakım ve güzelliğe yönelik |
cosmetic adj.
|
|
201 |
General |
coğrafyaya yönelik |
geographical adj.
|
|
202 |
General |
uygulamaya yönelik |
practical adj.
|
|
203 |
General |
ileriye yönelik olarak |
rewardingly adv.
|
|
204 |
General |
ileriye yönelik olarak |
anticipatorily adv.
|
|
205 |
General |
ileriye yönelik |
forwards adv.
|
|
206 |
General |
-e yönelik |
towards adv.
|
|
207 |
General |
belirli bir duruma veya hale yönelik veya doğru |
near adv.
|
|
208 |
General |
iç dünyaya yönelik |
inward adv.
|
|
209 |
General |
bir amaca yönelik |
till [scottish] prep.
|
|
210 |
General |
'-e yönelik |
of prep.
|
|
211 |
General |
-e yönelik |
toward prep.
|
|
212 |
General |
-e yönelik anlamına gelen son ek |
-ways suf.
|
|
213 |
General |
kalıcı veya sürekli gerçekleştirmeye yönelik anlamı veren son ek |
-ive suf.
|
|
214 |
General |
ingiltere'de dük, düşes gibi soylulara yönelik bir hitap kelimesi |
your grace expr.
|
|
Phrasals |
|
215 |
Phrasals |
belli bir gruba yönelik reklam yapmak |
pitch (something) at v.
|
|
216 |
Phrasals |
(birinin) ihtiyacına yönelik (bir şey) sağlamak/tahsis etmek |
accommodate (one) with (something) v.
|
|
217 |
Phrasals |
birinin ihtiyacına yönelik bir şey sağlamak/tahsis etmek |
accommodate someone with something v.
|
|
218 |
Phrasals |
(bir şeye) yönelik eğitmek |
educate for (something) v.
|
|
219 |
Phrasals |
(bir şeye) yönelik olarak (bir miktar) para ödemek |
pay (something) toward (something else) v.
|
|
220 |
Phrasals |
-e yönelik reklam yapmak |
pitch at v.
|
|
221 |
Phrasals |
(birine/bir kitleye) yönelik yazmak |
write for (someone or something) v.
|
|
Colloquial |
|
222 |
Colloquial |
amaca yönelik |
to the purpose n.
|
|
223 |
Colloquial |
bir etnik gruba yönelik kötü niyetli saldırılarda bulunma |
race-baiting n.
|
|
224 |
Colloquial |
özellikle afrikalı amerikalılara yönelik bir gösteri turnesi |
chitlin circuit n.
|
|
225 |
Colloquial |
izleyiciyi duygulandırmaya yönelik yapım |
sudser n.
|
|
226 |
Colloquial |
bir şey özellikle birine yönelik olmak |
with your name on it v.
|
|
227 |
Colloquial |
karnı yok etmeye yönelik |
gut-busting adj.
|
|
228 |
Colloquial |
göbek eritmeye yönelik |
gut-busting adj.
|
|
229 |
Colloquial |
karın bölgesine yönelik |
gut-busting adj.
|
|
230 |
Colloquial |
dar gelire yönelik |
low-end adj.
|
|
231 |
Colloquial |
(bir şey kategorisine) yönelik |
in the way of (something) expr.
|
|
Idioms |
|
232 |
Idioms |
ingilizlerin yeterince üretken/verimli olamamalarına yönelik bir ifade |
the british disease n.
|
|
233 |
Idioms |
özellikle baştan çıkarmaya yönelik cezbedici yalvarış |
siren call n.
|
|
234 |
Idioms |
özellikle baştan çıkarmaya yönelik cezbedici yalvarış |
siren song n.
|
|
235 |
Idioms |
özellikle kandırmaya veya baştan çıkarmaya yönelik cezbedici bir yalvarış veya çağrı |
siren song n.
|
|
236 |
Idioms |
istenen cevabı almaya yönelik bir soru |
a leading question n.
|
|
237 |
Idioms |
belirli bir ticari amaca yönelik olmayan araştırma |
blue-sky research n.
|
|
238 |
Idioms |
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak |
catch a break v.
|
|
239 |
Idioms |
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak |
get a break v.
|
|
240 |
Idioms |
amacına yönelik olmak |
answer someone's purpose v.
|
|
241 |
Idioms |
amacına yönelik olmak |
serve someone's purpose v.
|
|
242 |
Idioms |
müşteriyi iknaya yönelik bir konuşma meydana getirmek |
put together a pitch v.
