|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
sahne arkası |
backstage n.
|
|
Tom went backstage to see if he could meet some of the band members.
Tom, grup üyelerinden bazılarıyla tanışıp tanışamayacağını görmek için sahne arkasına gitti.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
sahne sanatları |
performing arts n.
|
|
It is also important, however, that the performing arts develop a satisfactory business dimension.
Bununla birlikte sahne sanatlarının tatmin edici bir iş boyutu geliştirmesi de önemlidir.
More Sentences
|
3 |
General |
sahne ışığı |
spotlight n.
|
|
The spotlight is on.
Sahne ışıkları üzerinde.
More Sentences
|
4 |
General |
sahne korkusu |
stage fright n.
|
|
Anne was the victim of an overwhelming attack of stage fright.
Anne büyük bir sahne korkusu krizinin kurbanıydı.
More Sentences
|
5 |
General |
sahne kapısı |
stage door n.
|
|
The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.
Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından karanlık Londra sokağına doğru gözden kayboldu.
More Sentences
|
6 |
General |
sahne adı |
stage name n.
|
|
Sami is Farid's stage name.
Sami, Farid'in sahne adı.
More Sentences
|
7 |
General |
sahne ekipmanı |
stage equipment n.
|
|
You mention in particular the question of free movement of stage equipment.
Özellikle sahne ekipmanlarının serbest dolaşımı konusuna değiniyorsunuz.
More Sentences
|
8 |
General |
sahne arkasında |
backstage adv.
|
|
I met Tom backstage.
Tom'la sahne arkasında tanıştım.
More Sentences
|
9 |
General |
sahne arkasına |
upstage adv.
|
|
The actress moved upstage to create distance from the other characters.
Aktris, diğer karakterlerle arasında mesafe koymak için sahne arkasına geçti.
More Sentences
|
Computer |
|
10 |
Computer |
sahne ışıkları |
spotlights n.
|
|
We'll install spotlights.
Sahne ışıkları kuracağız.
More Sentences
|
Art |
|
11 |
Art |
sahne sanatları |
performing arts n.
|
|
When I began meeting performing arts professionals, what I heard first of all was their demand for freedom.
Sahne sanatları profesyonelleriyle görüşmeye başladığımda ilk duyduğum şey onların özgürlük talepleriydi.
More Sentences
|
Theatre |
|
12 |
Theatre |
sahne sanatları |
performing arts n.
|
|
When I began meeting performing arts professionals, what I heard first of all was their demand for freedom.
Sahne sanatları profesyonelleriyle görüşmeye başladığımda ilk duyduğum şey özgürlük talepleri oldu.
More Sentences
|
13 |
Theatre |
sahne kapıcısı |
doorkeeper n.
|
|
Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
Yaşlı sahne kapıcısı Tom Skeleton, hırpalanmış koltuğunda oturmuş, oyuncuların soyunma odalarından taş merdivenlerden çıkışını dinliyordu.
More Sentences
|
General |
|
14 |
General |
sahne arkası |
offstage n.
|
|
15 |
General |
acıklı sahne |
dramatic scene n.
|
|
16 |
General |
sahne dekoru |
scenery n.
|
|
17 |
General |
sahne aydınlatma |
stage lighting n.
|
|
18 |
General |
sahne amiri |
stage manager n.
|
|
|
19 |
General |
sahne eşyaları |
properties n.
|
|
20 |
General |
sahne elbiseleri |
property n.
|
|
21 |
General |
sahne malzemesi |
prop n.
|
|
22 |
General |
sahne önündeki ışıklar |
footlights n.
|
|
23 |
General |
sahne arkası |
upstage n.
|
|
24 |
General |
sahne görevlisi |
stagehand n.
|
|
25 |
General |
sahne yöneticisi |
stage manager n.
|
|
26 |
General |
sahne elbiseleri |
properties n.
|
|
27 |
General |
sahne ışıkları |
footlights n.
|
|
28 |
General |
sahne sanatçısı |
artiste n.
|
|
29 |
General |
görülmeye değer sahne |
tableaux n.
|
|
30 |
General |
sahne önü |
downstage n.
|
|
31 |
General |
geçmişi gösteren sahne |
flashback n.
|
|
32 |
General |
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası |
lineup n.
|
|
33 |
General |
sahne dekoru |
scene n.
|
|
34 |
General |
sahne için yazılmış oyun |
drama n.
|
|
35 |
General |
sahne ışığı |
spot n.
|
|
36 |
General |
asal sahne |
primal scene n.
|
|
37 |
General |
ilk defa sahne alma |
debuting n.
|
|
38 |
General |
sahne (geçici açık hava sahnesi) |
stand n.
|
|
39 |
General |
sahne makyajı |
theatrical makeup n.
|
|
40 |
General |
sahne uyarlamaları |
stage adaptations n.
|
|
41 |
General |
edebiyatta sahne sanatları |
performing arts in literature n.
|
|
42 |
General |
sahne makyajı |
greasepaint n.
|
|
43 |
General |
eşya (sahne dekorunda kullanılan) |
property n.
|
|
44 |
General |
sahne ışıklaması |
stage lighting n.
|
|
45 |
General |
sahne elbisesi |
costume n.
|
|
46 |
General |
asayişi sağlama (karışıklıklara sahne olan bir yerde) |
pacification of n.
|
|
47 |
General |
sahne eşyaları |
property n.
|
|
48 |
General |
japonya'ya has müzikli ve danslı bir çeşit sahne oyunu |
kabuki n.
|
|
49 |
General |
sahne düzenlemesi |
stage arrangement n.
|
|
50 |
General |
çıplak sahne |
bare stage n.
|
|
51 |
General |
çıplak sahne |
empty stage n.
