telafi etmek

Sens de "telafi etmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 55 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	telafi etmek	compensate v.
Hence it is necessary to find a solution to compensate beekeepers who are suffering major losses of bees. Bu nedenle, büyük arı kayıplarına uğrayan arıcıların zararlarını telafi edecek bir çözüm bulunması gerekmektedir. More Sentences
General
2	General	telafi etmek	make up for v.
Strenuous efforts have now been made to make up for lost time. Kaybedilen zamanın telafi edilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. More Sentences
3	General	telafi etmek	recover v.
It took Tony 2 weeks to recover losses from the burglary. Tony'nin hırsızlıktan kaynaklanan kayıplarını telafi etmesi iki hafta sürdü. More Sentences
4	General	telafi etmek	offset v.
These projects have the potential to offset carbon emissions. Bu projeler karbon emisyonlarını telafi etme potansiyeline sahip. More Sentences
5	General	telafi etmek	make amends v.
But where it does occur, those responsible should make amends. Ancak bunun gerçekleştiği yerlerde, sorumlular bunu telafi etmelidir. More Sentences
6	General	telafi etmek	recoup v.
All these are constraints that increase our production costs without the markets being able to recoup them. Tüm bunlar, piyasalar telafi edemeden üretim maliyetlerimizi artıran kısıtlamalardır. More Sentences
7	General	telafi etmek	make good v.
Therefore, we must call upon the Algerian authorities to make good their past mistakes. Bu nedenle Cezayir makamlarını geçmişteki hatalarını telafi etmeye çağırmalıyız. More Sentences
8	General	telafi etmek	compensate v.
The aims of the proposal are to help compensate the damages, by a contribution of the Community. Teklifin amacı, Topluluğun katkısıyla zararların telafi edilmesine yardımcı olmaktır. More Sentences
9	General	telafi etmek	expiate v.
He sought to expiate his wrongdoing by accepting his punishment. Cezasını kabul ederek kabahatini telafi etmeye çalıştı. More Sentences
10	General	telafi etmek	offset v.
The 'Everything but arms' initiative, therefore, to some extent offset the slump observed in 2001 and 2002. Dolayısıyla "Silahlar Dışında Her Şey" girişimi, 2001 ve 2002'de gözlemlenen düşüşü bir ölçüde telafi etti. More Sentences
Phrasals
11	Phrasals	telafi etmek	compensate for v.
Nonetheless, ionisation must not, of course, be used to compensate for negligence with regard to hygiene. Bununla birlikte iyonizasyon elbette hijyen konusundaki ihmali telafi etmek için kullanılmamalıdır. More Sentences
Idioms
12	Idioms	telafi etmek	make good v.
The European Commission must make good these omissions as soon as possible. Avrupa Komisyonu bu eksiklikleri mümkün olan en kısa sürede telafi etmelidir. More Sentences
Trade/Economic
13	Trade/Economic	telafi etmek	offset v.
The burden of receiving refugees simply cannot be offset by financial contributions. Mültecileri kabul etmenin getirdiği yük, mali katkılarla telafi edilemez. More Sentences
14	Trade/Economic	telafi etmek	compensate v.
That should amply compensate them for forgoing their contact with the postman. Bu, postacı ile temaslarından vazgeçmelerini fazlasıyla telafi etmelidir. More Sentences
Technical
15	Technical	telafi etmek	compensate v.
I will compensate you for your loss. Kaybını telafi edeceğim. More Sentences
Common Usage
16	Common Usage	telafi etmek	atone v.
General
17	General	telafi etmek	right v.
18	General	telafi etmek	make something good v.
19	General	telafi etmek	make up for something v.
20	General	telafi etmek	redress v.
21	General	telafi etmek	make compensations for v.
22	General	telafi etmek	repay v.
23	General	telafi etmek	undo v.
24	General	telafi etmek	retrieve v.
25	General	telafi etmek	repair v.
26	General	telafi etmek	redeem v.
27	General	telafi etmek	make compensation v.
28	General	telafi etmek	make something up to someone v.
29	General	telafi etmek	recuperate v.
30	General	telafi etmek	recompense v.
31	General	telafi etmek	reimburse v.
32	General	telafi etmek	make up for it v.
33	General	telafi etmek	atone v.
34	General	telafi etmek	atone for v.
35	General	telafi etmek	condone v.
36	General	telafi etmek	carry v.
37	General	telafi etmek	quit scores v.
38	General	telafi etmek	balance v.
39	General	telafi etmek	mend v.
40	General	telafi etmek	render v.
41	General	telafi etmek	satisfy [obsolete] v.
42	General	telafi etmek	coredeem v.
43	General	telafi etmek	foryelde v.
Phrasals
44	Phrasals	telafi etmek	fetch up v.
45	Phrasals	telafi etmek	set off v.
46	Phrasals	telafi etmek	wash away v.
Idioms
47	Idioms	telafi etmek	atone for v.
48	Idioms	telafi etmek	put straight v.
Trade/Economic
49	Trade/Economic	telafi etmek	refund v.
50	Trade/Economic	telafi etmek	reimburse v.
51	Trade/Economic	telafi etmek	make up v.
52	Trade/Economic	telafi etmek	recompense v.
53	Trade/Economic	telafi etmek	overcompensate v.
Technical
54	Technical	telafi etmek	recuperate v.
Archaic
55	Archaic	telafi etmek	compense v.

Sens de "telafi etmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 58 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	kaybolan vakti telafi etmek	recover lost time v.