|
|
243 |
Idioms |
ortak bir amaç doğrultusunda/müşterek bir hedefe yönelik olarak birisiyle işbirliği yapmak |
make common cause with someone v.
|
|
244 |
Idioms |
bir amaca yönelik maddi katkı sağlamak |
kick the tin [australia] v.
|
|
245 |
Idioms |
bir hedef belirleyip ona yönelik hareket etmek |
hunt where the ducks are v.
|
|
246 |
Idioms |
(birine/bir şeye) yönelik konuşmak |
address (oneself) to (someone or something) v.
|
|
247 |
Idioms |
birine yönelik olmak |
have somebody's name on it v.
|
|
248 |
Idioms |
siyahi kadınlara yönelik şiddet ve aşağılamaya karşı farkındalık uyandırmak için yapılan eylemlerde kullanılan bir slogan |
say her name expr.
|
|
Trade/Economic |
|
249 |
Trade/Economic |
yoksullara yönelik büyüme |
pro-poor growth n.
|
|
250 |
Trade/Economic |
döviz işlemlerinde spekülasyonu caydırmaya yönelik uygulanması önerilen bir vergi |
tobin tax n.
|
|
251 |
Trade/Economic |
alışverişçiye yönelik pazarlama |
shopper marketing n.
|
|
252 |
Trade/Economic |
amaca yönelik pazarlama |
cause-related marketing n.
|
|
253 |
Trade/Economic |
abd'de 1960'larda federal reserve bank'ın uyguladığı uzun vadeli menkul değerler alıp kısa vadeli olanları satarak faizlerin zaman yapısını çevirmeye yönelik politika |
operation twist n.
|
|
254 |
Trade/Economic |
amaca yönelik proje yönetimi |
goal directed project management n.
|
|
255 |
Trade/Economic |
belli bir faaliyete yönelik denetim |
selective audit n.
|
|
256 |
Trade/Economic |
beceri geliştirmeye yönelik eğitimler |
skill based training n.
|
|
257 |
Trade/Economic |
bir kimsenin belirli türdeki bir işi yapabilme konusundaki yeteneğini belirlemeye yönelik test |
ability test n.
|
|
258 |
Trade/Economic |
bir proje veya websitesi gibi konuların çözümüne yönelik olarak çok sayıda insanın oluşturduğu topluluğun gönüllü olarak katkıda bulunması |
crowdsourcing n.
|
|
259 |
Trade/Economic |
bir teori veya hipotezin uygulamada geçerliliğini test etmeye yönelik araştırma |
applied research n.
|
|
260 |
Trade/Economic |
bir işletmenin kendi çalışanlarına yönelik mağaza |
company store n.
|
|
261 |
Trade/Economic |
bilgilendirmeye yönelik eğitim |
knowledge based training n.
|
|
262 |
Trade/Economic |
çalışmayı artırmaya yönelik özendirme önlemleri |
employment incentives n.
|
|
263 |
Trade/Economic |
çevrenin korunması amacına yönelik yatırım yapan yükümlülere tanınan vergi ödünleri veya çevreyi kirleten işletmelerden alınan özel vergiler |
green taxation n.
|
|
264 |
Trade/Economic |
denetim kurumuna yönelik risk |
risks to audit office n.
|
|
265 |
Trade/Economic |
ekonomiyi durgunluktan kurtarmak ve ekonomik faaliyetleri canlandırmak amacıyla devletin piyasaya para pompalayarak satınalma gücünü artırmaya yönelik yaptığı harcamalar |
pump priming n.
|
|
266 |
Trade/Economic |
firma hakkında bilgi sağlama amacına yönelik olarak iki bilanço veya kar-zarar tablosunun karşılaştırılması |
financial ratio n.
|
|
267 |
Trade/Economic |
geleceğe yönelik tahmin teknikleri |
smoothing techniques n.
|
|
268 |
Trade/Economic |
geleceğe yönelik satış tahmini |
sales forecast n.
|
|
269 |
Trade/Economic |
geçmişe yönelik olmayan rüçhan hisse senedi |
noncumulative preferred stock n.
|
|
270 |
Trade/Economic |
geçici iş duraklamasından doğan zararları karşılamaya yönelik sigorta |
business interruption insurance n.
|
|
271 |
Trade/Economic |
geleceğe yönelik tahmin |
prediction n.
|
|
272 |
Trade/Economic |
gelir elde etmeye yönelik masraflar |
utilized costs n.
|
|
273 |
Trade/Economic |
hükümetin toplam harcamaları kısmaya yönelik olarak izlediği mali politikalar |
contractionary fiscal policy n.
