wage - Turc Anglais Dictionnaire

wage

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "wage" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 26 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
wage n. maaş
A pupil's wage has been introduced for 11 million children from the poorest families.
En yoksul ailelerden gelen 11 milyon çocuk için öğrenci maaşı uygulaması başlatılmıştır.

More Sentences
wage n. ücret
He is paid a weekly wage of 700 pounds.
Kendisine haftalık 700 pound ücret ödenmektedir.

More Sentences
General
wage n. ücret
He is paid a weekly wage of 700 pounds.
Kendisine haftalık 700 pound ücret ödenmektedir.

More Sentences
wage v. açmak
If Israel wages a war on Lebanon, they will face a situation they would have never expected.
İsrailliler eğer Lübnan'a bir savaş açarlarsa hiç beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kalacaklar.

More Sentences
wage v. yürütmek
The company is waging a legal battle against its competitor.
Şirket, rakibine karşı yasal bir mücadele yürütüyor.

More Sentences
Trade/Economic
wage n. maaş
A pupil's wage has been introduced for 11 million children from the poorest families.
En yoksul ailelerden gelen 11 milyon çocuk için öğrenci maaşı uygulaması başlatılmıştır.

More Sentences
wage n. ücret
He is paid a weekly wage of 700 pounds.
Kendisine haftalık 700 pound ücret ödenmektedir.

More Sentences
General
wage n. münakaşa
wage n. (haftalık/aylık) maaş
wage n. yevmiye
wage n. aylık
wage v. devam ettirmek
wage v. sürdürmek
wage v. (savaş) açmak
wage v. başlatmak
wage v. (savaş vb) açmak
wage v. yoluna baş koymak
wage v. kendini (bir şeye) adamak
Trade/Economic
wage n. çalışma ücreti
wage n. çalışması karşılığında işçiye ödenen para
wage n. işçilik
wage n. işçi ücretleri
wage n. ulusal gelirden işçilerin aldıkları toplam pay
wage n. yevmiye
wage v. işe almak
wage v. (ücret vererek) tutmak

Sens de "wage" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 421 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
minimum wage n. asgari ücret
It's hard to be a land baron on minimum wage.
Asgari ücretle toprak ağası olmak zordur.

More Sentences
General
wage cost n. ücret maliyeti
They could not tolerate a further increase in ancillary wage costs.
Yardımcı ücret maliyetlerinde daha fazla artışa tahammül edemezlerdi.

More Sentences
wage earner n. ücretli
Wage earners, obviously viewed as the force of inertia, will be most appreciative.
Belli ki ataletin gücü olarak görülen ücretliler, bu durumdan büyük memnuniyet duyacaklardır.

More Sentences
wage agreement n. ücret anlaşması
This also includes adherence to the wage agreements in force where the principal is located.
Bu aynı zamanda işverenin bulunduğu yerde yürürlükte olan ücret anlaşmalarına uyulmasını da içerir.

More Sentences
wage rise n. ücret artışı
This is extraordinary and wage rises had nothing whatsoever to do with it.
Bu olağanüstü bir durum ve ücret artışlarının bununla hiçbir ilgisi yok.

More Sentences
higher wage n. daha yüksek ücret
The policemen demanded higher wages.
Polisler daha yüksek ücretler talep ettiler.

More Sentences
higher wage n. daha yüksek maaş
The policemen demanded higher wages.
Polisler daha yüksek maaş talep etti.

More Sentences
wage war v. savaşmak
Holding talks is the way to achieve peace, not waging war.
Barışa ulaşmanın yolu savaşmak değil, görüşmeler yapmaktır.

More Sentences
wage war against v. savaş açmak
The Burmese generals continue to wage war against their own population.
Burmalı generaller kendi halklarına karşı savaş açmaya devam ediyor.

More Sentences
wage war on v. savaş açmak
Those who claimed to forbid any value judgments on civilisations are suddenly waging war on Islam.
Medeniyetler hakkında her türlü değer yargısını yasakladığını iddia edenler aniden İslam'a savaş açıyor.

More Sentences
Trade/Economic
minimum wage n. asgari ücret
It's hard to be a land baron on minimum wage.
Asgari ücretle toprak ağası olmak zordur.

