|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
kıyı balıkçılığı |
coastal fishing n.
|
|
Instead of this, they confine themselves to primitive coastal fishing and sell their fishing rights to others.
Bunun yerine, kendilerini ilkel kıyı balıkçılığıyla sınırlıyor ve balıkçılık haklarını başkalarına satıyorlar.
More Sentences
|
2 |
General |
kıyı şeridi |
shoreline n.
|
|
Tom and Mary paddled their canoe along the shoreline, looking of a place to camp.
Tom ve Mary kamp yapacak bir yer arayarak kanolarını kıyı şeridi boyunca sürdüler.
More Sentences
|
3 |
General |
kıyı suları |
coastal waters n.
|
|
There is something wrong with a system that allows that off the coastal waters of Ireland.
İrlanda'nın kıyı sularında buna izin veren bir sistemde yanlış giden bir şeyler var.
More Sentences
|
4 |
General |
kıyı (nehir/göl/vb'ne ait) |
bank n.
|
|
We played on the banks of the Thames.
Thames Nehri'nin kıyısında oynadık.
More Sentences
|
5 |
General |
kıyı şeridi |
coastline n.
|
|
It is much more important to pay attention to making sure that Europe's coastline is protected.
Avrupa'nın kıyı şeridinin korunmasını sağlamaya dikkat etmek çok daha önemlidir.
More Sentences
|
6 |
General |
kıyı bölgesi |
coastal area n.
|
|
This is why replacement employment in coastal areas must be sought, as well as the protection of the Third World.
Bu nedenle, Üçüncü Dünyanın korunmasının yanı sıra kıyı bölgelerinde ikame istihdam aranmalıdır.
More Sentences
|
7 |
General |
kıyı bölgesi yönetimi |
coastal zone management n.
|
|
Regarding coastal erosion, I was rapporteur in this Parliament some time ago on coastal zone management.
Kıyı erozyonu ile ilgili olarak, bir süre önce bu Parlamentoda kıyı bölgesi yönetimi konusunda raportörlük yaptım.
More Sentences
|
8 |
General |
kıyı bölgeleri |
coastal regions n.
|
|
What good is the cleanest water to us, if there are no jobs left in coastal regions?
Kıyı bölgelerinde hiç iş kalmadıktan sonra en temiz suyun bize ne faydası var?
More Sentences
|
9 |
General |
kıyı boyunca |
along the shore adv.
|
|
Would you like to go for a walk with me along the shore?
Kıyı boyunca benimle yürüyüşe gitmek ister misin?
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
10 |
Trade/Economic |
kıyı ticareti |
coastal trade n.
|
|
In addition, market access to coastal trade is reserved for Turkish-flagged vessels.
Ayrıca, kıyı ticaretinde piyasaya giriş, Türk bayraklı gemilerle sınırlıdır.
More Sentences
|
Law |
|
11 |
Law |
kıyı ticareti |
coastal trade n.
|
|
In addition, market access to coastal trade is reserved for Turkish-flagged vessels.
Ayrıca, kıyı ticaretinde piyasaya giriş, Türk bayraklı gemilerle sınırlıdır.
More Sentences
|
Politics |
|
12 |
Politics |
kıyı bölgesi |
coastal area n.
|
|
This is why replacement employment in coastal areas must be sought, as well as the protection of the Third World.
Bu nedenle, Üçüncü Dünyanın korunmasının yanı sıra kıyı bölgelerinde ikame istihdam aranmalıdır.
More Sentences
|
Marine |
|
13 |
Marine |
kıyı bölgesi |
coastal zone n.
|
|
I should almost like to say that the quality of our coastal zones here in Europe forms part of our heritage.
Avrupa'daki kıyı bölgelerimizin kalitesinin mirasımızın bir parçasını oluşturduğunu söylemek isterim.
More Sentences
|
|
14 |
Marine |
kıyı erozyonu |
coastal erosion n.
|
|
We can no longer ignore threats from climate change on coastal erosion.
İklim değişikliğinin kıyı erozyonu üzerindeki tehditlerini artık görmezden gelemeyiz.
More Sentences
|
15 |
Marine |
kıyı kaynakları |
coastal resources n.
|
|
Europe has experienced a great increase in pressures on coastal resources.
Avrupa, kıyı kaynakları üzerindeki baskılarda büyük bir artış yaşamıştır.
More Sentences
|
16 |
Marine |
kıyı alanı |
coastal area n.
|
|
Coastal areas generally have milder climates.
Kıyı alanları genellikle daha yumuşak iklimlere sahiptir.
More Sentences
|
General |
|
17 |
General |
boyuna kıyı |
longitudinal coast n.
|
|
18 |
General |
iki kıyı arasında araba ve insan taşıyan tekne |
ferryboat n.
|
|
19 |
General |
kaya döküntülü kıyı |
rock reef n.
|
|
20 |
General |
denizler ve kıyı yönetimi dairesi |
department of sea and coastal management n.
|
|
21 |
General |
kıyı akıntısı |
longshore current n.
|
|
22 |
General |
kıyı bölgesi düzenlemesi |
coastal recreation n.
|
|
23 |
General |
kıyı dili |
sandbar n.
|
|
24 |
General |
altın kıyı, portekizde kıyı bölgesi |
costa dourada n.
|
|
25 |
General |
kıyı akıntısı |
coastal current n.
|
|
26 |
General |
komşu olduğu kıyı bölgesi |
adjacent coastal zone n.
|
|
27 |
General |
portekiz'de turistik kıyı şeridi |
costa verde n.
|
|
28 |
General |
iki kıyı arasında yolcu taşıyan deniz taşıtı |
ferry n.
|
|
29 |
General |
kıyı kumulu |
coastal dune n.
|
|
30 |
General |
beyaz kıyı, ispanya'da sayfiye bölgesi |
costa blanca n.
|
|
31 |
General |
rialı kıyı |
ria coast n.
|
|
32 |
General |
kıyı kumulu |
coastal sand dune n.
|
|
33 |
General |
kıyı bölgesi |
seaboard n.
|
|
34 |
General |
gümüş kıyı, kuzeyde oporto'dan güneyde costa de lisboa'ya kadar uzanan portekiz sahil şeridi |
costa de prata n.
|
|
35 |
General |
delta kıyı profili |
delta coastal profile n.
|
|
36 |
General |
alçak kıyı |
low coast n.
|
|
37 |
General |
kıyı (göl/deniz vb'ne ait) |
front n.
|
|
38 |
General |
kıyı etkisi |
shore effect n.
|
|
39 |
General |
güney afrikan'nın port sheptone yakınlarındaki kıyı bölgesi |
hibiscus coast n.
|
|
40 |
General |
turkuaz kıyı |
turquoise coast n.
|
|
41 |
General |
suların çekildiği kıyı |
foreshore n.
|
|
42 |
General |
kıyı şeridi |
seaboard n.
|
|
43 |
General |
kıyı etkisi |
edge effect n.
|
|
44 |
General |
kıyı kordonu |
littoral cordon n.
|
|
45 |
General |
kıyı balıkçılığı |
coastal fishery n.
|
|
46 |
General |
kıyı kordonu |
sandbar n.
|
|
47 |
General |
kuzeyde cedar key ile güneyde marco adası arasında, florida'nın batı kıyı şeridi |
gulf coast n.
|
|
48 |
General |
kıyı ekolojisi |
coastal ecology n.