|
|
274 |
Trade/Economic |
hedeflere yönelik yönetim |
management by objectives (mbo) n.
|
|
275 |
Trade/Economic |
hatırlatmaya yönelik reklam |
reminder-oriented advertising n.
|
|
276 |
Trade/Economic |
hükümetin firma davranışlarını düzenlemeye yönelik olarak koyduğu kural ve ilkeler |
regulation n.
|
|
277 |
Trade/Economic |
işçilere yönelik politikalar |
labor policy n.
|
|
278 |
Trade/Economic |
ihracata yönelik büyüme |
export-biased growth n.
|
|
279 |
Trade/Economic |
ihracata yönelik büyüme |
export oriented growth n.
|
|
280 |
Trade/Economic |
ihracata yönelik büyüme |
export led growth n.
|
|
281 |
Trade/Economic |
istihdama yönelik yatırım |
employment intensive investment n.
|
|
282 |
Trade/Economic |
işçilerin çalıştıkları şirketin hisse senetlerini satın almalarına yönelik bir plan |
employee stock option plan n.
|
|
283 |
Trade/Economic |
işe yönelik dil |
business oriented language n.
|
|
284 |
Trade/Economic |
ihtiyaçları karşılamaya yönelik satış yöntemi |
need satisfaction selling n.
|
|
285 |
Trade/Economic |
insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik faaliyetler |
business n.
|
|
286 |
Trade/Economic |
ihracata yönelik büyüme |
export oriented growth; export led growth n.
|
|
287 |
Trade/Economic |
iş ortamının basitleştirilmesine yönelik faaliyet grubu |
business environment simplification task force procedure n.
|
|
288 |
Trade/Economic |
ihracata yönelik sanayileşme |
export-oriented industrialization n.
|
|
289 |
Trade/Economic |
iç ve dış alıcılara malı tanıtmaya yönelik sergileme yöntemi |
trade show n.
|
|
290 |
Trade/Economic |
ihracatı geliştirme amacına yönelik şirketler |
export trading company n.
|
|
291 |
Trade/Economic |
kamuya yönelik konuşma |
public speaking n.
|
|
292 |
Trade/Economic |
kişilerin veya grupların işlerine arkadaşlarına veya şirkete yönelik tutum, davranış ve duyguları |
morale n.
|
|
293 |
Trade/Economic |
kendine has özellikleri olan ve belirli bir ürüne veya hizmete yönelik pazar kitlesi |
niche market n.
|
|
294 |
Trade/Economic |
kredileri ve öteki faiz getiren varlıkları çıktı ölçüsü olarak kabul ederek bankacılık çıktısını ölçmeye yönelik yaklaşım |
asset approach n.
|
|
295 |
Trade/Economic |
krediyi alan müşterilerin borcu ödeyememesi riskine karşı borç verenleri korumaya yönelik sigorta |
credit insurance n.
|
|
296 |
Trade/Economic |
mali piyasalara yönelik bilgileri inanırlılık yaratacak biçimde yayma sorunu |
signaling problem n.
|
|
297 |
Trade/Economic |
mesleğe yönelik belirli bilgi |
training n.
|
|
298 |
Trade/Economic |
müşteriye yönelik olma |
customer service orientation n.
|
|
299 |
Trade/Economic |
müşterilerin asgari ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmet veya ürün |
no frills n.
|
|
300 |
Trade/Economic |
olaylar arasındaki ilişkileri araştırmaya yönelik olmayan iktisat |
descriptive economics n.
|
|
301 |
Trade/Economic |
pazara yönelik ülkeler |
market oriented nations n.
|
|
302 |
Trade/Economic |
pazara yönelik ekonomiler |
market oriented economies n.
|
|
303 |
Trade/Economic |
para arzını artırmaya yönelik politikalar |
loose monetary policy n.
|
|
304 |
Trade/Economic |
piyasa yönelik mallar |
market oriented goods n.
|
|
305 |
Trade/Economic |
sarf malzemeleri ve yeniden satışa yönelik mallar |
consumables and goods for resale n.
|
|
306 |
Trade/Economic |
satın alınan yeniden satışa yönelik mallar |
purchases of goods for resale n.
|
|
307 |
Trade/Economic |
rekabete yönelik fiyatlandırma |
competitive oriented pricing n.
|
|
308 |
Trade/Economic |
satın alınan yeniden satışa yönelik taşınmaz mallar |
purchases of immovable property for resale n.
|
|
309 |
Trade/Economic |
sermaye malı satın almak veya sermaye malının değerini artırmaya yönelik harcamalar |
capital expenditures n.