More Sentences
minimum wage n. asgari ücret
It's hard to be a land baron on minimum wage.
Asgari ücretle toprak ağası olmak zordur.

More Sentences
average wage n. ortalama ücret
What's the average wage per hour in Germany?
Almanya'da saat başına ortalama ücret nedir?

More Sentences
wage rise n. ücret artışı
This is extraordinary and wage rises had nothing whatsoever to do with it.
Bu olağanüstü bir durum ve ücret artışlarının bununla hiçbir ilgisi yok.

More Sentences
wage agreement n. ücret anlaşması
This also includes adherence to the wage agreements in force where the principal is located.
Bu aynı zamanda işverenin bulunduğu yerde yürürlükte olan ücret anlaşmalarına uyulmasını da içerir.

More Sentences
wage differential n. ücret farklılığı
Unemployment has risen and wage differentials have increased.
İşsizlik arttı ve ücret farklılıkları arttı.

More Sentences
wage discrimination n. ücret ayrımcılığı
In reality, we have sound legal bases on which to act against wage discrimination.
Gerçekte, ücret ayrımcılığına karşı harekete geçmek için sağlam yasal dayanaklarımız var.

More Sentences
wage earner n. ücretli
Wage earners, obviously viewed as the force of inertia, will be most appreciative.
Belli ki ataletin gücü olarak görülen ücretliler, bu durumdan büyük memnuniyet duyacaklardır.

More Sentences
Law
wage earner n. ücretli
Wage earners, obviously viewed as the force of inertia, will be most appreciative.
Belli ki ataletin gücü olarak görülen ücretliler, bu durumdan büyük memnuniyet duyacaklardır.