|
|
49 |
General |
kıyı ve liman mühendisliği |
coastal and harbor engineering n.
|
|
50 |
General |
kıyı koruma |
shore protection n.
|
|
51 |
General |
iki kıyı arasındaki dar ve derin deniz |
canal n.
|
|
52 |
General |
fransa'nın güneybatı kıyısında, gironde halicinden ispanya sınırına kadar uzanan kıyı şeridi |
cote d'argent n.
|
|
53 |
General |
batık kıyı |
submerged shoreline n.
|
|
|
54 |
General |
kıyı boyunca işleyen ticari gemi |
coaster n.
|
|
55 |
General |
kıyı boyu |
coastline n.
|
|
56 |
General |
vahşi kıyı, barcelona'da turistik bölge |
costa brava n.
|
|
57 |
General |
kıyı yerleşimi veya kıyıdaki tatil merkezinin denize bakan kesimi |
seafront n.
|
|
58 |
General |
kıyı gezintileri |
shore excursions n.
|
|
59 |
General |
kıyı koşarı |
stilt n.
|
|
60 |
General |
kıyı seyri |
coasting n.
|
|
61 |
General |
iki kıyı arasında araba ve insan taşıyan gemi |
ferry n.
|
|
62 |
General |
kıyı ortamı |
littoral environment n.
|
|
63 |
General |
altın kıyı, katalonya'da turistik sahil bölgesi |
costa dorada n.
|
|
64 |
General |
kıyı gölü |
lagoon n.
|
|
65 |
General |
kıyı akıntısı |
littoral current n.
|
|
66 |
General |
güney ingiltere'de bir kıyı bölgesi |
bournemouth n.
|
|
67 |
General |
kıyı çıkıntısı |
cusp n.
|
|
68 |
General |
kıyı ekolojisi |
seashore ecology n.
|
|
69 |
General |
kıyı mühendisliği |
coastal engineering n.
|
|
70 |
General |
kıyı petrol endüstrisi |
offshore oil industry n.
|
|
71 |
General |
kıyı yapıları |
offshore structures n.
|
|
72 |
General |
kıyı mimarisi |
seaside architecture n.
|
|
73 |
General |
kıyı berisi araştırması |
onshore exploration n.
|
|
74 |
General |
kıyı şehir |
edge city n.
|
|
75 |
General |
kıyı kuşağı |
bande côtièr (fr) n.
|
|
76 |
General |
kıyı şeridi |
coastal strip n.
|
|
77 |
General |
kıyı şeridi |
stretch of land along the seashore n.
|
|
78 |
General |
kıyı şeridi |
bande côtièr (fr) n.
|
|
79 |
General |
kıyı kuşağı |
stretch of land along the seashore n.
|
|
80 |
General |
kıyı kuşağı |
coastal strip n.
|
|
81 |
General |
kıyı kuşağı |
coastline n.
|
|
82 |
General |
kıyı şeridi |
coastal stretch n.
|
|
83 |
General |
kıyı şeridi |
costal strip n.
|
|
84 |
General |
kıyı kenti |
coastal city n.
|
|
85 |
General |
kıyı şehri |
coastal town n.
|
|
86 |
General |
kıyı bölgesi |
coastal region n.
|
|
87 |
General |
kıyı koruması |
coast protection n.
|
|
88 |
General |
kıyı akıntısı |
long-shore current n.
|
|
89 |
General |
kıyı koruyucu şedde |
groyne n.
|
|
90 |
General |
kıyı devriyesi |
shore patrol n.
|
|
91 |
General |
kıyı ötesi yapım |
offshore structure n.
|
|
92 |
General |
kıyı uzunluğu |
coastal length n.
|
|
93 |
General |
kıyı şehri/kenti |
maritime city n.
|
|
94 |
General |
kıyı kesimi |
coastal region n.
|
|
95 |
General |
kıyı koruyucu şedde |
groin n.
|
|
96 |
General |
karşı kıyı |
opposite shore n.
|
|
97 |
General |
kıyı şehri |
coastal city n.
|
|
98 |
General |
kıyı kalesi |
coastal fortress n.
|
|
99 |
General |
ülkenin iç kısımlarından kıyı kesimine yolculuk etme |
katabasis n.
|
|
100 |
General |
kıyı sakini |
limicoline n.
|
|
101 |
General |
kıyı koruma gemisi |
big n.
|
|
102 |
General |
avrupa'da kıyı savunması için inşa edilmiş, genellikle taş malzemeden yapılmış alçak ve yuvarlak kule |
martello tower n.
|
|
103 |
General |
avrupa'da kıyı savunması için inşa edilmiş, genellikle taş malzemeden yapılmış alçak ve yuvarlak kule |
martello n.
|
|
104 |
General |
suların çekildiği kıyı |
hard [uk] n.
|
|
105 |
General |
kıyı veya nehir boyunca görülen batık çamurdan sahil |
mudbank n.
|
|
106 |
General |
kıyı bölgesinde yaşayan avrupalı |
coaster [west africa] n.
|
|
107 |
General |
kıyı trafiği veya ticaretiyle uğraşan kimse |
coaster n.
|
|
108 |
General |
kıyı hattı |
coasting n.
|
|
109 |
General |
kıyı sakini |
orarian n.
|
|
110 |
General |
kıyı şeridi |
screed [dialect] [uk] n.
|
|
111 |
General |
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum |
seaward launch point n.
|
|
112 |
General |
özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum |
seaward recovery point n.
|
|
113 |
General |
kıyı kenarında duran kaya parçası |
shore boulder n.
|
|
114 |
General |
kıyı devriye üyesi |
shore party n.
|
|
115 |
General |
kıyı kenarı |
shoreside n.
|
|
116 |
General |
kıyı yönü |
shoreward n.
|
|
117 |
General |
kıyı boyu limanlar arasında ticaret yapmak |
coast v.
|
|
118 |
General |
kıyı yakınından gitmek |
keep the land aboard v.
|
|
119 |
General |
(sakal gibi) kıyı boyunca uzanarak çevrelemek |
beard v.
|
|
120 |
General |
kıyı ile ilgili |
coastal adj.
|
|
121 |
General |
kıyı berisi |
onshore adj.
|
|
122 |
General |
kıyı (ile ilgili) |
coastal adj.
|
|
123 |
General |
kum veya çakıldan oluşan geniş ve hafifçe eğimli bir alana sahip (kıyı) |
beachlike adj.
|
|
124 |
General |
kıyı ile ilgili |
shore adj.
|
|
125 |
General |
kıyı boyunca uzanan |
shory adj.
|
|
126 |
General |
kıyı boyunca |
alongshore adv.
|
|
127 |
General |
kıyı boyunca |
coastwise adv.
|
|
128 |
General |
kıyı boyunda |
along the seashore adv.
|
|
129 |
General |
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum |
slp (seaward launch point) abrev.
|
|
130 |
General |
özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum |
srp (seaward recovery point) abrev.
|
|
131 |
General |
kıyı devriye memuru |
sp (shore patrol) abrev.
|
|
132 |
General |
kıyı devriye görevlisi |
sp (shore patrol) abrev.
|
|
Phrasals |
|
133 |
Phrasals |
(rüzgar) kıyı yönünde esmek |
set in v.
|
|
134 |
Phrasals |
(kıyı çizgisi) meyletmek |
fall off v.