|
|
310 |
Trade/Economic |
şirket hisselerine yönelik borsada manipülasyon/spekülasyon yapan kimse |
stock basher n.
|
|
311 |
Trade/Economic |
sunuma yönelik performans bütçeleme yaklaşımı |
presentational performance budgeting n.
|
|
312 |
Trade/Economic |
tutum geliştirmeye yönelik eğitimler |
attitude based trainings n.
|
|
313 |
Trade/Economic |
tedarikçilere yönelik davranış ve etik kodu kuralları |
the rules on the behaviours and the code of ethics regarding the procurers n.
|
|
314 |
Trade/Economic |
taşraya yönelik hizmet |
field service n.
|
|
315 |
Trade/Economic |
ticarete yönelik üretim etkisi |
pro-trade production effect n.
|
|
316 |
Trade/Economic |
ticarete yönelik tüketim etkisi |
pro-trade consumption effect n.
|
|
317 |
Trade/Economic |
vergi kaçakçılığını önlemeye yönelik önlemler |
anti-evasion measures n.
|
|
318 |
Trade/Economic |
yeni yapılara (bina, teçhizat, donanım) veya yapıların genişletilmesine yönelik yapılan doğrudan yatırım |
greenfield investment n.
|
|
319 |
Trade/Economic |
yeniden satışa yönelik taşınmaz mallar |
immovable property acquired for resale n.
|
|
320 |
Trade/Economic |
yukarıya yönelik işlemler |
upstream transactions n.
|
|
321 |
Trade/Economic |
ithal malların düşük fiyata satılmasını caydıran, iç ticareti korumaya yönelik bir yöntem |
antidumping n.
|
|
322 |
Trade/Economic |
yabancı bir ülkedeki ticari temsilcilere yönelik birlik |
factory n.
|
|
323 |
Trade/Economic |
elde edilen karın finansal durumun iyi olduğu yıllarda azaltılması veya saklanmasına yönelik uygulanan muhasebe yöntemi |
income smoothing n.
|
|
324 |
Trade/Economic |
senedin mahkemeye yönelik düzenlenmiş bölümü |
direction n.
|
|
325 |
Trade/Economic |
yaşlılara yönelik piyasa |
grey market n.
|
|
326 |
Trade/Economic |
marka tanıtımı ve iyi algı oluşturmaya yönelik promosyon çalışması |
pr n.
|
|
327 |
Trade/Economic |
belirli bir kesime yönelik ürün |
niche product n.
|
|
328 |
Trade/Economic |
perakendeye yönelik bir tür kiralama-satın alma sistemi |
provident club [uk] n.
|
|
329 |
Trade/Economic |
müşteriye yönelik |
customer-oriented adj.
|
|
330 |
Trade/Economic |
kara yönelik |
profit-oriented adj.
|
|
331 |
Trade/Economic |
pazara yönelik |
market-oriented adj.
|
|
332 |
Trade/Economic |
tüketiciye yönelik |
consumer-wise adj.
|
|
333 |
Trade/Economic |
geçmişe yönelik düzenlenmiştir |
issued retrospectively expr.
|
|
Law |
|
334 |
Law |
amerika'nın düşmanlarına yönelik yaptırım yasası |
countering america's adversaries through sanctions act n.
|
|
335 |
Law |
borcun istenmeyeceğine yönelik anlaşma |
pactum de non petendo n.
|
|
336 |
Law |
borcun ifasını dava açarak talep etmeyeceğine yönelik alacaklı tarafından -genellikle- yazılı olmadan yapılan anlaşma |
pactum de non petendo n.
|
|
337 |
Law |
cinsel temas amacıyla çocukları kandırmaya yönelik planlı eylemler |
child grooming n.
|
|
338 |
Law |
geçmişe yönelik olarak telefon trafiğinin araştırılması sonrası hazırlanan rapor |
report of historical traffic search n.
|
|
339 |
Law |
genel ahlaka yönelik kabahatler |
misdemeanor related with general moral principles n.
|
|
340 |
Law |
ileriye yönelik alacak |
dormant claim n.
|
|
341 |
Law |
kamu güvenliğine yönelik kabahatler |
misdemeanor related with public security n.
|
|
342 |
Law |
kamu düzenine yönelik kabahatler |
misdemeanor related with public order n.
|
|
343 |
Law |
kişisel bütünlüğe yönelik haksız fiiller |
dignitary torts n.
|
|
344 |
Law |
mala yönelik zarar |
property damage n.