|
|
52 |
General |
sahne tasarımı |
stage design n.
|
|
53 |
General |
sahne tasarımı |
scene design n.
|
|
54 |
General |
sahne heyecanı |
stage fright n.
|
|
55 |
General |
siyasal sahne |
political scene n.
|
|
56 |
General |
sahne gösterisi |
stage performance n.
|
|
57 |
General |
döner sahne |
revolving stage n.
|
|
58 |
General |
sahne kurulumu ve dekor |
stage-setting and scenery n.
|
|
|
59 |
General |
savaş sonrası politik sahne |
post-war political scene n.
|
|
60 |
General |
sahne ve gösteri sanatları |
stage and performing arts n.
|
|
61 |
General |
sahne hastası |
stage struck n.
|
|
62 |
General |
sahne tutkunu |
stage struck n.
|
|
63 |
General |
mobil sahne |
stage truck n.
|
|
64 |
General |
sahne dekorları |
scenery n.
|
|
65 |
General |
sahne tasarımcısı |
stage designer n.
|
|
66 |
General |
boş bir sahne |
an empty stage n.
|
|
67 |
General |
sahne amiri |
floor director n.
|
|
68 |
General |
sahne müdürü/yönetmeni |
floor director n.
|
|
69 |
General |
sıradan insanlarla ilgili sahne eseri |
a kitchen-sink play n.
|
|
70 |
General |
sahne adı |
someone's stage name n.
|
|
71 |
General |
sahne ismi |
someone's stage name n.
|
|
72 |
General |
sahne ismi |
stage name n.
|
|
73 |
General |
sahne yerine müşterinin masasında yapılan erotik dans |
table dance n.
|
|
74 |
General |
sahne yerine müşterinin masasında yapılan erotik dans |
bartop dancing n.
|
|
75 |
General |
sahne kıyafeti |
stage dress n.
|
|
76 |
General |
sahne elbisesi |
stage clothes n.
|
|
77 |
General |
sahne elbisesi |
stage dress n.
|
|
78 |
General |
sahne kıyafeti |
stage clothes n.
|
|
79 |
General |
doğal sahne dekoru |
set piece n.
|
|
80 |
General |
sahne arka perdesi |
backcloth n.
|
|
81 |
General |
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası |
line-up n.
|
|
82 |
General |
düşvari sahne |
dreamscape n.
|
|
83 |
General |
seyircilerin pogo yaptıkları sahne önündeki alan |
mosh pit n.
|
|
84 |
General |
sunucu/konuşmacı/kürsü/sahne ekranı |
confidence monitor n.
|
|
85 |
General |
parlayan sahne |
shining stage n.
|
|
86 |
General |
sahne dekoru |
stage prop n.
|
|
87 |
General |
ana sahne |
main stage n.
|
|
88 |
General |
ön sahne |
front stage n.
|
|
89 |
General |
sahne dışında seyircilerin duyması için yayılan ses |
noises off n.
|
|
90 |
General |
görülmeye değer sahne |
tableau n.
|
|
91 |
General |
sahne, ekran veya televizyonun önde gelen yıldızı |
vedette n.
|
|
92 |
General |
arkası kapalı sahne |
bandshell n.
|
|
93 |
General |
yüz yüze ortamda oynanan, katılımcıların kostüm giydikleri, sahne ekipmanı kullandıkları ve rollerini sahneledikleri rol yapma oyunu |
larp n.
|
|
94 |
General |
sahne çekimi sırasında seçilen alanı karartmak için kamerada veya tab etme girişinde kullanılan anahtar deliğine benzer açıklık barındırabilen mat plak |
mat n.
|
|
95 |
General |
sahne dışı bölümleri maskelemede kullanılan şerit perde |
leg n.
|
|
96 |
General |
ciddi sahne |
legit n.
|
|
97 |
General |
özellikle klasik yunan oyunlarında görülen, sahne dışında gerçekleşmiş bir olayı iletmek üzere sahneye gelen karakter |
messenger n.
|
|
98 |
General |
sahne dekorunu, sahne eşyalarını ve oyuncuları düzenleme |
mise-en-scène n.
|
|
99 |
General |
new york kentinde yer alan bir sahne sanatları merkezi |
lincoln center n.
|
|
100 |
General |
(sirk veya karnavalda) sahne müdürü ve takdimci |
ringmaster n.
|
|
101 |
General |
sahne makyajında kullanılan erimiş donyağı veya gres |
greasepaint n.
|
|
102 |
General |
gösteri sanatçısının tek seferlik sahne performansı |
one-shot n.
|
|
103 |
General |
(tiyatro veya sinemada) sahne temini ve idaresinden sorumlu kimse |
clearer n.
|
|
104 |
General |
izleyiciyi daha sonraki bir olaya hazırlamak için oyuna kasıtlı eklenen sahne |
plant n.
|
|
105 |
General |
sahne malzemeleri |
scaffolding n.
|
|
106 |
General |
sahne ışıklarını renklendirmek için üzerine konan renkli ve şeffaf kağıt |
gelatin n.
|
|
107 |
General |
sahne ışıklarını renklendirmek için üzerine konan renkli ve şeffaf kağıt |
gelatine n.
|
|
108 |
General |
gölge oyunu etkisi yaratmak için kullanılan bir sahne aleti |
phantasmagoria n.
|
|
109 |
General |
sürekli değişen sahne |
phantasmagoria n.
|
|
110 |
General |
gölge oyunu etkisi yaratmak için kullanılan bir sahne aleti |
phantasmagory n.
|
|
111 |
General |
sahne geçişi |
phantasmagory n.
|
|
112 |
General |
sürekli değişen sahne veya manzara |
phantasmagory n.
|
|
113 |
General |
(piyes, şiir) sahne yerleşimi ve düzeni |
scenary [obsolete] n.