More Sentences
Common Usage
wage increase n. zam
subsistence wage n. geçimlik ücret
General
wage floor n. asgari ücret
time wage n. saat ücreti
wage scale n. ücret tarifesi
wage schedule n. ücret takvimi
wage earner n. aylakçı
wage gap n. maaş uçurumu
wage claim n. ücret artış talebi
wage level n. ücret düzeyi
wage advance n. ücret avansı
wage differentials n. ücret farklılaşması
wage earner n. gündelikçi
wage systems n. ücret sistemleri
wage in kind n. ayni ücret
hourly wage n. saat ücreti
wage flexibility n. ücret esnekliği
wage war n. savaş
daily wage n. gündelik ücret
wage freeze n. ücretlerin dondurulması
labour wage n. işçi ücreti
wage earner n. iş gören
wage differential n. maaş farkı
wage per hour n. saat ücreti
daily wage n. gündelik
wage labour n. ücretli emek
wage council n. ücret konseyi
wage slave n. bordro mahkumu
living wage n. geçindirebilecek maaş
wage slave n. ücretli köle
maximum wage n. maksimum ücret
day's wage n. gündelik
daily wage n. yevmiye
wage cut n. kesinti
wage increase n. maaş zammı
wage increase n. maaş artışı
bottom wage n. en düşük ücret
bottom wage n. asgari ücret
day wage n. günlük ücret
day wage n. yevmiye
day wage work n. gündelikçi işi
day wage work n. günlük ödemeli iş
day wage n. gündelik
wage-labourer n. ücretli işçi
hourly wage n. saat başına ücret
maximum wage n. azami ücret
maximum wage n. en yüksek ücret
wage labor n. ücretli işçi
basic wage n. temel ücret
decent wage n. iyi ücret
subminimum wage n. asgari ücretten düşük maaş
subminimum wage n. asgari ücret altı maaş
wage war against v. harp açmak
wage a battle v. savaşmak
wage war on v. harp açmak
wage a war v. savaşmak
wage war v. savaşı sürdürmek
wage war v. harp açmak
wage war v. savaş açmak
wage war against v. savaşmak
wage a feud v. kan davasını sürdürmek
wage a fight v. savaşmak
wage war with v. savaşmak
wage war on v. savaşmak
wage war on somebody v. savaşmak
wage a war v. savaş yapmak
wage a struggle v. mücadele ortaya koymak
wage war against v. -e karşı savaşmak
wage war on v. -e karşı savaşmak
wage war with v. -e karşı savaşmak
work minimum wage v. asgari ücretle çalışmak
make a wage claim v. zam istemek
wage [obsolete] v. bahis yapmak
wage [obsolete] v. bahse koymak
wage [obsolete] v. uğraşmak
wage [obsolete] v. çabalamak
slave to wage adj. maaşa mahkum
wage earning adj. para kazandırıcı
Phrasals
wage (something) against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı (savaş, saldırı) açmak/başlatmak
wage (something) against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı savaşmak
wage against v. karşı savaş açmak/başlatmak
wage against v. '-e saldırmak
wage against v. '-e karşı savaşmak
Colloquial
a fair wage n. iyi bir ücret
Idioms
wage war (on someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı (savaş) açmak/başlatmak
wage war (on someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı savaşmak
wage war (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) savaşmak
wage war (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) ortadan kaldırmaya çalışmak
wage war (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) yok etmeye çalışmak
wage war (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hakkından gelmeye çalışmak
wage war (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) alt etmeye çalışmak
Speaking
they make minimum wage expr. asgari ücret alıyorlar
Trade/Economic
task wage n. götürü ücret
minimum wage enforcement n. asgari ücret uygulaması
minimum wage legislation n. asgari ücret yasası
acceptance wage n. asgari kabul ücreti
starvation wage n. açlık sınırındaki maaş
minimum wage job n. asgari ücretli iş
subsistence wage n. asgari ücret
minimum wage legislation n. asgari ücret kanunu
minimum wage determination commission n. asgari ücret tespit komisyonu
wage-rate n. belirli bir işin yapılmasında ödenmesi kararlaştırılmış ücret
wage differentials n. belirli bir iş için ödenen ücretler arasında birden fazla fabrika ve müeessede görülen farklar
wage rate n. belirli bir işin yapılmasında ödenmesi kararlaştırılmış ücret
wage table n. barem
wage scale n. barem
wage-bracket n. barem derecesi
wage bracket n. barem derecesi
wage curve n. bir işçinin değeriyle kendisine ödenen ücretler arasındaki ilişkileri düzenleyen bir sistem