|
|
345 |
Law |
mala yönelik suç |
serious acquisitive crime n.
|
|
346 |
Law |
mala yönelik hırsızlık suçu |
serious acquisitive crime n.
|
|
347 |
Law |
mülk haklarına yönelik kabahatler |
misdemeanor related with property n.
|
|
348 |
Law |
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul |
reformatory n.
|
|
349 |
Law |
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul |
training school n.
|
|
350 |
Law |
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul |
reform school n.
|
|
351 |
Law |
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul |
reformatory school n.
|
|
352 |
Law |
toplum katılımını engellemeye yönelik açılmış dava |
strategic lawsuit against public participation (sapp) n.
|
|
353 |
Law |
bir yasanın veya kuralın geleceğe yönelik uygulanması |
prospectivity n.
|
|
354 |
Law |
kara listeden daha hafif suçlara yönelik gri liste |
greylist n.
|
|
355 |
Law |
küçük borçların tahsiline yönelik bir ingiliz mahkemesi |
court of requests n.
|
|
356 |
Law |
başka davadan belge veya kanıt istemeye yönelik adli çağrı |
invocation n.
|
|
357 |
Law |
yangınların önlenmesine yönelik kanunlar |
fire code n.
|
|
358 |
Law |
(ingiliz kilise hukuku) kadroların boşluğu süresince idare edilmesi için piskoposun kilise idarecilerine boş arpalık verilmesine yönelik aldığı karar |
sequestration n.
|
|
359 |
Law |
dolandırıcılığı engellemeye yönelik koordinasyon birimi |
anti-fraud coordination unit n.
|
|
360 |
Law |
kamuoyu desteğini engellemeye yönelik açılmış dava |
slapp (strategic lawsuit against public participation) n.
|
|
361 |
Law |
kamuoyu desteğini engellemeye yönelik açılmış dava |
slapp n.
|
|
362 |
Law |
kamuoyu desteğini engellemeye yönelik açılmış dava |
slapp suit n.
|
|
363 |
Law |
ülke faaliyetlerinin veya ekonomisinin sadece belirli bir alanına yönelik yaptırım |
smart sanction n.
|
|
364 |
Law |
borçlunun korunmasına yönelik mahkeme kararı |
supersedere [scotland] n.
|
|
365 |
Law |
(avrupa birliği hukuku'nda) hukuk sözcüsü'nün avrupa adalet divanı'na mahkemenin yetkisi altında bulunan davalara yönelik hukuki çözümler sunduğu içtihat |
opinion v.
|
|
366 |
Law |
kamuoyu desteğini engellemeye yönelik dava açmak |
slapp v.
|
|
367 |
Law |
(iddia veya savunmayı desteklemeye yönelik) talep |
placitory [obsolete] adj.
|
|
Politics |
|
368 |
Politics |
üç ülke veya bölge arasında dostane ilişkileri teşvik etmeye yönelik siyasi ve ekonomik politika |
trilateralism n.
|
|
369 |
Politics |
üç ülke veya bölge arasında dostane ilişkileri teşvik etmeye yönelik siyasi ve ekonomik politikayı savunan kimse |
trilateralist n.
|
|
370 |
Politics |
anlaşmazlığı gidermeye yönelik toplantı |
conciliatory meeting n.
|
|
371 |
Politics |
baskı yapmaya yönelik önlemler |
coercive measures n.
|
|
372 |
Politics |
bir başkasına yönelik şantaj, itibarsızlaştırma ya da manipülasyon hedefiyle elde edilmiş yüz kızartıcı/uygunsuz/suçlayıcı bilgi |
kompromat (compromising material) n.
|
|
373 |
Politics |
bir olay bittikten sonra da devam eden etkisi ve buna yönelik tepkiler |
backwash n.
|
|
374 |
Politics |
bilginin kullanımı ve dağıtımına yönelik plan |
plan for using and disseminating knowledge n.
|
|
375 |
Politics |
cezaevinde yatan hükümlü sayısını azaltmaya yönelik hükümet politikası |
decarceration n.
|
|
376 |
Politics |
dış kaynaklı rüşvetle mücadele edilmesine yönelik kılavuz ilkeler |
guiding principles on enforcement of the foreign bribery offence n.
|
|
377 |
Politics |
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumunu ortaya koymaya yönelik bir araştırma |
means testing n.
|
|
378 |
Politics |
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumunu ortaya koymaya yönelik bir araştırma |
means test n.
|
|
379 |
Politics |
geleceğe yönelik bilim ve teknolojiler |
new and emerging science and technology n.