|
|
Colloquial |
|
135 |
Colloquial |
kıyı sakini |
coaster n.
|
|
Idioms |
|
136 |
Idioms |
kıyı köşe |
every nook and cranny n.
|
|
137 |
Idioms |
kıyı köşe |
hidden depths n.
|
|
138 |
Idioms |
kıyı köşe |
every (old) nook and cranny n.
|
|
139 |
Idioms |
kıyı köşe |
nook and cranny n.
|
|
140 |
Idioms |
kıyı köşe |
nook or cranny n.
|
|
141 |
Idioms |
kıyı boyunca yelken açmak |
run down a coast v.
|
|
Trade/Economic |
|
142 |
Trade/Economic |
kıyı bankacılığı |
offshore banking n.
|
|
143 |
Trade/Economic |
kıyı ticareti |
intercoastal trade n.
|
|
144 |
Trade/Economic |
kıyı ötesi bankacılığı |
off-shore banking n.
|
|
145 |
Trade/Economic |
kıyı bankacılığı |
off-shore banking n.
|
|
146 |
Trade/Economic |
kıyı bankacılığı |
offshore banking n.
|
|
147 |
Trade/Economic |
kıyı ticaretinde malların karaya çıkarılmasını veya nakliyesini denetleyen gümrük memuru |
coast waiter n.
|
|
Law |
|
148 |
Law |
kıyı mevzuatı |
legislation concerning border n.
|
|
149 |
Law |
kıyı kanunu |
coastal law n.
|
|
150 |
Law |
kıyı hakları |
coastal rights n.
|
|
151 |
Law |
kıyı devletinin kendi sularında bulunan ve kural ihlali yapmış başka gemi veya uçakla işbirliği yapan yabancı flamalı bir gemiye yaptırım uygulayabilmesi |
constructive presence n.
|
|
Politics |
|
152 |
Politics |
karşılıklı i̇ki kıyı politikaları |
cross-strait policies n.
|
|
153 |
Politics |
kıyı belediyeleri |
coastal municipalities n.
|
|
154 |
Politics |
kıyı suları |
coastal water n.
|
|
155 |
Politics |
kıyı devleti |
coast state n.
|
|
156 |
Politics |
kıyı belediyeler |
coastal municipalities n.
|
|
157 |
Politics |
kıyı devletleri |
littoral states n.
|
|
Institutes |
|
158 |
Institutes |
kıyı emniyeti genel müdürlüğü |
directorate general of coastal safety n.
|
|
159 |
Institutes |
kıyı emniyeti genel müdürlüğü |
directorate general of coastal safety n.
|
|
160 |
Institutes |
tersaneler ve kıyı yapılan genel müdürlüğü |
directorate general of shipyards and coastal structures n.
|
|
161 |
Institutes |
tersaneler ve kıyı yapıları genel müdürlüğü |
directorate general of shipyards and coastal structures n.
|
|
Tourism |
|
162 |
Tourism |
kıyı seferi |
coastal voyage n.
|
|
163 |
Tourism |
kıyı yolculuğu |
coastal voyage n.
|
|
164 |
Tourism |
kıyı kenar çizgisi |
shore edge line n.
|
|
165 |
Tourism |
kıyı şeridi |
coastal band n.
|
|
166 |
Tourism |
kıyı oteli |
resort hotel n.
|
|
167 |
Tourism |
kıyı turizmi |
coastal tourism n.
|
|
168 |
Tourism |
kıyı oteli |
spa n.
|
|
Technical |
|
169 |
Technical |
kıyı gemi arası iletişim |
ship to shore communication n.
|
|
170 |
Technical |
kıyı berisi araştırması |
onshore exploration n.
|
|
171 |
Technical |
kıyı seferi yapan tekne |
coastwise vessel n.
|
|
172 |
Technical |
kıyı kaldırımı |
bank paving n.
|
|
173 |
Technical |
kıyı kaplaması |
bank revetment n.
|
|
174 |
Technical |
kıyı koruma kafesi |
gabion n.
|
|
175 |
Technical |
kıyı, sahil veya sahil şeridi |
rivage n.
|
|
176 |
Technical |
kıyı erozyonu |
shore erosion n.
|
|
177 |
Technical |
kıyı akıntısı |
littoral flow n.
|
|
178 |
Technical |
kıyı kumu |
beach sand n.
|
|
179 |
Technical |
kıyı ötesi araştırması |
offshore exploration n.
|
|
180 |
Technical |
kıyı radarı |
shore based radar n.
|
|
181 |
Technical |
kıyı ve açık deniz boru hatları |
onshore and offshore pipelines n.
|
|
182 |
Technical |
kıyı ötesi boru hattı |
offshore pipeline n.
|
|
183 |
Technical |
kıyı formasyonu |
shore formation n.
|
|
184 |
Technical |
kıyı çizgisi |
bankline n.
|
|
185 |
Technical |
kıyı çizgileri |
shorelines n.
|
|
186 |
Technical |
kıyı erozyonu |
stream bank erosion n.
|
|
187 |
Technical |
kıyı kayması |
slip of the bank n.
|
|
188 |
Technical |
kıyı koruma çatkısı |
pigsty n.
|
|
189 |
Technical |
ön kıyı yakıt tankı |
leading edge tank n.
|
|
190 |
Technical |
yükselmiş kıyı |
raised beach n.
|
|
191 |
Technical |
yüksek kıyı kumu |
bank sand n.
|
|
192 |
Technical |
kıyı haritasında gelgitlerin günün aynı saatinde meydana geldiği her noktadan geçen (çizgi) |
cotidal adj.
|
|
193 |
Technical |
kıyı boyunca |
coastwise adv.
|
|
Electric |
|
194 |
Electric |
kıyı etkisi |
edge effect n.
|
|
Radio |
|
195 |
Radio |
kıyı hattı etkisi |
land effect n.
|
|
196 |
Radio |
kıyı hattı etkisi |
shoreline effect n.
|
|
Construction |
|
197 |
Construction |
beton kıyı taşı |
concrete curb n.
|
|
198 |
Construction |
kıyı kenar çizgisi |
coast line n.
|
|
199 |
Construction |
kıyı alanları yönetimi |
coastal zone management n.
|
|
200 |
Construction |
kıyı kenar çizgisi |
shore line n.
|
|
201 |
Construction |
kıyı çizgisi |
coastal line n.
|
|
Transportation |
|
202 |
Transportation |
ingiltere'de nehir ve kıyı taşımacılığı için kullanılan düşük düz tabanlı yelken mavna |
trow n.
|
|
Traffic |
|
203 |
Traffic |
kıyı kenar çizgisi |
shore edge line n.
|
|
Aeronautic |
|
204 |
Aeronautic |
ön kıyı flabı |
leading edge flap n.
|
|
205 |
Aeronautic |
ön kıyı yakıt deposu |
leading edge tank n.
|
|
Marine |
|
206 |
Marine |
fransız kıyı yelkenlisi |
chasse-maree n.
|
|
207 |
Marine |
italya'da kullanılan küçük bir kıyı teknesi |
trabacolo n.
|
|
208 |
Marine |
italya'da kullanılan küçük bir kıyı teknesi |
trabascolo n.
|
|
209 |
Marine |
italya'da kullanılan küçük bir kıyı teknesi |
trabacola n.
