rapidly - Turc Anglais Dictionnaire

rapidly

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "rapidly" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 8 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
rapidly adv. hızla
Greece and Spain are rapidly catching up with the EU average, while starting from a relatively low base.
Yunanistan ve İspanya, nispeten düşük bir temelden başlamalarına rağmen hızla AB ortalamasını yakalamaktadır.

More Sentences
rapidly adv. süratle
In order to do this, the Solidarity Fund and the Structural Funds need to be mobilised rapidly.
Bunu yapabilmek için Dayanışma Fonu ve Yapısal Fonların süratle harekete geçirilmesi gerekmektedir.

More Sentences
General
rapidly adv. hızlı hızlı
She spoke rapidly.
Hızlı hızlı konuştu.

More Sentences
rapidly adv. çabucak
You'll get used to it rapidly.
Çabucak alışacaksın.

More Sentences
rapidly adv. hızlı şekilde
You will conclude that that is the area in which a reduction in aid can be best and most rapidly achieved.
Yardımların azaltılmasının en iyi ve en hızlı şekilde gerçekleştirilebileceği alanın bu olduğu sonucuna varacaksınız.

More Sentences
Technical
rapidly adv. hızla
Greece and Spain are rapidly catching up with the EU average, while starting from a relatively low base.
Yunanistan ve İspanya, nispeten düşük bir temelden başlamalarına rağmen hızla AB ortalamasını yakalamaktadır.

More Sentences
rapidly adv. süratle
In order to do this, the Solidarity Fund and the Structural Funds need to be mobilised rapidly.
Bunu yapabilmek için Dayanışma Fonu ve Yapısal Fonların süratle harekete geçirilmesi gerekmektedir.

More Sentences
General
rapidly adv. çarçabuk

Sens de "rapidly" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 35 résultat(s)

Anglais Turc
General
change rapidly v. hızla değişmek
To say that technology changes rapidly is to utter a truism.
Teknolojinin hızla değiştiğini söylemek, bir gerçekçiliği dile getirmektir.

More Sentences
develop rapidly v. hızla gelişmek
With advances in technology, this is an area that is developing rapidly.
Teknolojideki ilerlemelerle birlikte bu alan hızla gelişmektedir.

More Sentences
rapidly changing adj. hızla değişen
It is a timely debate with the rapidly changing transatlantic relationship today.
Günümüzde hızla değişen transatlantik ilişkiler göz önüne alındığında tam zamanında yapılmış bir tartışmadır.

More Sentences
advance rapidly v. sivrilmek
rise rapidly v. hızla yükselmek
advance rapidly v. temeyyüz etmek
grow rapidly v. hızla gelişmek
progress rapidly v. hızla gelişmek
leave rapidly v. hızla ayrılmak
move along rapidly v. hızla geçmek
travel rapidly v. hızla hareket etmek
rapidly increasing adj. hızla artan
rapidly emerging adj. hızla ortaya çıkmakta/gelişmekte olan
rapidly emerging adj. hızla gelişen
rapidly-developing adj. hızlı gelişen
grow rapidly adv. hızlı gelişmiş
Trade/Economic
rapidly changing consumer tastes n. hızla değişen tüketici zevkleri
rapidly increasing adj. hızla artan
rapidly rising adj. hızlı yükselen
rapidly increasing adj. hızla yükselen
rapidly increasing adj. hızlı yükselen
rapidly rising adj. hızla yükselen
rapidly rising adj. hızla artan
Technical
rapidly solidified alloy n. hızlı katılaşmış alaşım
Medical
rapidly progressive increase in shortness of breath n. gittikçe ilerleyen nefes darlığı
rapidly progressive infection n. hızlı ilerleyen enfeksiyon
rapidly progressive dementia n. hızla ilerleyen demans
rapidly progressing disease n. hızlı seyir gösteren hastalık
rapidly growing mycobacteria n. hızlı üreyen mikobakteriler
rapidly progressing infection n. hızlı ilerleyen enfeksiyon
rapidly progressive glomerulonephritis n. kresentik glomerülonefrit
progress rapidly v. hızlı seyretmek
rapidly progressive adj. hızla ilerleyen
Dentistry
rapidly progressive periodontitis n. hızlı ilerleyen periodontitis
Chemistry
rapidly dissolving adj. hızlı çözünen