| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | thicken v. | kalınlaşmak | ||
|
They thicken, break down, and bleed each month. Her ay kalınlaşır, parçalanır ve kanarlar. More Sentences |
||||
| General | thicken v. | koyulaştırmak | ||
|
Tom added wheat to thicken the soup. Tom çorbayı koyulaştırmak için buğday ekledi. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | thicken v. | koyulaştırmak | ||
|
Tom added wheat to thicken the soup. Tom çorbayı koyulaştırmak için buğday ekledi. More Sentences |
||||
| Common Usage | ||||
| Common Usage | thicken v. | kalınlaştırmak | ||
| General | ||||
| General | thicken n. | kıvama gelmek | ||
| General | thicken v. | çoğalmak | ||
| General | thicken v. | koyulaşmak | ||
| General | thicken v. | sıklaşmak | ||
| General | thicken v. | yoğunlaşmak | ||
| General | thicken v. | koyulmak | ||
| General | thicken v. | sıklaştırmak | ||
| General | thicken v. | bulandırmak | ||
| General | thicken v. | yoğunlaştırmak | ||
| General | thicken v. | karışmak | ||
| General | thicken v. | kıvamlaştırmak | ||
| General | thicken v. | gürleştirmek | ||
| General | thicken v. | güçlenmek | ||
| General | thicken v. | şiddetlenmek | ||
| General | thicken v. | genişlemek | ||
| General | thicken v. | büyümek | ||
| General | thicken v. | anlaşılması zor hale gelmek | ||
| General | thicken v. | karanlıklaşmak | ||
| General | thicken v. | muğlaklaşmak | ||
| General | thicken v. | güçlendirmek | ||
| General | thicken v. | şiddetlendirmek | ||
| General | thicken v. | genişletmek | ||
| General | thicken v. | büyütmek | ||
| General | thicken v. | karanlıklaştırmak | ||
| General | thicken v. | muğlaklaştırmak | ||
| General | thicken v. | karmaşıklaşmak | ||
| General | thicken v. | anlaşılmaz hale getirmek | ||
| General | thicken v. | kalınlığını eşit hale getirmek | ||
| General | thicken v. | düzgün kalınlıkta maddeyle döşemek | ||
| General | thicken v. | koyultmak | ||
| Technical | ||||
| Technical | thicken v. | kıvamlaştırmak | ||
| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | thicken something up v. | genişletmek | ||
| Phrasals | thicken something up v. | kalınlaştırmak | ||
| Phrasals | thicken something up v. | koyulaştırmak | ||
| Phrasals | thicken something up v. | yoğunlaştırmak | ||
| Phrasals | thicken up v. | genişlemek | ||
| Phrasals | thicken up v. | kalınlaşmak | ||
| Phrasals | thicken up v. | koyulaşmak | ||
| Phrasals | thicken up v. | yoğunlaşmak | ||
| Phrasals | thicken up v. | genişletmek | ||
| Phrasals | thicken up v. | kalınlaştırmak | ||
| Phrasals | thicken up v. | koyulaştırmak | ||
| Phrasals | thicken up v. | yoğunlaştırmak | ||