|
|
114 |
General |
etkileyici sahne |
set piece n.
|
|
115 |
General |
(tiyatroda) sahne asansörü |
sloat n.
|
|
116 |
General |
kaotik sahne |
bear-pit n.
|
|
117 |
General |
bir sahne dolusu |
stageful n.
|
|
118 |
General |
(tiyatro salonunda) sahne önü ile arka duvar arasındaki kısım |
stagehouse n.
|
|
119 |
General |
sahne dekorunu bozma |
strike n.
|
|
120 |
General |
sahne dekorunu toplama |
strike n.
|
|
121 |
General |
(opera eserinde) şarkı sözlerinin sahne üzerinde yer alan çevirisi |
supertitles n.
|
|
122 |
General |
sahne dekoru |
prop n.
|
|
123 |
General |
sahne olmak |
witness v.
|
|
124 |
General |
sahne almak |
take the stage v.
|
|
125 |
General |
sahne tozunu yutmak |
have considerable stage experience v.
|
|
126 |
General |
sahne için yaratılmak |
be born for stage v.
|
|
127 |
General |
sahne tozu yutmak |
have considerable stage experience v.
|
|
128 |
General |
sahne almak |
take to the stage v.
|
|
129 |
General |
bir sahne çekmek |
shoot a scene v.
|
|
130 |
General |
sahne kurmak |
set a stage v.
|
|
131 |
General |
ilk defa sahne almak |
debut v.
|
|
132 |
General |
bir sahne göz önüne getirmek |
picture a scene v.
|
|
133 |
General |
sahne için doğmuş olmak |
be born for stage v.
|
|
134 |
General |
sahne için doğmak |
be born for stage v.
|
|
135 |
General |
farklı sahne düzenine geçmek |
shift the scene v.
|
|
136 |
General |
sahne almak |
appear on stage v.
|
|
137 |
General |
dekor, kostüm, ışık ve sahne eşyası ile donatmak |
mount v.
|
|
138 |
General |
(gemi, sahne) ekipmanları çıkarmak |
derig v.
|
|
139 |
General |
(sahne dekoru) farklı renklerle süslemek |
puddle v.
|
|
140 |
General |
sahne arkasından yönlendirmek |
stage-manage v.
|
|
141 |
General |
sahne arkasından çıkarmak |
stage-manage v.
|
|
142 |
General |
sahne arkası üzerinden ayarlamak |
stage-manage v.
|
|
143 |
General |
sahne arkasındaki |
upstage adj.
|
|
144 |
General |
sahne arkasında olan |
offstage adj.
|
|
145 |
General |
broadway'de sahne alan |
broadway adj.
|
|
146 |
General |
(eskiden londra'da) tekil şarkıların eklendiği sahne oyunlarına ait veya bu tür oyunlarla ilgili |
illegitimate [obsolete] adj.
|
|
147 |
General |
(eskiden londra'da) tekil şarkıların eklendiği sahne oyunlarında oynayan veya bu tür oyunlar yapan |
illegitimate [obsolete] adj.
|
|
148 |
General |
oyun sırasında kolayca kaldırılabilen sahne aksesuarlarına ait veya ilgili |
fit-up adj.
|
|
149 |
General |
sahne ışığı ile aydınlanan |
floodlighted adj.
|
|
150 |
General |
sahne ışığı ile aydınlanan |
floodlit adj.
|
|
151 |
General |
sahne ile ilgili |
stadial adj.
|
|
152 |
General |
sahne diline özgü |
stage adj.
|
|
153 |
General |
sahne dili ile ilgili |
stage adj.
|
|
154 |
General |
sahne dilini oluşturan |
stage adj.
|
|
155 |
General |
sahne aşığı |
stagestruck adj.
|
|
156 |
General |
sahne tutkunu |
stagestruck adj.
|
|
157 |
General |
sahne aşığı |
stage-struck adj.
|
|
158 |
General |
sahne tutkunu |
stage-struck adj.
|
|
159 |
General |
sahne arkasında |
behind the scenes adv.
|
|
160 |
General |
sahne arkasında |
upstage adv.
|
|
161 |
General |
sahne arkasında |
offstage adv.
|
|
162 |
General |
sahne arkasında |
inside adv.
|
|
163 |
General |
sahne dekorunun en önündeki parçalar arasında sahne önünde gerçekleştirilen |
in one prep.
|
|
164 |
General |
(sahne alan kişiye) bir daha! |
bis interj.
|
|
Phrasals |
|
165 |
Phrasals |
sahne almak |
come on v.
|
|
166 |
Phrasals |
(romanda, filmde) geçmişe ait bir sahne vermek |
flash back v.
|
|
167 |
Phrasals |
bir hikayeye bir karakter/sahne eklemek |
write in v.
|
|
168 |
Phrasals |
bir hikayenin arasına bir sahne/karakter sokmak |
write in v.
|
|
169 |
Phrasals |
bir yerde sahne almak |
appear at some place v.
|
|
Phrases |
|
170 |
Phrases |
sahne almış |
starred in expr.
|
|
Colloquial |
|
171 |
Colloquial |
tek günlük sahne performansı |
a one-night stand n.
|
|
172 |
Colloquial |
ana sahne |
big top n.
|
|
173 |
Colloquial |
(oyunda) alkışa boğulan sahne |
show stopper n.
|
|
174 |
Colloquial |
sahne almak |
play a gig v.
|
|
Idioms |
|
175 |
Idioms |
film veya dizilerde jenerikten önceki sahne |
cold open n.
|
|
176 |
Idioms |
üzücü bir sahne |
a sorry sight n.
|
|
177 |
Idioms |
üzücü bir sahne |
a sad sight n.