|
|
380 |
Politics |
geriye yönelik olamayan harcamalar |
non-retroactivity n.
|
|
381 |
Politics |
irtikapla mücadeleye yönelik kılavuz ilkeler |
guiding principles to combat solicitation. n.
|
|
382 |
Politics |
işbirliğine yönelik avrupa araştırma programları |
european collaborative research scheme n.
|
|
383 |
Politics |
karaparanın aklanmasının önlenmesine yönelik mali eylem görev gücü |
financial action task force on money laundering (fatf) n.
|
|
384 |
Politics |
küçük işletmelere yönelik avrupa sözleşmesi |
european charter for small enterprises n.
|
|
385 |
Politics |
mükemmel ekiplere yönelik destekler |
grants for excellent teams n.
|
|
386 |
Politics |
organize suça yönelik üyelik öncesi paktı |
pre-accession pact on organised crime n.
|
|
387 |
Politics |
potansiyel olarak patlayıcı ortamlardaki kullanıma yönelik ekipman ve koruyucu sistemlere ilişkin üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması daimi komitesi |
standing committee on the approximation of the laws of the member states concerning equipment and protective systems intended for use in potentially explosive atmospheres n.
|
|
388 |
Politics |
politika desteğine yönelik araştırma |
research for policy support n.
|
|
389 |
Politics |
partilere yönelik baskılar |
pressures on political parties n.
|
|
390 |
Politics |
sanayideki nihai kullanıcılara uygulanan elektrik ve gaz fiyatlarının şeffaflığını geliştirmeye yönelik topluluk prosedürünün teknik adaptasyonu danışma komitesi |
advisory committee for the technical adaptation of the community procedure to improve the transparency of gas and electricity prices charged to industrial end-users n.
|
|
391 |
Politics |
savaşın gerekçesini ve koşullarını belirlemeye yönelik kuram |
just war theory n.
|
|
392 |
Politics |
sivillere yönelik saldırılar |
attacks against civilians n.
|
|
393 |
Politics |
yakınlara yönelik tehdit |
threatening relatives of the victim n.
|
|
394 |
Politics |
ye yönelik gayretler |
engaged efforts n.
|
|
395 |
Politics |
hitler faşizmini ortadan kaldırmaya yönelik ilke ve uygulamalar |
anti-hitlerism n.
|
|
396 |
Politics |
güney afrika'daki siyahileri güçlendirmeye yönelik hükümet hareketi |
empowerment n.
|
|
397 |
Politics |
politik eleştiriciliği veya kişisel muhalefeti vatansever olmamakla veya komünizmi savunmakla suçlayarak bastırmaya yönelik her türlü girişim |
mccarthyism n.
|
|
398 |
Politics |
eskiden abd'de köleliğe karşı açılan davaların dikkate alınmamasına yönelik alınan kongre kararları |
gag resolution n.
|
|
399 |
Politics |
halka yönelik politika |
popularism n.
|
|
400 |
Politics |
kadının sosyal haklarını erkekle eşit kılmaya yönelik hareket |
feminism n.
|
|
401 |
Politics |
ingiltere ve galler'deki polis memurlarına yönelik bir yasa |
pace (police and criminal evidence act) n.
|
|
402 |
Politics |
(avam kamarasında) tartışılmakta olan mevcut konunun düşürülmesine yönelik olarak oylamayı önleyen önerge |
previous question n.
|
|
403 |
Politics |
her kesime yönelik siyasi program |
square deal n.
|
|
404 |
Politics |
toplu isyanları engellemeye yönelik |
antiriot adj.
|
|
405 |
Politics |
terörle mücadeleye yönelik |
antiterrorist adj.
|
|
406 |
Politics |
kontluğa yönelik |
county adj.
|
|
407 |
Politics |
quebec'in bağımsızlığına yönelik desteğe ait |
sovereignist adj.
|
|
Institutes |
|
408 |
Institutes |
küçük işletmelere yönelik avrupa sözleşmesi |
european charter of small enterprises n.
|
|
409 |
Institutes |
mdaü’lere yönelik yeniden yapılanma programı |
action for the restructuring of the economy n.
|
|
410 |
Institutes |
merkezi ve doğu avrupa ülkelerinde yönetişim ve idareyi geliştirmeye yönelik destek |
support for improvement in governance and management in central and eastern european countries n.
|
|
411 |
Institutes |
tarımsal ve kırsal kalkınmaya yönelik özel katılım programı |
special accession programme for agriculture and rural development n.