|
|
210 |
Marine |
italya'da kullanılan küçük bir kıyı teknesi |
trabacole n.
|
|
211 |
Marine |
abd'nin kuzeyinden brezilya'ya kadar uzanan kıyı sularında bulunan bir balık |
florida pompano (trachinotus carolinus) n.
|
|
212 |
Marine |
atık boşaltımı için kıyı perdesi |
bulkhead for waste disposal n.
|
|
213 |
Marine |
ağırlığa dayalı kıyı hendeği |
gravity-type coastal dike n.
|
|
214 |
Marine |
alçak kıyı |
table shore n.
|
|
215 |
Marine |
aşağı kıyı |
down coast n.
|
|
216 |
Marine |
bar tipi kıyı |
bar-type beach n.
|
|
217 |
Marine |
beton kaplı kıyı hendeği |
coastal dike covered with concrete n.
|
|
218 |
Marine |
beton blok kaplı kıyı hendeği |
coastal dike covered with concrete blocks n.
|
|
219 |
Marine |
çakıl kıyı |
shingle coast n.
|
|
220 |
Marine |
çengel biçiminde kıyı barı |
hook n.
|
|
221 |
Marine |
doğal kıyı |
natural coast n.
|
|
222 |
Marine |
dikey kıyı daykı |
upright coastal dike n.
|
|
223 |
Marine |
erozyona karşı kıyı koruma çalışmaları |
shore protection works against erosion n.
|
|
224 |
Marine |
eğimli tip kıyı hendeği |
slope-type coastal dike n.
|
|
225 |
Marine |
erozyonla geriye doğru çekilen kıyı |
retrograding coast n.
|
|
226 |
Marine |
fırtına kabarması ve dalgalara karşı kıyı koruma çalışmaları |
shore protection works against storm surge and waves n.
|
|
227 |
Marine |
geri çekilen kıyı |
retreating coast n.
|
|
228 |
Marine |
kademeli tip kıyı hendeği |
step-type coastal dike n.
|
|
229 |
Marine |
kıyı yapıları |
coastal structures n.
|
|
230 |
Marine |
kıyı çizgisi |
shoreline n.
|
|
231 |
Marine |
kıyı tarafı eğimi açısı |
landward slope gradient n.
|
|
232 |
Marine |
kıyı mühendisliği |
coastal engineering n.
|
|
233 |
Marine |
kıyı hidroliği |
coastal hydraulics n.
|
|
234 |
Marine |
kıyı koruma perdesi |
bulkhead n.
|
|
235 |
Marine |
kıyı teknesi |
coasting vessel n.
|
|
236 |
Marine |
kıyı seti |
coastal levee n.
|
|
237 |
Marine |
kıyı erozyon felaketleri |
beach erosion disasters n.
|
|
238 |
Marine |
kıyı felaketleri |
coastal disasters n.
|
|
239 |
Marine |
kıyı bölgesi akıntısı |
littoral current n.
|
|
240 |
Marine |
kıyı emniyeti |
coastal safety n.
|
|
241 |
Marine |
kıyı çizgisi değişimi |
shoreline change n.
|
|
242 |
Marine |
kıyı şeridi kontrolü |
shoreline survey n.
|
|
243 |
Marine |
kıyı evi |
beach house n.
|
|
244 |
Marine |
kıyı alanları iyileştirme çalışmaları |
seacoast partial improvement woks n.
|
|
245 |
Marine |
kıyı bölgesindeki kum hareketi |
littoral drift n.
|
|
246 |
Marine |
kıyı banketi ile düşük su seviyesi arasındaki bölge |
foreshore n.
|
|
247 |
Marine |
kıyı gerilemesi |
retrogression n.
|
|
248 |
Marine |
kıyı koruma dış duvarı |
coastal revetment n.
|
|
249 |
Marine |
kıyı kurtarma |
coastal aids n.
|
|
250 |
Marine |
kıyı araştırması |
coastal investigation n.
|
|
251 |
Marine |
kıyı erozyonu kontrolu |
beach erosion control n.
|
|
252 |
Marine |
kayalık kıyı |
rocky coast n.
|
|
253 |
Marine |
kıyı gerisi |
backshore n.
|
|
254 |
Marine |
kıyı ormanı |
coastal forest n.
|
|
255 |
Marine |
kıyı bölgesi taşınım |
littoral transport n.
|
|
256 |
Marine |
kıyı trafiği |
coastwise traffic n.
|
|
257 |
Marine |
kıyı erozyonu kontrol çalışmaları |
beach erosion control works n.
|
|
258 |
Marine |
kıyı beslemesi için kullanılan kum kazık |
stockpile n.
|
|
259 |
Marine |
kıyı boyu kargo elleçlemesi |
longshore cargo handling n.
|
|
260 |
Marine |
kıyı kanunu |
coast law n.
|
|
261 |
Marine |
kıyı bölgesindeki sürüklenmenin baskın yönü |
predominant direction of littoral drift n.
|
|
262 |
Marine |
kıyı girintisindeki ufak sahil |
pocket beach n.
|
|
263 |
Marine |
kıyı bölgesi çökelleri |
littoral deposit n.
|
|
264 |
Marine |
kıyı bölgesi |
coastal region n.
|
|
265 |
Marine |
kıyı bölgesindeki katı madde taşımasının kontrolü için yapılan yapı |
littoral drift control structure n.
|
|
266 |
Marine |
kıyı koruma çalışmaları |
shore protection works n.
|
|
267 |
Marine |
kıyı boyu taşınım ana yönünün değiştiği alan |
nodal zone n.
|
|
268 |
Marine |
kıyı profili |
beach profile n.
|
|
269 |
Marine |
kayalık kıyı |
rocky shore n.
|
|
270 |
Marine |
kıyı koruma yapıları |
coastal defence facilities n.
|
|
271 |
Marine |
kıyı sedimanı |
coastal sediment n.
|
|
272 |
Marine |
kıyı tarafı eğimi |
landward slope n.
|
|
273 |
Marine |
kıyı alanlarındaki kullanılabilir yerlerdeki çalışmalar |
land reclamation works in coastal areas n.
|
|
274 |
Marine |
kıyı koruması için yapılan hendek veya set |
levee n.
|
|
275 |
Marine |
kıyı seyri |
coastal navigation n.
|
|
276 |
Marine |
kıyı koruma tesisleri |
coastal defence facilities n.
|
|
277 |
Marine |
kıyı bölgesi taşınımı incelemeleri |
survey of littoral drift n.
|
|
278 |
Marine |
kıyı koruma alanı |
area for coastal protection n.
|
|
279 |
Marine |
kıyı çizgisi |
coastline n.
|
|
280 |
Marine |
kıyı arkası |
back beach n.
|
|
281 |
Marine |
kıyı tarafı kaplaması |
landward slope pavement n.
|
|
282 |
Marine |
kıyı hendeği |
coastal dike n.
|
|
283 |
Marine |
kıyı limanı |
coastal harbour n.
|
|
284 |
Marine |
kıyı boyu akıntısı |
longshore current n.
|
|
285 |
Marine |
kıyı yenileme veya besleme |
nourishment n.
|
|
286 |
Marine |
kıyı ekosistemi |
coastal ecosystem n.
|
|
287 |
Marine |
kıyı uçurumu |
coastal cliff n.
|
|
288 |
Marine |
kıyı yönetimi |
coastal management body n.