|
|
178 |
Idioms |
duygu yüklü bir sahne/görüntü |
heavy scene n.
|
|
179 |
Idioms |
sıradan insanlarla ilgili sahne eseri |
kitchen-sink drama [uk] n.
|
|
180 |
Idioms |
sahne dekoru hazırlamak |
mount a play v.
|
|
181 |
Idioms |
sahne adı (…) olmak |
appear under the name (of) v.
|
|
182 |
Idioms |
sahne adı (…) olmak |
appear under the name of (some name) v.
|
|
183 |
Idioms |
adıyla sahne almak |
appear under the name of (some name) v.
|
|
184 |
Idioms |
sahne adı (bir şey) olmak |
appear under the name of (some name) v.
|
|
185 |
Idioms |
sahne ışıklarının altında olmak |
be in the spotlight v.
|
|
186 |
Idioms |
hadi başla (sahne senin) |
take it away! expr.
|
|
187 |
Idioms |
sahne ışıklarının altında |
in the spotlight expr.
|
|
Speaking |
|
188 |
Speaking |
şahit olduğum en garip sahne |
the weirdest scene I have ever witnessed expr.
|
|
Trade/Economic |
|
189 |
Trade/Economic |
sahne veya televizyon prodüksiyonunun toplam maliyeti |
nut n.
|
|
Politics |
|
190 |
Politics |
çatışmalara sahne olan yer |
trouble spot n.
|
|
191 |
Politics |
oyun ve sahne |
the play and the stage n.
|
|
Institutes |
|
192 |
Institutes |
müzik ve sahne sanatları dairesi başkanlığı |
department of music and performing arts n.
|
|
Media |
|
193 |
Media |
müzik ve sahne sanatları ödülü |
grammy n.
|
|
194 |
Media |
dış mekanda çekilen sahne |
exterior n.
|
|
195 |
Media |
ilgili bir konuya geçmek için asıl akışı bölen sahne |
cutaway n.
|
|
196 |
Media |
aşırı duygusal sahne |
dramatic event n.
|
|
197 |
Media |
(programda, gösteride) kalabalığın görüldüğü sahne |
crowd scene n.
|
|
Technical |
|
198 |
Technical |
sahne ışığı |
limelight n.
|
|
199 |
Technical |
sahne geçişi |
lap dissolve n.
|
|
200 |
Technical |
sahne askı sistemindeki uzun metal boru |
pipe batten n.
|
|
201 |
Technical |
sahne ışıklandırmasında kullanılan renk filtresi |
medium n.
|
|
202 |
Technical |
(bina, ağaç, dağ veya farklı bir nesneyi temsilen) sahne düzenlemesinde kullanılan dekor |
set piece n.
|
|
Computer |
|
203 |
Computer |
birinci sahne |
act one n.
|
|
204 |
Computer |
ikinci sahne |
act two n.
|
|
Informatics |
|
205 |
Informatics |
sahne çözümleme analizi |
scene analysis n.
|
|
206 |
Informatics |
sahne analizi |
scene analysis n.
|
|
Electric |
|
207 |
Electric |
sahne monitörü |
cueing n.
|
|
Television |
|
208 |
Television |
sahne geçişi |
lap dissolve n.
|
|
209 |
Television |
sahne projektörü |
broad n.
|
|
210 |
Television |
sahne projektörü |
broadside n.
|
|
211 |
Television |
sahne geçişi |
dissolve n.
|
|
212 |
Television |
programda sahne bitişini gösteren müzik |
curtain n.
|
|
213 |
Television |
sahne kenarlarının kırpıldığı küçültme tekniği kullanılan film kaydı |
pan and scan adj.
|
|
Architecture |
|
214 |
Architecture |
tiyatro sahnesinin altında yer alan, döşeme kapağı gibi sahne düzeneklerinin çalıştırıldığı kat |
mezzanine story [uk] n.
|
|
215 |
Architecture |
tiyatro sahnesinin altında yer alan, döşeme kapağı gibi sahne düzeneklerinin çalıştırıldığı kat |
mezzanine floor [uk] n.
|
|
216 |
Architecture |
sahne dekorunun bağlandığı halatların takozlarını tutan tırabzan |
pin rail n.
|
|
217 |
Architecture |
sahne zemininde bulunan kapı |
scruto n.
|
|
218 |
Architecture |
(kata) her yanından belirli bir yöne doğru sahne veya platformla hafif eğim vermek |
bowl v.
|
|
Construction |
|
219 |
Construction |
sahne köprüsü |
bridge n.
|
|
Lighting |
|
220 |
Lighting |
sahne ışıklandırması |
stage lighting n.
|
|
221 |
Lighting |
sahne ışığını renklendirmek için üzerine konan şeffaf ve renkli kağıt |
gel n.
|
|
Psychology |
|
222 |
Psychology |
ilk sahne |
primal scene n.
|
|
223 |
Psychology |
sahne oyunları |
histriconism n.
|
|
224 |
Psychology |
ilk kez gerçekleşen sahne ve olayları hatırlama illüzyonu |
paramnesia n.
|
|
Literature |
|
225 |
Literature |
zamanda ileriye doğru gidilen sahne |
flash-forward n.
|
|
History |
|
226 |
History |
eski romalılarda deniz savaşlarını anlatan sahne oyunu |
naumachia n.
|
|
Military |
|
227 |
Military |
seyyar sahne temsilleri |
package shows n.
|
|
Art |
|
228 |
Art |
sahne, yer, zaman gibi detayları benzeştirerek eseri tekrar canlandırma |
re-creation n.
|
|
229 |
Art |
(bale vb.) sahne yönetmeni |
régisseur n.
|
|
230 |
Art |
alt sahne aygıtları |
under machinery n.