|
|
412 |
Institutes |
uyuşturucunun önlenmesine yönelik operasyonel olmayan çalışmaları destekleyen kurumlar |
counterdrug support office n.
|
|
Industry |
|
413 |
Industry |
bir kuruluşun güçlü ve zayıf yönlerine yönelik sistematik değerlendirme |
position audit n.
|
|
414 |
Industry |
çalışanları teşvike yönelik |
incentive adj.
|
|
Insurance |
|
415 |
Insurance |
risk analizine yönelik hesaplama ve tahmin yöntemlerinin bütününü içeren bir bilim dalı |
actuary n.
|
|
Tourism |
|
416 |
Tourism |
dışa yönelik turizm |
outbound tourism n.
|
|
417 |
Tourism |
içe yönelik turizm |
inbound tourism n.
|
|
418 |
Tourism |
kendi özel merak veya hobilerini karşılamak isteyenlere yönelik tatil |
special-interest holiday n.
|
|
419 |
Tourism |
özel bir hobi veya merakı doyurmaya yönelik turistik atraksiyon |
special-interest attraction n.
|
|
420 |
Tourism |
kırsal bölgeleri ziyaret eden turistlere yönelik kural ve düzenlemeler |
country code [uk] n.
|
|
Media |
|
421 |
Media |
erkeklere yönelik olup moda, alet-edevat, çekici kadınlar gibi içeriklere yer veren dergi türü |
lad mag n.
|
|
422 |
Media |
eğlence sektöründeki kişilere yönelik yayın |
trade n.
|
|
423 |
Media |
okul öncesi ve ilkokuldaki kız çocuklarına yönelik izci programına üye olan çocuk |
daisy n.
|
|
424 |
Media |
yetişkinlere yönelik |
adult-oriented adj.
|
|
425 |
Media |
halka yönelik |
popularist adj.
|
|
Advertising |
|
426 |
Advertising |
kalabalık kitleye yönelik olan her tür reklam |
push advertising n.
|
|
Technical |
|
427 |
Technical |
aygıta yönelik hata |
device oriented error n.
|
|
428 |
Technical |
bayrağa yönelik sorun |
flag oriented problem n.
|
|
429 |
Technical |
bayta yönelik protokol |
byte-oriented protocol n.
|
|
430 |
Technical |
emeğe yönelik |
labor oriented n.
|
|
431 |
Technical |
işe yönelik terminal |
job oriented terminal n.
|
|
432 |
Technical |
makineye yönelik dil |
machine oriented language n.
|
|
433 |
Technical |
nesneye yönelik program |
object oriented programming n.
|
|
434 |
Technical |
probleme yönelik dil |
problem-oriented language n.
|
|
435 |
Technical |
prosedüre yönelik dil |
procedure-oriented language n.
|
|
436 |
Technical |
soruna yönelik dil |
problem-oriented language n.
|
|
437 |
Technical |
teknik ve öğretime yönelik kaynaklar |
technical and educational literature n.
|
|
438 |
Technical |
uygulamaya yönelik tabaka veya rulo halindeki temel malzemeler |
base materials in sheet or roll form for application n.
|
|
439 |
Technical |
uygulamaya yönelik dil |
application-oriented language n.
|
|
440 |
Technical |
zamana yönelik izleme |
time oriented trace n.
|
|
441 |
Technical |
yönelik yayın |
beam transmission n.
|
|
442 |
Technical |
bir mineralin metal bileşenlerini belirlemeye yönelik bir test |
bead test n.
|
|
443 |
Technical |
araç radyolarına yönelik hırsızlık karşıtı bir sistem markası |
benzi box® n.
|
|
444 |
Technical |
kanal teknelerine yönelik bir tür taşıma sistemi |
ganz system n.
|
|
445 |
Technical |
eksene yönelik olarak |
adaxially adj.
|
|
446 |
Technical |
bayta yönelik |
byte-oriented adj.
|
|
447 |
Technical |
eksene yönelik |
adaxial adj.
|
|
448 |
Technical |
karaktere yönelik |
character oriented adj.
|
|
449 |
Technical |
nesneye yönelik |
object-oriented adj.
|
|
450 |
Technical |
sürece yönelik |
process oriented adj.
|
|
451 |
Technical |
sözcüğe yönelik |
word oriented adj.
|
|
452 |
Technical |
moda yönelik |
modal adj.
|
|
453 |
Technical |
yarı mikro miktara yönelik anlamına gelen ön ek |
semimicro- pref.
|
|
Computer |
|
454 |
Computer |
belirli bir kitleye yönelik blog yazma tekniklerinin kullanıldığı düşük maliyetli çevrimiçi yayıncılık |
nanopublishing n.