unit wage index n. birim ücret endeksi
reservation wage n. bir kimsenin çalışmayı tercih etmeyeceği en yüksek ve iş piyasasına girmeyi tercih edeceği en düşük ücret
regional wage difference n. bölgesel ücret farkı
wage-survey n. bir şirket veya sanayide yapılan hizmetlere karşılık verilen ücret veya tazminat cetvellerinin periyodik olarak gözden geçirilmesi
acceptance wage n. bir kimsenin belli bir işi kabul etmesi için ona önerilmesi gereken en düşük ücret
regional wage differences n. bölgesel ücret farkları
wage slave n. bordro mahkumu
gross wage n. brüt ücret
regional wage differential n. bölgesel ücret farklılıkları
unit wage n. birim ücret
regional minimum wage n. bölgesel asgari ücret
gross minimum wage n. brüt asgari ücret
regional wage difference n. bölgesel maaş farkı
regional wage differential n. bölgesel ücret farkı
current wage n. cari ücret
wage dividend n. çalışanlara hisse senedi olmaksızın dağıtılan temüttü
going wage n. cari ücret
starvation wage n. cüzi ücret
farm wage n. çiftlik işçisi ücreti
prevailing wage n. cari ücret
sliding wage scale n. değişir ücret tarifesi
equilibrium wage rate n. denge ücret düzeyi
low wage country n. düşük ücretli ülke
low-wage country n. düşük ücretli ülke
direct labor wage differences n. direkt işçilik ücret farkları
equilibrium wage differential n. eşitleyici ücret farkı
fundamental wage n. esas ücret
underpaid wage n. eksik ödenen maaş
minimum wage n. en düşük ücret
wage drift n. ek ödemeler
starvation wage n. geçindirmeyen ücret
wage-earning employment n. gelir getiren iş
efficiency wage models n. etkin ücret modelleri
prevailing-wage rule n. geçerli ücret kuralı
overtime wage n. fazla mesai ücreti
living wage n. geçindirebilecek maaş
efficient wage theory n. etkin ücret teorisi
efficiency wage theory n. etkin ücret kuramı
wage gap n. gelir eşitsizliği
sliding wage scale n. fiyat endeksine veya başka bir endekse bağlanmış ücret
living wage n. geçimi sağlayacak maaş
starvation wage n. geçindirmeyen maaş
efficiency wage theory n. etkin ücret teorisi
actual wage n. fiilen ödenen ücret
living wage n. geçinmeye yetecek ücret
wage gap n. gelir farklılığı
wage worker n. gündelikçi işçi
lump sum wage n. götürü ücret
daily wage n. gündelik ücret
real wage n. gerçek ücret
daily wage n. günlük yevmiye
day's wage n. gündelik
permissive wage-adjustment clause n. genel geçim koşullarına paralel olarak ücretin ayarlanması hükmü
downward wage rigidities n. hiyerarşide aşağıya doğru gidildikçe (işçilerin) ücret esnekliğinin azalması
wage and salary control n. hükümet veya diğer yönetimler tarafından ücret ve maaşların kontrol edilmesi
week-end wage n. hafta tatili ücreti
wage assignment n. işçinin kendi arzusuyla kazanmış olduğu ücretlerden bir bölümünü yazılı bir anlaşmaya dayanarak sendika aidatı
nominal wage n. itibari ücret
wage earners n. işçiler
severance wage n. işine son verilen işçiye yapılan toplu ödeme
severance wage n. işinden çıkartılan işçiye ödenen toplu para
(wage) garnishment deduction n. icra kesintisi
wage elasticity of labor supply n. işgücü arzının ücret esnekliği
dismissal wage n. işten çıkarılma ücreti
two-tier wage structure n. iki bağlı ücret yapısı
wage rate variance n. işçilik ücret sapması
wage earner n. işçi
wage rate variance n. işçilik fiyat farkı
wage earner n. işgören
dismissal wage n. işten çıkarma tazminatı
compensating wage differential n. karşılayıcı ücret farkı
seniority wage system n. kıdem bazlı maaş sistemi
wage-fund theory n. kuramı
unreal wage n. kurumcu ücreti
reservation wage n. koruma ücreti
commission fee/wage n. komisyon bedeli
wage packet n. maaş zarfı
rise of wage n. maaş zammı
wage payment n. maaş ödemesi
wage hike n. maaş zammı
wage increase n. maaş artışı
wage offer n. maaş/ücret teklifi
wage increase and compensations n. maaş zamları ve tazminatlar
wage and salary n. maaş ve ücret
rise of wage n. maaşlara yapılan zam
wage rise n. maaş zammı
wage garnishment n. maaşa haciz konulması
wage increase n. maaş zammı
wage deduction n. maaş kesintisi
wage hike n. maaş artışı
minimum wage n. minimum ücret
money wage n. nakdi ücret
incentive wage system n. normalin üzerinde çalışan işçiye yapılan primli ödeme sistemi
nominal wage n. nominal ücret