2	General	yapılan zararı telafi etmek	undo the harm that has been done v.
3	General	kaybedilen zamanı telafi etmek	make up for lost time v.
4	General	fazlasıyla telafi etmek (zayıf bir tarafını)	overcompensate for v.
5	General	bir şeyin zararını telafi etmek	make amends to someone for something v.
6	General	bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek	compensate for one thing with another v.
7	General	bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek	compensate for one thing by another v.
8	General	zararını telafi etmek	recoup one's losses v.
9	General	hatayı telafi etmek	make up for a mistake v.
10	General	kaybedilen zamanı telafi etmek	to recover lost time v.
11	General	hatayı telafi etmek	repair a mistake v.
12	General	yeniden telafi etmek	reanswer v.
13	General	zararı telafi etmek	bear a loss v.
14	General	yanlışı telafi etmek	answer v.
15	General	(geçmişi) telafi etmek için yaşamak	unlive v.
16	General	(eksik bir şeyi) telafi etmek	upmake [obsolete] v.
17	General	uygunsuz şekilde telafi etmek	misatone v.
18	General	fazlasıyla telafi etmek	overbalance v.
19	General	yenilgiyi telafi etmek	overturn v.
20	General	bir şeyi telafi etmek	commute v.
Phrasals
21	Phrasals	yanlışlığı gelişigüzel şekilde telafi etmek	shuffle up v.
22	Phrasals	(bir şeyi başka bir şeyle) telafi etmek	balance (something) with (something else) v.
23	Phrasals	bir şeyi birinden/bir şeyden telafi etmek	recoup something from someone or something v.
24	Phrasals	aradaki farkı telafi etmek	fetch up v.
25	Phrasals	(bir şeyi biri/bir şey) için telafi etmek	get (something) for (someone or something) v.
26	Phrasals	(bir şeyi bir şey) için telafi etmek	get (something) for (someone or something) v.
27	Phrasals	başka bir şekilde telafi etmek	take out v.
28	Phrasals	(bir şeyi) telafi etmek	atone for (something) v.
29	Phrasals	(bir şeyi) telafi etmek	catch up on (something) v.
30	Phrasals	(bir şeyi) telafi etmek	compensate for (something) v.
31	Phrasals	(bir şeyin masrafını) telafi etmek	set (something) off v.
Colloquial
32	Colloquial	gecikmeyi telafi etmek	make time v.
33	Colloquial	gecikmeyi telafi etmek	make up leeway v.
34	Colloquial	gecikmeyi telafi etmek	make up the leeway v.
35	Colloquial	kaybedilen zamanı telafi etmek	make up leeway v.
36	Colloquial	kaybedilen zamanı telafi etmek	make up the leeway v.
37	Colloquial	(birine karşı) suçunu telafi etmek	get right with (someone) v.
38	Colloquial	(birine karşı) yaptığı yanlış bir şeyi telafi etmek	get right with (someone) v.
Idioms
39	Idioms	hatayı telafi etmek	square accounts v.
40	Idioms	kaybedilen zamanı telafi etmek için sıkı çalışmak	make up for lost time v.
41	Idioms	kayıpları telafi etmek	make up/recover lost ground v.
42	Idioms	(birine yaptığı) (hatasını vb) telafi etmek	make it up to somebody v.
43	Idioms	masrafını telafi etmek	get your bait back v.
44	Idioms	(bir şeyi) telafi etmek	make good (something) v.
45	Idioms	bir şeyi telafi etmek	make good something v.
46	Idioms	(biri) için telafi etmek	make it up to (one) v.
47	Idioms	gecikmeyi telafi etmek	make up the time v.
48	Idioms	kaybedilen zamanı telafi etmek	make up the time v.
49	Idioms	aksaklığı/gerilemeyi telafi etmek	make up the time v.
50	Idioms	yapılan bir yanlışı telafi etmek	right a wrong v.
51	Idioms	haksız bir durumu düzeltmek/telafi etmek	right a wrong v.
Trade/Economic
52	Trade/Economic	devamsızlıklar nedeniyle yitirilen zamanı telafi etmek maksadıyla normal çalışma programı dışında yapılan iş	make up work n.
53	Trade/Economic	zararı telafi etmek	recoup v.
54	Trade/Economic	(önceden yapılmış karşılıksız satış için) mal alarak teslimatı telafi etmek	cover v.
Psychology
55	Psychology	iyi özelliklerini parlatarak eksikliklerini veya aşağılık hissini telafi etmek	compensate v.
Hunting
56	Hunting	mesafe yüzünden mermi düşüşünü telafi etmek için tüfek dürbününün hedeflenenden daha yükseğe hedeflendiği mesafe	holdover n.
57	Hunting	mesafe yüzünden mermi düşüşünü telafi etmek için tüfek dürbününün hedeflenenden daha yükseğe hedeflendiği mesafe	holdover n.
Photography
58	Photography	eksik pozlamayı telafi etmek veya kontrastı artırmak için (fotoğraf filmini) açındırmak	push v.