|
|
231 |
Art |
ana sahne |
main stage n.
|
|
232 |
Art |
değişebilir sahne |
adaptable stage n.
|
|
233 |
Art |
döner sahne |
revolving stage n.
|
|
234 |
Art |
orta sahne |
traverse stage n.
|
|
235 |
Art |
sahne uzmanları |
stagehands n.
|
|
236 |
Art |
sahne önü |
proscenium n.
|
|
237 |
Art |
sahne müdürü |
stage administrator n.
|
|
238 |
Art |
sahne amiri |
stage administrator n.
|
|
239 |
Art |
sahne demircisi |
ironmonger n.
|
|
240 |
Art |
sahne marangozu |
stage carpenter n.
|
|
241 |
Art |
sahne tasarımı |
stage design n.
|
|
242 |
Art |
sahne mekanikçisi |
stage mechanics staff n.
|
|
243 |
Art |
sahne makinisti |
stage machinist n.
|
|
244 |
Art |
taşınabilir sahne dekoru |
loading scenery n.
|
|
245 |
Art |
üç cepheli sahne |
thrust stage n.
|
|
Music |
|
246 |
Music |
manzum piyeslerin oynadığı sahne |
the iyric stage n.
|
|
247 |
Music |
müziksel sahne eserlerinin yazılı metni |
libretto n.
|
|
248 |
Music |
operadan daha basit müzikli sahne oyunu |
operet n.
|
|
249 |
Music |
sahne sanatı |
histrionics n.
|
|
250 |
Music |
sahne oyuncusu |
pay actor n.
|
|
251 |
Music |
sahne oyunları |
histrionicism n.
|
|
252 |
Music |
sözsüz sahne oyunu |
dumb show n.
|
|
253 |
Music |
yarım daire şeklinde sahne |
band shell n.
|
|
254 |
Music |
icra edenlerin gösterişli ve genellikle grotesk kostüm ve makyajla sahne aldığı bir rock müziği türü |
glam rock n.
|
|
255 |
Music |
icra edenlerin gösterişli ve genellikle grotesk kostüm ve makyajla sahne aldığı bir rock müziği türü |
glitter rock n.
|
|
256 |
Music |
birlikte sahne alan müzisyenlerden oluşan organizasyon |
musical organisation n.
|
|
257 |
Music |
sahne dansı |
choregraphy n.
|
|
258 |
Music |
sahne eserlerinde dansla icra edilen müzik parçası |
divertissement n.
|
|
259 |
Music |
sahne dansı |
stage dancing n.
|
|
Painting |
|
260 |
Painting |
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim ekolü |
genre n.
|
|
261 |
Painting |
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim tarzı |
genre n.
|
|
262 |
Painting |
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim türüyle ilgili |
genre adj.
|
|
Theatre |
|
263 |
Theatre |
sahne arkasında oyuncular için çalışma planı ve diğer ilanların asıldığı pano |
callboard n.
|
|
264 |
Theatre |
sahne arkasında oyuncular için çalışma planı ve diğer ilanların asıldığı pano |
call-board n.
|
|
265 |
Theatre |
sahne arkasında oyuncular için çalışma planı ve diğer ilanların asıldığı pano |
notice board n.
|
|
266 |
Theatre |
sahne arkasında oyuncular için çalışma planı ve diğer ilanların asıldığı pano |
bulletin board n.
|
|
267 |
Theatre |
sahne değişimi |
relief n.
|
|
268 |
Theatre |
tiyatro kostümlerinde, sahne dekorlarında ve perdelerde kullanılan, sert bir yüzeyi olan, şeffaf, pamuklu bez veya keten |
theatrical gauze n.
|
|
269 |
Theatre |
arka sahne |
backstage n.
|
|
270 |
Theatre |
asansörlü sahne |
lift stage n.
|
|
271 |
Theatre |
döner sahne |
turning stage n.
|
|
272 |
Theatre |
edebi bir eserde üzerine bir süreliğine yoğunlaşılan düşünce veya obje hakkında izlenim yaratılacak sahne |
vignette n.
|
|
273 |
Theatre |
kayar sahne |
sliding stage n.
|
|
274 |
Theatre |
ön sahne |
apron n.
|
|
275 |
Theatre |
sahne gerisi |
back of the stage n.
|
|
276 |
Theatre |
sahne dili |
theatrical language n.
|
|
277 |
Theatre |
sahne adı |
stagename n.
|
|
278 |
Theatre |
sahne tavanı |
grid n.
|
|
279 |
Theatre |
sahne makyajı |
theatrical makeup n.
|
|
280 |
Theatre |
sahne yer örtüsü |
dugget n.
|
|
281 |
Theatre |
sahne sanatçısı |
performing artist n.
|
|
282 |
Theatre |
sahne düzenlemesi |
mise-en-scène n.
|
|
283 |
Theatre |
sahne eşyası |
stage property n.
|
|
284 |
Theatre |
sahne yönetimi |
stage directions n.
|
|
285 |
Theatre |
sahne donatımcısı |
property-man n.
|
|
286 |
Theatre |
sahne yokuşu |
rake n.
|
|
287 |
Theatre |
sahne donanımı görevlisi |
props n.
|
|
288 |
Theatre |
sahne arkası |
back curtain n.
|
|
289 |
Theatre |
sahne yönetmeni |
stage director n.
|
|
290 |
Theatre |
sahne çiti |
garmony n.
|
|
291 |
Theatre |
sahne önü |
dip n.
|
|
292 |
Theatre |
sahne düzeni |
mise en scene n.
|
|
293 |
Theatre |
sahne sağı |
stage right n.
|
|
294 |
Theatre |
sahne müdürü yardımcısı |
assistant stage manager n.
|
|
295 |
Theatre |
sahne gerisi |
back curtain n.