nominal wage rigidity n. nominal ücretlerin esneksizliği
money wage n. nominal ücret
optimal wage rate-job safety combination n. optimal ücret-iş güvenliği bileşimi
net minimum wage n. net asgari ücret
wage arbitration n. ödenen ücretler hakkında çıkan anlaşmazlıkların bir arabulucu veya tarafsız bir grup aracılığıyla çözülmesi
automatic wage progression n. otomatik ücret artışı
automatic wage adjustment n. otomatik ücret ayarlaması
incentive wage system n. özendirici ücret sistemi
wage incentive n. parasal teşvik
money wage n. para olarak verilen ücret
money wage n. parasal ücret
competitive wage n. rekabete dayalı işçi ücreti
real wage n. reel ücret
wage award n. resmi daireler tarafından özel olarak tespit edilen ücret miktarlan
hourly wage n. saat başına ücret
real wage unemployment n. reel ücret işsizliği
competitive wage n. rekabet piyasasında oluşan ücret
annual wage n. senelik ücret
annual wage guarantee n. senelik ücret garantisi
annual wage plan n. senelik ücret planı
union wage advantage n. sendika avantajı
nominal wage n. sembolik ücret
wage-dividend n. şirket karından memur ve müstahdemlere ayrılan pay
contract wage payment n. sözleşmeye göre ücret ödemesi
ceiling wage n. tavan ücret
severance wage n. tazminat
guaranteed wage plan n. teminatlı ücret sistemi
guaranteed annual wage n. teminatlı senelik ücret
maximum wage n. tavan ücret
incentive wage system n. teşvik edici ücret sistemi
top wage n. tavan ücret
fundamental wage n. temel ücret
wage assignment n. tasarruf bonoları vb için vermeyi kabul etmesi
farm wage n. tarım işçisi ücretleri
farm wage rates n. tarım işçisi ücretleri
price-wage flexibility n. ücret-fiyat esnekliği
wage packet n. ücret paketi
wage hike n. ücret zammı
wage guidepost n. ücret artış göstergesi
wage-fund theory n. ücret fonu
assignment of wage n. ücret kesintisi
wage reduction n. ücret indirimi
advance on wage n. ücrete mahsuben avans
wage earners n. ücretliler
wage narrowing n. ücret farklılığının daralması
wage book n. ücret defteri
wage structure n. ücret yapısı
the form w-2 (wage and tax statement) n. ücret ve vergi beyannamesi formu
wage-phillps curve n. ücret phillips eğrisi
wage bracket n. ücret grubu
equalizing of wage differences n. ücret farklılıklarının eşitlenmesi
wage arbitration n. ücret arabuluculuğu
wage intensive n. ücret yoğun
wage rate n. ücret haddi
wage increase n. ücret artışı
wage price freeze n. ücret-fiyat dondurma
salary (wage) system n. ücretlendirme sistemi
wage hike n. ücret artışı
wage management n. ücret yönetimi
wage type n. ücret tipi
wage price spiral n. ücret fiyat spirali
wage-price inflationary spiral n. ücret-fiyat enflasyonist helezonu
wage and salary supplements n. ücret ve maaşlara ek ödemeler
wage-push inflation n. ücret itişli enflasyon
wage elasticity coefficient n. ücret esneklik katsayısı
wage price policies n. ücret fiyat politikaları
wage costs n. ücret maliyetleri
wage-price policy n. ücret-fiyat politikası
total wage bill n. ücret ödemeleri toplamı
wage inflation n. ücret enflasyonu
wage level n. ücret düzeyi
wage freeze n. ücret ve maaşların dondurulması
rise of wage n. ücret zammı
wage bill n. ücretler toplamı
wage slip n. ücret bordrosu
wage-price spiral n. ücret-fiyat helezonu
wage rate disparity n. ücret oranı tutarsızlığı
wage-earner n. ücret alan kimse
wage and salary administration n. ücret ve maaş yönetimi
wage differences n. ücret farkları
wage-earner n. ücretli
wage dispute n. ücret anlaşmazlığı
wage standart n. ücret standardı
wage incentive system n. ücrete ilişkin özendirici sistem
wage indexation n. ücretlerin fiyatlara indekslenmesi
wage dividend n. ücret primi
wage systems n. ücret sistemleri
wage payroll n. ücret bordrosu
wage rate n. ücret oranı
wage bill n. ücret faturası
wage increase n. ücret zammı
wage stickiness n. ücret yapışkanlığı
wage negotiation n. ücret müzakeresi
wage-price spiral n. ücret fiyat sarmalı
wage subsidy n. ücret sübvansiyonu
wage repression n. ücretlerin baskılanması
wage differential n. ücret farklılaştırılması
wage rigidity n. ücret hareketsizliği
wage earners income tax n. ücretliler gelir vergisi
wage concession n. ücretlerde artış
wage earners n. ücret geliriyle geçinenler
wage advance n. ücret avansı