|
|
455 |
Computer |
aygıta yönelik hata |
device oriented error n.
|
|
456 |
Computer |
araştırmaya yönelik bilgi işlem |
research computing n.
|
|
457 |
Computer |
bayrağa yönelik sorun |
flag oriented problem n.
|
|
458 |
Computer |
bite yönelik protokol |
bit-oriented protocol n.
|
|
459 |
Computer |
eğitime yönelik bilgi işlem |
instructional computing n.
|
|
460 |
Computer |
işe yönelik terminal |
job oriented terminal n.
|
|
461 |
Computer |
ikile yönelik protokol |
bit-oriented protocol n.
|
|
462 |
Computer |
makineye yönelik dil |
machine oriented language n.
|
|
463 |
Computer |
nesneye yönelik program |
object oriented programming n.
|
|
464 |
Computer |
nesneye yönelik yazılım lisanı |
object oriented language n.
|
|
465 |
Computer |
nesneye yönelik tasarım |
object-oriented design n.
|
|
466 |
Computer |
probleme yönelik dil |
problem oriented language n.
|
|
467 |
Computer |
sekizliye yönelik protokol |
byte-oriented protocol n.
|
|
468 |
Computer |
sekizliye yönelik |
byte-oriented n.
|
|
469 |
Computer |
soruna yönelik dil |
problem oriented language n.
|
|
470 |
Computer |
şablona yönelik dil |
template-oriented language n.
|
|
471 |
Computer |
sürece yönelik |
process oriented n.
|
|
472 |
Computer |
soruna yönelik dil |
pol (problem oriented language) n.
|
|
473 |
Computer |
sözcüğe yönelik |
word oriented n.
|
|
474 |
Computer |
soruna yönelik dil |
pol [problem oriented language] n.
|
|
475 |
Computer |
şablona yönelik dil |
template language n.
|
|
476 |
Computer |
tuşlara yönelik yardım |
keys help n.
|
|
477 |
Computer |
uygulamaya yönelik dil |
application oriented language n.
|
|
478 |
Computer |
yordama yönelik dil |
procedure-oriented-language n.
|
|
479 |
Computer |
yordama yönelik dil |
procedure-oriented language n.
|
|
480 |
Computer |
yetişkinlere yönelik içerik |
adult content n.
|
|
481 |
Computer |
yordama yönelik dil |
procedure oriented language n.
|
|
482 |
Computer |
yordama yönelik dil |
procedural language n.
|
|
483 |
Computer |
zamana yönelik izleme |
time oriented trace n.
|
|
484 |
Computer |
(nesneye yönelik programda) biri sınıfa veya nesneye ait alt program veya işlev |
method n.
|
|
485 |
Computer |
tümüyle nesneye-yönelik olan açık kaynaklı yüksek düzey bir programlama dili |
ruby n.
|
|
486 |
Computer |
bilgisayar sistemine zarar verme, sistemi aksatma veya depolanan bilgilerin elde edilmesine yönelik girişim |
cyberattack n.
|
|
487 |
Computer |
hayranlara yönelik internet sayfası |
fansite n.
|
|
488 |
Computer |
batı avrupa dillerine yönelik standart bir karakter dizisi |
iso-8859-1 n.
|
|
489 |
Computer |
microsoft firmasının web hizmetlerine yönelik uddi muadili hizmeti |
disco n.
|
|
490 |
Computer |
karakter zincirlerine yönelik sembolik dil |
snobol (string oriented symbolic language) n.
|
|
491 |
Computer |
(nesneye yönelik programlamada) alt sınıf oluşturan süper sınıf |
superclass n.
|
|
492 |
Computer |
(nesneye yönelik programlamada) süper sınıf yaratmak |
superclass v.
|
|
493 |
Computer |
bite yönelik |
bit-oriented adj.
|
|
494 |
Computer |
ikile yönelik |
bit-oriented adj.
|
|
495 |
Computer |
karaktere yönelik |
character oriented adj.
|
|
496 |
Computer |
nesneye yönelik |
object oriented adj.
|
|
497 |
Computer |
sosyal medyadaki takip özelliğine yönelik |
follow adj.
|
|
498 |
Computer |
microsoft'a ait iş akışını düzenlemeye yönelik bir teknoloji |
wf abrev.
|
|
Informatics |
|
499 |
Informatics |
eve yönelik bilgi hizmetleri |
home information services n.
|
|
500 |
Informatics |
geriye yönelik zincirleme |
backward chaining n.
|
|