|
|
296 |
Theatre |
sahne arkası |
back of the stage n.
|
|
297 |
Theatre |
sahne düzeni |
stage-setting n.
|
|
298 |
Theatre |
sahne arka perdesi |
backdrop n.
|
|
299 |
Theatre |
sahne görevlisi |
stagehand n.
|
|
300 |
Theatre |
sahne yönetmeni |
producer n.
|
|
301 |
Theatre |
sahne arkası |
skene n.
|
|
302 |
Theatre |
sahne aksesuarı |
stage prop n.
|
|
303 |
Theatre |
sahne ile izleyiciler arasında olduğu varsayılan duvar |
fourth wall n.
|
|
304 |
Theatre |
sahne müdürü |
stage-manager n.
|
|
305 |
Theatre |
sahne yer örtüsü |
stage cloth n.
|
|
306 |
Theatre |
sahne kafesi |
garmony n.
|
|
307 |
Theatre |
sahne oyunu |
play n.
|
|
308 |
Theatre |
sahne aşağısı |
below n.
|
|
309 |
Theatre |
sahne altı |
below n.
|
|
310 |
Theatre |
sahne ismi |
stagename n.
|
|
311 |
Theatre |
sahne donanımı |
props n.
|
|
312 |
Theatre |
tekerlekli sahne |
rolling stage n.
|
|
313 |
Theatre |
taşınabilir sahne |
movable stage n.
|
|
314 |
Theatre |
üst sahne |
gallery n.
|
|
315 |
Theatre |
yardımcı sahne müdürü |
assistant stage manager n.
|
|
316 |
Theatre |
yalnızca hareketlerle bir kişiyi ya da olayı gösteren sahne sanatçısı |
mime artist n.
|
|
317 |
Theatre |
yalnızca hareketlerle bir kişiyi ya da olayı gösteren sahne sanatçısı |
mime n.
|
|
318 |
Theatre |
kutsal veya incil ile ilgili bir konuyu ele alan kısa bir ortaçağ sahne oyunu |
auto n.
|
|
319 |
Theatre |
çerçeve sahne |
picture frame stage n.
|
|
320 |
Theatre |
sahne çıkma |
entry n.
|
|
321 |
Theatre |
sahne soytarısı |
baladine n.
|
|
322 |
Theatre |
sahne soytarısı |
baladin n.
|
|
323 |
Theatre |
sahne askı sistemindeki uzun metal boru |
batten n.
|
|
324 |
Theatre |
diğer oyuncuları sahne arkasına iten oyuncu |
upstager n.
|
|
325 |
Theatre |
tiyatroda sahne efektleri üretmek içim kullanılan makine düzeneği |
machinery [obsolete] n.
|
|
326 |
Theatre |
tiyatro gösterisinde kısa bir sahne veya bölüm |
bit n.
|
|
327 |
Theatre |
sahne karartma |
blackout n.
|
|
328 |
Theatre |
sahne kararmasıyla biten skeç |
blackout n.
|
|
329 |
Theatre |
sahne kararmasıyla biten skeç |
blackout skit n.
|
|
330 |
Theatre |
sahne kenarındaki platform |
wing n.
|
|
331 |
Theatre |
sahne kenarındaki boşluk |
wing n.
|
|
332 |
Theatre |
farklı yüksekliklerdeki sahne ışıklarını desteklemek için kullanılan hareketli stant veya kol |
boomerang n.
|
|
333 |
Theatre |
ufak bir baskıyla kırılan sahne aksesuarı |
breakaway n.
|
|
334 |
Theatre |
oyuncunun kendi kendine konuştuğu dramatik sahne |
monolog n.
|
|
335 |
Theatre |
yerleşik tiyatro topluluğunun repertuardan dönüşümlü eserler sergilediği sahne |
repertory n.
|
|
336 |
Theatre |
sahne perdesi |
return n.
|
|
337 |
Theatre |
güncel sorunların parodik olarak taklit edildiği sahne gösterisi |
review n.
|
|
338 |
Theatre |
döner sahne |
revolve n.
|
|
339 |
Theatre |
döner sahne platformu |
revolve n.
|
|
340 |
Theatre |
yüzü seyirciye dönükken oyuncunun sağ tarafında kalan sahne kısmı |
right stage n.
|
|
341 |
Theatre |
sahne dekoru |
decor n.
|
|
342 |
Theatre |
(tiyatroda) sahne üzerinde yer alan satır dizisi |
overtitle n.
|
|
343 |
Theatre |
sahne üzerinde küçük set |
rostrum n.
|
|
344 |
Theatre |
yüz ifadelerine ve duygulara odaklanılan sahne |
close-up n.
|
|
345 |
Theatre |
sahne dekoru olarak kullanılan renkli kumaş parçası |
cloth [uk] n.
|
|
346 |
Theatre |
yandan çekilmek yerine dikey indirilip kaldırılan sahne perdesi |
drop n.
|
|
347 |
Theatre |
yandan çekilmek yerine dikey olarak indirilip kaldırılan sahne perdesi |
drop curtain n.
|
|
348 |
Theatre |
(antik yunan veya roma tiyatrosunda) sahne kenarında yer alan kanat |
parascenium n.
|
|
349 |
Theatre |
sahne yanı |
parascenium n.
|
|
350 |
Theatre |
yan sahne |
parascenium n.
|
|
351 |
Theatre |
heyecan veren sahne sanatı aracı |
coup de theatre n.
|
|
352 |
Theatre |
sahne başarısı |
coup de theatre n.
|
|
353 |
Theatre |
sahne veya oyun sonunda perdenin indirilmesi |
curtain n.
|
|
354 |
Theatre |
peri konulu sahne eseri |
feerie n.