|
|
289 |
Marine |
kıyı ticareti gemisi |
coaster n.
|
|
290 |
Marine |
kıyı bölgesinin ötesindeki bölge |
supra littoral zone n.
|
|
291 |
Marine |
kıyı sisi |
shore fog n.
|
|
292 |
Marine |
kıyı-deniz akıntısı |
rip current n.
|
|
293 |
Marine |
kıyı eğimi koruması |
landward slope protection n.
|
|
294 |
Marine |
kıyı platformu |
shore platform n.
|
|
295 |
Marine |
kıyı bölgesindeki kum hareketinin kontrolü |
littoral drift control n.
|
|
296 |
Marine |
kıyı kanunu |
seacoast law n.
|
|
297 |
Marine |
kıyı çizgisinin ilerlemesi |
shoreline advance n.
|
|
298 |
Marine |
kıyı topoğrafyası |
coastal topography n.
|
|
299 |
Marine |
kıyı balıkçılık yatırımı |
coastal fisheries enterprise n.
|
|
300 |
Marine |
kıyı gerilemesi |
recession n.
|
|
301 |
Marine |
kıyı fayı |
fault coast n.
|
|
302 |
Marine |
kıyı sınır akıntısı |
coastal boundary current n.
|
|
303 |
Marine |
kıyı bölgesi katı madde taşınma oranı |
littoral sediment transport rate n.
|
|
304 |
Marine |
kıyı balıkçılık yapılarının islahı projesi |
coastal fisheries structure improvement project n.
|
|
305 |
Marine |
kıyı boyunca oluşan taşınım |
alongshore drift n.
|
|
306 |
Marine |
kıyı çizgisinin çekilmesi |
shoreline retreat n.
|
|
307 |
Marine |
kıyı koruma tesisleri |
shore protection facilities n.
|
|
308 |
Marine |
kırılma çizgisi ile kıyı arasındaki dalga faaliyeti |
surf n.
|
|
309 |
Marine |
kıyı koruması çalışmaları |
coastal protection works n.
|
|
310 |
Marine |
kıyı çizgisi |
coastal line n.
|
|
311 |
Marine |
kıyı oku |
spit n.
|
|
312 |
Marine |
kıyı çizgisi |
coast line n.
|
|
313 |
Marine |
kıyı seyri |
coasting n.
|
|
314 |
Marine |
kıyı bölgesi katı madde taşınım kaynağı |
source of littoral drift n.
|
|
315 |
Marine |
kronmanın kıyı tarafının genişliği |
backshore crown width n.
|
|
316 |
Marine |
kronmanın kıyı tarafının yüksekliği |
backshore crown height n.
|
|
317 |
Marine |
kumlu kıyı |
sandy coast n.
|
|
318 |
Marine |
kum ve çakıllı kıyı |
sand and gravel coast n.
|
|
319 |
Marine |
mangrove bitkisinin yetiştiği kıyı |
mangrove coast n.
|
|
320 |
Marine |
nötür kıyı |
neutral coast n.
|
|
321 |
Marine |
ön kıyı eğimi |
foreshore slope n.
|
|
322 |
Marine |
payandalı kıyı hendeği |
buttress-type coastal dike n.
|
|
323 |
Marine |
rüzgar altındaki kıyı |
lee shore n.
|
|
324 |
Marine |
sıçrama noktasından kıyı çizgisine doğru oluşan dalgalar |
bore n.
|
|
325 |
Marine |
tsunami kıyı daykı |
tsunami coastal dike n.
|
|
326 |
Marine |
tatlı eğimli tipte kıyı hendeği |
gentle slope-type coastal dike n.
|
|
327 |
Marine |
toplam kıyı boyu kum taşınım oranı |
total longshore sand transport rate n.
|
|
328 |
Marine |
tsunami koruma kıyı daykı |
tsunami protection coastal dike n.
|
|
329 |
Marine |
tehlikeli bir kıyı boyu akıntısı |
sea puss n.
|
|
330 |
Marine |
uzak kıyı tabanında akıntı ile oluşan oluklar |
runnel n.
|
|
331 |
Marine |
uzak kıyı rüzgarı |
offshore wind n.
|
|
332 |
Marine |
yakın kıyı sirkülasyonu |
nearshore circulation n.
|
|
333 |
Marine |
yakın kıyı akıntı incelemesi |
nearshore current observation n.
|
|
334 |
Marine |
yakın kıyı |
nearshore n.
|
|
335 |
Marine |
yakın kıyı akıntısı |
nearshore current n.
|
|
336 |
Marine |
yarı doğal kıyı |
semi-natural coast n.
|
|
337 |
Marine |
yatay veya yumuşak eğimli kıyı ovası |
coastal plain n.
|
|
338 |
Marine |
yakın kıyı akıntı sistemi |
nearshore current system n.
|
|
339 |
Marine |
yangın söndürücüleri kıyı bakım sertifikası |
marine service certificate of fire extinguishers n.
|
|
340 |
Marine |
yumuşak eğimli kıyı ovası |
coastal plain n.
|
|
341 |
Marine |
doğu akdeniz ve hint okyanusu'nda kıyı ticareti ve inci çıkarma için kullanılan iki direkli yelkenli gemi |
boom n.
|
|
342 |
Marine |
batık gemi ile kıyı arasındaki hattı izleyen su sızdırmaz tekne veya kutu |
life car n.
|
|
343 |
Marine |
kıyı-deniz akıntısı |
rip tide n.
|
|
344 |
Marine |
kıyı denizcisi |
coaster n.
|
|
345 |
Marine |
geminin demirlendiği kıyı |
dogshore n.
|
|
346 |
Marine |
batı hint adaları'ndaki kıyı ticaretinde kullanılan yelkenli bir mavna |
drogher n.
|
|
347 |
Marine |
(eskiden) asteğmenleri gün batımında kıyı izninden dönmeye zorlayan otoriter deniz subayı |
sundowner n.
|
|
348 |
Marine |
kıyı boyunca uzanmak |
lie along the shore v.
|
|
349 |
Marine |
kıyı boyunca gitmek |
coast v.
|
|
350 |
Marine |
yapının kıyı tarafı eğiminde yer alan dar basamak |
landward slope catwalk v.
|
|
351 |
Marine |
kıyı boyunca yelkenli ile gitmek |
undersail v.
|
|
352 |
Marine |
(dalga) gemi veya kıyı koruması üzerinde çatlamak |
breach v.
|
|
353 |
Marine |
gemiyi kıyı sularında kılavuzlamak |
pilot v.
|
|
354 |
Marine |
kıyı boyu |
longshore adj.
|
|
355 |
Marine |
kıyı tarafından kapalı |
land locked adj.
|
|
356 |
Marine |
kıyı boyunca oluşan |
alongshore adj.
|
|
357 |
Marine |
kıyı bölgesiyle ilgili |
littoral adj.
|
|
Math |
|
358 |
Math |
eğik kıyı |
hypotenuse n.
|
|
359 |
Math |
kıyı noktası |
frontier point n.
|
|
Physics |
|
360 |
Physics |
kıyı şeridi paradoksu |
coastline paradox n.
|
|
Biology |
|
361 |
Biology |
göl tabanının kıyı şeridi ile köklenmiş bitki örtüsü arasında kalan bölüm |
paralimnion n.