wage tax n. ücret vergisi
wage fund n. ücret fonu
wage rent ratio n. ücret rant oranı
wage differentials n. ücret farklılıkları
wage incentives n. ücret teşvikleri
wage concession n. ücret artırımı
wage-dividend n. ücretli ve maaşlılara verilen kar hissesi
wage dividend n. ücretlilere verilen temettü payı
college wage premium n. üniversitelinin ücret primi
wage and salary control n. ücret ve maaşların tespiti
wage moderation n. ücret ılımlılaştırılması
wage and price controls n. ücret ve fiyat kontrolleri
wage-price guidelines n. ücret-fiyat göstergeleri
wage imitation n. ücret benzeşimi
wage cost saving n. ücret giderlerinden tasarruf
rise of wage n. ücretlere yapılan zam
wage scale n. ücret cetveli
wage and salary control n. ücret ve maaş kontrolü
wage packet n. ücret zarfı
wage claim n. ücret artış talebi
wage goods n. ücret malları
wage moderation n. ücret moderasyonu
differential wage n. ücret farklılıkları
wage bill n. ücret gideri
wage settlement n. ücret uzlaşması
wage discrimination n. ücret ayırımcılığı
stability of wage and price levels n. ücret ve fiyat düzeyinin istikrarı
wage-fringe optimum n. ücret-yan avantajlar optimumu
wage-leadership n. ücret liderliği
wage payment system n. ücret ödeme sistemi
wage worker n. yemviyeli işçi
wage reopener n. yeniden ücret görüşmesi başlatılması
annual wage guarantee n. yıllık ücret garantisi
prevailing wage n. yürürlükte olan ücret
annual wage n. yıllık ücret
time wage n. zaman süresi ücretleri
prevailing wage n. yürürlükteki ücret
annual wage plan n. yıllık ücret planı
high-wage country n. yüksek ücretli ülke
local wage rate n. yerel ücret baremi
award wage n. asgari maaş
award wage n. asgari ücret
wage incentive n. ücret teşviki
wage worker n. ücretli işçi
wage schedule n. ücret tarifesi
wage schedule n. maaş tarifesi
wage cap n. tavan ücret
wage cap n. ücret tavanı
wage [obsolete] n. rehin
wage [obsolete] n. ipotek
cash wage support n. nakdi ücret desteği
minimum wage n. geçinmeye yetecek ücret
bare wage n. çıplak ücret
wage supplement n. maaş eki
same wage increase n. seyyanen zam
wage distribution n. maaş dağılımı
day's wage v. bahis tutmak
make a wage-claim v. ücret artışı talep etmek
wage [obsolete] v. rehin vermek
wage [obsolete] v. bahse tutuşmak
wage-earning adj. maaşlı
wage-earning adj. ücretli (çalışan)
wage arbitration expr. bir müessese ile sendika arasında
gaw (guaranteed annual wage) abrev. teminatlı senelik ücret
Law
minimum wage law n. asgari ücret yasası
subsistence wage n. asgari ücret
minimum wage law n. asgari ücret kanunu
deduction from wage n. ücret tevkifi
wage claims n. ücret talepleri
wage battle v. düelloya davet etmek
wage one's law v. adaletini kendi sağlamak
garnishee the debtor's wage v. borçlunun maaşına el koymak
Politics
community wage survey program n. mahalli ücret araştırması programı
Institutes
minimum wage determination commission n. asgari ücret tespit komisyonu
Industry
wage claim n. sendika temsilcilerinin işçiler için yönetime yaptığı ücret artış talebi
wage concession n. ücret artırımı için yapılan anlaşma
wage determination n. ücret oranlarını belirleme
wage determination n. ücret tespiti
wage worker n. (aylık maaş yerine) ücret karşılığında çalışan kimse
wage worker n. yevmiyeli işçi
wage rates n. işçiye birim süre başına ödenen taban ücret
wage rates n. (parça başı işte) işçiye ürün başına ödenen taban ücret
wage scale n. işverenin belirlediği ücret tarifesi
wage setter n. ücret oranlarını belirleyen faktör
wage-earning adj. saatlik ücretle çalışan
wage-earning adj. ücret karşılığında çalışan (beden veya sanayi işçileri)
Insurance
gross minimum wage n. brüt asgari ücret
Medical
wage-price structure n. gelir fiyat yapısı
wage-price structure n. ücret fiyat yapısı
Psychology
wage gap n. ücret uçurumu
Environment
wage workers and employers n. ücretli çalışanlar ve işverenler
Military
area wage and classification office n. bölge ücret ve sınıflandırma bürosu
local wage rate nato civilian employee n. nato uluslararası sivil görev mevkiine veya nato statüsüne sahip olmayan bir sivil çalışan
wage war v. savaş halinde olmak
Modern Slang
act your wage expr. gelirin kadar harca
act your wage expr. gelirine göre harca
act your wage expr. ayağını yorganına göre uzat