|
|
355 |
Theatre |
(ortaçağ dini piyesinde) sahne |
pageant [obsolete] n.
|
|
356 |
Theatre |
sahne arkası alan |
postscenium n.
|
|
357 |
Theatre |
hiciv içerikli sahne oyunu |
satyr play n.
|
|
358 |
Theatre |
sahne yanında dekorların konduğu boşluk |
dock n.
|
|
359 |
Theatre |
oyun sırasında kolayca kaldırılabilen sahne aksesuarları |
fit-up n.
|
|
360 |
Theatre |
ahşap çerçeve ile boyalı kumaştan oluşan sahne dekoru |
flat n.
|
|
361 |
Theatre |
ışık ve görüntü sistemlerinin asıldığı sahne çatısı |
flies n.
|
|
362 |
Theatre |
sahne önünde yer alan ışıklar |
floats n.
|
|
363 |
Theatre |
sahne ışıkları |
floats n.
|
|
364 |
Theatre |
sahne ışığı |
floodlight n.
|
|
365 |
Theatre |
sahne aydınlatması |
floodlight n.
|
|
366 |
Theatre |
sahne üzerinde asılı ekipmanı kontrol eden iplerin ayarlanabildiği yükseltilmiş dar platform |
fly floor n.
|
|
367 |
Theatre |
sahne üzerinde asılı ekipmanı kontrol eden iplerin ayarlanabildiği yükseltilmiş dar platform |
fly gallery n.
|
|
368 |
Theatre |
sahne üzerinde asılı ekipmanı kontrol eden iplerin bağlandığı tırabzan |
fly rail n.
|
|
369 |
Theatre |
sahne dekorunu ayarlayan görevli |
flyman n.
|
|
370 |
Theatre |
antik yunan tiyatrosunda oditoryumdan sahne arkasına geçilen geçit |
parodos n.
|
|
371 |
Theatre |
antik yunan tiyatrosunda oditoryumdan sahne arkasına geçilen geçit |
parodus n.
|
|
372 |
Theatre |
(tiyatro veya oditoryumda) alt katta sahne önünden başlayıp paradilerin arkasına kadar uzanan bölüm |
parquette n.
|
|
373 |
Theatre |
ışık efektleri yaratmak için sahne ışıklarının üzerine yerleştirilmiş yuvarlak ve renkli yansıtıcı |
rondel n.
|
|
374 |
Theatre |
operada sahne |
scena n.
|
|
375 |
Theatre |
operada sahne dekoru |
scena n.
|
|
376 |
Theatre |
tiyatroda sahne dekorunun değişimi |
scene change n.
|
|
377 |
Theatre |
tiyatroda sahne dekorunun tutulduğu kısım |
scene dock n.
|
|
378 |
Theatre |
tiyatroda sahne dekorunun tutulduğu kısım |
scene bay n.
|
|
379 |
Theatre |
sahne perdesi |
scrim n.
|
|
380 |
Theatre |
sahne dekorasyonu |
set decoration n.
|
|
381 |
Theatre |
sahne kostümü |
shape n.
|
|
382 |
Theatre |
sahne makyajı |
shape [obsolete] n.
|
|
383 |
Theatre |
sahne kenarında yer alan üstü kapalı oturma alanı |
side box n.
|
|
384 |
Theatre |
sahne kenarı locası |
side box n.
|
|
385 |
Theatre |
sahne kenarında yer alan üstü kapalı oturma alanı |
side-box n.
|
|
386 |
Theatre |
sahne kenarı locası |
side-box n.
|
|
387 |
Theatre |
genellikle ölüm ve trajediyle sonlanan sahne oyunu |
shakespearean tragedy n.
|
|
388 |
Theatre |
tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalıp istenmediği hale aydınlanan sahne bölümü |
spill n.
|
|
389 |
Theatre |
sahne performansı |
sport [obsolete] n.
|
|
390 |
Theatre |
sahne alınan süre |
spot n.
|
|
391 |
Theatre |
(sahne veya karakter tasvirine yardımcı) küçük jest |
stage business n.
|
|
392 |
Theatre |
(sahne veya karakter tasvirine yardımcı) imalı hareket |
stage business n.
|
|
393 |
Theatre |
sahne ekibi |
stage crew n.
|
|
394 |
Theatre |
sahne efekti |
stage effect n.
|
|
395 |
Theatre |
sahne ışıkları |
stage lights n.
|
|
396 |
Theatre |
sahne düzeni |
stage set n.
|
|
397 |
Theatre |
sahne düzeni oluşturma |
stage setting n.
|
|
398 |
Theatre |
sahne düzenleme |
stage setting n.
|
|
399 |
Theatre |
sahne düzeni |
stage setting n.
|
|
400 |
Theatre |
sahne teknisyeni |
stage technician n.
|
|
401 |
Theatre |
sahne oyunu |
stageplay n.
|
|
402 |
Theatre |
sahne oyuncusu |
stageplayer n.
|
|
403 |
Theatre |
sahne efektleri |
stagery n.
|
|
404 |
Theatre |
sahne dili |
stagese n.
|
|
405 |
Theatre |
(tiyatroda) sahne önünde yer alan koltuk |
stall [uk] n.
|
|
406 |
Theatre |
(tiyatroda) sahne önünde oturan protokol üyeleri |
stalls [uk] n.
|
|
407 |
Theatre |
sahne platformunu seyirci görüş alanından çıkacak şekilde hafifçe büküp yükseltmek |
trip v.
|
|
408 |
Theatre |
(başka bir oyuncuyu) sahne arkasına itmek |
upstage v.
|
|
409 |
Theatre |
sahne planı çizmek |
block v.
|
|
410 |
Theatre |
(sahne dekorunu) gerektiğinde indirmek üzere üst kısımda askıya almak |
fly v.