|
|
362 |
Biology |
akdeniz ülkeleri, büyük britanya ve irlanda kıyı bölgelerindeki flora-fauna ile ilgili |
lusitanian adj.
|
|
Marine Biology |
|
363 |
Marine Biology |
atlantik kıyı bölgelerinde yaşayan küçük bir turnabalığı |
redfin pickerel (esox americanus) n.
|
|
364 |
Marine Biology |
atlantik kıyı bölgelerinde yaşayan küçük bir turnabalığı |
barred pickerel n.
|
|
365 |
Marine Biology |
ılık kıyı denizlerinde yaşayan, avlanma ve yemek için tercih edilen gümüş renkli bir balık |
ladyfish (albula vulpes) n.
|
|
366 |
Marine Biology |
güney amerika’dan abd'nin maine eyaletine kadar uzanan, atlantik kıyı sularında bulunan, tava balığı olarak da bilinen bir balık |
northern porgy (stenotomus chrysops) n.
|
|
367 |
Marine Biology |
güney amerika’dan abd'nin maine eyaletine kadar uzanan, atlantik kıyı sularında bulunan, tava balığı olarak da bilinen bir balık |
northern scup n.
|
|
368 |
Marine Biology |
güney amerika’dan abd'nin maine eyaletine kadar uzanan, atlantik kıyı sularında bulunan, tava balığı olarak da bilinen bir balık |
scup n.
|
|
369 |
Marine Biology |
neriteler familyasına ait, kısa ve spiral biçimli kabuğu olan, kıyı sularında yaşayan, açık kabuklu deniz salyangozu |
neritid n.
|
|
370 |
Marine Biology |
neriteler familyasına ait, kısa ve spiral biçimli kabuğu olan, kıyı sularında yaşayan, açık kabuklu deniz salyangozu |
neritid gastropod n.
|
|
371 |
Marine Biology |
kısa ve spiral biçimli kabukları olan, kıyı sularında yaşayan, açık kabuklu deniz salyangozları familyası |
neritidae n.
|
|
372 |
Marine Biology |
amerika'nın tropikal kıyı sularında bulunan düz kuyruklu bir memeli |
manatee (trichechus manatus) n.
|
|
373 |
Marine Biology |
kıyı ılıman sularında bol bulunan çok uzun dar yapraklı bir deniz bitkisi |
turtle grass (zostera marina) n.
|
|
374 |
Marine Biology |
kıyı ılıman sularında bol bulunan çok uzun dar yapraklı bir deniz bitkisi |
grass wrack n.
|
|
375 |
Marine Biology |
kıyı ılıman sularında bol bulunan çok uzun dar yapraklı bir deniz bitkisi |
eelgrass n.
|
|
376 |
Marine Biology |
kıyı kesimi |
coastal department n.
|
|
377 |
Marine Biology |
tropikal atlantik kıyı sularında görülen bir kardinal balığı |
flamefish (apogon maculatus) n.
|
|
378 |
Marine Biology |
tropikal atlantik kıyı sularında görülen bir kardinal balığı |
flame fish n.
|
|
379 |
Marine Biology |
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği |
black perch (embiotoca jacksoni) n.
|
|
380 |
Marine Biology |
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği |
pogy (embiotoca jacksoni) n.
|
|
381 |
Marine Biology |
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği |
black surfperch n.
|
|
382 |
Marine Biology |
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği |
butterlips n.
|
|
383 |
Marine Biology |
pasifik kıyılarında yaşayan bir kıyı levreği |
pogy (holconotus rhodoterus) n.
|
|
384 |
Marine Biology |
yarı arktik bölge kıyı sularında yaşayan yılan balığı benzeri balıklara verilen ad |
eelblenny n.
|
|
385 |
Marine Biology |
kıyı levreği |
embiotocidae n.
|
|
386 |
Marine Biology |
kuzey amerika'nın atlantik kıyı sularına özgü yemeklik bir deniz balığı |
mackerel (scomberomorus maculatus) n.
|
|
387 |
Marine Biology |
kuzey amerika'nın atlantik kıyı sularına özgü yemeklik bir deniz balığı |
spanish mackerel (scomberomorus maculatus) n.
|
|
388 |
Marine Biology |
cladophora cinsine ait, kıyı şeridi boyunca örtü katmanı oluşturan yeşil alg |
blanketweed n.
|
|
389 |
Marine Biology |
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği |
pogie (embiotoca jacksoni) n.
|
|
390 |
Marine Biology |
pasifik kıyılarında yaşayan bir kıyı levreği |
pogie (holconotus rhodoterus) n.
|
|
391 |
Marine Biology |
kaliforniya'nın sığ kıyı sularında yaşayan gümüşi mavimsi bir trampet balığı |
queenfish n.
|
|
392 |
Marine Biology |
kaliforniya'nın sığ kıyı sularında yaşayan gümüşi mavimsi bir trampet balığı |
queen croaker n.
|
|
393 |
Marine Biology |
kaliforniya'nın sığ kıyı sularında yaşayan gümüşi mavimsi bir trampet balığı |
seriphus politus n.
|
|
394 |
Marine Biology |
bir kıyı levreği cinsi |
hipsurus n.
|
|
395 |
Marine Biology |
bir kıyı levreği cinsi |
genus hipsurus n.
|
|
396 |
Marine Biology |
abd ve avrupa'nın kıyı bölgelerinde bulunan ince ve oval kabuklu yenilebilir bir istiridye |
mya arenaria n.
|
|
397 |
Marine Biology |
abd ve avrupa'nın kıyı bölgelerinde bulunan ince ve oval kabuklu yenilebilir bir istiridye |
long-neck clam n.
|
|
398 |
Marine Biology |
abd ve avrupa'nın kıyı bölgelerinde bulunan ince ve oval kabuklu yenilebilir bir istiridye |
soft-shell clam n.
|
|
399 |
Marine Biology |
abd ve avrupa'nın kıyı bölgelerinde bulunan ince ve oval kabuklu yenilebilir bir istiridye |
steamer clam n.
|
|
400 |
Marine Biology |
abd ve avrupa'nın kıyı bölgelerinde bulunan ince ve oval kabuklu yenilebilir bir istiridye |
steamer n.
|
|
401 |
Marine Biology |
kıyı yengeci |
carcinus maenas n.
|
|
402 |
Marine Biology |
kıyı yengeci |
carcinus menas n.
|
|
403 |
Marine Biology |
kıyı yengeci |
joe-rocker n.
|
|
404 |
Marine Biology |
kuzey yarım kürenin serin kıyı sularında bulunan bir balık |
rock eel n.
|
|
405 |
Marine Biology |
güney avustralya'nın kıyı ve nehir ağzı sularında yaşayan yenilebilir küçük bir balık |
ruff (arripis georgianus) n.
|
|
406 |
Marine Biology |
sığ kıyı bölgelerinde yaşayan küçük bir balık türü |
bismer (gasterosteus spinachia) n.
|
|
407 |
Marine Biology |
avrupa kıyı sularına özgü bir fangri mercan |
pagellus erythrinus n.
|
|
408 |
Marine Biology |
sığ kıyı bölgelerinde yaşayan küçük bir balık |
sea adder (gasterosteus spinachia) n.
|
|
409 |
Marine Biology |
sığ kıyı bölgelerinde yaşayan küçük bir balık |
bismore (gasterosteus spinachia) n.
