Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | wood n. | odun | ||
Will he still be able to see the wood for the trees? Hala ağaçlar için odunu görebilecek mi? More Sentences |
||||
Common Usage | wood n. | tahta | ||
Tom's toys are all made of wood. Tom'un oyuncaklarının hepsi tahtadan. More Sentences |
||||
Common Usage | wood n. | ahşap | ||
Together, the forestry and wood industries provide millions of jobs in Europe. Ormancılık ve ahşap endüstrileri birlikte Avrupa'da milyonlarca kişiye iş imkanı sağlamaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | wood n. | ağaç | ||
Pine is a resinous wood. Çam reçineli bir ağaçtır. More Sentences |
||||
General | wood n. | ahşap | ||
Even the paper which surrounds packages, even wood and plastic can be reused and are good for something. Paketleri çevreleyen kağıt, ahşap ve plastik bile yeniden kullanılabilir ve bir işe yarar. More Sentences |
||||
General | wood n. | orman | ||
There is a path through the wood. Ormanın içinden geçen bir yol var. More Sentences |
||||
General | wood n. | kereste | ||
Tom cleared away the mossy, rotten wood. Tom yosunlu, çürümüş keresteleri temizledi. More Sentences |
||||
General | wood n. | tahta | ||
2015 is the year of the wood goat. 2015 tahta keçi yılıdır. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | wood n. | tahta | ||
He carved a Buddha statue from wood. Tahtadan bir Buda heykeli oymuş. More Sentences |
||||
Woodworking | ||||
Woodworking | wood n. | ağaç | ||
Paper is made from wood. Kağıt ağaçtan yapılır. More Sentences |
||||
Woodworking | wood n. | kereste | ||
He is buying some wood so that he can make a bookcase. O, bir kitaplık yapabilmesi için biraz kereste satın alıyor. More Sentences |
||||
Chemistry | ||||
Chemistry | wood n. | odun | ||
To see the wood, which is safety at sea, not the tree, which is the Prestige. Prestij olan ağacı değil, denizde güvenlik olan odunu görmek için. More Sentences |
||||
General | ||||
General | wood n. | koru | ||
General | wood n. | ağaçlık | ||
General | wood n. | ahşap fıçılar | ||
General | wood n. | ahşap variller | ||
General | wood n. | bir soyadı | ||
General | wood n. | bir kimsenin karakterinin özü | ||
General | wood v. | ağaçlandırmak | ||
General | wood v. | odun toplamak | ||
General | wood v. | odun tedarik etmek | ||
General | wood v. | odun temin etmek | ||
General | wood v. | çim topu oyununda küçük topu iki yüzü olan daha büyük toplarla çevrelemek | ||
General | wood adj. | ahşaptan yapılmış | ||
General | wood adj. | ahşap içeren | ||
General | wood adj. | akli dengesi bozuk (kimse) | ||
General | wood adj. | ahşap olarak kullanılan | ||
General | wood adj. | ahşapla yapılan | ||
Technical | ||||
Technical | wood n. | takoz | ||
Woodworking | ||||
Woodworking | wood adj. | odun kesmek, depolamak veya odunla çalışmak için kullanılan | ||
Woodworking | wood adj. | odun kesmeye, depolamaya veya odunla çalışmaya uygun | ||
Dyeing | ||||
Dyeing | wood n. | badem rengi | ||
Botanic | ||||
Botanic | wood n. | ağaç gövdesinin ve dallarının orta kısmını oluşturan madde | ||
Forestry | ||||
Forestry | wood v. | ağaçlandırmak | ||
Forestry | wood v. | ormanlaştırmak | ||
Forestry | wood adj. | ormanda ikamet eden | ||
Forestry | wood adj. | ormanla ilgili | ||
Forestry | wood adj. | ormanda bulunan | ||
Geography | ||||
Geography | wood n. | wisconsin eyaletinde yerleşim yeri | ||
Geography | wood n. | güney dakota eyaletinde yerleşim yeri | ||
Sport | ||||
Sport | wood n. | uzun vuruşlar için kullanılan yuvarlak uçlu bir golf sopası türü | ||
Sport | wood n. | çim topu oyununda kullanılan iki yüzü olan ahşap top | ||
Sport | wood n. | diğer sopalara göre daha uzun gövdesi ve yuvarlak ucu olan bir tür golf sopası | ||
Tennis | ||||
Tennis | wood n. | tenis raketinin çerçevesi | ||
Chess | ||||
Chess | wood n. | satranç taşları | ||
Music | ||||
Music | wood n. | tahta soluklu çalgılar (obua, klarnet vb) | ||
Archaic | ||||
Archaic | wood adj. | deli | ||
Archaic | wood adj. | çılgın | ||
Archaic | wood adj. | manyak | ||
Archaic | wood adj. | kızgın | ||
Archaic | wood adj. | öfkeli | ||
Archaic | wood adj. | şiddetli | ||
Slang | ||||
Slang | wood n. | beyaz mahkum | ||
Slang | wood n. | ereksiyon | ||
British Slang | ||||
British Slang | wood n. | erekte olmuş/kabarmış/kalkık penis |