|
|
411 |
Theatre |
(sahne dekorunu) üst kısımdaki alana yükseltmek |
fly v.
|
|
412 |
Theatre |
(belirli bir sahne için) sahneyi hazırlamak |
set v.
|
|
413 |
Theatre |
sahne ışığı altına almak |
spotlight v.
|
|
414 |
Theatre |
(bir yerin) sahne yöneticiliğini yapmak |
stage-manage v.
|
|
415 |
Theatre |
sahne arkasında yer alan |
backstage adj.
|
|
416 |
Theatre |
sahne arkasıyla ilgili |
backstage adj.
|
|
417 |
Theatre |
iç mekanda geçen (sahne) |
indoor adj.
|
|
418 |
Theatre |
sahne dışı |
off-stage adj.
|
|
419 |
Theatre |
sahne kurulumu ile ilişkili |
scenary adj.
|
|
420 |
Theatre |
sahne dekoru ile ilişkili |
scenary adj.
|
|
421 |
Theatre |
sahne gibi |
stagelike adj.
|
|
422 |
Theatre |
sahne ile ilgili |
stagely adj.
|
|
423 |
Theatre |
çok sayıda yıldız sahne sanatçısı barındıran |
star-studded adj.
|
|
424 |
Theatre |
sahne arkasında |
behind adv.
|
|
425 |
Theatre |
sahne arkasında |
within adv.
|
|
426 |
Theatre |
sahne arkasına doğru |
off adv.
|
|
427 |
Theatre |
(seyircilerce görülmeyen) sahne kenarı boşluklarında |
in the wings expr.
|
|
Cinema |
|
428 |
Cinema |
hareket eden bir kamera ile çekilen sahne |
trucking shot n.
|
|
429 |
Cinema |
hareket eden bir kamera ile çekilen sahne |
truck shot n.
|
|
430 |
Cinema |
hareket eden bir kamera ile çekilen sahne |
tracking shot n.
|
|
431 |
Cinema |
ara sahne |
cutscene n.
|
|
432 |
Cinema |
ara sahne |
event scene n.
|
|
433 |
Cinema |
dış sahne |
external-stage n.
|
|
434 |
Cinema |
dış sahne |
outdoor scene n.
|
|
435 |
Cinema |
dış sahne |
exterior scene n.
|
|
436 |
Cinema |
sahne kompozisyonu |
scene composition n.
|
|
437 |
Cinema |
sahne seti (sinema) |
setpiece n.
|
|
438 |
Cinema |
sahne yönetmeni |
stage director n.
|
|
439 |
Cinema |
sahne tasarımcısı |
stage designer n.
|
|
440 |
Cinema |
sahne tasarımı |
stage design n.
|
|
441 |
Cinema |
tehlikeli sahne dublörü |
daredevil n.
|
|
442 |
Cinema |
tehlikeli sahne dublörü |
stuntman n.
|
|
443 |
Cinema |
tehlikeli sahne dublörü |
stuntperson n.
|
|
444 |
Cinema |
tehlikeli sahne dublörü |
stunt performer n.
|
|
445 |
Cinema |
uzak bir mesafeden kamera ile fotoğraflanan sahne |
long shot n.
|
|
446 |
Cinema |
hangi sahne için hangi oyunculara gerek duyulduğunu ve ne zaman çağrılacaklarını gösteren liste |
call sheet n.
|
|
447 |
Cinema |
film çekmek için düzenlenen sahne ve donanımlar |
film set n.
|
|
448 |
Cinema |
sanal sahne |
virtual set n.
|
|
449 |
Cinema |
filmden/diziden çıkarılmış sahne |
deleted scene n.
|
|
450 |
Cinema |
jenerik arkası sahne |
after credits scene n.
|
|
451 |
Cinema |
led paneller ile fiziksel setlerin bir araya geldiği dairesel sahne |
volume stage n.
|
|
452 |
Cinema |
bir filmde kapanış jeneriğinden sonra çıkan kısa sahne |
after credits scene n.
|
|
453 |
Cinema |
jenerik sonrası sahne |
post-credits scene n.
|
|
454 |
Cinema |
jenerik sonrası sahne |
post-credit scene n.
|
|
455 |
Cinema |
jenerik sonrası sahne |
after credits scene n.
|
|
456 |
Cinema |
jenerik arkası sahne |
post-credit scene n.
|
|
457 |
Cinema |
jenerik arkası sahne |
post-credits scene n.
|
|
458 |
Cinema |
tehlikeli sahne |
stunt n.
|
|
459 |
Cinema |
(aktörü, sahne eşyasını) seyirci ve kameraların görmesini engellemek |
cover v.
|
|
460 |
Cinema |
ünlüler geçidine sahne olan |
star-studded adj.
|
|
Photography |
|
461 |
Photography |
fotoğraflandığında normal boyuttaymış gibi görünen küçük ölçekli sahne veya model |
miniature n.
|
|
Archaic |
|
462 |
Archaic |
sahne dekoru |
scenary n.
|
|
463 |
Archaic |
sahne krokisi |
prospect n.
|
|
464 |
Archaic |
sahne resmi |
prospect n.
|
|
465 |
Archaic |
birçok ölüme sahne olan |
mortal adj.
|
|
Slang |
|
466 |
Slang |
göt meme gösterilen (sahne) |
beaver adj.
|
|
Theater |
|
467 |
Theater |
sahne arkası değiştirilirken sahne önünde sergilenen oyun |
olio n.
|
|
468 |
Theater |
sahne önü değiştirilirken sahne arkasına çekilen perde |
olio n.
|
|
Star Wars |
|
469 |
Star Wars |
sektör sahne sanatları merkezi |
sector performing arts center n.
|
|