|
|
410 |
Marine Biology |
kaliforniya'nın sığ kıyı sularında yaşayan gümüşi mavimsi bir trampet balığı |
seatrout n.
|
|
411 |
Marine Biology |
genellikle ılıman kıyı sularında görülen bir av balığı |
serranid fish n.
|
|
412 |
Marine Biology |
kıyı şeridine yakın sığ denizlerde yaşayan |
neritic adj.
|
|
413 |
Marine Biology |
kıyı şeridine yakın sığ denizlerle ilgili |
neritic adj.
|
|
414 |
Marine Biology |
kıyı levreği familyasına benzeyen |
embiotocoid adj.
|
|
415 |
Marine Biology |
kıyı levreği familyasına ait |
embiotocoid adj.
|
|
Zoology |
|
416 |
Zoology |
kıyı taypanı |
taipan (oxyuranus scutellatus) n.
|
|
417 |
Zoology |
kuzey avustralya ve batı kıyı bölgelerinde bulunan son derece zehirli bir yılan |
taipan (oxyuranus scutellatus) n.
|
|
418 |
Zoology |
kanada'nın yeni iskoçya eyaletinden abd'nin florida eyaletine uzanan kıyı boyunca görülen bir balık |
northern sea robin (prionotus carolinus) n.
|
|
419 |
Zoology |
kıyı çamurçulluğu |
bar-tailed godwit n.
|
|
420 |
Zoology |
kıyı çamurçulluğu |
limosa lapponica n.
|
|
421 |
Zoology |
kıyı çamur çulluğu |
limosa lapponica n.
|
|
422 |
Zoology |
kuzey kıyı bölgelerinde görülen koyu renkli ve kısa boyunlu küçük bir kaz |
barnacle goose (branta bernicla) n.
|
|
423 |
Zoology |
ingiliz kolumbiyası'nın kıyı bölgelerine özgü bir kara ayı |
kermode (ursus americanus kermodei) n.
|
|
424 |
Zoology |
kuzey karolina'dan florida'ya uzanan kıyı bölgesindeki bataklık arazilerde yaşayan bir tavşan |
marsh hare n.
|
|
425 |
Zoology |
kuzey karolina'dan florida'ya uzanan kıyı bölgesindeki bataklık arazilerde yaşayan bir tavşan |
swamp rabbit n.
|
|
426 |
Zoology |
kuzey karolina'dan florida'ya uzanan kıyı bölgesindeki bataklık arazilerde yaşayan bir tavşan |
sylvilagus palustris n.
|
|
427 |
Zoology |
kıyı bölgelerinde yaşayan küçük kum kurtlarını içeren bir cins |
ophelia n.
|
|
428 |
Zoology |
özellikle teksas'ın kıyı bölgelerinde görülen uzun boynuzlu bir sığır |
coaster n.
|
|
429 |
Zoology |
bir kıyı yengeci türü |
shore crab n.
|
|
430 |
Zoology |
düz gagalı kıyı kuşu |
scolopaceous adj.
|
|
Botanic |
|
431 |
Botanic |
pasifik kıyı bölgelerinde yetişen tek yıllık aromatik yabani ot |
rayless chamomile (matricaria matricarioides) n.
|
|
432 |
Botanic |
pasifik kıyı bölgelerinde yetişen tek yıllık aromatik yabani ot |
pineapple weed (matricaria matricarioides) n.
|
|
433 |
Botanic |
hint ve pasifik okyanuslarının kıyı şeridi ve nehir ağzı alanlarına özgü bir bitki |
nipa palm (nipa fruticans) n.
|
|
434 |
Botanic |
hint ve pasifik okyanuslarının kıyı şeridi ve nehir ağzı alanlarına özgü bir bitki |
nipah n.
|
|
435 |
Botanic |
kuzey amerika'nın kıyı bölgelerine özgü bir ağaç |
nootka cypress (chamaecyparis nootkatensis) n.
|
|
436 |
Botanic |
kuzey amerika'nın kıyı bölgelerine özgü bir ağaç |
alaska cedar n.
|
|
437 |
Botanic |
kuzey amerika'nın kıyı bölgelerine özgü bir ağaç |
yellow cedar n.
|
|
438 |
Botanic |
kuzey amerika'nın kıyı bölgelerine özgü bir ağaç |
yellow cypress n.
|
|
439 |
Botanic |
abd'nin güneydoğu yakasındaki alçak kıyı kesimlerinde yetişen, parlak yaprakları olan bir ağaç |
titi (cliftonia monophylla) n.
|
|
440 |
Botanic |
abd'nin güneydoğu yakasındaki alçak kıyı kesimlerinde yetişen, parlak yaprakları olan bir ağaç |
buckwheat tree n.
|
|
441 |
Botanic |
abd'nin güneydoğu yakasındaki alçak kıyı kesimlerinde yetişen, parlak yaprakları olan bir ağaç |
black titi n.
|
|
442 |
Botanic |
kıyı bölgelerde yetişen kalın kabuklu bodur bir çam |
twisted pine (pinus contorta) n.
|
|
443 |
Botanic |
kıyı bölgelerde yetişen kalın kabuklu bodur bir çam |
lodgepole pine n.
|
|
444 |
Botanic |
kıyı bölgelerde yetişen kalın kabuklu bodur bir çam |
lodgepole n.
|
|
445 |
Botanic |
kıyı bölgelerde yetişen kalın kabuklu bodur bir çam |
beach pine n.
|
|
446 |
Botanic |
kıyı bölgelerde yetişen kalın kabuklu bodur bir çam |
contorta pine n.
|
|
447 |
Botanic |
avrupa'da kıyı bölgelerinde yetişen kereviz benzeri bir bitki |
alexander (smyrnium olusatrum) n.
|
|
448 |
Botanic |
avrupa'da kıyı bölgelerinde yetişen kereviz benzeri bir bitki |
horse parsley n.
|
|
449 |
Botanic |
avrupa'da kıyı bölgelerinde yetişen kereviz benzeri bir bitki |
black lovage n.
|
|
450 |
Botanic |
avrupa'da kıyı bölgelerinde yetişen kereviz benzeri bir bitki |
alexanders n.
|
|
451 |
Botanic |
avrupa'da kıyı bölgelerinde yetişen kereviz benzeri bir bitki |
alisander n.
|
|
452 |
Botanic |
britanya kolumbiyası'ndan baja california kıyı şeridinde bulunan pembe ve beyaz çiçekli bir tür bitki |
abronia umbellata n.
|
|
453 |
Botanic |
kaliforniya'dan meksiya'ya kadar olan kıyı şeridinde bulunan kırmızı çiçekli bir tür bitki |
abronia maritima n.
|
|
454 |
Botanic |
çoğunlukla kıyı bölgelerde yetişen monokotiledonlu bir bataklık bitkisi familyası |
arrow-grass family n.
|
|
455 |
Botanic |
çoğunlukla kıyı bölgelerde yetişen monokotiledonlu bir bataklık bitkisi familyası |
scheuchzeriaceae n.
|
|
456 |
Botanic |
çoğunlukla kıyı bölgelerde yetişen monokotiledonlu bir bataklık bitkisi familyası |
juncaginaceae n.
|
|
457 |
Botanic |
çoğunlukla kıyı bölgelerde yetişen monokotiledonlu bir bataklık bitkisi familyası |
family scheuchzeriaceae n.
|
|
458 |
Botanic |
çoğunlukla kıyı bölgelerde yetişen monokotiledonlu bir bataklık bitkisi familyası |
family juncaginaceae n.
|
|
459 |
Botanic |
güney amerika'nın kıyı ve ova bölgelerinde yetişen, küçük mor meyveleri olan uzun, ince bir palmiye |
assai palm (euterpe oleracea) n.
|
|
460 |
Botanic |
güney amerika'nın kıyı ve ova bölgelerinde yetişen, küçük mor meyveleri olan uzun, ince bir palmiye |
açaí palm n.
|
|
461 |
Botanic |
güney asya'nın tuzlu kıyı habitatlarında bulunan çiçekli bir palmiye ağacı |
attap (nypa fruticans) n.
|
|
462 |
Botanic |
kuzey amerika'nın kıyı kesimine ait yaprak döken beyaz çiçekli bir çalı |
western azalea (rhododendron occidentale) n.
|
|
463 |
Botanic |
batı hint adaları'nın kıyı şeridinde yetişen bodur, çalımsı bir bitki |
yaw-weed (morinda royoc) n.
|
|
464 |
Botanic |
amerika'nın sıcak kıyı bölgelerine özgü küçük sarı çiçekli ve kalın hoş kokulu yapraklı bodur bir çalı |
saltwort (batis maritima) n.
|
|
465 |
Botanic |
yeni dünya'nın sıcak kesimlerinde yetişen bodur ve keskin kokulu bir kıyı çalısı |
beachwort (batis maritima) n.
|
|
466 |
Botanic |
kuzey ılıman kuşağındaki kıyı bölgelerinde yetişen sert köklü ve mor çiçekli bir yabani bezelye |
beach pea (lathyrus maritimus) n.
|
|
467 |
Botanic |
kuzey ılıman kuşağındaki kıyı bölgelerinde yetişen sert köklü ve mor çiçekli bir yabani bezelye |
sea pea (lathyrus japonicus) n.
|
|
468 |
Botanic |
kuzey ılıman kuşağındaki kıyı bölgelerinde yetişen sert köklü ve mor çiçekli bir yabani bezelye |
sea pea (lathyrus maritimus) n.
|
|
469 |
Botanic |
kuzey ılıman kuşağının kıyı bölgelerine özgü sert kökleri ve mor çiçekleri olan, kum bağlayıcı olarak kullanılan yabani bir bezelye |
circumpolar pea (lathyrus japonicus) n.
|
|
470 |
Botanic |
kuzey ılıman kuşağının kıyı bölgelerine özgü sert kökleri ve mor çiçekleri olan, kum bağlayıcı olarak kullanılan yabani bir bezelye |
beach pea n.
|
|
471 |
Botanic |
kuzey ılıman kuşağının kıyı bölgelerine özgü sert kökleri ve mor çiçekleri olan, kum bağlayıcı olarak kullanılan yabani bir bezelye |
lathyrus maritimus n.
|
|
472 |
Botanic |
kuzey ılıman kuşağının kıyı bölgelerine özgü sert kökleri ve mor çiçekleri olan, kum bağlayıcı olarak kullanılan yabani bir bezelye |
sea pea n.
|
|
473 |
Botanic |
kuzey ılıman kuşağının kıyı bölgelerine özgü sert kökleri ve mor çiçekleri olan, kum bağlayıcı olarak kullanılan yabani bir bezelye |
beach vetchling n.
|
|
474 |
Botanic |
genellikle kıyı bölgelerinde yetişen, akdeniz'den afganistan'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada görülen bir bitki cinsi |
malcolmia n.
|
|
475 |
Botanic |
genellikle kıyı bölgelerinde yetişen, akdeniz'den afganistan'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada görülen bir bitki cinsi |
genus malcolmia n.
|
|
476 |
Botanic |
kıyı çamı |
lodgepole pine n.
|
|
477 |
Botanic |
kıyı çamı |
lodgepole n.
|
|
478 |
Botanic |
kıyı çamı |
beach pine n.
|
|
479 |
Botanic |
kıyı çamı |
jack pine n.
|
|
480 |
Botanic |
kıyı çamı |
pinus contorta n.
|
|
481 |
Botanic |
kıyı çamı |
spruce pine n.
|
|
482 |
Botanic |
kıyı çamı |
shore pine n.
|
|
483 |
Botanic |
pasifik kıyı bölgelerinde yetişen, kıl şeklinde sivri yaprakları ve sarı çiçekleri olan tek yıllık aromatik bir yabani ot |
matricaria matricarioides n.
|
|
484 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü yaprak altları gümüş rengi olan küçük bir ağaç |
looking-glass plant (heritiera littoralis) n.
|
|
485 |
Botanic |
(özellikle kuzey amerika'nın batısındaki kıyı bölgelerinde) mera otu |
bouteloua eriopoda n.
|
|
486 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü, ebegümecigiller familyasından olan hafif ve sert odunu kano yapımında ve lifleri halat ve kalafat yapımında kullanılan çalımsı bir ağaç |
hinahina n.
|
|
487 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü, ebegümecigiller familyasından olan hafif ve sert odunu kano yapımında ve lifleri halat ve kalafat yapımında kullanılan çalımsı bir ağaç |
sea hibiscus n.
|
|
488 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü, ebegümecigiller familyasından olan hafif ve sert odunu kano yapımında ve lifleri halat ve kalafat yapımında kullanılan çalımsı bir ağaç |
beach hibiscus n.
|
|
489 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü, ebegümecigiller familyasından olan hafif ve sert odunu kano yapımında ve lifleri halat ve kalafat yapımında kullanılan çalımsı bir ağaç |
coastal hibiscus n.
|
|
490 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü, ebegümecigiller familyasından olan hafif ve sert odunu kano yapımında ve lifleri halat ve kalafat yapımında kullanılan çalımsı bir ağaç |
green cottonwood n.
|
|
491 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü, ebegümecigiller familyasından olan hafif ve sert odunu kano yapımında ve lifleri halat ve kalafat yapımında kullanılan çalımsı bir ağaç |
hibiscus tiliaceus n.
|
|
492 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü, ebegümecigiller familyasından olan hafif ve sert odunu kano yapımında ve lifleri halat ve kalafat yapımında kullanılan çalımsı bir ağaç |
native hibiscus n.
|
|
493 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü yaprak altları gümüş rengi olan küçük bir ağaç |
looking-glass plant n.
|
|
494 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü yaprak altları gümüş rengi olan küçük bir ağaç |
heritiera littoralis n.
|
|
495 |
Botanic |
kıyı ılıman sularında bol bulunan çok uzun dar yapraklı bir deniz bitkisi |
grasswrack n.
|
|
496 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü çalımsı bir ağaç |
basswood (hibiscus tiliaceus) n.
|
|
497 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü çalımsı bir ağaç |
tulip poplar (hibiscus tiliaceus) n.
|
|
498 |
Botanic |
eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü çalımsı bir ağaç |
coast cottonwood (hibiscus tiliaceus) n.
|
|
499 |
Botanic |
tropik bölgelerin kıyı kesimlerinde yetişen çeşitli çalıları içeren bir familya |
batidaceae n.
|
|
500 |
Botanic |
tropik bölgelerin kıyı kesimlerinde yetişen çeşitli çalıları içeren bir familya |
family batidaceae n.
|
|